Anasayfa      Yazilar       Forum       Arşiv  

 

 

 

Avrupa Birligi Türkiye'ye Giriyor!

DERSIM FORUM

 Alisan Karsan

Avrupa'nin hasta adami, Avrupalilarin başini agritmaya devam ediyor. Uzun zaman çag atliyarak medeniyeti yakalamayi bekleyen Türkiye kendisinden beklenilen reformlari gerçekleştirerek medeni dünya'da ki yerini almayi bir türlü beceremiyor. Yol haritalari ve kirmizi çizgiler ile yûrümesi gereken yolda T.C.nin gösterdigi tepkiler, yarasanin işiga yakalanmasini hatirlatiyor.
Cagi atlayip uygarligi yakalayarak "medeni dünya"da ki yerini almayi düşleyen Tûrkiye bu yirmibirinci yüzyilin başinda eski alişkanliklarina yapişmiş degişen zamana karsi direniyor!

Kuruldugundan beri Avrupali oldugunu iddia eden, Avrupa'ya benzemeye çalişan Türkiye Cumhuriyeti yillardir Avrupa'nin kendisinden istedigi politik adimlari atamiyor,sahip oldugu idolojik temeller ve resmi tarih anlayişi bu reformlarin gerçekleşmesine engel oluyor.
Uzun bir dönem demoratik hareketi,diş güçlerin Türkiye'yi bölmek için kullandigi bir silah olarak görerek ezen Türkiye şimdi de neredeyse Avrupalilarin kendisini bölerek parçalayacagina inaniyor.Yarim yüzyildir demokrasi güçlerini kendisini bölmeye çalişan diş güçlerin oyunu sayarak ezen T.C.(derin devlet)rejimi Avrupalilarin bekledikleri reformlar karşisinda Avrupa Birligini de bölücü olarak nitelendirmekten kaçinmiyor. Türk vatandaşi ise buna halen şaşirmiyor!

Ankara için bu sefer kolay degil. Herşey degişti, son 15 yildir Türkiye'nin istisnasiz bütün komşularindaki otoriter rejimler degişti,yeni ülke haritalariyla birlikte güç dengeleri de yeniden yapilandi. Türkiye'ye komşu olan bu ülkeler yirmibirinci yüzyila köklü degişikler yaşiyarak girdiler,Türkiye'ye komşu halklarin önemli bir bölümü tek kurşun atmadan tepelerindeki otoriter rejimlerle hesaplaşip, yaşamlarini degiştirme yetenegine sahip olduklarini gösterdiler.

Türkiye bütün komşularini kendisine düşman olarak gören ender ülkelerden birisi, komşularina karşi kötü hisler besleyen Türkiye çevresinde ki ekonomik degişimlerin yol açtigi firsatlarin kendisine sagladigi olanaklar sayesinde kazanan ülke oldu. Bu ekonomik alt-üst oluştan uzun vadeli olmaktan uzak kisa vadeli, kurnaz bir tüccar gibi yararlandi, politik bir varlik ve etki olusturmaktan uzak sadece ekonomik çikarlarlarla sinirli kalan bu faydalanma dönemi, çevre ülkelerinin kendi ekonomik dengelerini yeniden oluşturmasiyla birlikte sona erdi.

Ermenistan ve Gürcüstan kendilerini Moskava'nin otoriter egemenliginden kurtararak kendi politik ve ekonamik çikarlariyla Türkiye'nin yeni komşulari olarak yerini aldilar. Kafkasya komsulari kendi iç dinamikleriyle kisa bir dönemde her alanda önemli degişiklikler gerçekleştirdiler.

Hassas komşularindan Suriye için çok şey diyebiliriz. Hatay/Iskenderun sorunu başta olmak üzere aralarinda bir çok soruna sahip olan bu ülke ile aralarindaki ilişkilerin kismi olumluluk yaşandigi tek ülke Suriye oldu. Türkiye'nin azili düşmani olarak gördügü ve kisa bir zaman önce savaşla tehdit ettigi bu ülke ile aralarinin iyileşmesinin başlica nedeni Suriye rejiminin Dünya'dan isole olmasindan kaynaklandi. Hatay sorunundan feragat etmenin karşiliginda 'normal' ilişkiler saglayabilen Suriye bugün genç Esat'in otoriter yönetiminde yolunu bulmaya çalişiyor. Lübnan'dan ordudusunu çeken Esat babasindan aldigi iktidari eskisi gibi sürdüremeyince çareyi Hatay/Iskenderun'u unutmak için T.C.ye sözler vermekle buldu. Anlaşilan genç Esat'in işi Ankara'nin durumundan da kötü!
Orta-Dogu'da ki gelişmelerle birlikte, Iran'da ki Molla rejimi son yillarda T.C. ve Suriye rejimi ile yakinlaşmaya çalişarak eski statükoyu korumanin yollarini aramasi da sonuç vermedi!

Türkiye'nin diş politikalarinin fiyaskoyla sonuçlandigi yerlerin başinda Irak gelmekte. Amerika ve Kürtler kol kola yanibaşinda "Kürdistan"i kurdular. Kendisine Kürtleri komşu olarak dahi kabul etmeyen T.C. bu sefer Dünya'nin en tehlikeli komşusu olan Amerikan ordusuyla komşuluk yapmak zorunda.

Büyük Britanya'nin zamaninda çizdigi geo-politik haritayi bugün Amerikalilar, petrol aşkina, Sunni-Islam egemenliginin sembolü olmak isteyen Saddam rejimine son vererek Mezopotamya'da yeni oluşumlarin önünü açtilar.

Belki hatirlarsiniz, Ecevit hükümetinin son dönemlerin de Talabani bilinen nedenlerden dolayi Tûrkiye'ye davet edilir, Talabani'nin Türkiye'ye son yolculugu olan bu ziyarette Talabani tekme tokat bakanliktan atilir, dövülmekten beter edilen Talabani şimdi Irak Cumhurbaşkani, yakinda Türkiye'yi ziyareti beklenen Talabani bu defa nasil karşilanacak? Merak konusu!
Sorun sadece Talabani'nin yeni Irak'in cumhurbaşkani olmasi da degil.
Irak başka bir sürece girerken, Kürtler kendi devletlerini oluşturma sürecinde geriye dönüşü olmayan adimlar atiyorlar.

Kafkaslar'da ve Orta-Dogu'da ki bu gelişmelerin Balkanlar'da ki gelişmelerle birlikte düşündügümüzde Anadolu'nun etrafinda ki bütün ülkelerin tek tek degistigini,degiştirildigini görmekteyiz. Böylece Iran ve Suriye'nin dişinda Türkiye'yi çevreleyen bütün sinirlar, Yunanistan Avrupa Birligi üyesi olarak Bulgaristan ve Kibris ile birlikte Türkiye sinirlarinda yeniden organize oldu. Bulgaristan ve Kibris'in da AB'ye katilmasiyla Türkiye Avrupa Birligine bagli üç ülkeyle dogrudan sinir ilişkilerine sahip olacak.


Küreselleşen Dûnya'nin başini çeken Avrupa'nin yanibaşinda yirmibirinci yüzyila direnen T.C. daha önce örnegi olmamiş, 25 ülke'nin birleşik ekonomik ve politik gücü olan Avrupa Birligi'ne karşi degişmemek için on yillardir direniyor. Degişmeyeni degiştirmemek için Avrupa'nin başini agritan
Türkiye, gelecekte Avrupa Birligine üye bir ülke olmamasi halinde bile komşu bir ülke olarak dahi degişmek zorunda oldugunu ögrenemiyor.

Avrupa mi Türkiye'ye giriyor, yoksa Türkiye mi Avrupa'ya giriyor? Bana kalirsa Avrupa Türkiye'ye giriyor. Türkiye'ye giren Avrupa'nin başîni agritan T.C. bu devasa güç karşisinda bir komşu olarak bile medeni, çagdaş bir demokrasiye sahip olarak Anadolu'da yaşama şansina sahip olabilecegini ne zaman anlayacak?

Saygilarla
Alisan Karsan
 

 
 

 

Cevaplar:
 

DERSIM FORUM
 

 

Back to Top

Hosted by www.Geocities.ws

1