Auteur - yazari: SEYFİ CENGİZ Tarih, gün ve saat : 28. Agustos
2005 17:00:28:
TZANİLERİN ÜLKESİ:
TZANİCA (ESKİ DERSİM, ÇANESTAN), DAHA ESKİDEN HALDİYA ADIYLA BİLİNEN
ÜLKEDİR
Tzanların ülkesinden Tzanica olarak sözeden Bizans tarihçisi
Procopius, Xenophonun Tzanların ülkesini yanlış tarif ettiğini,
onu Trabzona sınır göstermekle yanıldığını söyler. Onun aktardığına
göre Trabzon ile Tzanların ülkesi arasında gerçekte geçilmez dağlar
ve geniş bir bölge vardı. Tzanlar (Saniler), en eskiden beri
Karadeniz kıyılarından çok içerde, modern Çoruh Nehri (eskiden Boas
Nehri) ve İspir dolaylarında oturuyorlardı. Dolayısıyla Tzanlar,
Procopiusun tarifine göre, başlangıçtan beri Ermenilerle komşu
idiler.
Procopius, Çoruh Nehri kaynaklarının Tzanicadaki İspir çevresinde
olduğunu, bu nehrin burdaki Tzanika dağlarından doğup Lazica (Colchis)da
Karadenize döküldüğünü yazmaktadır.
Tzanlar Bizans imparatoru Justinian (527-565) zamanına kadar
bağımsız yaşadılar. İlk kez Justinian zamanında ve 530 yılı
civarındadır ki onlara Bizans hakimiyeti ve bunu takiben de Bizans
eliyle Hiristiyanlık dayatıldı.
Agathias, Tzanların Karadeniz güneyindeki Trabzon yakınında
yaşadıklarını, zaman zaman Pontus ve çevresine, Ermenistan içlerine
talan akınları yaptıklarını yazar. Bizansın Tzanikayı istila,
işgal ve ilhak etmesini, onların yağma akınlarına bağlar. Bizansın
Tzanica istilası, onun anlatımına göre Colchis (Lazistan)ten
hareketle yapılır. Theodorius ve Rize kentlerinde karargah kuran
Bizans ordusu, bu kentlerden yola çıkarak Tzanicayı istila eder. Bu
istila binlerce Tzaninin öldürüldüğü bir katliamla başarılır.
Böylece o tarihe kadar bağımsız yaşayan Tzanilere Bizans tarafından
ilk kez boyun eğdirilir.
Tzanlar, eski dönemlerde Ardasa ve Gümşhaneden Hemşine kadarki
bölgede, tüm Parhar zincirinde, Çoruh ve Kelkit (Gayl) vadilerinde
yaşadılar. Adontza göre Tzanika, Çoruh ile Karadenizin kıyı şeridi
(Trabzona kadarki) arasında yeralan, Parhar zincirini içeren dağlık
bir eyaletti. Çoruh vadisinde Sasani Ermenistanı ile, Tayk
eyaletinde Hars ile sınırdı. Ermenistan ile Tzanikayı ayıran sınır
ise Parhar (Bolhar?) dağları zinciriydi. Bu dağların güneyine düşen
Satala (modern Sadak), Bayburt ve Koloneia (Koyulhisar) Ermenistana
dahillerdi. Adontza göre sonraki dönemlerin Eğer eyaleti, Tzanika (Canet)yı
da içine alıyordu. Eğeria, Karadenizin Abhazyadan Trabzona
kadarki tüm doğu kıyısının adıydı.
Tzanların ülkesini Chaniuk adı altında Pontusa yerleştiren ünlü
Ermeni tarihçisi Moses Khorenatsi, Tzanica ve Haldiya (Khaltik)
özdeşliği kurar. Prof. Adontz da ikisinin örtüştüğünü yazar. Daha
eskiden Haldiya (Khaldiya) adını taşıyan bu toprakların sonraları
Tzanika adını aldığını, Tzanika denen ülkenin daha gerilerde Haldiya
(Khaldiya) diye bilinen bir ve aynı ülke olduğunu, onunla tamamen
örtüştüğünü söyler.
Tüm bu bilgilerden ve tariflerden çıkan sonuç Tzanikanın, Pontus
veya Colchis ile değil, gerçekte eski Haldiya ile örtüştüğüdür.
Tzanika, daha eskiden Haldiya (Chaldia) diye bilinen ülkedir.
Haldiler, ünlü Urartulardır. Haldiya adı Urartulardan kalmadır.
Urartu yıkılışından sonra dağlara sığınan hakiki Urartulular, bu
tarihten sonra kendi baş tanrıları Haldinin adıyla Haldiler diye
bilindiler. Yerleştikleri dağlık ülke ise Haldiya adını taşıdı.
Kaynakların önemli bir bölümünde Tzanlardan eski bir Pontus ve/veya
Colchis kavmi olarak sözedilmesi, Tzanların genişçe yayılmasından,
çok eskiden beri asıl Tzanicaya komşu bu bölgelerde de
varolmalarından ileri gelmektedir. Bunun nedeni şu ya da bu nedenle
etrafa doğru göçleri veya sürülmeleri olabilir. Sözkonusu
kaynakların onlarla ilk kez asıl Tzanicanın kendisinden çok,
Tzanicaya komşu bu topraklarda karşılaştıkları anlaşılmaktadır.
Amasya Tarihinin yazarı da kendi kaynaklarına dayanarak Çanların
eski bir Pontus kavmi olduğunu, daha İskender istilası öncesinde (Pontus
kırallığı öncesinde) burada yaşayan kavimlerinden biri olduğunu
söyler. Hatta Pontus kırallığının (337-63 M.Ö) başkenti Amasyanın
eski adı olan Harşene sözcüğünün bu halkın adından kaldığını
kayddeder. Onun Çanlar dedikleri Tzanlardır. Tzan adıyla Türkçe
söylenişte Çan (Can), Farsça ve Arapçada Çin veya Sin şeklinde
karşılaşırız. Kadri Kemal Kop, Çanlar (Tzanlar)ın bu bölgedeki
varlığının Truva Savaşı kadar gerilere dayandığını öne sürer.
Amasya Tarihinin yazarı Hüseyin Hüsameddin ve Kadri Kemal Kop,
antik Pontus kırallığı yöneticilerini Çanlar (Tzanlar)la ilişkili
gibi görmektedirler.
1204 yılında Bizans hanedan evi Comnenler tarafından kurulan Trabzon
Devletinin kurulduğu topraklarda da Çanlar (Tzanlar), Haldiler,
Lazlar ve başka halklar yaşıyordu.
Danişmendlerin bu bölgede hakimiyet kurmasını takiben Trabzon ve
çevresi bu bölgenin eski halklarından Çanların adıyla Canik (Canit)
diye bilindi. Canik adını alan bu eyaletin başta gelen kenti
Trabzondu. Amasya, Kastamonu, Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop da bu
eyalete dahillerdi. Kısacası Canik adını alan bu eyalet bu sırada
kabaca antik Pontus ile örtüşüyordu. Trabzon Rum Devleti bu eyalette
kuruldu ve yaklaşık aynı kentleri içerdi. Kirzioğlunun Kars
Tarihinde yerverilen bilgilere göre daha önce Colchis adını taşıyan
Lazikanın da Canet (Rize-Acara arası) adıyla bilindiği dönemler
olmuştur.
Böylece asıl Tzanikanın yanısıra komşusu Pontus ve Colchis (Lazistan)in
de Tzanların adıyla Canik ya da Canet adını taşıdıkları dönemler
olmuştur. Bu durum Tzanların bir vakitler Pontus, Colchis ve asıl
Tzanica sathında önemli bir varlık olduklarına işaret etmektedir.
Danişmendnamede Trabzon Rum Devleti topraklarına Canik Eli
denmektedir.
Başkenti Kastamonu olan Çobanoğulları (Çobaniler, 1080?-1309) ile
onların yerini alan Çandar-Oğulları (1309?-1461) beylikleri de
kabaca Canik denen topraklarda veya bu toprakların bir kesimi
üzerinde kuruldular. Çandar-Oğullarının adları bence Çan adından
gelmedir (Çan-dar). 1341-48 yılları arasında Akkoyunlular Çanlarla
ittifak haline Trabzon Rum Devleti üzerine akınlar yaptılar. Bu
devletin sınırlarındaki Canik Beyliği ile Taceddin-Oğulları Beyliği
bu akınlar sürecinde doğdular. 1456da ise Safevi Şahı Cüneyt,
kaynakların Rafıziler dediği yandaşları (içlerinde Çanlar da vardı)
ile birlikte Trabzon Devleti üzerine yürüdü. Trabzon Devletinin
çağrısı ile üstüne Osmanlıların Rum (Sivas eyaleti) valisi Hızır
Paşa yollandı. Geri çekilmek zorunda kalan Şah Cüneyt Akkoyunlu Uzun
Hasana sığındı.
Safevi-Akkoyunlu ittifakı bu sırada başladı.
Osmanlılar döneminde Canikin sınırları biraz daha farklı görünür.
Cevdet Türkayın yayınladığı Osmanlı kayıtlarında Canik Sancağı,
Samsunun yanısıra Bafra, Kavak, Akçay, Ünye, Satılmış ve Erim
kazalarını içermektedir.
Cevaplar: