Anasayfa   Yazilar     Forum    Arşiv  

 

 

 

DERSİM’İN ŞECERESİ (XI)

DERSIM FORUM

Auteur - yazari: SEYFİ CENGİZ Tarih, gün ve saat : 06. Eylül 2005 00:15:18:

 


PAVLAKİLER
Dersim antikçağının ekseninde özne olarak Khal Mem-Khal Ferat tabakası vardır. Bu ikilinin tarihi elbette ki ortaçağlarda da sürer. Ek olarak Pavlakiler girer devreye. Ortaçağ Dersim tarihi Pavlakiler’le başlar, daha ilerde değineceğim Şah Hasan-Seyit tabakasının önderliği altında devam eder.
Arap ve Selçuklu istilaları arasındaki dönemin Dersim tarihinde en dikkate değer olgu Pavlakiler’dir.
İran dini Zerdüştlük içindeki iç kavgalardan üçüncü yüzyılda Manes, beşinci yüzyılda ise Mezdek hareketleri doğdular. Zerdüştçü Sasani yönetimleri tarafından acımasızca bastırılan bu hareketlerin doktrinleri Arap/İslam peryodunda Ghulat adı verilen ve İslam içinden çıksa da İslam-dışı görülen aşırı Şii görüşlerle karıştılar. Eba Müslim, El Mukanna, Babek, Abdullah Qaddah, Hallacı Mansur, Hamdan Karmat, Hasan-ı Sabbah, Baba İshak, Fazlullah Hurufi ve Nesimi gibi ünlü kişiliklerin mensup olduğu sektler için şu ya da bu ölçüde ilham kaynağı oldular.
Manesçi propaganda daha doğduğu üçüncü yüzyılda Roma imparatorluğunda korkulan bir güce dönüşmüştü. Bu yüzyılın sonlarında Roma imparatorlarının Manesçilere karşı fermanlar yayınladıkları bilinen bir şeydir. Bu fermanlarda Manesçiler’in ve Manesçiliğin İrani orijinine özellikle dikkat çekilir. Ermenistan‘da ve Bizans’ta Hiristiyanlığın devlet dini olarak benimsenmesi bu tarihten çok sonradır. Bu seçimde Manesçi tehdidin büyük rolü vardı. Nitekim dördüncü yüzyılda Ermenistan ve Bizans’ta Hiristiyanlık devlet dini olarak benimsendiğinde Manesçi ve Mezdekçi güçlü bir muhalefetle karşılaştı. Manesçiliğe karşı mücadelede Hiristiyanlıktan yararlanıldı.
Böylece dördüncü yüzyıldan itibaren Roma imparatorluğunda Manesçilik ve Hiristiyanlık karşı karşıya geldiler. Kendi çağının bazı kaynakları Manesçiliği Hiristiyanlık içinde bir öğreti gibi görmekle birlikte, resmi Hiristiyanlık onu büyük bir tehdit ve düşman olarak lanse ediyordu.
Pavlakilik, üçüncü yüzyılda doğan Manesçi akımın bir devamıydı. Başka deyişle Manesçiliğin asırlarca sonra Pavlakilik adı altında bir yeniden dirilişiydi. Onun gibi Pavlakilik de kendisini bir tür Hiristiyanlık gibi tanıtmış, Ermenistan ve Bizans’ta devlet dini olarak benimsenen Hiristiyanlığın revize edilmiş bu resmi versiyonuna karşı erken Hiristiyanlığın ilkelerine dönüşü savunmuştur.
Az önce de işaret ettiğimiz gibi, Arap ve Selçuk istilaları arasındaki dönemin Dersim tarihi bakımından Pavlaki hareketi önemlidir.
Pavlakiler’in kendilerine göre bu hareketin gerçek kurucusu Mamekiyeli Constantine (Constantine Mananalı) idi. Yedinci yüzyılda yaşadığı ve sonraları Silvanus adını aldığı söylenir. Manes-Mezdek hareketinin bir devamı da olsa, O’nun faaliyeti Pavlaki hareketinin gerçek başlangıcı olarak alınabilir.
Kendisi ve yandaşları Bizans tarafından Manes’in görüşlerini paylaşmakla, Manesçi olmakla suçlanıyor ve bu yüzden cezalandırılıyorlardı.
Onun faaliyeti Med istilasından beri İrani etki altındaki Kırmanciye, Kapadokya ve Pontus’ta yoğunlaşır. Bizans imparatorları Konstans II (641-668) ve Constantine IV (668-685) dönemlerine rastlıyor bu. Başka deyişle Arap/İslam istilası sıralarına denk düşüyor. Karargah olarak o tarihte Pontus’a dahil Colonia (Koyulhisar, Konak, Kara Hisar) çevresini seçer. Bu bölgelerdeki eski Manesçiler onun etrafında toplanır. Mananalı (Doğu Dersim) ve Divriği (Daranali, Batı Dersim) de Pavlakiler’in esas üsleri arasındadır. Bizans’ın bu doğu sınırları üzerinde önemli bir güce dönüştüler. Onların Malazgirt ve çevresinde üstlenen bir kolu ise Tondrakiler diye biliniyordu. Pavlakiler, zamanla Kapadokya, Pontus, Lycaonia ve Frigya gibi bölgelerde, Bizans sürgünleri sonucunda Bizans‘ın kendisinde ve Balkan ülkelerinde de varoldular. Pavlaki doktrinler buradan da İtalya ve Fransa‘ya taşındılar.
Resmi Hiristiyanlığın ve Ermenistan kilisesinin gücünü zayıflatan Arap-İslam istilası sırasında ve sonrasında genelde muhalif ve isyancı sektler, özelde Pavlakiler gelişme ortamı bulurlar. Pavlakiler‘e El-Bailikani (El-Bayalika) dedikleri kayddedilen Araplar, Mamekiyeli Silvanus’un faaliyetlerine hoşgörü gösterir, Bizans’a karşı mücadelesinde ona destek verirler.
Silvanus kendi karargahı Colonia ve çevresine yönelik bir Bizans (Yunan) kırımında öldürüldü.
Malatya ve Erzurum, Araplar ile Bizans arasındaki en stratejik sınır kentleriydi. Pavlakiler bu kentlerde oldukça yoğundu. Bizans imparatoru Constantine V, 750‘lerde yaptığı Kırmanciye (Ermenistan) seferi sırasında bu kentlerdeki Pavlakileri kitlesel halde İstanbul ve Trakya’ya iskan ettirdi. Sekizinci yüzyıldaki bu sürgünle birliktedir ki Pavlaki görüşler ilkin Balkanlar’a, oradan da Avrupa’nın diğer ülkelerine taşındılar. Onuncu yüzyılda özellikle Bulgaristan’da Bogomil adında bir rahibin öncülüğünde güçlü bir harekete dönüştüler.
Bizans-Arap sınır boyunda yoğunlaşan Pavlakiler tehlikeli dinsel muhalifler olarak görüldükleri için sık sık Bizans tarafından cezalandırıldılar, tedip, tenkil ve tehcir operasyonlarına maruz kaldılar. Özellikle Theophilus (829-842) ve eşi Theodora altında daha önce benzeri görülmemiş bir kırımdan geçirildiler. İmparatoriçe Theodora’nın zamanında dağlarda 100 bin civarında Pavlaki’nin katledildiği, esirlerin kılıçla biçildiği veya çarmıha gerildiği söylenir. Yunanlılar’ın birbirini izleyen bu Pavlaki kırımları sürecinde, özellikle 845-890 tarihleri arasında Pavlakiler bir varlık yokluk kavgası verdiler.
830‘lu veya 40‘lı yıllarda Carbeas liderliğinde patlak veren Pavlaki isyanı Yunan kırımlarına bir tepkiydi. Bu kırımlar nedeniyledir ki, daha önce Bizans savunmasında görev yapan Pavlaki inançtan Carbeas, anti-Hiristiyan olarak tanımladığı Bizans yönetimini tanımadığını ilan ederek beş-bin kadar yandaşıyla birlikte ayaklandı. Ardından menakıblarda kendisinden Malatya’nın Abbasi emiri veya generali olarak sıkça sözedilen Omar’a sığındı (845/846?).
Malatya emiri Omar, Pavlaki lider Karbeas’ı zamanın Abbasi halifesi ile tanıştırır. Aralarında Bizans’a karşı sıkı bir ittifak oluşur. Bunu olanaklı kılan Bizans’ın imha siyaseti, acımasız Pavlaki kırımıydı.
Pavlakiler, bu sıralarda kendilerine ait Arguvan (Akçadağ-Doğanşehir), Divriği (Tephrike) ve Amara (Emerli) kentlerinde üstlenir, bu bölgedeki dağları Bizans’a karşı bir intikam üssüne çevirirler. Karbeas döneminde Pavlakiler Divriği çevresindeki dağlarda, Malatya’dan Tarsus’a kadarki Bizans-Arap sınır koridoruyla örtüşen Avasım adıyla bilinen eyalette bir tür otonom devlete dönüşürler. Bu statülerini 830‘lardan 870‘lere kadar korurlar. Arguvan, Divriği ve Amara kentlerinin General Omar’ın desteğiyle Karbeas tarafından kuruldukları söylenir.
Bu dönemde Karbeas, hep Abbasiler‘in Malatya emiri Omar (ölm. 863/864), Tarsus (Antakya) emiri Cafer bin Dinar ve bir diğer Abbasi kumandanı olan Ali ibn Yahya (ölm. 863) ile birliktedir. Onlarla beraber Bizans üzerine seferlere katılır. Bizans’ın Pavlakiler’e yönelik Samosata (Hısn-ı Mansur) ve Divriği kuşatması sırasında onların desteğiyle imparator Michael III’ü ağır bir yenilgiye uğratır (859). Sonraları adı geçen Abbasi emirleri ile birlikte Tokat (Dazmana, Dazimon), Sinop ve Samsun (Amisus)‘da Bizans’la çetin muharebeler yapar, Ankara üzerine, hatta daha batıya yürürler. General Omar, bu sefer sırasında Pason adlı yerde sürpriz bir Bizans saldırısında öldürülür (Battal Gazi’nin öldürüldüğü rivayet edilen yerle kıyaslayın). Hemen hepsi ile sözlü geleneklerde ve şecerelerde karşılaştığımız burdaki isimlerin izleri özellikle Battal Gazi öykülerinde, Danişmendname, Saltukname ve Veli Baba şeceresinde rahatlıkla görülebilir.
860‘ların ortalarından itibaren insiyatif Bizans’a geçer.
Carbeas’tan sonraki Pavlaki lider Chrysocheirus adında biridir. Basil I döneminde (867-886) Abbasi kuvvetlerinin de katıldığı bir seferde Bizans’ın kalbine (İstanbul) dek girer, Efes’i işgal eder. Böylece Pavlakiler Bizans içlerine kadar sızarlar. Ardından Bizans misillemesi gelir. Divriği kuşatılır, Pavlaki ülkesi yakılıp yıkılır. Basil I, başkent İstanbul’a Pavlaki lider Chryocheir’in bedeninden ayrılmış başı ile döner (872/875).
Bu tarihten sonra Pavlaki gücü kırılır. Ama direnişleri sürer. 932-962 yılları arasında Bizans’a karşı mücadeleyi bu kez Hamdaniler’le ittifak halinde yürütürler.
970‘lerin başında Çemişgezekli Bizans imparatoru John Zimisces (969-976), çok büyük bir Pavlaki nüfusu “Chalybian“ dağlarından (Haldiya, Tzanika, Eski Dersim) alıp Trakya’ya iskan ettirdi. Trakya’ya yerleştirilen bu Pavlaki kolonilerinden The Alexiad adlı kitabında Anna Comnena da sözetmektedir. Kaynaklara göre bu sürgünün esas nedeni onların Araplar’la ittifakının oluşturduğu tehditti.
Ama bu sürgünler Bizans için istenen sonuçları üretmediği gibi, Bogomolizm adı altında bilinen Balkan Pavlakiliğini doğurdu. Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan, Dalmatya, Hırvatistan, Bosna-Hersek ve çevresinde 14‘üncü yüzyıl başında Pavlakilik henüz canlıydı. Sonraları İslamlaştırılsa da Bosna kilisesi Osmanlı hakimiyetinin başlarında Pavlaki (Bogomil) bir kimliğe sahipti. Gibon, 18‘inci yüzyıl sonunda bile Trakya’da Heamus Dağı ve vadilerinde Yunan ve Türk baskısı altında tutulan bir Pavlaki kolonisinden sözetmektedir.
Sonraları Babailer’le karışan ve onların öncelleri olan Pavlakiler, Dersim’in eski halk tabakasıyla ilişkilidirler.




 

DERSIM FORUM
 

 

Back to Top

Hosted by www.Geocities.ws

1