Tanıtım Çalışanlar Veriler Eğitim Önemli Bilgiler Linkler Kapadokya Açılış Sayfası
CİNSEL
SALDIRILAR Dr. Ercüment AKSOY, Dr.
Mehmet Akif İNANICI, Dr. Gürsel ÇETİN, Cinsel
saldırı, rızası olmayan veya herhangi bir sebepten dolayı (yaşının küçüklüğü
veya akıl hastalığı) rızası kabul edilmeyen bir kişinin, fiziksel güç
kullanımı, tehdit, korku, hile ve kandırma gibi zorlamalarla cinsel içerik taşıyan
bir davranışa maruz kalmasıdır. Bu yasal olmayan davranışlar cinsel amaçlı bir
dokunuştan ırza geçmeye kadar geniş bir spektrum içerir. Cinsel davranışlar
toplumların gelenek, görenek, ahlaki değerler ve yasal yaptırımlarına bağlı olarak
farklı biçimlerde değerlendirilseler de, ülkemizde hukuksal boyutta bir cinsel
davranışın suç olarak nitelendirilmesinde bazı ortak kavramlar bulunmaktadır.
Bunlar; 1.
Davranışın
rızası olmayan bir kişiye yönelik olması, 2.
Yasalarda
belirtilen yaş gruplarındaki kişilere karşı yapılması, 3.
Mental
veya beden hastalığından yararlanılması, 4.
Zor
kullanılması, 5.
Kişiyi
alkol, uyutucu, uyuşturucu bir madde etkisi altında bırakarak yapılması, 6.
Hile
ve kandırma yolu ile gerçekleştirilmesi. T.C.K.
çerçevesinde cinsel saldırı vajinal veya anal koitusla gerçekleşmişse ırza geçme,
koitus amaçlanmayıp cinsel tatmin hedeflenmişse ırz ve namusa tasaddi, her ikisi de
amaçlanmayıp eylem sadece dokunuşla veya sözle sınırlı kalmışsa sarkıntılık
olarak tanımlanmaktadır. Irza geçmede ejakülasyon koşulu aranmaksızın, sadece penis
penetrasyonunun yeterli olacağı gözönüne alınmalıdır. Muayenenin
talep edilmesi (Mağdur ve şüpheli saldırgan):
Pratikte savcılık veya polis saldırıya uğradığı iddia edilen kişinin muayenesini
yazı ile adli tabiplikten istemektedir. Bu talebin hemen her zaman yazılı olmasına
dikkat edilmeli ve gelen tüm yazılar dosyalanmalıdır. Muayeneye başlamadan önce
kişinin kimlik bilgileri tespit edilmeli ve bu bilgiler dosyaya kayıt edilmelidir.
Muayenenin saati, günü ve tarihi, incelemede hazır bulunanların isimleri ve saldırı
ile muayene saati arasındaki süre mutlaka kayıt edilmelidir. Kişinin kendi talebi ile
adli muayenesi ve rapor yazılması mümkün değildir. Bir cinsel saldırıdan sonra
doğrudan bir sağlık kurumuna başvurulması durumunda, bulguların en sonunda rapora
geçeceği düşünülerek muayene titizlikle gerçekleştirilmelidir. Bulgular aradan
vakit geçirmeksizin not edilmeli ve aynı zamanda görevli savcılığa veya hastane
polisine haber verilerek soruşturmanın başlaması sağlanmalıdır. İnceleme
Yeri:
Muayenenin hem mağdur, hem de hekim için en uygun şartlarda yapılmasına dikkat
edilmelidir. Kişilerin polis karakollarında veya cezaevlerinde muayene edilmesi talep
edilebilir. Kişinin iyi aydınlatılmış ve gerekli aletlerin bulunduğu bir muayene
odasına nakli ve muayenenin orada yapılması sağlanmalıdır. Mağdurun
izninin alınması:
Maruz kalınan cinsel saldırı sonrası oluşan fiziksel ve emosyonel hasarların
fazlalığı nedeni ile mağdur büyük bir travmaya maruz kalmıştır ve bu travma polis
soruşturması, hekim muayenesi, savcı ve mahkeme aşamalarında çeşitli derecelerde
tekrarlanır. Bu nedenle, hekim muayene olacak kişiye sevecenlikle ve saygıyla
yaklaşmalı, görüşme ve muayene detayları hakkında bilgi vermeli, bilimsel
terminoloji kullanılmakla birlikte, mağdurun düzeyine göre açıklama yapılmalı,
ortamın fizik koşullarının uygun olmasına dikkat edilmelidir. Olayla ilgili
ayrıntılı anamnez alındıktan sonra fizik muayeneye geçilmelidir. Cinsel saldırı
muayene formları ve şemalarının kullanılması tercih edilmelidir. Gerek görüşme,
gerekse de muayene aşamalarında hekim, hasta ile yalnız kalmamalı, bir bayan personel
(tercihen hemşire) hekime eşlik etmelidir. Kişinin isteğine göre bir yakını da
muayenede hazır bulunabilir. Mağdurun aydınlatılmış onamı (rızası)
alınmaksızın muayenesi yapılmamalıdır. Mağdura, yapılacak incelemeler ve idari
işlemler hakkında bilgi verilmelidir. Cinsel
suç iddiası adli tıp ve jinekoloji uzmanlık alanına girmekle birlikte, herhangi bir
hekimden de adli makamlar tarafından bir cinsel saldırı iddiasının
araştırılmasında yardım istenebilir. Deneyimsiz veya çok az deneyimi olan hekim,
oldukça büyük sorumluluk taşıyan bu konuda görev almakta isteksiz olsa da, yasal
sorumluluk nedeniyle bu çağrıya uyacaktır. Bu görev esnasında azami dikkat
gösterilmeli, hekimin görüşleri ölçülü olmalı, özellikle deneyimsizlikten
kaynaklanabilecek belirsiz ve her iki anlama da çekilebilecek ifadelerden
kaçınmalıdır. Bu konu, gerek mağdur gerekse de sanık açısından herhangi bir adli
hataya düşmemek için oldukça büyük önem taşır. Muayeneyi yapacak olan hekim tüm
bulguları objektif ve yorumsuz olarak kaydetmeli, fizik muayene sadece genital bölge ile
sınırlı kalmayıp tüm vücudu içermeli, muayene tamamlandıktan sonra bulguları
içeren raporla birlikte muayenesi yapılan kişinin en kısa zamanda adli tıp uzmanı
bulunan bir kuruluşa, bunun mümkün olmadığı durumlarda bir jinekologa gönderilmesi
sağlanmalıdır. Bu imkanların yokluğu halinde ise, hiç olmazsa ilgili uzman hekimlere
sözlü olarak danışılması gerekir. Cinsel
saldırı olaylarında, adli tıp açısından yapılan muayenenin üç temel amacı
vardır. 1.
Olayda fiziksel şiddet kullanılıp kullanılmadığı, 2.
Cinsel ilişkinin gerçekleşip gerçekleşmediği, derecesi ve sonuçları, 3.
Saldırganın kimliğinin saptanması. Cinsel
saldırı olgularının muayenesinde ise üç önemli basamak vardır. Anamnez, fizik
muayene ve örnek alınması. A.
Anamnez Kısa
bir tıbbi hikayenin alınması gerekmektedir. Evli veya bekar olduğu, geçirdiği
hastalıklar, operasyonlar, halen bir tıbbi tedavi altında olup olmadığı, son 24
saatte alkol ve başka bir ilaç kullanıp kullanmadığı not edilmelidir. Jinekolojik ve
obstetrik anamnez alınmalı ve kayıt edilmelidir. Gebelikleri, düşükleri,
doğumları, son adet tarihi, kontraseptif kullanılıp kullanılmadığı sorulmalıdır.
Kişinin cinsel yaşamı ile ilgili sorulara yer verilmelidir. Anamnez sırasında
kişinin mental ve psikolojik durumu değerlendirilir. Saldırı
ile ilgili olarak saldırı zamanı, yeri, çevre koşulları ve şikayetin ne zaman
yapıldığı, elbiselerin değiştirilip değiştirilmediği, yıkanıp yıkanmadığı,
saldırı sırasında zor kullanılıp kullanılmadığı, saldıran kişilerin sayısı,
saldırıda ejakülasyon olup olmadığı sorularak not edilmelidir. Vücudundaki
ağrılı bölgeler ve vajinal akıntısı olup olmadığı sorulmalıdır. Ağrı olduğu
belirtilen yumuşak doku bölgelerinde makroskopik bir lezyonun bulunamaması halinde
kişi 24 saat sonra tekrar muayeneye çağrılmalıdır. Bazı olgularda travmadan sonra
ekimozların görünmesi 6 saate kadar uzayabilmektedir. B.
Fizik muayene ve örneklerin alınması Anamnezden
sonra genel bir fiziksel muayeneye geçilir. Mağdur, hekimin önünde soyunmak
istemeyebilir. Kendisine giysilerindeki yırtık ve lekelerin tespit edilmesinin bir
saldırıyı destekler delil olduğu anlatılarak iknaya çalışılmalıdır. Mağdura o
an üzerinde bulunan giysilerin, saldırıya uğradığı an üzerinde bulunanlar olup
olmadığı sorulmalıdır. Söz konusu giysiler o an üzerinde bulunanlar ise, inceleme
için saklanmalıdır. Eğer değilse, saldırı anında üstünde bulunan giysiler temin
edilmelidir. Giysilerde olabilecek ve bir saldırının gerçekleştiğini gösterebilecek
yırtık, kir ve düzensizlikler kaydedilmelidir. Giysiler incelenmek üzere uzak bir
laboratuvara gönderilecek veya bekleyecek ise, mutlaka önce kurutulmalı ve kağıt
torbalar ile gönderilmelidir. Plastik torbanın kullanılması hızla mantar üremesine
neden olmakta, bu da yapılacak incelemeleri imkansız hale getirmektedir. Kişiye
giysilerinde ıslaklık hissedip hissetmediği sorulabilir. Giysilerde bulunan şüpheli
lekeler daire içine alınarak laboratuvara gönderilir. Fizik
muayeneye her zaman genital bölge dışından başlanmalıdır. Böylece kişinin
rahatlaması sağlanır ve tüm vücut incelenebilir. Genital lezyonların minimal olduğu
olgularda vücudun diğer bölgelerindeki lezyonlar bir saldırının meydana geldiğini
göstermede daha faydalı olacaktır. Çocukların
muayenesinde, önce çocuğun güveni kazanılmalıdır. Çocukların genital muayenesi
dahil tüm muayenesi gerekirse annesinin kucağında yapılabilir. Ayrıca, küçük
çocukların muayenesini bir kerede bitirecek şekilde organize olunmalıdır. Teknik
olanaklar ve deneyim eksikliği durumunda çocuğun muayenesinin ve tedavisinin daha
geniş olanakların bulunduğu bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına veya merkeze
gönderilmesi çocuğun tekrar tekrar muayenesini engelleyecektir. Özellikle sağlık
ocaklarına başvuran ve genital bölgede ciddi yaralanmaları bulunan olguların en
yakın hastaneye gönderilmesi uygundur. Ağız
ve dudaklar: Dudakların bukkal yüzlerinde şiddetli öpme sonucunda ekimozlar
görülebilir. Dudakların dişlere bastırılmasıyla abrazyonlar, ekimozlar ve hatta
laserasyonlar görülebilir. Her olguda oral penetrasyon sonucu olabilecek semeni
gösterebilmek için ağızda herhangi bir incelemeden önce, nadiren pozitif sonuçlar
verse de yine de yayma preparatların yapılması yerinde olacaktır. Isırıklar:
Boyunda, omuzlarda, göğüslerde ve gluteal bölgelerde emmeye ve ısırmaya bağlı
ekimozlar bulunabilir. Bunlar hafif şiddetteki lezyonlardan sadistik yapıdaki
parçalayıcı lezyonlara kadar değişebilmektedir (Resim 36). Emme
lezyonları oval veya yuvarlak şekilde, içinde intradermal peteşiyal kanamalar bulunan
lezyonlar şeklinde olabilir. Peteşiyal kanamaların nedeni emme ile basıncın düşmesi
sonucu küçük kan damarlarının rüptüre olmasıdır. Bu lezyon dudak kenarlarında
ise yarımay şeklinde gözlenebilir. Bunlara dişlerin neden olduğu izler ve abrazyonlar
eşlik edebilir. Bu tip emmeye bağlı lezyonlara boyunda, kulak altında, omuz üst
bölümlerinde, göğüslerde ve memebaşı etrafında sıklıkla rastlanmaktadır. Gerçek
ısırıklar emmeye bağlı lezyonlarla birlikte veya yalnız başına bulunabilir. Temel
özellik dişlerin ark yapısına uyan dişlerin tek tek yaptığı lezyonlar
şeklindedir. Dişlerin kapanması ile lineer abrazyonlar da görülebilir. Memenin veya
meme başının bir bölümü kısmen veya tamamen ampute edilmiş de olabilir. Cinsel
saldırı olgularında, bu tip yaralar mümkünse fotoğraflanmalıdır. Eğer mümkün
değilse lezyonların lokalizasyonu ve ölçümleri yapılarak kayıt edilmelidir.
Lezyonlarda herhangi bir inceleme yapmadan önce - eğer saldırgan sekretör ise -
yaymalar alınarak kan grubu ve diğer özel maddeler aranmalıdır. Genel
ekimozlar ve abrazyonlar: Boyuna ve başa yapılan öldürücü yaralanmalardan başka,
bazı ekimozlar cinsel bir motivasyonun belirtileridir. Göğüsler sıkıştırılmış
olabilir. Bunun sonucunda öncellikle memebaşı çevresinde 1-2 santimetre aralıklı
değişik ekimozlar görülebilir. Tırnakların neden olduğu lineer abrazyonlar da
bulunabilir. Penetrasyonun gerçekleştirilmesi amacıyla zorlamadan dolayı bacaklarda ve
kalçalarda ekimozlar görülebilir. Femoral bölgenin iç kısımlarında da bacakların
zorla açılması sonucunda ekimozlar görülebilir. Anus etrafında, anal veya vulval
penetrasyonun gerçekleştirilmesi amacıyla ellerin gluteusları ayırması sonucunda
ekimozlar görülebilmektedir. Eğer
saldırı sert ve düzensiz bir zeminde gerçekleşmişse sırtta özellikle omuzlarda ve
gluteal bölgelerde ekimozlar ve abrazyonlar bulunur. Açık arazide ise taşlara,
çalılara ve dallara ait lezyonlar ile yaprak ve çimenin izleri deride bulunabilir.
Elbiselerin incelenmesi genellikle adli bilimcinin görevidir, fakat adli tıp uzmanı
vücudu incelediğinde elbiselerdeki hasarı, düzensizlikleri ve yabancı cisimleri de
not etmelidir. Diğer
bölgesel yaralar: Eller dikkatlice incelenmelidir. Kadınların uzun tırnakları
saldırı sırasında kırılmış olabilir. Otopside ise tırnaklar kesilerek incelenmek
üzere laboratuvara gönderilebilir. Her tırnaktan ayrı ayrı örnek alınması şart
değildir, ama iki eli ayrı ayrı örneklemek yerinde olacaktır. Konjonktivalarda
peteşial kanamaların bulunması bir elle veya bağla boğma girişimini akla
getirebilir. İple veya benzer cisimlerle bağlama sonucu ekstremitelerde lezyonlar
bulunabilir. Bazı olgularda memelerde, kalçalarda, perinede kesici delici alet yaraları
bulunabilmektedir. Genital
Muayene: Dış genital organların muayenesine inspeksiyonla başlanır. Labium majus ve
minuste eritem, sıyrıklar ve ekimotik alanlar oluşabilir. Bu bölge sperm, kan ve kıl
gibi materyal açısından tercihen bir büyüteçle incelenmelidir. Hymen
muayenesi özellikle genç kızlarda ve çocuklarda bazen travmatik bulgu içeren tek
bölge olması nedeni ile önem taşımaktadır. Her iki labium majus ve minusun bilateral
olarak 1/3 üst kısmından tutulup gayet yavaş olarak hafif yukarı ve öne doğru oblik
olarak iyice gerilmesi ile hymen rahatlıkla görülebilir. Hymenin bütünüyle açık
bir hale getirilmesinden sonra incelemenin yapılması gerekir, çünkü çoğunlukla iç
kenarda bulunan doğal çentikler travmatik yırtılmalarla karışabilmektedir. Hymen
muayenesi için anatomisini iyi bilmek gerekir. Hymen morfolojisi 4 ana özellikten
oluşur. 1.
Şekil: En sık görülenler halka (annuler), yarımay (semiluner) ve dudak (labial)
şeklinde olanlardır, daha nadir olarak köprülü ve kalbur (kribriform) şekilli
olabilir, çok daha nadir olarak deliksiz hymen tipleri de mevcuttur. 2.
Karakter: a. Hymen açıklığı (fevha) küçük, orta veya geniş olabilir. b. Hymen
serbest kenarı düz, ince tırtıklı, derin çentikli, saçaklı veya çiçek tacı
şeklinde olabilir. 3.
Direnç: Hymen kalınlığı ve yapısal özelliği değerlendirilir. İnce ve zayıf
dirençli olabildiği gibi, kalın ve sağlam dirençli özellikte de olabilir. 4.
Elastikiyet: Hymenin elastiki olup olmadığı değerlendirilir. Muayene
bulguları yazılırken hymenin yukarıda belirtilen ve 4 ana özellikten oluşan
morfolojik yapısı ayrıntılı olarak tanımlanır. Hymen,
vagina mukozasının devamından ve vajina ağzında bir kıvrıntı meydana getirmesinden
oluşmuş mukoza karakterinde bir zardır. Hymenin ortasında normal olarak menstruasyon
kanının ve sekresyonların akması için bir açıklık vardır. Hymenin biri vajina
duvarına yapışık diğeri serbest, açıklığı çevreleyen iki kenarı vardır. Hymen
çocukluk çağında dış ortamdan gelebilecek mikroorganizmalara ve yabancı cisimlere
karşı doğal bir koruma aracıdır. Daha sonra adolesans çağında hormonal dengenin
değişmesi ile birlikte olgunlaşan vagina ve vaginadan gelişen flora nedeni ile hymenin
biyolojik işlevi sona ermektedir. Yırtılmada
meydana gelen yara, mukoza yarası karakterinde olup, kanamalıdır. Bu kan bazen çok
bazen de azdır. Yırtılan mukoza hemen kızarır, şişer ve ödemli bir hal alır.
Üstü ekimozlanır ve hafif iltihaplanır. Bu durum yaklaşık 3-4 gün devam eder.
Yaklaşık 5-6. güne doğru iltihabi durum yavaş yavaş geçer. Yırtılan parçalar
birbiri ile birleşmeden serbest olarak boşlukta sallanır. Koit’in 7-8. gününe
doğru hymen vagina kenarına çekilerek nedbeleşmeye başlar ve böylece yırtığın
kenarları çevrenin mukozası ile aynı görünüşü kazanır. Şu halde bir hymen
yırtığı 5-8 günde tamamen nedbeleşerek iyileşir. İyileştikten sonra artık bu
yırtığın kaç günlük olduğunu söylemeye olanak yoktur. Hymenin ilk
yırtılışından sonra koit tekrarlandığı durumlarda iyileşme süresi uzayabilir. Cinsel
ilişkiden sonra yırtılan ve nedbeleşen hymen gene de az çok karakterini muhafaza
eder. Fakat doğumdan sonra her tarafından tamamen yırtılan hymen bütün
özelliklerini kaybetmiştir. Doğumda pek çok parçalara ayrılmış olan hymen vagina
kenarına çekilerek tomurcuklar halinde toplanarak nedbeleşir. Hymenin bu haline caruncula myrtiforme denir. Geniş iç
açıklığı bulunan ve elastikiyeti fazla olan hymen ise herhangi bir hasar görmeden
koitusa izin verir ve bu durumda anatomik olarak bakirelikten bahsedilir. Bu özellikte
bir hymen ancak vajinal doğum sırasında yırtılacaktır. Normal
genişlik gösteren hymende parmak sokmakla yırtığın genellikle oluşmadığı
görülmektedir. Fakat vaginaya girmiş parmak kıvrılarak dışarı çekilirse, parmak
ucu hymene takılacağından yırtıklar meydana gelebilir. Bu yırtık koit
yırtığından farklı olup yatay ve parçalıdır ve hymen üzerinde yarımay şeklinde
tırnak yarası meydana getirir. Benzer lezyon vajina mukozasında genellikle ön duvarda
laserasyon olarak oluşur. Vajinanın
muayenesi: Vajinanın hangi yöntemle inceleneceği, inceleyen kişiye ve kullanılan
muayene aletlerine göre değişmektedir. Puberte öncesi çocuklar nadiren vajinal yolla
muayene edilmektedirler. Gerekli görülürse çocukların vajinal muayenesi ancak genel
anestezi altında yapılmalıdır. Eğer hymen sağlam ise vajina içi muayene mümkün
değildir ve spekulum kullanılmamalıdır. Bu durumda vajina içinden örnekler hymen
açıklığından alınacaktır. Çocukların vajinası ince ve pembe-kırmızı
renktedir. Mukoza normal olarak kırmızı renkte gözükür. Puberte öncesinde çok az
bir salgı bulunmaktadır. Vajina akıntısının özelliği, kıvamı, rengi ve kokusu
not edilir. Vajina girişi ve vajina incelenir. Genç kızlarda ve cinsel ilişkide
bulunmamışlarda vajina nispeten elastik değildir. Bu kişilerde yaralanma ihtimali daha
fazladır. Bunun yanında multiparlarda ve düzenli bir cinsel hayatı olan kadınlarda
daha az lezyona rastlanabilmektedir. Yaşlı kadınlarda senil atrofik değişikliklerin
bulunduğu durumlarda da yaralanma ihtimali yüksektir. Çok küçük çocuklarda vajina
duvarlarında ekimoz, laserasyon, perforasyon ve anüse kadar uzanan perine yırtıkları
gibi şiddetli yaralanmalar bulunabilmektedir. Muayene sırasında vajinada bulunan kanın
menstruasyona bağlı veya yaralanmalar sonucu oluşabildiği unutulmamalıdır. Cinsel
ilişki ile geçen bir hastalık bulunabileceği akılda tutulmalıdır. Mikrobiyolojik
kültür için örnek alınmalıdır. Bu hastalıklardan birisi gonokok enfeksiyonudur. Bu
enfeksiyon tanısı için hem uretradan hem de serviksten örnek alınmalıdır.
Mikrobiyolojik incelemenin bir süre sonra (+) olması anlamlı olabilir. Gonokok en fazla
geçen enfeksiyon olarak bilinmektedir. Sırasıyla sifiliz, non-spesifik vulvovajinit,
non-gonokoksik uretrit (Clamidia trachomatis’e bağlı), Trikomonas Vajiniti, Condyloma
Accumunata, Monilia vajiniti, Herpes enfeksiyonları, parazitler de geçebilmektedir.
Eğer sıklıkla görülmeyen bir enfeksiyon düşünülüyorsa bir mikrobiyoloji
uzmanına danışılmalıdır. Tekrarlayan üriner enfeksiyonlar da kimi olgularda dikkat
çekici olabilir. Genital bölgede pruritus ve akıntı var ise bir vulvovajinit akla
gelebilir. Enterobius vermicularis, candida albicans, coliform gibi etmenlerin de bu tip
tablolar yapabildiği hatırlanmalıdır. Anal
muayene ve bulguların değerlendirilmesi: Karar, sadece anamnez ve muayene sonucu
saptanan objektif bulgulara dayandırılmalıdır. Yasal uygulamada, anal veya vajinal
yolla yapılan cinsel saldırı eylemlerinde ceza uygulamaları bakımından bir
ayrıcalık bulunmasa da, eylemin tıbbi açıdan değerlendirilmesi, anüsün anatomik
yapısı bakımından tamamen farklıdır. Anüs, dış ve iç sfinkter kasları ile
kaldırıcı kaslardan oluşmuş bir yapıdır. İç sfinkter, düz kaslardan meydana
gelmiş ve istem dışı kontraksiyon halindedir. Dış sfinkter ise çizgili kaslardan
oluşmuş ve istemli olarak çalışır. Her iki sfinkter kapalı iken, sigmoid kolondan
gelebilecek büyük bir basınca karşı koyabilirler. Doğal olarak bu direnç hali
içerden dışarıya doğru olan bir basınca karşı olduğu gibi, dışardan içeriye
doğru olan bir basınca karşı da söz konusudur. Anal bölgeye yönelik cinsel
saldırıya uğrayan kişilerin değerlendirilmesi çocuk ve erişkin olarak iki ayrı
grupta yapılır. Erişkinler ise kadın ve erkek ayrımı yapılmaksızın, akut ve
kronik ayrımı yapılarak incelenir. Erişkin
bir kişide muayene: Rahat koşullarda ve iyi bir ışık kaynağı altında, diz dirsek
pozisyonunda yapılmalıdır. Muayene odasında mağdurun bir yakını ile yardımcı
sağlık personelinin bulunması olası iddiaları önlemek açısından gereklidir.
Mağdurun elbiseleri çıkarıldıktan sonra dikkatli bir dış muayene ile tüm travma
izleri tespit edilerek, özellikle bacak ve kalça bölgelerindeki yaralanmalar
kaydedilmelidir. Akut
belirtiler: 1.
Anüs mukozasını çepeçevre saran halka şeklinde geniş ekimoz. 2.
Mukozada şişlik ve hassasiyet. 3.
Mukoza membranında, bazen sfinkter ve hatta perineyi ilgilendiren, dışarıdan içeriye
doğru seyirli, rektuma uzanan kanamalı veya kanamasız fissür ve yırtıklar. 4.
Sfinkter zedelenmesi. Akut
bir eyleme maruz kalan kişilerde rektal tuşe ağrılıdır. Yürüme ve dışkılama
sırasında da ağrı oluşabilir. Anüsteki lezyonlar ve bunlara bağlı fonksiyonel
bozukluklar yaklaşık 1 hafta 10 gün içinde tamamen iyileşir. Fissür ve yüzeyel
yırtıklar ara sıra nedbe dokusu oluştursa da genellikle belirgin bir iz bırakmadan
iyileşirler. Konstipasyonda, bazı kaşıntılı ve paraziter hastalıklarda ve hijyenik
şartların bozuk olduğu durumlardaki cilt lezyonları kaşıntı izleri ve hiperemik
görünüm akut belirtilerle karıştırılmamalıdır. Kronik
belirtiler: 1.
Anal mukozanın düzleşmesi (kıvrımların silinmesi), kaygan ve nemli bir görünüm
kazanması. 2.
Mukoza kalınlaşması (kronik irritasyon). 3.
Eski ve yeni skarlar ile fissür ve yırtıklar. 4.
Anüs girişinin normalden daha derin ve mukoza membranının dışa çıkmaya eğilimli
bir görünüm olması; huni şekli oluşumu. 5.
Hemoroid veya paketçiklerin oluşumu (tanıda değerleri yoktur, ancak diğer bulgular
ile birlikte bulunduklarında destekleyici anlam taşırlar). 6.
Anüs sfinkterinin özelliğini kaybetmesi, gevşemesi ve yayılarak açık görünüm
kazanması. Tuşe
ile anüsteki tonus kaybı anlaşılabilir. (Normalde tuşe esnasında anüsün 15 saniye
kasılı kalması gerekir.) Parmağın girişinde ağrı olmaması destekleyici bir
bulgudur, fakat bunun anüs açıklığı, elastikliği ve genişliği ile birlikte
değerlendirilmesi gereklidir. Normal anal kanalın özellikle astenik yapılı kimselerde
esnek ve yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır. Bimanuel lateral traksiyon
yapılarak anüs sfinkterindeki dilatasyona bağlı gevşeme anlaşılır. Bunun için
anüsün her iki yanından başparmaklar yardımıyla lateral traksiyon uygulamak
yeterlidir. Postmortem görülen anal dilatasyonun ise normal olarak değerlendirilmesi
gerektiği unutulmamalıdır. Çocukta
muayene: Çocuğun yaşı ve uğradığı yıkım gözönüne alınarak daha fazla
psikolojik travmaya maruz kalmaması önemlidir. Muayene sırasında çocuğun
vücudundaki tüm travmatik lezyonlar lokalizasyonlarına, boyutlarına ve özelliklerine
göre kaydedilmelidir. Ağız-burun çevresindeki, boyundaki, her iki omuz başlarındaki,
karın, genital ve anüs bölgesindeki ekimozlar, tırnak izleri, yırtık ve sıyrıklar
saldırıyı destekleyen dış bulgulardır. Böyle bir saldırıya uğrayan çocukta anal
bulgular muayenenin küçük bir kısmını kapsar. Tüm lezyonların birlikte
değerlendirilmesi gereklidir. Anal
bulgular: 1.
Anal dilatasyon: “Refleks Anal Dilatasyon Testi 1”. Çocuk sol yan pozisyonuna
getirilmeli, dirsekler karına doğru bükülmeli ve kalçalar yavaşça birbirinden
ayırılmalıdır. Çocuk çok ufaksa muayene annenin kucağında yapılabilir. Dış
sfinkter 30 saniye içinde anal kanalın iç yüzünün görülmesine olanak verecek
şekilde gevşerse, test pozitiftir. Dilatasyon bir kaç saniye devam etmelidir. Refleks
olarak hızla büzülmenin tanı açısından değeri yoktur. Bu test çok tartışmalı
olduğundan, sadece buna güvenerek sonuca gitmek ise hatalı olur. 2.
Perianal eritem: Tek başına anlamlı bir bulgu değildir. İsilik, kötü hijyen veya
paraziter bir hastalık sebebiyle irritasyon sonucu oluşabilir. 3.
Perianal dokularda şişme: Herhangi bir travmatik ödemin ilk belirtisidir. 4.
Anal sfinkter tonusunda azalma ve gevşeme: Tek başına olduğunda çocuklarda normal
olarak kabul edilebilir. 5.
Fissürler: Bir veya iki adet fissür oluşumu farklı travmatik sebeplere bağlı
olabilir. Ancak, çok sayıda fissür cinsel istismarı destekleyici bir bulgudur. 6.
Hematom ve ekimozlar: Anüs boyunca oluşan çepeçevre ekimoz anal penetrasyonu gösteren
bir bulgudur. 7.
Doku değişimleri: Kalıcı ve geçici olarak iki şekilde incelenir. Anal mukozada
kalınlaşma, düzleşme, normal görünümün kaybı ile parlak bir şekil alma kalıcı
değişimler olup kronik olgularda görülür. Geçici değişimler ise travmanın erken
evrelerinde görülen anal kenar boyunca çatlaklar ve skarlardır. 8.
Anüsün huni şeklini alması: Küçük çocuklarda görüldüğünde şüphe ile
karşılanması gereken ancak yaşça büyük çocuklarda kronik olguları tanımlama
açısından önemli bir belirtidir. Travmatik
çevresel ekimozun perianal pigmentasyon ve venöz konjesyona bağlı renk değişimi ile
karıştırılmaması gerekmektedir. Özellikle venöz konjesyon, diz dirsek pozisyonunda
vena kava inferiordaki basıncın artması ve bunun hemoroidal venlere iletilmesi ile 30
saniye içinde fizyolojik olarak anüs çevresinde morumsu renkte oluşabilir. Bu bulgunun
anal penetrasyona bağlı çevresel ekimoz ile karıştırılmaması için, mağdurun diz
dirsek pozisyonunda uzun süre tutulmaması ve değerlendirmenin geciktirilmemesi gerekir.
Bu bulguların ağırlığı, kişinin yaşı ile ters orantılı olarak değişir.
Özellikle 7-8 yaşın altındaki çocuklarda tanımlanan ekimoz, fissür ve
yırtıkların ağırlığı dramatik boyutlara ulaşır. Bazı olgularda yırtıklar
sfinkter adelelerine ve perine bölgesine uzanabilir. 12-13 yaşın üzerindeki kişilerde
vücut gelişimi ile bağlantılı olarak rıza ve kaygan madde kullanılarak yapılan
eylemlerde anüsün kolayca genişleyebilmesi sonucu hiçbir lezyon görülmeyebilir. Şüpheli
sanığın muayenesi: Cinsel suç olgularında sadece mağdurun muayenesi ile
yetinilmemelidir. Sanığın muayenesi de olayın aydınlatılmasında değer taşır.
Cinsel saldırı olaylarında, doktordan şüpheli saldırganın muayenesi istendiğinde,
aynı genel düzen kullanılmalıdır. Birçok ülkede, muayene edilecek kişinin rızası
şarttır ve buna aykırı olarak yapılacak muayene doktorun, şahsın kişilik
haklarına tecavüzü sayılır. Yaş
ve fiziksel gelişimi, mental durum ve genel davranışları kaydedilmelidir. Alkol veya
uyutucu-uyuşturucu kullanıp kullanmadığı, giysilerdeki yırtıklar, kan ve lekeler
incelenmeli, giysi üzerindeki saç ve kılların da kurbana ait olup olmadığı
araştırılmalıdır. Giysilerin tetkikinden sonra dikkatli bir şekilde tüm vücut
muayenesi yapılır. Vücut genelinde yaralar, özellikle yüz, boyun ve göğüsteki
mağdurenin tırnakları ile oluşmuş çizikler önemlidir. Genital bölgenin muayenesi
nadiren nonspesifik ağrı ve kızarıklık gibi bulgular verebilir. Çok nadir olarak da
glans penis veya prepisyumda morarmalar ve frenulumda yaralanma oluşabilir. Penis ve
çevresindeki kan, krem ve jel gibi herhangi bir yağlı kaygan madde ile prepisyum
altında swabla saptanabilecek fekal madde bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
İzlerden oluşan deliller genital inspeksiyondan daha önemlidir. Tırnak içleri
incelenerek materyal alınmalı, pubis kıllarından, saçlardan ve varsa bıyık ve
sakaldan da örnek alınmalıdır. Pubik bölge, yabancı kıl aramak için
taranmalıdır. Gruplandırma, alkol ve DNA için kan örnekleri alınır ve veneryal
enfeksiyon bulgusu varsa kaydedilir. Penisin alt yüzündeki üretra boyunca basınç
uygulanarak meatüsten smear alınmalı, bakteriyolojik inceleme yapılmalıdır (Gonokok
infeksiyonu). Ayrıca genital bölge dikkatli bir şekilde inspekte edilerek mağdurdan
geçebilecek, kıl ve kan gibi materyalin varlığı araştırılır. Örnek
alımında özen gösterilmesi gerekenler; a.
Mağdurdan örnek alma: Cinsel saldırı olaylarında hangi bölgeden ve nasıl
materyal alınacağı, nelere öncelik verileceği olayın özelliğine, mağdurun
yaşına ve cinsiyetine göre değişiklik gösterir. Materyalin olaydan sonraki mümkün
olan en kısa sürede alınması, mağdurun elbiselerini değiştirmemesi ve yıkamaması,
vücudunun hiçbir bölgesini yıkamaması ve materyal alınıncaya kadar bir şey yiyip
içmemesi ve defekasyon yapmaması daha iyi sonuç alabilmek açısından önemlidir. Elbiseler:
Olay esnasında mağdurun üzerinde bulunan elbiseler ıslak veya nemli ise kurutulduktan
sonra sağlam kağıt torbalara konulmalı ve incelemenin yapılacağı yere
gönderilmelidir. Kokuşma ve küflenme olmaması için plastik torbalar
kullanılmamalıdır. Vücuttaki
Her Türlü Şüpheli Leke: Bunun için genellikle ucuna pamuk sarılı çubuk (swab)
kullanılır. Gerekirse uçtaki pamuk serum fizyolojik ile ıslatılabilir. Pamuklu uç
döndürülerek sürtülür ve örnek alınır. Şüpheli lekenin bir bistüri ile petri
kutusuna kazınması şeklinde de örnek alınabilir. Vücuttaki
Yabancı Kıllar: Mağdurda bulunan ona ait olmayan yabancı veya şüpheli kıllar bir
pensle alınarak zarfa konulur. Bu esnada pubis kılları dikkatle incelenmeli, taranmalı
ve yabancı bir kılın varlığı araştırılmalıdır. Ağız
Boşluğundan Örnek: Ağzın su ile çalkalattırılıp bu çalkantı suyunun alınması
şeklinde olabileceği gibi, ağızdan örnek almak için pamuklu çubuk veya filtre
kağıdı kullanılabilir. Tırnak
Aralarından: Bulunması muhtemel kan, deri kalıntıları gibi örnekler bir törpü
kulanılarak petri kutusuna kazınır. Isırık
veya Emilmeye Ait Lezyonlardan: Serum fizyolojik ile ıslatılmış swab kullanılır.
Lezyonun üzerine döndürülerek sürtülür ve tükürük örneği elde edilmeye
çalışılır. Vulva
ve Perineden: Gerektiğinde serum fizyolojik ile ıslatılmış swab kullanılır. İki
ayrı swab vulva ve perineye döndürülerek sürtülür. Vajinadan:
Olgunun özelliğine göre spekulum kullanılabilir. Arka forniks, alt ve üst duvarlardan
olmak üzere üç yerden örnek alınır. Ön ve arka duvarlardan örnek almak için swab
kullanılır. Arka forniksten materyal almak için ise swab, pipet veya plastik puar
kullanılabilir. Bakteriyolojik tetkik yapılacaksa öncelikle ve steril kültür çubuğu
ile örnek alınması gereklidir. Anüsten:
Önce bir swabla anüs dış mukozasından sürülerek, daha sonra ikinci bir swabla
içeri sokularak rektumdan örnek alınır. Mağdurun
Kendisine Ait Pubik Kıl Örnekleri: Yabancı bir kıl bulunmuşsa; mağdurun pubisinden
cilt seviyesinden kesilmek suretiyle 10-12 adet kıl örneği alınır ve bir zarfa konur.
Mağdura
Ait Tükürük Örneği: Mağdura ait 2-3 ml. tükürük bir filtre kağıdına emdirilir.
Bu örneğin alınma amacı mağdurun sekretör olup olmadığının tayinidir. Mağdura
Ait Venöz Kan Örneği: İki ayrı steril enjektöre antikoagülansız olarak 5-7 ml.
venöz kan örneği alınır. Bunun amacı; olayın özelliğine göre kan grubu tayini,
kimyasal analizler, DNA profili ve mikrobiyolojik kültür yapılabilmesidir. Mağdura
Ait İdrar Örneği: Olayın özelliğine göre eğer gebelik testi yapılması
gerekiyorsa idrar örneği alınır. b.
Sanıktan örnek alma: Sanığın muayenesi esnasında elbiselerinde veya vücunda
bulunması muhtemel mağdura ait kan lekeleri veya kıllar elde edilir. Penisten iki ayrı
swab ile sürtmek suretiyle örnek alınır. Gerektiğinde swab serum fizyolojik ile
ıslatılır. Penis swabının amacı vajinaya veya rektuma ait materyal ve oral
ilişkilerde tükürüğün içindeki maddelerin araştırılmasıdır. Karşılaştırma
için ise sanıktan aynı mağdurdan alındığı gibi kan, kıl, sperm, tükrük örneği
alınmalıdır. c.
Olay yerinden materyal alınması:
Olay yerindeki zemin, eşyalar, çarşaflar üzerindeki her türlü leke ve şüpheli
kıllar alınır. Alınan
bütün örnekler etiketlenmeli ve etiketlerin üstüne mağdurun adı ve alındığı yer
yazılmalıdır. Cinsel saldırı olaylarında materyal alımı aciliyet gerektirir.
Alınan materyalde inceleme yapılması ise sadece spermlerin hareketliliği açısından
aciliyet taşır. Usulüne uygun olarak alınan ve saklanan örnekler üzerinde diğer
bütün tetkikler daha sonra yapılabilir. Bu tetkiklerin uzman kişilerce yapılmasında
büyük fayda vardır. Aksi halde yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçların elde
edilmesi nedeni ile olay yanlış yönlendirilmiş olabilir. Spermlerin hareketliliği
açısından yapılacak tetkik; arka forniksten alınan örnekten vajinal içerikten bir
damla lamın üzerine konur, üzerine bir damla serum fizyolojik damlatılır. Mikroskopta
direkt olarak incelenir. Spermatozoid olup olmadığı, varsa hareketli olup olmadıkları
araştırılır. Alınan
materyal üzerindeki tetkikler iki ana hedefe yönelik olacaktır. Bunlardan birincisi
saldırgana ait sperm, kıl, kan, tükürük gibi örneklerin varlığının ortaya
konması, ikincisi ise elde bir sanık varsa, bu örneklerin bu sanığa ait olup
olmadığının araştırılmasıdır. Bu nedenle yukarıda belirtilen karşılaştırma
örnekleri alınmaktadır. Cinsel
saldırı olaylarında swablarda spermatozoidin kendisinin tespit edilmesi, saldırı
dışındaki normal cinsel faaliyet dışlandığında veya ileri yöntemlerle bu spermin
saldırgana ait olduğu anlaşıldığında, en önemli laboratuvar delilidir. Semen
(meni, ejekulat sıvısı) varlığını göstermek için; mor ötesi (UV) ışık
kullanımı, asit fosfataz, lösin aminopeptidaz gibi gama-glutamiltransferaz,
glisilprolin dipeptidil aminopeptidaz, kolin, spermin, çinko testleri ön inceleme
testleri ile spermatozoidlerin mikroskop ile gösterilmesi, laktat dehidrogenaz izozim x
(LDH-x), semen varlığının immünolojik yöntemlerle belirtimi (p30) gibi kesin
kanıtlayıcı testler kullanılmaktadır. Semenin kime ait olduğunun
araştırılmasında ise; eğer semenin sahibi “sekretörse” yani vücut
sıvılarında kan grup faktörlerini içeriyorsa, basit kan grubu yöntemleri
kullanılabilir. Bu yöntemlerin aynen babalık tayinlerinde olduğu gibi ancak
saldırganı belli oranda dışlayacağı, hiçbir şekilde kesinlik taşımayacağı
unutulmamalıdır. Kesin yöntem olarak günümüzde DNA testleri yapılabilir. Eğer bu
testler yapılacaksa materyalin steril şartlarda alınması ve örneklerin derin
dondurucuda saklanması gereklidir. Türk
Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı ile ilgili kanunlar ADABI
UMUMİYE VE NİZAMI AİLE ALEYHİNDE CÜRÜMLER CEBREN IRZA GEÇEN, KÜÇÜKLERİ BAŞTAN
ÇIKARAN VE İFFETE TAARRUZ EDENLER MADDE
414. (Mefruz Cebirle Irza Geçme):
Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün
ırzına geçerse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkum olur.
Eğer
fiil cebir ve şiddet veya tehdit kullanılmak suretiyle veya akıl veya beden
hastalığından veya failin fiilinden başka bir sebepten dolayı veya failin
kullandığı hileli vasıtalarla mukavemet edemiyecek bir halde bulunan bir küçüğe
karşı işlenmiş olursa ağır hapis cezası on seneden aşağı olamaz. Irza
geçmelerde 15 yaş sınırı cezayı arttırıcı bir unsur olarak ele alınmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında behsedilen “fiile mukavemet” fiziki bir karşı koyma
anlamına gelmemekte, ruhsal yönden karşı koymayı kastetmektedir. (Bu konuda kitabın
adli psikiyatri bölümüne bakınız.) MADDE
415. (Mefruz Cebirle Irz ve Namusa Tasaddi):
Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün
ırz ve namusuna tasaddiyi mutazammın bir fiil ve harekette bulunursa iki seneden dört
seneye ve bu fiil ve hareket yukardaki maddenin ikinci fıkrasında yazılı şartlar
içinde olursa üç seneden beş seneye kadar hapsolunur. Irza
geçmelerde mağdurun iradesinin sözkonusu olduğu yaş 18 iken, ırz ve namusa tasaddide
15 yaş sınır olarak alınmaktadır. 15 yaşın üzerindeki kişilerde 414. maddenin
ikinci fıkrasındaki şartlar bulunmadıkça tasaddi şeklinde bir suç sözkonusu
değildir. MADDE
416. (Zorla Irza Tecavüz, Zorla Irza Geçme ve Tasaddi, Zorla Irza Tasaddi, Reşit
Olmayanla Rızaen Cinsel Münasebet):
Onbeş yaşını bitiren bir kimsenin cebir ve
şiddet veya tehdit kullanmak suretiyle ırzına geçen veyahut akıl ve beden
hastalığından veya kendi fiilinden başka bir sebepten veya kullanıldığı hileli
vasıtalardan dolayı fiile mukavemet edemeyecek bir halde bulunan bir kimseye karşı bu
fiili iişleyen keimse yedi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile
cezalandırılır. Yine
bu suretle ırz ve namusa tasaddiyi tazammun eden diğer bir fiil ve hareket bulunursa
üç seneden beş seneye kadar hapsolunur. Reşit
olmayan bir kimse ile rızası ile cinsi münasebette bulunanlar fiil daha ağır cezayı
müstelzim bulunmadığı takdirde altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. 18
yaşını bitirmemiş yani “reşit” olmamış bir kişiyle rıza dahilinde de olsa
cinsel ilişki suçtur ve ırza geçme olarak kabul edilmektedir. MADDE
417. (Cezayı Artıran Şahsa Bağlı Haller):
Yukarıdaki maddelerde yazılı fiil ve hareketler
birden ziyade kimseler tarafından işlenir veya usulden biri veya veli ve vasi veya
mürebbi ve muallimleri ve hizmetkarları veya terbiye ve nezaret veya muhafazaları
altına bırakılan veya buna düçar olanların üzerinde hüküm ve nüfuzu olan
kimseler tarafından vuk’u bulursa kanunen muayyen olan ceza yarısı kadar
artırılır. MADDE
418. (Cezayı Artıran Fiile Bağlı Sebepler):
Yukarıdaki maddelerde yazılı fiil ve hareketler
mağdurun ölümünü mucip olursa faile müebbet ağır hapis cezası verilir. Eğer
bu fiil ve hareketler bir marazın sirayetini veya mağdurun sıhhatine sair büyük bir
nakisa irasını veya maluliyet veya mayubiyetini müstelzim olursa cezanın yarısı
ilave edilerek hükmolunur. Bu
maddedeki “mayubiyet” teriminden toplum içerisinde utanılacak, ayıp karşılanacak
bir durum anlaşılmakta olup, kızlık zarının yırtılması veya kişinin hamile
kalması buna örnektir. MADDE 419. (Hayasız Hareketler): Alenen hayasızca vaz’u harekette bulunanlar onbeş
günden iki aya ve o suretle cinsi münasebette bulunanlar altı aydan bir seneye kadar
hapis ve bu fıkrada yazılı hallerde ayrıca altıbin (yirmibin) liradan otuzbin (151)
liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. (151) yüz liradan beşyüz
liraya: 60 misli artırılmıştır (1988/3506 sk.) MADDE
421. (Söz Atma - Sarkıntılık):
Kadınlara ve genç erkeklere söz atanlar üç
aydan bir seneye ve sarkıntılık edenler altı aydan iki seneye kadar hapsolunur. MADDE 423. (Evlenme Vaadi ile Kızlık Bozma): Her
kim on beş yaşını dolduran bir kızı alacağım diye kandırıp kızlığını
bozarsa altı aydan iki seneye kadar hapsolunur. Evlenme
vukuu halinde dava ve ceza tecil olunur. Şu kadar ki beş sene içinde koca aleyhine
boşanmaya hükmolunursa hukuku amme davası avdet eder ve evvelce ceza hükm olunmuşsa
çektirilir. Nişan,
söz kesme gibi akitlerin varlığı kesin evlenme vaadi olarak kabul edilmemektedir. KIZ
VE KADIN VE ERKEK KAÇIRMAK MADDE
429. (Zorla Kadın Kaçırma; Alıkoyma):
Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hile ile
şehvet hissi veya evlenme maksadı ile reşit olan veya reşit kılınan bir kadını
kaçırır veya bir yerde alıkoyarsa üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezası
ile cezalandırılır. Kaçırılan
kadın evli ise ağır hapis cezası yedi seneden aşağı olamaz. MADDE
430. (Küçüğü Kaçırma; Alıkoyma):
Her kim cebir veya tehdit veya hile ile şehvet
hissi veya evlenme maksadı ile reşit olmayan bir kimseyi kaçırır veya bir yerde
alıkorsa beş seneden on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer
reşit olmayan kimse, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın kendi rızası
ile şehvet hissi veya evlenme maksadı ile kaçırılmış veya bir yerde alıkonulmuş
ise ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir. MADDE
431. (Oniki Yaşını Doldurmayan Küçüğün Kaçırılması):
Kaçırılan kimse on iki yaşını doldurmamış
ise fail, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile kullanmamış olsa dahi cezası beş sene
ağır hapisten aşağı olamaz. MADDE
433. (Evlenmek Maksadı ile Kaçırma; Cezanın Azaltılması):
Yukarıdaki maddelerde yazılı cürümlerden biri
mahza evlenmek maksadı ile işlenmiş ve bir guna tecavüz vuku bulmamış ise fail
hakkında tayin olunacak ceza üçte birden yarıya kadar indirilir. MADDE
434. (Dava veya Cezanın Ertelenmesi):
Kaçırılan veya alıkonulan kız veya kadın ile
maznun veya mahkumlardan biri arasında evlenme vukuunda koca hakkında hukuku amme
davası ve hüküm verilmiş ise cezanın çektirilmesi tecil olunur. Müruru
zaman haddine kadar erkek tarafından haksız olarak vukua getirilmiş bir sebeple
boşanmaya hükmedilirse takibat yenilenir. Evvelce hüküm verilmiş ise ceza
çektirilir. Bu
madde hükümleri 414, 415 ve 416’ıncı maddeler hakkında da caridir. Evlenen
maznun veya mahkum hakkında hukuku amme davasının veya cezanın tecilini müstelzim
olan haller fiilde methali olanlar hakkında dava ve cezanın düşmesini müstelzimdir. ZİNA MADDE
440. (Kadının Zinası):
Zina eden karı hakkında altı aydan üç seneye
kadar hapis cezası tertip olunur. Karının
evli olduğunu bilerek bu fiilde ortak olan kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur. MADDE
441. (Kocanın Zinası):
Karısı ile birlikte ikamet etmekte olduğu evde
yahut herkesçe bilinecek surette başka yerde karı-koca gibi geçinmek için başkası
ile evli olmayan bir kadını tutmakta olan koca hakkında altı aydan üç seneye kadar
hapis cezası hükmolunur. Ancak
zina suçunu tanumlayan maddeler eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle Anyasa
Mahkemesi tarafından bozulmuş ve henüz bu konuda yeni bir düzenleme yapılmamıştır. EDEBE
MUHALİF HAREKETLER MADDE
576.
Bir kimse edebe muhalif surette halka görünür,
veya bir yerini gösterir veyahut söz, şarkı ve sair surette halkın edep ve nezahatine
tecavüz eylerse bir aya kadar hafif hapse veya dokuzyüz (243) liradan beşbindörtyüz
liraya kadar hafif nakdiye mahkum olur (TCK 119). (243) Beş liradan otuz 180 misli
artırılmıştır. 1-
ADLİ OTOPSİLER VE ADLİ PATOLOJİ 6- HEKİMLERİN YASAL
SORUMLULUKLARI 7- İNSAN HAKLARI İHLALLERİ VE HEKİM
SORUMLULUĞU 9- HEKİMLERİN YASAL SORUMLULUKLARI 10-ZEHİRLENMELER VE MADDE BAĞIMLILIĞI |