Anasayfa      Yazilar       Forum       Arşiv  

 

 

 

 

 

DERSİM SORUNU NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Dersim Forum

 DERSİM 38 FORUM

DERSİM SORUNU NEDİR, NE DEĞİLDİR?

SEYFİ CENGİZ

Dersim Raporları’nın konusu “Dersim Sorunu”dur.
Raporlarda bu sorunun tanımı, nedenleri, nasıl çözüleceği, daha doğrusu nasıl “ortadan kaldırılacağı” üzerinde durulmaktadır.
Eksendeki konu budur.
“Dersim Raporlarının Özet Bir Analizi” başlıklı yazı serisine “Raporlarda Dersim Sorunu ve Çözüm Yolu” şeklinde ikinci bir başlık koymamız bundandır.
Dersim konusu, bu raporlarda Ermeni veya Kürt sorunu olarak değil (ilişkilerine işaret edilse de), ayrı bir başlık altında ve müstakil bir sorun olarak tartışılmaktadır. Bu konu, Kürt sorunundan ayrılmadığı için henüz bağımsız bir sorun olarak mevcut bile olmayan, bu nedenle sözü dahi geçmeyen Zaza sorunu olarak da tartışılmaz.
Dersim veya Kırmanc kimliği konusuna yıllarımızı verdik. Özellikle Desmala Sure’den beri bu konuyu uzunca tartıştık. Bu konudaki görüşlerimiz açık ve nettir. Üstelik bağrından çıktığımız ve hitap ettiğimiz halk, yani sade Dersimli, adı veya kimliği konusunda bir kafa karışıklığı içinde değildir. Ne ve kim olduğunu sözde eğitim görmüş, sırf bu yüzden kendini aydın sanan ve ad dayatmaya kalkışan seçkinci ukala takımından daha iyi biliyor. Dersim’in sade halkını bir kimliğe kazanmak gibi bir sorunla karşı karşıya değiliz. Çünkü sade insanımız, Dersimli ve/veya Kırmanc-Kızılbaş olduğunu hepimizden iyi biliyor. Geleneğine yabancı değil. Bu, büyük bir avantajdır.
Hal böyleyken birilerinin hareketi hâlâ soyut bir ad veya kimlik konusuyla meşgul etme çabası, bazen kasıtlıdır, bazen de bir gerilik göstergesidir. Böylelerinin gündemimizi gereğinden fazla işgal etmesine izin verilemez. Önceliği ileri öğeleri kazanmaya, sade halkla birleşip güçlü bir kitle hareketi yaratmaya vermeliyiz. Zaten başlamış bulunan bu süreci daha da güçlendirmeliyiz. Zamanımızı ve enerjimizi en geri unsurlara harcama lüksüne sahip değiliz.
Bundan böyle de zaman zaman kimlik konusuna döneceğiz. Ama bunu gereksiz ve verimsiz polemiklere girerek değil, her zaman yapmaya çalıştığımız gibi, araştırmalara dayalı, el geldiğince aydınlatıcı yazılarla sürdüreceğiz.
Desmala Sure’nin ilk sayısındaki baş yazısından beri bizim daha çok ilgilendiğimiz şey, “Dersim Sorunu”dur.
Esas uğraşımız bu sorunun doğru anlaşılmasına ve çözümüne katkıda bulunmak olmuştur. Kimlik sorununu bu ekseni yitirmeden tartıştık.
Dersim Sorunu’nu biz icad etmedik. Dersim muhalefet ve mukavemetini de biz başlatmadık. Dersim sorunu da, Dersim muhalefeti de beş asırlık olgulardır.
Biz onları miras aldık.
1938, yakın tarihimizde bir milattır. Bugün yaşadığımız güçlüklerin pek çoğunun kökeninde 38 soykırımı vardır. Karşılaştığımız güçlüklerin pek çoğu 38’le başlayan ve adına “Tunceli” denilen sömürge döneminin birer sonucudur. Ad tartışması da, gündemimizi bu konuyla meşgul edenler de esas olarak bu dönemin türevleridir.
Desmala Sure, bu dönemden çıkış için ihtiyaç duyulan aydınlanma hareketinin başlangıç aşamasıydı.
Bu dönemden çıkış Dersim Sorunu üzerinde yoğunlaşmayı gerektirir.
Dersim Sorunu, raporlardan da görüleceği gibi, Yavuz Selim’in Trabzon valiliğinden, özellikle Çaldıran’dan beri mevcut bir sorundur. Böyle bir sorun mevcut olmasaydı, “Dersim Sorunu” diye bir kavram olmazdı.
Dersim Sorunu’nun (ve kimliğinin) doğru tarifi bu beş asırlık süreç kavranmadan yapılamaz. Örneğin bu soruna Kürt, Ermeni veya Zaza sorunu demek birer tariftir. Ama bu tarifler yanlıştır. Dersim’i sorun yapan nedenler ve talepler de farklıdır.
Bir sorunun çözümü, en başta onun doğru tarif edilmesini zorunlu kılar. Dogru tedavi, doğru teşhis gerektirir.
“Dersim Sorunu” kavramı, 1896’dan 1930’ların sonlarına kadar yaklaşık 40 yıl boyunca hemen tüm Dersim raporlarında geçmektedir. 1908’de Osmanlı, 1920’lerde ve 30’larda ise Türk meclislerinde yine “Dersim Meselesi” olarak tartışılmıştır. Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü ve Celal Bayar da dahil, sömürgeci rejimin tüm önde gelenleri “Dersim Sorunu” kavramını kullanmışlardır.
“Sorun”, siyasi bir sözcüktür. Raporlarda Dersim’i “sorun” yapan nedenler üzerinde farklılıklar olmakla birlikte, hemen tümünde örtülü ya da açık şekilde bir siyasal sorunun varlığı kabul edilmekte, adı da “Dersim Sorunu” olarak konulmaktadır.
Bazı çevrelerin ve en geri öğelerin yıllardır harekete ısrarla dayattıkları ve basit bir ad sorunundan ibaretmiş gibi göstermeye gayret ettikleri tartışma, gerçekte sorunun tanımına ilişkindir. Bu çevreler bilerek ya da bilmeyerek bir “Dersim Sorunu”nun varlığını inkar etmekte, bu kavramı kullanmaktan özenle kaçınmaktadırlar.
Dersim’i beş asır boyunca sorun yapan şey, başta Kızılbaşlığı, yaşam biçimi ve değerleri olmak üzere kültürü, etnik kimliği ve asırlar içinde bir geleneğe dönüşen siyasal duruşu (merkezi yönetimi tanımaması), yani “itaat” etmeyişi olmuştur.
Dersim kimliği denince fotoğrafın bütününe bakmak, bu bütünlüğü anlamak gerekir. Bu kimlik, etnik, dinsel-kültürel ve ideolojik-siyasal kimlik gibi bileşenlere sahiptir.
Bu bileşenlerin herbirinin bir evrimi vardır. Denklemdeki yerleri de her çağda aynı değildir.
Dersim kimliği Dersim Sorunu’ndan, bu sorunun tarihinden (beş asırlık evriminden) bağımsız olarak anlaşılamaz. Dersim kimliğini anlamanın yolu Dersim Sorunu’nu eksene koymaktan geçer. Ad tartışmasına indirgenen, üstelik Dersim Sorunu’nun inkarı üzerinde geliştirilen bir kimlik tartışması ya kasıtlıdır, ya da bir gerilik ve yabancılaşma ifadesidir. Dersim konusunu ad, dil veya etnik köken eksenli bir tartışmaya hapsetmek, Dersim Sorunu’nun anlaşılmasına değil, bulandırılmasına hizmet etmektedir. Dersim konusu her açıldığında Dersim’de konuşulan dili/dilleri ve etnik orijinleri/aidiyetleri öne çıkarmak sağlıklı bir yöntem değildir. Bu yöntem terkedilmek zorundadır.
Dersim bir sentezin adıdır. Bu sentezi anlamanın yolu, Dersim Sorunu ve bu sorunun çözüm yolu üzerinde yoğunlaşmaktır. Başka deyişle gündemin en başına program, strateji, örgütlenme ve mücadele metotları gibi konuları oturtmaktır. Dersim muhalefeti içinde uzun süredir hayli belirginleştiğini düşündüğümüz birlik ve bölünme eksenlerini daha bir netleştirecek olan bu konular üzerinde sürdürülecek seviyeli ve yapıcı bir tartışmadır.
Not: Bu yazının daha önce yayınlanmış olan aşağıdaki makalelerle birlikte okunmasında yarar vardır:
“Dersim Sorunu Ne Kürt Ne De Zaza Sorunudur”
“Dersim Sorunu Başka, Ermeni Sorunu Başkadır”
“Bir Kere Daha Dersim Sorunu Üzerine”
“Çaldıran’dan 38’e Dersim Davası”

Kaynak: Dersim 38 Forum
 


 
Dersim Forum

 

Back to Top

Hosted by www.Geocities.ws

1