Tanıtım     Çalışanlar   Veriler   Eğitim   Önemli Bilgiler   Linkler   Kapadokya   Açılış Sayfası

Genelde, çocuklar mevcut düzenimize uygun davranmadığından onlara "yaramaz-haşarı" damgası vururuz. Unutulmamalıdır, çocukların her davranışının, her eyleminin bir amacı vardır. Dolayısıyla "yaramazlığın" da nedenleri vardır.

Bu nedenleri söyle özetleyebiliriz:
1- Çocuk ilginin üzerinde olmasını, yetişkinlerin kendisine hizmet etmesini ister.
Verilen Mesaj: "Sizin ilginizi ancak yaramazlığımla çekebiliyorum" dur

2- Çocuk mevcut otoriteye başkaldırır.
Verilen Mesaj: "Burayı ben yöneteceğim" dır.
Çocukla bu savaşın içine giren yetişkin genelde bu savaşı kaybeder.

3- Çocuk çevresindeki insanlardan intikam almak isteyebilir. Dayak yiyen, sözel şiddete maruz kalan çocuklar, yaramazlıklarıyla yetişkinlerden intikam alabilirler.
Verilen Mesaj: "Madem beni sevmiyorsunuz, o halde benden nefret edin" dir.

Yaramazlık konusunun çözümünde aşağıdaki türde yaklaşımlarda bulunmak yararlı olabilir

·        Ona daha fazla ilgi gösteriniz. "Seninle ilgilenmemi mi istiyorsun?" sorularla çocuğunuza yaklaşabilirsiniz.

·        Yaramazlık önemsenmemelidir. Cezalandırma ve azarlama...bu davranış biçimini (yaramazlığı) pekiştirecektir.

·        Otoritenizi çocukla paylaşarak, ona da kontrol edebileceği ve yöneltebileceği alanlar bırakınız. Örneğin; odasının sorumluluğunu ona verebilirsiniz.

·        Çocuğunuzu sevdiğinizi, onu anladığınızı, onun her zaman yanında olduğunuzu İLETEBİLMELİSİNİZ. Çocuğunuz yaramazlık yaptığında, "Ne yaparsan yap, seni sevmekten vazgeçmeyeceğim" diyebilirsiniz.

·        En iyi sonuçlar, ödüllerle alınır. Bu ödüller, övgü, onay ve ilgidir. Şayet ceza verecekseniz, onları bu ödüllerden mahrum ediniz.

·        Dayak ve hakaret bir ise yaramaz, ancak çocuklarınıza bu tarz iletişimi ve davranış biçimini öğretmiş olursunuz.

BERNARD DEFRANCE adli araştırmacı "Sanctions et discipline à l'école" adlı kitabında {Syros,l999}, okulda ceza ve disiplin konusunda ilginç bulgulara varmıştır. Ona göre,

Çocukların okulda aldıkları cezaların hemen hemen hiç etkisi yoktur. Sorun cezalandırmak veya cezalandırmamak değil, kuralı kimin hangi değerlere göre yaptığı ve yanlışların nasıl, hangi gerekçelerle tespit edildiğidir.

Defrance,"kurala uymama mi cezalandırılıyor, yoksa öğretmenin otoritesi mi kalıcı kılınmak isteniyor " diye sormaktadır.

Bazı durumlarda ceza, çocuk tarafından yetişkinin ondan intikam alması olarak algılanıyor ve yetişkine düşmanca duygular beslemesine neden olabiliyor.

Sonuç olarak su denilebilir ki, cezadan korkmak "uslu olmanın" göstergesi değildir. Ceza korkusundan kaynaklanan kurallara uygun davranış da, o kuralı kabul etmek değildir.

Hosted by www.Geocities.ws

1