Dersimli Engelliler
Umudun Türküsünü Söylüyor Gecesine Mesaj
Auteur - yazari: M. Hayaloğlu Tarih, gün
ve saat : 13. Mart 2005 16:07:11:
KIRMANCİYE
ÜLKESİNİN DEĞERLİ İNSANLARI!
SEVGİLİ DERSİMLİLER!
Dersimliler olarak kendi öz gücümüz ve
kendi olanaklarımızla yardıma en muhtaç
durumda olan, ezilenlerin en ezilenleri olan
engellilerle dayanışmada bulunmanın haklı
gururu ve sevinci içerisindeyiz.
"Bedensel Engelliler Rehabilitasyon ve
Buluşma Merkezi Projesi" nin
başarıya ulaşması, biz Dersimliler için yüz
akı ve insanlık için de örnek bir davranış
olacaktır.
Bütün dünyada çeşitli sorunlar
yaşanmaktadır. Ama Dersim’deki sorunlar,
bazı istisnai bölgelerle beraber, en ağır ve
en acımasız özelliklere sahiptirler. Çünkü
bu sorunlar, sadece bugünün değil,
yüzyıların birikmiş mirasıdırlar.
Önümüz de iki seçenek var: Ya teslim
olacağız , ya da direneceğiz.
Ya şartlara boyun eğip, can çekişerek
ölmeyi, yavaş yavaş yok olmayı bekleyeceğiz.
Ya da yaşamak ve varlığımızı devam ettirmek
için direneceğiz. Dersimliler yani
Kırmanciye ülkesinin bu soylu halkı,
yüzyıllardır ikinci seçeneği, yani inadına
direnişi tercih etmiştir. Ve biz yaşayan
nesil olarak bundan gurur duyuyoruz. Ancak,
açıktır ki sorunlar, gururla değil,
bilinçle, bilinçli müdahale ile çözülür. Bu
demektir ki, Dersim’in sorunlarına bilinçle
el atmak ve onlara çözüm üretmek gerekiyor.
Sorunlarımız hem bol ve hem de çok
çeşitlidir.
İşsizliğe çare bulmak için, projeler
üretmeli ve yatırımlarımızı memleketimize
yönlendirerek iş alanları ve gelir
kaynakları yaratmalıyız.
Doğal ürün elde etmek için tarım,
hayvancılık, arıcılık, meyve, sebze vb.
alanlardaki çalışmaları teşvik etmeli ama
aynı zananda modern ve bilimsel yöntem ve
teknikleri kullanmalıyız.
Turizmi geliştirmeli, izin ve
tatillerimizi memleketimizde yapmak üzere
turlar düzenlemeli ve insanlarımızı teşvik
etmeliyiz.
Doğamıza, doğal güzelliklerimize sahip
çıkmalı, barajlarla memleketimizin sular
altında kalmasına izin vermemeliyiz.
Köye geriye dönüşü teşvik etmeli, yardım ve
dayanışmada bulunmalıyız.
Şiddeti, kavgayı, çatışmayı bırakmalı,
barış ve dostluk içerisinde, elbirliğiyle
sorunlarımızı çözmek üzere seferber
olmalıyız.
Haklarmızı almak ve güvenceye bağlamak
üzere, azim ve kararlılıkla mücadele etmeli
ama hiç bir şekilde demokratik ve meşru
yöntemlerden sapmamalıyız.
Dilimize ve kültürümüze sahip çıkmalı,
dilimizi çocuklarımıza öğretmeli, sevmeli ve
sevdirmeli ve onu her yerde konuşmalıyız.
Bunu yaparken Türkiye’de Türkçeyi,
Almanya’da Almancayı ya da başka bir ülkede,
o ülkenin dilini de en az o ülkenin
vatandaşları kadar öğrenmek ve bilmek
gerekir. Evet, biz bunu yapabiliriz. Bu,
imkansız değildir. Yeter ki, bunu kavrayalım
ve inatla ama bilinçle savunarak gereklerini
yerine getirelim.
İnancımıza, kutsal mekanlarımıza sahip
çıkmalı, yönümüzü bize yabancı olan yerlere
değil, memleketimizin kutsal mekanlarına,
Düzgün Bavaya, Munzur Bavaya, Jêleye,
Bağır’a çevirmeliyiz. Başta Düzgün Bava
olmak üzere kutsal mekanlarımızda tesisler
yapmalı, yol, çeşme, vb. alt yapı
sorunlarını çözmeliyiz.
Dersim’deki hak ihlallerine karşı duyarlı
davranmalı, son dönemde Avukat Hüseyin
Aygün’e karşı yapılan baskıları teşhir
etmeli ve dayanışmada bulunmalıyız.
Zonê ma, kamiya mawa.
Her vas, kokê xo serê rewino.
Her theyr zonê xo de waneno.
Xo Bızane khe, sari ki to bızano.
Zonê ma nun u sola mawa.
Basel de Cematê Dêsimi (Basel Dersim
İnsiyatifi / İSVİÇRE)