Tanıtım Çalışanlar Veriler Eğitim Önemli Bilgiler Linkler Kapadokya Açılış Sayfası
Tırnak
Yeme Ve Parmak Emme Alışkanlığı
Tırnak yeme alışkanlığına çoğunlukla
3-4 yaşlarından önce başlamaz. (Çok ender olarak 5 aylık gibi erken bir dönemde
görülebilir). Çocukların %33 de tırnak yeme davranışı görülür. Bu oran erken
ergenlik çağına kadar sürer. Ergenlik çağında tırnak yiyen çocukların sayısı
%40-45’e yükselir. Yani ergenlik çağına doğru çocukların hemen hemen yarısı
tırnak yeme davranışı gösterir. Bunun nedeni olarak gençlerin çevreden onay
görmemeleri olarak değerlendirilir. Ayrıca tırnak yiyen çocukların ailelerinin
çoğunda tırnak yiyenlere rastlanmaktadır. Bunun içinde tırnak yemenin bir taklit
olduğu ve büyükleri taklit etmek suretiyle öğrenildiği ileri sürülmektedir.
Ergenlik çağında sosyal onay görenlerin çoğu bu alışkanlığı terketmektedir. Tırnak
yemek bazen ayak parmaklarını ısırmakla ve ayak tırnaklarını el parmaklarıyla
yakalama ile ilişkili görülmektedir. Ayak parmağı tırnağının yenilmesi ve
ısırılması hemen hemen sadece kızlarda görülmektedir. TIRMAK
YEME DAVRANIŞLARININ NEDENLERİ
Tırnak
yeme davranışından çok bu davranışa neden olan olayları saptamak gerekir. Bu
davranışın altında yatan sebepler parmak emmede olduğu gibi çoğunlukla psikolojik
rahatsızlıklardır. Alışkanlık
daha çok baskı altına alınmış heyecanların ilgilendiği durumlarla olup, çocuk
bunun arzu edilmeyen bir davranış ve alışkanlık olduğunu anlayınca kökleşmekte
olduğu görülmektedir. Tırnak
yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı bakılı ve
otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi,
kıskançlık, yeterli ilgi ve sevgi görememe sıkıntı ve gerginlik başlıca
nedenlerdir. Anne
babanın yaşantısı da önemli bir etkendir. Anne baba geçimsizlikleri anne babanın
sık sık kavga etmesi ailedeki sorunlar çocuklarda tırnak yeme gibi davranışlara
neden olur. Bunun yanı sıra anne babanın aşırı kaygılı olması çocuğu aşırı
derecede koruyup kollaması ayrıca anne babanın çocuklar arasında ayrım yapması
çocuklar arasında kıskançlığa yol açar. Bu da dolaylı şekilde kendini tırnak
yeme olarak gösterir. Tırnak
yeme daha önce belirttiğimiz gibi taklit yoluyla da edinilebilen bir davranıştır.
Ailede herhangi bir bireyin tırnak yeme davranışı göstermesi doğal olarak çocuğun
ilgisini çekecektir. Ayrıca tırnak yeme davranışı olaylara bağlı olarak
gelişebilmektedir. Çocuğu tedirgin eden herhangi bir olay veya çevrede onun için
hoşnutsuzluk yaratacak herhangi bir durum bu davranışı göstermesine yol açar. TEDAVİ
VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
En
etkili yöntem 3-4 yaşlarına kadar bu alışkanlığın anne baba tarafından
görmezlikten gelinmesidir. Daha sonra bu alışkanlık devam ederse; çocuğun
gerginlik ve uyumsuzluk nedenleri iyice araştırılmalı ve bunlar saptanarak çözüm
getirilmeli Çocuğu
azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin uygulanması yararlı
olmamaktadır. Hatta kimi zaman daha ağır duygusal problemlerin çıkmasına neden
olabilir. Çocukları
korku kaygı yaratacak durumlardan uzak tutmak gerekir. Küçük
çocukların kaygı korku verici televizyon filmlerini izlemeleri, kavgalı olaylarda
bulunmaları çocuğu heyecanlandıracağı için sakıncalıdır. Tırnak
yiyen çocuklara geceleri yatarken eski hafif eldivenleri giydirmek. Çocuk gece
tırnaklarını yemek veya ısırmak istediğinde hatırlatıcı olması bakımından
yararlı olabilir. Parmak
ve tırnağa acı fakat zararsız bir sıvı sürülebilir. Bu hem hatırlatıcı ve hem
de tırnağını ağzına götürdüğü zaman acı ile birleştiğinde terk etmeye
yardımcı olabilir. Çocukların
ilgisi başka yöne çekilebilir. Sinema, televizyon izlerken veya radyo dinlerken onun
ağzını çiğneyecek bir şeyle meşgul etmek tırnak yemenin ve ısırmanın yerine
gelecek bir etkinlik olabilir. Çocukları
ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sağlayabilir.
Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde çocuk yeni
ödüller almak için bunu kullanabilir. Tırnak
derin kesilebilir. Çocuğun kendi tırnak bakımıyla uğraşması da yararlı olabilir.
Bunun içinde çocuğa manikür ve pedikür malzemeleri alınabilir. Son
söz ve bir önlem olarak tırnak yemenin ve ısırmanın çok kötü bir alışkanlık
olmadığı ve bunu isteyenlerin kolaylıkla terk edebilecekleri çocuklara
anlatılmalıdır. Çocuk buna inandırıldığı zaman bu alışkanlıktan vazgeçmek
için çaba gösterecektir. Çünkü dış etkenler çocuğun bu alışkanlıktan
vazgeçmesine fazla etkili olmamakla bazı hallerde alışkanlığın kökleşmesine ve
başkalarını kızdırmak ve huzursuz etmek için bir araç olarak kullanılmasına neden
olmaktadır. PARMAK
EMEN ÇOCUKLAR
Doğumdan
sonra ilk 3-4 ayda normal olarak bir çocuğun yeme içmesi için tek yol emme
faaliyetidir. Bir yaşına kadar emme beslenmede esas yoldur. Çocukların emme
faaliyetinden büyük ölçüde zevk aldıkları görülüyor. Çocukların bir çoğu
beslenmedeki emme faaliyetinin yeterince doygunluk aldıkları görülmektedir. Ağız
hayat süresince haz kaynağıdır. Bu faaliyet erken çocuklukta emme, sakız çiğnemek,
tırnak ısırmak gençlikte sigara içmek, öpmek ve hafif ısırma şeklinde
olmaktadır. (D. Çağlar, 1981). Çocukların
emme faaliyetinden belli şekilde ve derecede hoşlandıklarını söylemiştik. Emme
yoluyla anne ve çocuk arasında duyusal bir bağ kurulmakta, çocuk anne ile daha yakın
olmakta ve karın doymaktadır. Karnının doyması çocuk için dengeli ve sağlıklı
büyümesi, gelişebilmesi için ne kadar önemli ise anne ile kurulan bu yakın ilişki
çocuğun ruh sağlığı içinde çok önemli faaliyettir. Çocukların
1 yaşına kadar parmak emmesi yaralı ve normaldir. Parmak emme 1,5 yaşına doğru sık
görülebilir. Parmak emme açlıktan kaynaklanan bir davranış değildir. Emme %50’den
%87’lere varan yüksek oranda beslenmeye bağlı olmayan davranış biçimidir. Çocuğun
emme arzusu, güzelliğin bozulacağı veya buna benzer mazeretlerle vaktinden önce veya
sonra emdirilirse çocuk anneyi emerek doyuramadığı psikolojik ihtiyaçlarını
değişik şekilde doyurmaya çalışabilir. Çocukların genel olarak sık
başvurdukları doyum şekli parmak emmedir. Dr. David Levy her üç saatte bir beslenen
bebeklerin,her 4 saatte beslenen çocuk kadar parmak emdiklerine işaret etmektedir. Yine
biberon emzikleri eskiyip yumuşadığı için 20 dakika yerine 10 dakika biberonu emen
bebekler hala 20 dakika biberon emen bebeklerden daha fazla parmak emmektedirler. Bebek
beslenme bittikten sonra parmağını emerse ve faaliyeti beslenme süreleri arsında uzun
süre emerse, emme arzusunun yeterince doyurulmadığı düşünülmeli bu durumu giderici
tedbirlerin neler olabileceği üzerinde durmak gerekir.(S. Gizer 1996). Bir
yaşındaki çocukların yarısı parmaklarını emerler. 9 aydan itibaren uykuyla parmak
emme arasında yakın bir ilişkinin olduğu, uykusu gelen bebeğin parmağını ağzına
götürdüğü görülür. RİTVEL adı verilen bu alışkanlık aylarca sürebilir.
Çocuğu parmak emmeden alıkoymak için yapılan çalışmalar 3 yaşına kadar çocuk
tarafından dirençle karşılanır. Bazı bebekler yeni dişlerinin çıkması,bazıları
zorlukla karşılaştıklarında,utanma ve sıkılma belirtisi olarak parmak emme
görülür. 18 ayda sıklaşan parmak emmenin 4yaşında kaybolması beklenir. Beslenmeye
bağlı olan parmak emme birinci yılın sonunda kesilebilir. Bazı durumlarda
kesilebilir. Bazı durumlarda devam edebilir. GESEL ve 126 parmak emmenin 18-21 aylık
çocuklar devrinde en yüksek seviyeye çıktığını ve çok sık görüldüğünü
söylemektedirler. Özellikle hiçbir faaliyete katılmadan saatlerce parmak emerek
oturduklarını gözlemiştir. Fakat faaliyetlere katılmasa da parmak emmek 2. Yıldan
sonra durmaktadır. Çok nadir olarak 5-6 yaşlarına kadar devam edebilir. Yetişkinlik
yıllarında devam eden vakalarda vardır. Araştırmalar
en geç 5-6 yaşlarında sona erdiğinde parmak emmenin zararının olmadığı ancak
devam etmesi halinde diş formasyonuna neden olabileceği kanıtlanmıştır. Parmak emme
sıklığı okula başladığı sırada hızla azalır. 6-12 yaşlarında %12 oranında
kazanılmış bir alışkanlık olarak süre gelir. Parmak
emmenin uyum ile sıkı bir ilişkisi vardır. Çocukların uykuya dalarken parmak
emdiklerini söylemiştik. 2 yaşında ki çocukların bir kısmı uykuya dalarken
parmaklarını ağzına almak için direnirler. 3 yaşında bu alışkanlık
kendiliğinden kaybolur. Parmak emme faaliyeti inanıldığından daha az diş
düzensizliğine sebep olmaktadır. Parmak emme 5-6 yaşından sonra görülürse arzu
edilmeyen bir alışkanlık haline gelir. Parmak emme yatma zamanı devam etse de bu bozuk
bir alışkanlıktır. Ebeveynler
parmağını emen çocukların çene kemikleri ve dişleri üzerinde ki etkilerini
düşünerek endişeye kapılabilir. Parmak emmenin alt ve üst dişleri geri ittiği
doğrudur. Parmak emmenin dişleri ne kadar etkilediği parmak emme süresine ve en
önemlisi parmağın ağızda ki duruşuna bağlıdır. Süt dişlerinde oluşan bu
değişiklik 6 yaşından sonra çıkan asıl dişleri etkilemediği işaret etmektedir. Çocuğun
anne karnında baş parmağını emdiği sanılmaktadır. Bir bebeğin doğduğunda baş
parmağının şiş olduğu, ilk ağlamasından sonra parmağını ağzına götürüp
emdiği araştırma sonucu saptanmıştır. Çocuk aç olmadığı zaman da parmağını
emer. Emme çocuğa haz verir ve çevresini bu şekilde tanır. Diğer
bir görüş ise baş parmağın emme objesi seçilmesi rastlantıdır. Baş parmak
çocuğun rasgele yapılan hareketleri sonucu ağız ile teması ile gerçekleşir. Çocuk
bu faaliyeti zevk verici olarak buluyor. Daha sonra diğer parmakların tesadüfü olarak
ağız ile teması ile haz kaynağı olarak kullanmaya başlıyor.(D. Çağlar 1981) LEVY
buzağılar, köpekler, tavuklar üzerinde yaptığı klinik gözlem ve incelemelerde baş
parmağın emilmesini yeme beslenme zamanın da uygunsuz yeme faaliyetini temel faktör ve
sebep olarak görmüştür. Gesel ve ILG bunu önemsiz bir faktör olduğunu iddia
etmektedir. Gesel ve arkadaşları inceleme sonuçlarını “bizimde bu konuda benzer
denemelerimiz olmuştur. Bizde anneler tarafından beslenen çocukların parmak
emdiklerini gördük. Sonraları bu çocukların iyi, uyumlu çocuklar olduklarını ve
normal olarak geliştiklerini gördük”. Şeklinde incelemelerini anlatmışlardır.(D.
Çağlar1981) Davis
ve yardımcıları herhangi bir kapla, şişe ile ve anne sütü ile beslene üç grup
olarak bir deneme yapmıştır. Bu denemesinde parmak emmenin en çok anne sütü ile
beslenen, meme emen çocuklarda olduğunu görmüşlerdir.(D. Çağlar 1981) Baş
parmağın emilmesi genellikle ilk çocukluk aylarında meydana gelmiş oluyor. Bazen diş
çıkarma devresinde ve nadiren de akranlarını akranlarını taklit etmesiyle
başlıyor. Bazı hareketler baş parmak emmeye eşlik etmektedir. Kulak çekmek, Başı okşamak, Saç kıvırmak ve çekmek, Battaniye, Pike, yatak çarşafı ve havluyu emmek, Battaniye ile çeneyi ve gözü ovmak, Battaniyeyi yüz üstüne çekmek, El ve kol emmek. Bir
çok çocuklar ellerinde battaniye, pike veya bir kumaş parçası varken parmak emerler.
Bir çocuk sadece bir parça ipek kumaşı ağzına almış onu çiğnemiştir. Parmak
emmeyi terk etmişti. Ama parmak emme durduktan sonra emme ve ipek kumaş çiğneme ortak
bir hareket olarak devam etmişti. (D. Çağlar-1981) DİL
EMME
Parmak
emmeye benzer bir faaliyette dil emmedir. Dil emme çocuk parmak faaliyetinden
alıkonulduğu zaman çocuğun sık baş vurduğu bir harekettir. Bunu her tür çocukta
görmek mümkündür. Bu alışkanlık zararsızdır. Genellikle 2 yılda kaybolur.(D.
Çağlar-1981) Çocuklarda
görülen hastalıkların pek çoğu parmak emmeye bağlıdır diyorlar. Başka bir
deyişle parmak emmeyi bazı sapınçlarla ilgili bulanlar varır. Parmak emmenin damak
bozukluğuna, damak ve diş deformasyonlarına ,hava yutmalarına, bağırsak iltihabı
rahatsızlılarına, ağız hastalıklarına sebep olduğu söylenir. Bunlar arasında
parmak emmenin dişlerin uygunsuz yerleşmesine sebep olduğu söylenir. Fakat parmak
nasırının oluşmasına sebep olmaz. Hiçbir parmak hastalığına da sebep olduğu
görülmemiştir. Bu alışkanlık zararlı olarak ta bilinmez. Yukarıda belirtilen
hiçbir hastalığında nedeni olduğu kanıtlanmamıştır. Çünkü yukarıda sıralanan
deformasyonlara parmak emen ve parmak emmeyen çocuklarda aynı sıklıkta
rastlanmaktadır. Pis parmağın emilmesi mikropların ağızdan girmesine sebep olur. (D
Çağlar 1981) EMZİRİLEN
BEBEKLERDE PARMAK EMME
Annesini düzenli ve
yeterince emen bebeklerin diğer yaşıtlarına göre daha az parmak emdiklerini
söyleyebiliriz. Genelde anne göğsünün boşalıp boşalmadığını bilmez bu işi
bebeğe bırakır. Bir bebek biberondaki sütü bitirince biberonu bırakır. Çünkü o
havayı emmek istemez. Parmağını emmeye çalışan bir bebek hakkında akla gelecek ilk
soru “eğer bırakırsa, bebek daha uzun süre meme emer mi?” Olacaktır. Bu soruya
cevap bulabilmek için anneler uygun zamanlarda bebeğin 30 veya 40 dakika meme emmesine
müsaade etmelidir. Bebek göğüsteki sütün çoğunu 5 veya 6 dakikada emer. Geri kalan
zamanlarda ise emme arzusunu doyuruyordur. Damla halinde gelen süt onu kandırmaktadır.
Başka bir ifade ile bebek 35 dakika meme emse 20 dakika emzirilmekten alındığında
birazcık daha süt içebilir. Memen emen bir çocuğa istediği kadar emmesi için izin
verilince neticeler şaşılacak kadar değişik olur. Bir beslenmede memeyi 10dakikada
bırakan bir bebek bir başka beslenmede 40 dakika emmeye emmeye kalkışacaktır. Bu da
meme emmenin bebeğin kendi ihtiyaçlarına göre ayarlayabileceğinin bir göstergesidir.
(S. Gizer-1998) Emme
isteği yeterince doyurulamayan bir çocukta başlangıçta görülen parmak emme
alışkanlığına zamanla başka hareketlerde eşlik edebilir. Çocuk kulağını
tutabilir, başını sallayabilir, saçını çekebilir, Bazen de eşlik eden hareketler
parmak emme kesildikten sonra sürebilir. (S. Gizer 1996) Masturbasyon
ve parmak emme her ikisi de elleri kullanarak vücutta bir haz alma ve doygunluk elde etme
faaliyetidir. Fakat bunların ikisi arasında bir bağıntı aramak yersizdir, bir
yakıştırmadır. Parmak emen çocukların ileri hayatlarında parmak emmeyen
çocuklardan daha sık masturbasyon yaptıklarını gösteren bir inceleme yoktur. (D.
Çağlar-1981) Parmak
emmede çocuklar bir haz elde etme doyum sağlamak için yaparken, tırnak yiyen çocuklar
ise gergin, kolayca heyecanlanan ruhsal psikolojik sorunları olan çocuklarda görülür.
PARMAK
EMMENİN DÜZELTİLMESİ İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER
Anne
ve babaya parmak emmenin zararsız bir faaliyet olduğu açıkça anlatılmalıdır.
Parmak emmenin biraz önce değindiğimiz gibi diş deformasyonlarına sebep olmadığı,
bir hastalık mahiyetinde olmadığı açıkça anlatılmalıdır. Çünkü halk arsında
parmak emmenin günah olduğu, çocukların masturbasyon gibi bozuk bir cinsel haz aracı
olarak yaptıkları hatta dini bakımdan büyük bir günah sayılacağı ve sayıldığı
kanısı hakimdir. Bu batıl inançların silinmesi alınacak tedbirlerin başında gelir.
Çünkü buna inanan anne, baba ve aile büyükleri ömür boyu sürecek bu kötü
alışkanlıktan çocuklarını vazgeçirmek için çok şiddetli tedbirlere başvururlar.
Hatta çocukların parmaklarına acı biberler sürenler, dayak atanlar, ellerini
kollarını arkadan bağlayanlar,eline parmaklarına iğne batırıp onlar
unutamayacakları acı verecek cezalar uygularlar. Bu tenkitler, azarlamalar, dayak
atmalar, parmağa acı sürmeler çocukta olumsuzluğun yükselmesine neden olabilir. Anne
babayı rahatsız etmek için bir davranış olarak kalmasını pekiştirebilir.(D.
Çağlar-1981) Parmak
emme kendi başına çocuklukta ve sonradan uyumu etkileyen bir alışkanlık değildir.
Özel bir düzeltici tedbir olmayı da gerektirmez. Ancak parmak emmeye başlayan veya
bunu alışkanlık haline getirmiş çocuklara bu alışkanlıkları terk etmeleri için
uygun olmayan tedbirlerin, cezaların uygulanması sonucu bir çok uyum ve duyusal
problemlerin ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Basit bir alışkanlığı terk
ettirmek için uygulanan metodlar durumla ilgisi olmayan yeni ve kronik bazı uyum
bozukluklarına sebep olabilir. (D. Çağlar-1981) Küçük
yaşlarda çocuklar uygun şekilde beslenmelidir. Gıda ve anne sütünün kalitesi
yanında çocuğun gıda verilirken tutumuna özel bir yer ve önem vermek gerekir. Çocuk
gerek anne memesinden ve gerekse biberonla beslenirken annenin göğsüne onun
sıcaklığını duyacak şekilde yaklaştırılmalıdır. Bir taraftan çocuğa gıdası
veya meme verilirken diğer taraftan anne çocuğa gözlerinden sıcak sevgi
akıtmalıdır. Çocuğun gevşek tutulması,hırpalanarak, azarlanarak gıda verilmesi
büyük bir anlam taşımaz, haysiyet sahibi bir gence al zıkkımlan diye yiyecek
vermenin yaptığı etkiyi yapar.(D. Çağlar-1981) . Uygar insanların köpekleri
beslerken yaptığı içtenliği insan yavrusundan esirgerler. Uygun şekilde beslenme bu
problemin ortaya çıkmasında en büyük engel teşkil eder.(D. Çağlar-1981) Belki
çocuk parmak emme veya lastik meme emmeden özel bir haz duyabilir. Bu hiçbir zaman
zararlı bir alışkanlık değildir. Normal davranışlar ve ilişkiler yoluyla bu
alışkanlık 1 yaşının sonunda terkedilebilir.(D. Çağlar-1981) Eğer
çocuk yürümeye başladıktan veya 1 yaşından sonrada bunu yapıyor yani parmağını
emiyorsa bu çocuğun fazla yorgun, rahatsız, mutsuz, sıkıntılı, üzüntülü
olduğunun belirtisidir. Çocuğun durumunun incelenmesi düzeltici tedbirlerin yalnız
bir belirti olan parmak üzerinde değil bütün durumu düzeltmeye yöneltilmesi gerekir.
Çünkü parmak emmenin asıl nedenleri ortadan kalkmadıkça çocuk parmak emmeye devam
edecektir. (D. Çağlar-1981) Çocuğa
uygun dinlenme, geniş ve çeşitli faaliyet olanakları, oyun ortamları meşgul olmak
için olanaklar sağlanmalıdır. Anne
babanın uygun olmayan davranışları düzeltilmelidir. Çocuklara bu
alışkanlığından dolayı şiddet hareketleri uygulanmamalı ve çocuk batıl
fikirlerle korkutulmamalıdır. Mükafat
vaadi, çocuğun bunu terk etme arzusunu ve gücünü harekete getirecek, çeşitli
tedbirler çocuğu harekete getirerek çocuğun bunu bırakmasını sağlayabilir. Çocuk
parmağını ağzına götürdüğü zaman uyarıcılık yapacak zararsız acı mayi
sürülmesi ve geceleri hatta gerekiyorsa gündüz çocuğa eldiven takılması,
alışkanlığı sona erdirmesi için iyi bir hatırlatıcı olabilir. Çocuğa
bilhassa kendi kendini kontrol etmek için, isterse bu alışkanlığı terk edeceği
inancını kazandırmak, alışkanlığı yenmek için iyi bir hatırlatıcı olabilir. Çocuk
4-5 yaşlarına geldiğinde parmağını emmeye devam ediyorsa kendisine telkinlerde
bulunmak faydalı olabilir. Çocuğa bu yaptığının çocukça bir davranış olduğu
başkalarının gözüne hoş görünmediği onun anlayabileceği bir dille anlatılır.
Çocuklar bu yaşlarda genellikle büyük bir insan gibi olmaya, ebeveyni taklit etmeye
özenir. Çoğu zaman onlar gibi davranır. Ebeveyn çocuğun bu durumunu çok iyi
değerlendirmelidir. Kendilerinin parmak emmediklerini, çünkü bu durumun pek hoş
olmadığını söylemeleri çoğu zaman etkili olabilir.(S. Gizer-1996) Çocuğun
erken memeden kesilmesinin karamsar, sadist geç memeden kesilmesininse güveli ve iyimser
bir kişilik geliştirdiği açıklanmıştır.(H. Yavuzer-1997) |