Tanıtım Çalışanlar Veriler Eğitim Önemli Bilgiler Linkler Kapadokya Açılış Sayfası
ÇOCUKLA İLETİŞİM Günümüzün
ana-babaları çocuklarına ne kadar çok oyuncak alırlarsa, ne kadar iyi okullara
gönderirlerse ne kadar elbise alırlarsa o kadar çok iletişim kurduklarını
zannederler. İletişim çocuğun her türlü sorununu dinlemektir, dinliyormuş gibi
yapmak değil. Çocuğun yaşı kaç olursa olsun onu dinlemek gerekir. Çocukla iletişim
kurmada tek reçete vardır: Onu, gerçekten, yürekten, can kulağıyla dinlemek, onu
anlamaya çalışmak ve ona dinlendiğini hissettirmek. Genellikle çocuklarla iletişimde
yaptığımız davranış, daha o sözünü bitirmeden konuşmak olur. Kendini ifade
edememek çocuğu kızdırır ve hırçınlaşır.
İletişimsizlik çocuğunuzun kendisini size ifade edebilmesine engel olduğu gibi, ileri
yaşlarda bir çok sorunu beraberinde getirir. Üzüntü, korku ve
kıskançlık gibi olumsuz duygular ana babaların genelde hoşuna gitmediğinden
genellikle ana babalar tarafından inkar edilme yoluna gidilmektedir. Ne varmış bunda
üzülecek? Hiç insan kardeşini kıskanır mı? Ana babalar bu gibi duyguların
algılandığı zaman kabul edilmek ve isimlendirilmekten korkulur. Çünkü kabul
edildiği ve isimlendirildiği takdirde bunun kalıcı olacağını, çocuğun mutsuz,
korkak ve ya kıskanç olacağı düşünülür. Dolayısıyla reddedilir ve inkar edilir.
O anda kendisi, topu veya arkadaşı için üzülen çocuk, gerçekten üzülüyordur.
Ancak anlaşıldığını, duygularının kabul edildiğini hissederse rahatlar ve daha
kolay teselli bulur. Hayatta daha büyük üzüntüler var diye çocuğunkini
küçümsemek haksızlıktır. Duyulmadığını, anlaşılmadığını gören çocuk bunu
duyurmak için daha aşırıya kaçar, daha çok ağlayarak veya hırçınlık ederek
kendini duyurmaya çalışır. Bu ve buna benzer durumlar çocukta, ana babaya
kızgınlık, öfke, içerleme ve güvensizlik hisleri uyandırır. Bu tür durumların
önüne geçmek için: a)Kendinizi çocuğun
yerine koyarak durumu değerlendirin. Çocuğunuzun duygularını yaşamaya, çevreye ve
olaylara onun gözleriyle bakmaya çalışın. b) Çocuğunuzun sizden
ayrı duyup düşüneceğini, farklı bir yapı ve bünyeye sahip olabileceğini kabul
edin. c) Çocuğunuzun gelişim
süreci içinde yaşının icabı bazı davranış ve duygularda bulunabileceğini kabul
ediniz. Çocuk yetiştin değildir. Yetişkin gibi düşünemez,davranamaz ama zamanı
gelince öğrenir. Çocuk eğitiminde etkili
olabilmek ve çocukla sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu olduğu gibi
kabul ediniz. Dayakla, tehditle cezayla
ya da bağırıp çağırarak çocuğunuzun olumsuz davranışına o an engel
olabilirsiniz ama davranışı ortadan kaldıramazsınız. Çocuğunuzun iyi
davranışlarını geliştirmek için ödüllendirirken davranışlarını açık bir
dille takdir ediniz ve ne kadar beğendiğinizi belirtiniz. “Bu gün ben söylemeden
dersine çalıştığına çok sevindim. O beğendiğin elbiseyi sana alacağım” Ödülü başlangıçta ölçülü olarak
kullanınız, davranışın devamında ödül yerine duygularınızı ifade ediniz ve
çocuğunuzu teşvik ediniz. Çocuk eğitiminde
takdir ve teşvik ödülden daha önemlidir. Zamanla ödülün etkisi kaybolur ancak
çocuk sizin takdirinizi duymak için o davranışı tekrarlayacaktır. İstenmeyen davranışta
bulunduğu zaman çocuğa verilen ceza çocukta korku meydana getirir, çocuk davranışı
yapmak istemediğinden değil de cezadan korktuğu için yapmaz. Cezada zamanla ödül
gibi etkisini kaybeder, çocuk cezaya alışır ve istenmeyen davranışa devam eder. Ceza
verilerek çocuğun olumsuz davranışlarıyla yüzleşmesine, davranışın neticelerini
düşünmesine engel olursunuz. Peki çocuğunuzun olumsuz davranışlarına kızmadan,
cezalandırmadan nasıl engel olabilirsiniz? a) Çocuk davranışı
yapmadan önce beklentilerinizi açıklayınız. “Sokağa çıktığımızda bir şeyin
alınması için ağladığın zaman çok sinirleniyorum. Sokakta benden bir şey
istemeyeceksin, anlaştık mı? b)Yapılmasını
istemediğiniz olumsuz davranışlar için çevreyi değiştiriniz. Küçük kardeş
büyüğü ders çalışırken rahatsız ediyorsa, büyüğün ders yaptığı saatte
küçüğü oyalayıcı bir etkinlik bulabilirsiniz. c) Çocuklar
öğrendiklerinin büyük bir kısmını taklit ederek öğrendiklerinden, çocuğunuzdan
beklediğiniz davranışlara önce kendiniz örnek olunuz. Çocuğunuzun düzenli
olmasını istiyorsanız, düzenli olmaya; sözünü tutmasını istiyorsanız kendi
sözünüzü tutmaya önem veriniz. d) Çocuğunuzun iyi
alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olunuz. Çocuklar, kendilerinden beklenen
davranışların neler olduğunu ve nasıl yapılacağını büyük çoğunlukla
bilemezler. Bunun için sözgelişi temizlik alışkanlığı kazandırılacaksa:
“Yemeğe oturmadan eller yıkanmalı. Gel beraber elimizi yıkayalım. Ellerimiz ne
güzel oldu değil mi?” örneğinde olduğu gibi iyi alışkanlıklar geliştirmesine
yardımcı olunmalıdır. e) Olumsuz davranışın
nedenini düşünüz. Çocuk olumsuz davranıyorsa düşündüğünüzün aksine başka
nedenleri olabilir. İyice bakıldığında arkasında giderilmemiş bir ihtiyaç
olabilir. Çocuğunuz yemek yemiyorsa nedeni belki yorgunluk, uykusuzluk ya da hastalık
başlangıcı olabilir. Çocuğa yemek yemediği için çocuğa kızmak, bağırmak ve
zorla yemek yedirmek yerine yemek yememesinin nedenlerini düşünün. “Bugün pek
iştahın yok sanki. bir derdin mi var? Bana mı kızdın?” gibi. f) Olumsuz davranışın
yerine yapabileceği olumlu bir davranış gösterin “yapma demek yerine neyi
yapmasını beklediğinizi ona açıklayın veya seçim yapmasına yol gösterin.
Ağabeyinin ya da ablasının defteri ve kalemlerini elliyorsa, ona bir defter ve kalem
verin. g) Çocuğunuzun olumsuz
davranışından dolayı yaşadığınız olumsuz duyguları ve etkilerini ona belirtin.
Çocuğunuza o anki duygularınızı ifade etmek sizi sakinleştirecek ve
rahatlatacaktır. Ayrıca çocuğunuzda olumsuz davranışın sizin üzerinizdeki olumsuz
etkiyi anlamış olacaktır. Evde olmadığım zaman dersini yapmamana çok
üzülüyorum(Duygu). İnsanoğlu doğduğu
günden itibaren kendisini bakmakla, sevgi göstermekle, ilgilenmekle yükümlü ana-babasının
etkisine girer. Doğarak, onların dünyasına girerek üçgeni tamamlar. Doğuştan
getirdiği kişilik özellikleri yanında ana-babanın yetiştirme tarzı çocuğun
kişiliğinin oluşmasında önemli rol oynar. Yapılan en büyük
yanlış ana babanın çocuk eğitimi konusunda yanlış yol izlemeleridir. Ana babanın
birbirlerine güç gösterileri ne yazık ki çocuğu olumsuz olarak yansır. Ana
“yap” derken baba “yapma” diyorsa ve bu yap ve yapmalar çocuğun önünde
yapılıyorsa, çocuklarına yapabilecekleri en büyük kötülüğü yapıyorlar
demektir. |