Anasayfa   Yazilar     Forum    Arşiv  

 

 

 

DERSİM’İN ŞECERESİ (IV)

DERSIM FORUM

Auteur - yazari: SEYFİ CENGİZ Tarih, gün ve saat : 30. Agustos 2005 00:04:07:

MAMAKANLAR TZAN ORİJİNLİDİR (MAMAKANLAR VE TZANİLER AYNIDIR)
Destanlarda aşiretler ve kavimler kural olarak kişi adlarında temsil edilir.
“Dersim ve Zaza Tarihi – Sözlü Gelenek ve Tarihsel Gerçek“ başlıklı çalışmamda, Dersim‘in Khla Mem-Khal Ferat geleneğindeki Khal Mem adının Mamakanlar adıyla bilinen halka, Khal Ferat adının ise Partlar‘a referans olduğunu, geleneğimizin Khal Mem Oğulları (Domane Khal Memi) dediklerinin Mamakanlar, Khal Ferat Oğulları dediklerinin ise Partlar olduğunu söyledim. Adı geçen çalışmamda bu sonuca nasıl vardığımı ayrıntılı olarak izah ettiğim için bu özette bu ayrıntılara girmeyeceğim.
Partlar’ın (Khal Ferat grubu aşiretleri) Dersim’e gelişi çok daha geç bir tarihe rastlar. Bu gelişin öyküsüne bu dizinin sonraki bölümünde tekrar değineceğim.
Mamakanlar (Khal Mem grubu aşiretleri), Dersim’de Partlar’dan çok daha eskidir. Dersim’e adlarını verenler bu toprakların çok eski yerlileri olan Tzanlar, diğer bir adlarıyla Mamakanlar’dır.
Tzan ve Mamakan, bir ve aynı halkın veya bu halka mensup farklı boyların adlarıdır.
Dersim adı Tzanlar (Derler, Sinler)’dan, Eski Dersim’in alternatif adları gibi kullanılan Ocağe Khalmemi (Kalman Ocağı) ve Mamekiye gibi adlar ise Mamıkanlar’dan kalmadır.
Adontz’a göre Mamakan adının aslı Mamik veya Mamak’tır.
Bu kısımda Mamakanlar hakkında bir özet vermekle yetineceğim.

MAMİK-KONAK RİVAYETİ
Mamakanlar’ın kendi orijinleri hakkındaki geleneği ilk Ermeni tarihçileri tarafından, özellikle Mamakan Evi’ne mensup tarihçilerce M.S. 5‘inci yüzyıldan itibaren kayda geçirilmiştir.
Bu rivayet onların bugünkü Dersim ve çevresine Çin (Sin)’den geldiğini söyler. Sözünü ettiğimiz bu rivayette, Çin kırallığında ikinci adam olan Prens Karnam (Prens Karnama) adında biri ile onun Mamik (Mamgo, Mamkun) ve Konak adında iki oğlundan sözedilir. Prens Karnam ölünce, onun dul karısı, yani Mamik ve Konak kardeşlerin annesi, Çin kıralıyla evlenerek ülkenin kıraliçesi olur. Bu evlilikten Chenbakur adında bir oğlu dünyaya gelir. Çin kıralı ölünce tahta Chenbakur çıkar. Onun anne tarafından kardeşleri olan Mamik ve Konak buna karşı çıkar, tahtı ele geçirmek üzere kendi yandaşları ile birlikte ayaklanırlar. Böylece kırallığın ordusu, soylular sınıfı ve halkı ikiye bölünür. Sonuçta iki kardeşin isyanı bastırılır. Bunun üzerine Mamik ve Konak kardeşler yandaşlarıyla birlikte Bahl-Shahastan (modern Horasan)‘daki Partlar’a (son Part kıralı Artavan’a), Khorenatsi’nin aktardığı versiyona göre de Sasani şahı Ardaşir’e, daha doğrusu onun oğlu ve halefi Şapuh’a sığınırlar. Çin kıralı olan üvey kardeşleri Chenbakur, onların iadesini isterse de bu talebi yerine getirilmez.
Hemen sonra Mamik-Konak kardeşler kendi yandaşlarıyla birlikte o sırada Partlar’ın bir kolunun yönetimi altında bulunan Ermenistan’a gönderilir (veya “sürgün“ edilirler) ve burada yerleştirilirler. Bir versiyona göre bu sıradaki Ermenistan kıralı Büyük Hüsrev, bir diğerine göre de Tridates (St. Trdat)’dir. Ermenistan’a varan Mamik-Konak kardeşlerin soyu ve yandaşları burada hızla çoğalır, büyük bir aşirete ve güce dönüşürler. Ama Ermenistan’daki yerlerinin sık sık değiştirildiği, bir yerden diğerine aktarıldıkları söylenir. Rivayetin bu bölümü Mamakanlar’ın oldukça geniş bir coğrafyaya dağılmış olmasını açıklamaya çalışır gibidir.
Mamakanlar’ın orijinine ilişkin rivayet özet itibariyle budur.

MAMİK-KONAK RİVAYETİ DERSİM’İN KHAL MEM-KHAL FERAT GELENEĞİNİN AYNISIDIR
(RİVAYETİN YORUMU VE MAMAKANLAR’IN ÖZET TARİHİ)
Bu rivayet, benim görüşüme göre, Dersim’in Khal Mem-Khal Ferat rivayetinin ta kendisidir. Tekrar ediyorum: Mamik-Konak rivayeti, Khal Mem-Khal Ferat geleneğinin M.S. 5‘inci yüzyıldan itibaren Ermeni tarihçileri tarafından kayda geçirilmiş ve korunmuş orijinal versiyonudur.
Mamik-Konak kardeşlerin isyanı, bu isyanın bastırılmasını takiben Part ülkesine (İran’a) sığınmaları, daha sonra da Ermenistan’a varışları, değişik anlatımların hepsinde M.S. 3‘üncü yüzyıla yerleştirilir. Ama kesin tarihi konusunda bir birlik yoktur. Bir versiyonda Part yönetiminin sonları, birinde Sasaniler‘in iktidarı aldığı sıralar, bir diğerinde ise daha sonraki bir tarih verilir. Bu farklı tarihlerin hepsi kabaca M.S. 224/226 ile 291 yılları arasına rastlar.
Tüm anlatımlara göre Mamik-Konak kardeşler Ermenistan’da ilkin Murat Nehri boyları, Muş-Ahlat bölgesi, Sim dağı ve çevresi (Dersim Dağı ve/veya Sason Dağı ve çevresi), kısacası Roma imparatorluğunun doğu hududuna yerleştirilmişlerdir. Tarif edilen bölge, tarihsel kayıtlarda da Mamakanlar’la en yoğun biçimde karşılaşılan bölgedir.
Bu rivayet doğru yorumlanmak zorundadır.
Her şeyden önce rivayetin Çin (Sin) dediği ülke, bazı tarihçiler tarafından öyle yorumlansa da, kesinlikle bildiğimiz uzak Çin değil, ama Tzanika’dır. Başka deyişle bir zamanlar Haldiya olarak da bilinen Eski Dersim‘dir, Çanestan’dır.
Nicolas Adontz, Mamik-Konak geleneğinde Çin (Sin) olarak referans verilen ülkenin gerçekte Tzanika olduğunu söylerken tamamen haklıdır. Tzan adının Farsça ve Arapça söylenişte Sin ve/veya Çin gibi şekillere girdiğine daha önce değindim. Bu benzerlik, Tzanica (Çanestan) ile uzakdoğu ülkesi Çin arasındaki karışıklığın esas nedenidir. Uzakdoğu’dan gelenler Mamakanlar değil, Partlar’dır. Mamakanlar’la Partlar’ın sonraki tarihlerde karışmış olmaları Tzan ve Çin karışıklığının bir diğer nedeni olabilir.
Mamakanlar’ın gelişini M.S. 3‘üncü yüzyıla yerleştiren görüşler de doğru değildir. Çünkü Mamakanlar; Heredot, Xenophon, Strabo, Pliny ve diğer tarih ve coğrafya otoritelerinin başka adlar altında onlar hakkında dediklerinden görüleceği üzere başta Tzanika olmak üzere Pontus ve Colchis’in çok eski yerlileridir.
Onların Çin’den ve Çin imparatorlarının soyundan geldikleri iddiası rivayete monte edilmiş bir fantazidir.
Az önce işaret ettiğimiz gibi geleneğin kendisinden Çin olarak sözettiği ülke aslında Tzanica’dır. Gelenek onların gerçekte Tzanica (Çanestan)‘dan etrafa doğru dağıldığına, Tzan orijinli olduklarına işaret etmektedir. Bu konuda sağlam tarihsel veriler mevcuttur. Mamakanlar’ın orijinal ve irsi topraklarının Tzanika’daki Tayk (Oltu, Orta Çoruh) bölgesi olduğu konusunda ciddi kaynakların hemen hepsi hemfikirdir (Bk. Toumanoff, N. Adontz, vd).
Toumanoff, Mamakan Evi’nin bilinen ilk üyesinin M.Ö. 69 yılında Romalılar’a karşı Tigranokerta’yı savunan Mancaeus olduğunu tahmin etmektedir ki, sadece bu tarih bile onların bu bölgeye M.S. 3‘üncü yüzyılda geldikleri görüşünü çürütmektedir. Toumanoff‘a göre Mamakanlar eskiden beri Proto-Kafkaslar’ın ve Tayk bölgesinin hanedanları idiler.
O halde Mamik-Konak geleneğinde bahsi geçen iç-savaş bizce Tzanica’da veya yakın çevresinde kurulmuş henedanlıkların henüz pek bilinmeyen tarihleri içinde aranmalıdır. Örneğin Mamakanlar’ın irsi toprağı olup ortaçağlarda Tayk (Taik, Tao) olarak bilinen topraklar antik devirlerde Diaue-khi adıyla bilinen ülkeye ve kırallığa denk düşerler. D. M. Lang, Taoklar’ın Diauehiler olduğunu yazmaktadır. Bu kırallık Urartu kıralı Menua I (810-785 M.Ö), daha kesin manada onun oğlu Argişti I (786-764) döneminde Urartu’ya bağımlı kılındı. Ülkenin başkentleri olan Sasilu (Shashilu) ve Zua kentleri ile Utu kenti Diauekhi kıralı Utupurşi’nin elinden alındı. Diauekhi kırallığı, altın ve gümüş olarak ödenmek üzere haraca bağlandı.
Buradan hareketle Tzanica topraklarının Urartu kırallığına ve hudutlarına M.Ö. 780‘lerin başlarında dahil edilidiği düşünülebilir.
Aras vadisini (Erivan/Erebunu çevresi) ve Sevan Gölü bölgesini Urartu kontrolüne sokan da Argişti olmuştu. M.Ö. 780‘lerde bir bölgesel başkent olarak bu bölgede Erivan kentini kuran Argişti’dir. Urartu sınırını Asur başkenti Nineveh kadar güneye, kuzeyde ise Aras ve Diauehi ötelerine taşıyan oydu. Ordaki Urartu yazıtları bu fetihleri zaten kayddetmektedir. Onun döneminde Asur ile Urartu arasında nüfuz savaşlarına sahne olan Manna topraklarındaki (Urmiye Gölü çevresi) Urartu hakimiyeti de pekişir. Urartu sınırı batıda Malatya’ya dek uzanır. Urartu kırallığı azami sınırlarına onun döneminde vardı. Sonra Tiglat-Pileser III ile birlikte Asur misillemesi başladı. Sonunda fethettiği toprakların büyük bölümünü yitiren Urartu kırallığı kendi çekirdek bölgesine doğru daralarak Van Gölü ve yakın çevresi ile sınırlı hale geldi.
Daha sonra bölgede Medler’in yükselişi, Grek kolonileştirmesi, İskit-Kimmer (Gog-Magog?) istilası, Asur, Urartu ve Frigya medeniyetlerinin yıkılışı, Senekerim’in oğulları Sanasar ve Adramelek’in Asurya’dan Ermenistan’a göçleri gibi bir seri önemli olay yaşanır. Azdahak öyküleri ve Zerdüşt’ün sahnede belirmesi de yaklaşık olarak bu döneme rastlar. Yaşanan tamıtamına bir tarihsel devrimler dönemidir. Sözcüğün bu anlamında bir Tufan sözkonusudur. Dengelerin ve denklemlerin köklü biçimde değiştiği bir geçiş konağıdır bu.
Bence Mamik-Konak rivayetine konu olan olaylar da büyük bir olasılıkla henüz bilinmezliklerle dolu bu Tufan peryoduna aittirler.
Urartu, bu Tufan’da yıkıldı. M.Ö. 590 yılı dolayında Urartu’nun istila edilişi ve yıkılışı sırasında Tzanika’nın sarp dağlarına sığınan hakiki Urartular, bu tarihten sonra daha çok Haldiler ve/veya Alarotlar adıyla bilindiler (onların adı -ib sonekiyle Chal-yb veya Chal-ib diye yazılır bazen). Onların Tzanika dağlarına ve çevresine sığındığını söylerken, Tzanika’nın bir dönemler onların adıyla Haldiya olarak bilinmiş olmasına dayanıyorum.
Heredot, onlardan Alarod (Alarot) diye sözeder. Ama Xenophon (430-354 M.Ö)‘un Anabasis ve The Cyropaedia adlı eserlerinden biliyoruz ki, Akamenler’in kurucusu Cyrus (Kurus) zamanınında Urartular daha çok kendi baş tanrıları Haldi‘nin adıyla Haldiler diye bilinmişlerdir.
Ermeniler’in Urartu orijinli oldukları şeklindeki malum iddialara rağmen, ne Heredot, ne Xenophon, ne Strabo, ne de bir başka ciddi kaynakta böyle bir özdeşlik vardır. Adını saydığım kaynaklarda Urartular hiç bir zaman Ermeniler’le karıştırılmadığı gibi, onlara Alarodlar ya da Haldiler adı altında hep Ermeniler’den ayrı ve farklı bir grup olarak referans verilir.
Xenophon, The Cyropaedia adlı eserinde Cyrus’un Ermenistan seferi sırasında bir “Ermenistan kırallığı”ndan sözeder. Kendisi ve ailesi Cyrus tarafından esir edilen Ermenistan kıralı Cyrus’a bağlanır. O sırada Ermeniler ile sınır komşuları Haldiler (Chaldean) birbiriyle savaş halindedirler. Cyrus (559-529 M.Ö), Tigranes kumandasındaki Ermenistan ordusunun da desteğiyle Haldiler’i yenilgiye uğratır. Ardından savaş halindeki Ermeniler ile Haldiler arasında bir barış sağlar (Bk. Xenophon, a.g.e).
Besbelli ki, Akamenler döneminde Urartular, Haldiler adı altında ayrı bir grup olarak hala varlıklarını koruyorlardı. Nitekim Ermenileri Akamen imparatorluğunun 13’üncü eyaletinde gösteren Heredot, Urartular’ın kalıntılarını Alarodlar adı altında Matieniler ve Saspiriler ile birlikte 18’inci eyalette (Aşağı Aras’tan Urmiye Gölü’ne kadar uzanan bölge), Tzanileri (Mamakanları) ise Macronlar adı altında Moschi, Tibareni, Mossynoeci ve Mare(s)ler ile birlikte 19’uncu eyalette göstermektedir. 19’uncu eyalet Karadeniz güneyindeki dağlık bölgedir. Burda yaşayan halklar ve aşiretler az önceki gibi verilmektedir. Bu halkların ya da aşiretlerin bir bölümüne veya bazı kesimlerine Kafkas stoku içinde de rastlarız. M.Ö. 481/480 tarihli Yunanistan seferini yapan Xerxes ordusunda Alarotları ve Saspirleri ortak kumanda altında ve Colchiler tarzında donanmış buluruz. Bu orduda 19’uncu eyalette adları sayılanlar yine birliktedir (Colchiler ile ortak kumanda altında görünen Mareler hariç). Bunlardan Macronlar ile Mossynoeciler ikilisi bir komuta, Moschiler ile Tibareniler ikilisi ise bir komuta altındadırlar.
Bilinmesi zorunlu olan bu özet bilgileri takiben geri asıl konumuza dönersek:
Mamakanlar çok eskiden beri Tzanika’da yaşadılar. Ama sık sık yer değiştiler, daha doğrusu buradan etrafa doğru genişçe yayıldılar. Mamakanlar’ın en çok bilinen kolları Tayk, Taron (Daron, Tarawn eyaleti, Muş-Ahlat bölgesi), Bagravende ve Akilisene‘deki kollarıydı. Bu bölgelerde yoğunlaşmışlardı. Çok eskiden beri Pontus ve Colchis’te de varlardı. Hatta Pontus ve Colchis’e adlarını/damgalarını vurdukları dönemler oldu. Sadece Ermenistan sathında yayılmakla kalmamış, komşu Gürcistan‘a ve çevresine de göçmüşlerdi. Sözgelimi Gürcistan’ın Orbeliani prenslerinin rivayeti de “Cenk Ülkesi“nden geldikleridir. Cenk, Tzanika (Çanestan, Zenastan) adının bir şeklidir. Gogaren eyaleti Orbelyanlar’ın elindeydi. Ünlü Liparit bu evdendi.
Mamakanlar’ın M.S. 3‘üncü yüzyılda geldikleri görüşü olsa olsa Tzanica’dan etrafa doğru yapılan göçlerle ya da bu göçlerden belirli biriyle ilişkilidir. Geniş bir sahada Mamak, Mamıkan, Mameş, Del Mamikan, Mamasani (Luristan‘da) vs gibi kısmen farklılaşan adlar altında Mamakanlar’a rastlamamız onların her tarafa doğru genişçe yayılmalarının kanıtıdır.
Mamakanlar’ın gelişinin M.S. 3‘üncü yüzyıla yerleştirilmesi Mamakanlar ile Manesçiler arasındaki bir karıştırmadan da ileri gelebilir.
Peygamber Manes’in mesajının özü halkı El-Hakk’a (Gerçeğe) çağırmaktı. “Gerçeğin Yolu“ (Ehl-i Hakk) ifadesi ilk kez Manesçi literatürde görülür. Öyle ki, Manes ve Mazdek‘ten Pir Sultan (Şah Haydar, Düzgün Baba)‘a uzanan bir yol şeceresinden bile bahsedilebilir. Hemen tüm ütopyacılar kendi ütopyalarını kurmak için monarklara seslendiler. Manes Şahpur’a, Mezdek Kava (Kubad)‘ya hitap ettiler. Şah’a sesleniş Pir Sultan ve sonrasına dek sürdü.
Manes’in peygamberlik misyonu ile ortaya çıkması ve yeni bir din ilan etmesi bazı kaynaklara göre Part yönetiminin Sasani isyanı ile devrildiği sıralara (M.S. 226/228 yılına), diğer bazılarına göre de Sasani şahı Ardeşir’in yerini oğlu Şapuh (Şapur)’un almakta olduğu tarihlere (M.S. 240) rastlamaktadır. Mamik-Konak kardeşlerin sığınma olayı da çoğunlukla bu iki tarihten birine yerleştirilir ki, bu örtüşme dikkat çekicidir.
Şapur bin Ardeşir’in sonunda Man-es’i ve yandaşlarını Zerdüşt’e bağlı kendi impartorluğundan sürdüğü bilinen bir hadisedir. Mamik-Konak kardeşlerin Ermenistan’a sürgününden sözeden gelenek ile Manesçiler’in İran’dan sürülüşü arasındaki paralellik de dikkate değerdir. Manesçilerle, Dersim ve çevresinde Pavlakiler adı altında karşılaşırız.
Mamik-Konak geleneğinde bir Çin imparatorunun adı olarak geçen Chenbakur (Chen-Bakur) adı, Toumanoff’a göre gerçekte Mamakanlar’ın irsi ünvanıdır. Bu sözcüğün ilk kısmı Chen, Tzan adının bir söylenişidir. Bakur sözcüğü ise, Moses Khorenatsi’nin kitabını İngilizce’ye çeviren Thomson’un açıklamasına göre İrani dillere ait Bag-Puhr’dan gelmedir. Bag, cennet (tanrı, gök); Puhr (Pur) ise oğul demektir. Böylece Bakur (Bag-Pur) kavramı Cennet-Oğlu, Göğün-Oğlu, Tanrı-Oğlu (Gök-Tanrı oğlu) anlamlı bir ünvandır. Tzanica kırallarının bu ünvanı taşıdıkları anlaşılmaktadır.

MAMAKANLAR`IN SONRAKİ TARİHİ VE ERMENİ-GÜRCÜ-RUM OLARAK BİLİNEN KESİMLERİ
Mamakanlar’ın Akilisene kolu Ermenistan’ın Roma parçasında yeralıyordu. M.S.3./4. yüzyıllarda onları merkezi Murat Nehri üzerindeki Olakan kalesi olan Taron Eyaleti (Muş-Ahlat-Sason)‘nde hayli nüfuz edinmiş buluruz. M.S. 439‘da Mamakan prensi Hamazasp I, Gregoryen mezhebinin kurucusu ve isim babası St. Gregory‘nin soyundan gelen St. İsaac (ölm. 439)‘ın kızı ile evlenir. Sasaniler’e karşı 450/451 isyanının lideri Vardan Mamakan bu evlilikten olmaydı. Bu evlilikle birlikte soyu tükenmiş olan St. Gregory evinin (Gregoridler) tüm toprakları ve üç prensliği (Acilisene/Dersim prensliği, Taron eyaletindeki Aştişat merkezli prenslik ve Bagravandene prensliği) Mamakanlar’ın eline geçer.
Ermenistan, 377-386 ve 485-750 tarihleri arasında Mamakan evine mensup prensler tarafından yönetildi.
Daha sonra etkinlikleri giderek azalmaya başlar.
Mamakanlar, Akilisene’yi Bizans imparatoru Justinian döneminde yitirdiler. Arta kalan prensliklerinin çoğunu da Abbasiler peryodunda 771/772 isyanından sonra kaybettikleri sanılıyor. Taron eyaletine dahil Sason bölgesindeki topraklarını ise 1189/1190 yılı dolayında Şah Armen’e kaptırdılar.
Tomanoff’un araştırmasına göre onların bir bölümü bu tarihten sonra Klikya’ya göçüp “Sürgünde Ermenistan“ olarak tanımlanan devletin kuruluşuna katılmışlardır.
Böylece Mamakan Evi‘nin bazı kollarının zamanla Ermeniler’le karışıp “Ermeni“ olarak bilinir hale geldiklerini görüyoruz.
Orbeliyanlar örneğinde tanık olunduğu gibi Kafkasya’ya göçüp Gürcüleşen bölümleri de vardı. Bunlar da “Gürcü“ diye bilindiler.
Diğer bazı kesimleri de büyük ölçüde Romanize olmuş, yani Romalılarla karışıp Rumlaşmışlardı. Bu yüzdendir ki Pontus’taki parçaları da dahil onların bazı gruplarının “Rum“ olarak bilindiğine tanık oluruz.
Toumanoff’un verdiği bilgilere göre, 742-743‘te büyük oğlu Nicephorus ile birlikte Bizans imparatorluğu yapmakta olan Artabasdus, Mamakan evindendi. İmparatoriçe Theodora (ölm. 867) ile Caesar Bardas (ölm. 866)‘ın da Mamakan eviyle bağlantıları vardı.


DERSIM FORUM
 

 

Back to Top

Hosted by www.Geocities.ws

1