Dersimliler, Türkler ve Muasır Medeniyet
Mehmet YILDIZ
Dersimliler, Türkler ve Muasır Medeniyet
Türk (Osmanlı) devlet yöneticilerinin bir buçuk
asırdan fazladır önlerine hedef olarak
koydukları muasır medeniyet ile
kastedilen Avrupa medeniyetidir. Türkler rasyonel düşünüşün,
matematiğin, tekniğin vb. bir ulusun gelişimi
bakımımından ne kadar önemli olduğunu
fark etmelerine rağmen, muasır medeniyet
seviyesine bir türlü ulaşamadılar. Türkiye
demokratik ve özgür bir ülke değildir.
Birlesmiş Milletler İnsani Geşlişim
İndeksine göre Türkiye 177 ülke arasında
88. sıradadır. Türk toplumu bir mafia ve
çete toplumudur. Türk ordusu ve polisi bir işkenceciler
ve katiller örgütüdür. Türkiyede hukuk
yoktur. Yargıçlar MHPli veya çetelerin
adamlarıdırlar. Yargıtay üyeleri
bile Alaattin Çakıcının adamlarıdırlar.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik,
işsizlik, yoksulluk had safhadadır.
Bütün bu saptamalarda bulunurken kriter olarak
modern toplumları, örneğin batı
Avrupa ülkelerini alıyorum. Halbuki Türk
toplumunun bu gibi bir kriteri yoktur. Türk insanının
kitlesel bir siyasal memnuniyetsizliği yoktur.
Türk devleti bir hukuk devleti değildir
saptamama Türk seçmenin çoğunluğu katılmaz.
Keza benim Türk ordusu ve polisi bir işkenceciler
ve katiller topluluğudur şeklindeki tanımlamam
da objektif bir saptama olarak görülmez. Türklere
göre bütün ulusal, etnik ve dinsel azınlıklara
her zaman çok iyi davranılmıştır.
1915 Ermeni ve 1937-38 Dersim Jenosidi birer
uydurmadır.
Sosyal realitenin ne olduğu konusunda Türk
toplumuyla anlaşmanın hiç imkanı
yokmuş gibi bir durum arzetmektedir. Bu doğru
değildir. Türkiyede çok az da olsa
demokrat, vicdan sahibi ve gerçeğe sadık
insanlar vardır. Türkiyenin gerçek anlamda
medeni bir ülke olmasını isteyen Türkler
vardır. Dolayısıyla mevcut gericiliği
Türklerin biyolojisiyle açıklayamayız.
Burada kültürel bir fenomenden bahsedilebilir,
fakat kollektif kültür değişebildiği
için Türkleri ulusal kültürlerinin bir sonucu
olarak gerici ve baskıcı bir
topluluk olarak tanımlamak da doğru değildir.
Dersimliler mazlum bir toplumdur. Ancak zülme uğramış
olmak tek başına hiç bir topluluğu
demokrat, toleranslı, vicdan sahibi ve adil
yapmaz. Çok şükür biz bu özelliklere
sahibiz ve bunu olanaklı kılan bizim kültürel
kimliğimizdir.
Anadoluda Ermeniler ve Yunanlılar yok
edildikten sonra bize benzer topluluklar pek kalmadı.
Ancak biz de bugün tamamen yok olma tehlikesiyle
karşı karşıyayız.
Bu gibi bir tehlikenin farkında olmak insana
tarifi mümkün olmayan büyük bir acı verir.
Fakat bu acı bizi kendimize karşı
subjektif olmayı veya şahsımıza
gerçekdışı şeyler atfetmetmeyi
haklı kılmıyor. Dersimlilerin tartışmalarına
bakınca bu insani kaliteyi görüyorum ve
bundan büyük bir gurur duyuyorum. Sonuç olarak
maruz kaldığımız bunca zulme ve
karşı karşıya kaldığımız
korkunç tehlikeye karşın insanoğlunun
sorunlarını örneğin bizimle kıyaslanmayacak
kadar imtiyazlı bir hayat sürmüş olan
İsveçliler kadar soğukkanlılıkla
ve rasyonel bir biçimde tartışabiliyoruz.
Öyleki kriminal ruhlu, geri zekalı ve
terbiyesiz insanların bile mantığına
hitap etmeye çalışıyoruz. Türklerin
muasır medeniyet seviyesine ulaşıp
ulaşamayacaklarını bilmiyorum ama ben
halkımın medeniliğiyle bahtiyarım.
|