Zaza Kokenli "Turkmen"lerle
ilgili bir iki soz
Auteur - yazari:
Bertal
Kahraman Tarih, gün ve saat : 10. Mart 2005
00:50:11:
Zaza Kokenli "Turkmen"lerle
ilgili bir iki soz
Turkiyede, son zamanlarda, her ne hikmetse
durup dururken! Arastirmaci, yazar, tarihci,
sosyolog vs “tiritli” bir gurup, ozellikle de
bunlardan koken olarak Dersimli Zaza-Kirmanc_
dimili olan ve kendilerine her ne hikmetse
TURKMEN olmayi daha cok yakistiran bir gurup
tarafindan, surekli ve sistemli bir sekilde
Dersimin Zaza- Kirmanc Kizilbas asiretlerinin
aslen TURKMEN olduklarina dair tek tek
asiretleri baz alarak bir yayin ve propaganda
cabasi – calismasi basgosterdi.
Bu calismalarin ve cabalarin ortak bileskeni;
“Dersimliler Zazaca konusmalarina ragmen,
Kizilbas Turkmenlerdir” gorusunde birlesir.
Tum caba yukarida belirttigim ozet cumledeki
sonuca varmak icin onceden planlanmis ve bu
amaca ulasmak icin buna uygun mataryal yaratma
olarak degerlendirilmelidir.
Bilimsel calisma bir konuda eldeki tum
verileri derleyip toparlar, bu verileri bilimin
kurallari isiginda irdeler, degerlendirir analiz
eder tartisir ve bunun vardigi sonucu
belirginlestirmeye yonelir. Bazan bu kesin bir
sonuca goturmez ama okuyucuya, bir fakir ve bol
miktarda kaynak material verir ki, okuyan kisi
digger kaynak bilgilerden de yararlanip, kendi
varacagi kanaat ve sonucu kendisi
karalastirabilsin.
Ancak bu bahsettigim ve daha ilerde isim isim
belirtebilecegim kisilerin calismalarinda yontem
bu degildir.
Kullanilan yontem isin ta basindan bir
yargiya varmak ve sonraki asamada bu yargiyi
destekleyecek kanitlayacak yada, guclendirecek
bilgileri, kaynaklari -dogu yada yanlis-
toparlayip, onceen belirlenmis olan yargiyi guya
isbatlamaktir.
Daha da somutlastirirsak; Once “Dersimin
zazaca- kirmancki dimilki konusan, Kizilbaslari
aslen Turkmendir” yargisi yazan kisi tarafindan
bir ON YARGI olarak kabulenilmektedir.
Ikinci asmada, bunu ‘neye dayandiracagina
dair’ caba asamasi olarak gormekte ve bu
iddiasini destekledigine inandigi her sey bir
“bilimsel kanit- veri” olarak kullanilmakta.
Ucuncu asamada calismada kullanilan verilerin,
kanitlarin, kaynaklarin, gogrulugu, saglamligi
ve guvenilirligiyle bilimsel olup olmaduigina
bakilmaksizin, “Tartismasiz gercekler” mis gibi
sunularak, iddianin bilimsel bir sekilde
kanitlandigi sanisi yaratmak.
En sonuna da, yazinin – calismain bilimsel
yontemlere dayandigini kanitlamak o saniyi
okuyanda uyandirmak icin bir “kaynakca” listesi
siralanmakta ama bu kaynakcanin detaylari
verilmemektedir. Elbette burada ‘vitrinini
susleyen, yada yazisina Kenar susu yapan’ SATICI
anlayisindan farkli bir anlayisa rastlamak
mumkun degildir.
Peki dogru yontem ne olmalidir.
Birincisi bir konuda arastirma yapmak isteyen
kisinin o konuyla ilgili daha once yapilmis
calismalarin mumkun olan tumune ulasma olanagini
bulmasi, bu calismalarin ne amacla ve kimlerce
yapildigina dikkat etmesi ve bir TASNIF yapmasi
gerekir. Dogru ve guvenilir bilimsel kaynak-
calisma mi yoksa, SAIBELI mesnetsiz politik
kaygili bir calisma mi olduguna dair kendince
bir tasnifte bulunmasi ve ilerde kendi
calismasini yazili hale getirirken bu iddialar
hakkinda biribirinden farkli ve Contradict olan
gorusleri tartistirip karsilastirarak hangisinin
neden dogru yada guvenilir, hangisinin neden
saibeli, supheli ve saglam olmadigina dair kendi
analizini de eklemesi gerekir.
Ikinci olarak hangi yontemi kullandigini acik
ve net olarak calismasinda belirtmesi gerekir.
Bir kaynak taramasimi, bir belge analizi mi, bir
alan calismasimi, bir sosyolojik calismqa mi,
bir tarihi analizmi yaptigini, ve bunlari nelere
dayandirdigini argumanlariyla birlikte okuyucuya
sunmasi gerekir.
Bu calismasinda bahsi gecen toplumun kendiuni
nasil ifade ettigi, hangi dili kullandigi, kendi
dilinde bunu nasil ifade etigi ve bunun ne
anlama geldigini belirtmesi gerekir.
Butun bunlardan sonar hic bir zaamn kesin
kani belirtmemesi ama egilimini, ifade etmesi,
kesin kaniyi okuyanin yargisina birakmasi
gerekir.
Benim ciddiye alacagim bilimsel calisma ozet
olarak ve kisaca bu yontemleri barindirmasi
gerekir.
Simdi buradan nereye varmak istedigimi izah
etmeye calisayiom.
Burhan Kocadagin Gazi universitesi Haci
Bektas dergisinde yayinlandigini, Alevi bektasi
sitesindeki yazidan anladigimiz LOLAN asiretiyle
ilgili yazisina bakinca, yukarida aciklamaya
calistigim kaba yontemin, yani, once “bir
iddiayi gercek Kabul edip, sonra ona destek
yaratma cabasini”n kaba bir ornegi oldugunu
gordugum icin daha onceleri, benzer orneklerini
Cemal Sener, Baki Oz, Ismail Onarli gibi
kisilerde de gordugum ve bir sure once de
Balabanli Asireti nin Turkmeligine dair Vatan
Ozgul isindeki sahsin ayni sitedeki calismasinin
da animsattigi yontemin tipa tip aynisi oldugunu
gordum. Bunun bir yontem olarak biribirlerinin
kopyalari gibi kullanildigini dusunuyorum.
B Kocadag, yazinda Lolan asireti uzerine bir
etimolojik calisma yaptigini bastan belirtmis ve
bu calismanin ETIMOLOJIK bir calisma oldugunu
vurgulamis ancak ETIMOLOJI kelimesinin an lamina
hic bagli kalmayi bile gerek gormeden Lolan
Lolanic, Lonanan, Lonanu, kelimelerini
etimolojik, yani dil koken olarak zerrece
incelemeden Cincede oldugunu iddia ettigi
LOU-LAN sozlerini birlestirerek LOLAN yapmis ve
bunu neye dayandirdigina dair bir analiz
yapmadan bu kelimenin LOLAN anlamina geldigini
ve bu gun DERSIMDE yerlesik olan Lolanu
asiretinin ismi oldugu yargisini belirtip,
sonraki tum tartismalarini da bunun uzerine bina
etmistir.
Bunun bilimle bilimsellikle hele de ETIMOLOJI
ile zerrece alakasi olamaz. Ilk once
tartismasinin ve cikardigi sonucun temel
argumani olan LOLAN , LOU – LAN baglantisini
dilbilimsel olarak kanitlamasi digger tarihi
verilerle de destekleyip saglamlastirmasi
gerekirdi. Yoksa sonraki tum yazisinin temel
tasi olan bu iddia kanitlanmamisken soyledikleri
kaba tabirle “laf-u Guzaf” olmaktan ileri
gitmez.
Bu rhan kocadag ve yukarida ismini andigim
benzerlerinin yaptigi ikinci sark kurnazligi da
soyledir.
Dersim asiretleri oldugunu soyledigi isimleri
ORIJINAL soylemlerini bir yana birakip, onlara
kendisinin yakistirdigi isimleri siralamak,
sonrada bu isimler uzerinden tartisma yapma.
Dersimde hicbir asiret ismi OYMAK olarak
kullanilmaz. Dersimde hicbir asuret ismi …USAGI
seklinde ifade edilmez. Bu Yerel dile de , yerel
soyleme de, yerel gelenege de, yerel halk
hafizasina da aykiridir. Bunun boyle oldugunu bu
yontemi kullanan bu sahislarin hepsi de bilir
ama bilmek islerine gelmez, yada “Hic onemi yok”
mus gibi davranirlar.
Bir ornek olsun diye yaziyorum. B Kocadag
Dersim asiretlerini ikiye ayirip, Seyh Hasanli
oymaklari ve Dersimli Oymaklari seklinde
siniflandirmis. Ardindan bu oymaklara! Ait
oldugunu idia ettigi digger alt oymaklari
siralamis.
Mensubu oldugum Baxtiyaran asiretini Seyh
Hasanli Oymagi ve BAHTIYARLI USAGI. adiyla anmis
ve bunun ust kolu olan RUTKAN asiretini DERSIMLI
OYMAKLAR arasinda sayip, “Rutanli oymagi” diye
adlandirmis.
Asiret isimlerinin tamamini TURKCELESTIRMIS.
Bu yanlis bir yontemdir. Cunku yore halkinin
kendisi yada asiretleri icin kullandigi original
isimleri bir kenara birakiyor. Bununn yerine
TURKCE isimler icad ediyor bu yontem de
yanlistir.
Bir baska ornek: “Alevi ve Sünni aşiret ve
oymaklar arasında büyük oranda dil ve kültür
farklılığı bulunmaktadır. Doğu Anadolu’daki
Alevi oymakların büyük çoğunluğu Türkçe’de başka
dil bilmezken, bir kısmı da Türkçe-Zazaca ve
Kürtçe konuşmaktadır. Zazaca konuşulan dilin
kelime sayısında yüzde 50 Farsça, yüzde 35
Türkçe, yüzde 10 Kürtçe ve 5 oranında Arapça
kelimeler bulunmaktadır. Arapça kelimeler,
genelde Alevilik’ten kaynaklanan isimlerdir.”
Diyor.
Bunun neye ve hangi bilimsel calismaya, hangi
istatistige dayandigi belli degildir. (kaldiki
Turkiyede yapilmis bu tur bir calisma,
istatistik mevcut degildir. )
Bugun 80 yildir Turk dil kurumunun uzerinde
milyarlarca lira harcayarak calisma yaptigi
Turkce dilinin bile boyle kesin rakamlarla
belirlenmis bir YUZDESI mevcut degilken Zazaca
nin bu rakamlarini B Kocadag nereden elde
etmistir acaba? Aciktirki kendi hayal gucunu
kullanmis. Acikcasi bilimsel calisma adi altinda
YALAN YAZMISTIR.
Gene bu tur calismalari yapan bu sahislarin
Dersimlileri TURKMEN saymak icin ciddi hic bir
dayanaklari yoktur. Tek argumanlari
Dersimlilerin Kizilbas- Alevi olmalari ve
rutuellerinde Turkce Deyis ve gulbanglari
kullaniyor olmalaridir.
Bunun disinda ne tarihi olarak, ne sosyolojik
olarak, ne de dilbilimsel olarak dayanak
yapabildikleri bir baska kanit ve argumanlari
mevcut degildir.
Peki Dersimli Kizilbaslarla ayni inanc
sistemi icinde Bir miktar Turkmenin bulunmus
olmasi, Dersimin cemlerinde Turkcede de Deyisler
okunmasi Onlari TURKMEN yapmaya yeterlimidir?
Bunun yeterli olmadigini akli basinda herkes
Kabul eder. Inanclarda elbette bir birliktelik,
aidiyetlik duygusu vardir ve bu yakinlik
nedeniyle Ogrenilmis Turkce Deyislerin
Dersimlilerin cemlerinde de okunuyor olmasinda
anlasilamayacak bir gizem yoktur. Dersimlilerin
TURKCE DUA ETTIKLERI iddiasi ise tamamen
temelsizdir. Bazi orneklerin bulunuyorn olmasi
bunun bir gercek oldugunu kanitlamaz.
Unutulmamalidirki Sah Hatayi Tum
kizilbaslarda oldugu gibi Dersim Kizilbaslari
icin de onemli bir figurdur vet un deyislerini
Turkce soylemistir. Bir Zaza Kizilbasin bu
deyisleri okumasi onu TURKMEN yapmayacagi
asikardir. Arapca dua eden Muslumanlarin ARAP
olmadigi gibi.
Horasan Konusu ise biraz daha karisik gibi
gorunuyor ama bunun bir gelenek oldugu
bilinmektedir. Alevi Kizilbaslar geleneksel
olarak kendi inanclarinin temelini Horasana
dayandirmayi severler. Bunun Tum Alevi
Kizilbaslarin HORASANDAN goc ettikleri anlamina
gelmedigi de acik. Kaldiki Dersimliler DIMILI
olarak bilinir ve oyle aniliurlar. DIMLI
kelimesinin Tarihi Daylamit, Daylam,
topraklarina dayandigi gene yaygin olarak
kabullenilir. Peki bu DAYLAM-DEYLEM cografi
olarak neresidir? Bu gunku Iran topraklari
icinde degilmidir. Tarihi Horasan olarak bilinen
topraklar gene ayni cografyanin bir parcasi
degilmidir? O halde HORASAn olarak bu gun
kullanilan kelime tam olarak neye karsilik
geliyor? Alevi Kizilbaslarin tarihi olarak Iran
Sahliklarina olan gonul bagi bir sir degil.
Dimililerin, Yani dersimlin Kizilbaslarin tarihi
olarak o yoreden geldigi tezi de esas olarak bu
gun genis Kabul gormektedir. Bu durumda Dersimin
kizilbas inancinda gecen HORASAN neden neden
Daylamistan olmasin? En azindan bunun mumkun
olmayacagini bu yazar cizer takimi inceleyip,
arastirip kanitlamak ihtiyaci duymuslarmidir?
Anadolu, Trakya, Kafkasya, Horasan kelimelerinin
Turkcede, ve anadolu halklari arasinda
kullanilan anlami bu sahislarin algiladigindan
biraz farklidir. O isimler bir yonu tariff eder,
Kesin sinirlandirilmis bir Toprak parcasini bir
ili, kasabayi degil. Horasan Ismninin de bu
Conexte anlasilmasi gerekir diye dusunuyorum..
Bu bahsi gecen yazar takiminin kullandigi
bilimdisi zorlama yontemle ilgili daha detayli
yazacagim.
B Kocadagin adi gecen makalaseini okuyu8nca
bunlari yazmak geregi duydum ancak konu bu
yazdiklarimdan hem daha genis, hemde daha
onemlidir.
Ilerde konuya yeniden donecegim.
Bertal Kahraman
Cevaplar: