turkeyc.gif (8638 bytes) Tanıtım     Çalışanlar   Veriler   Eğitim   Önemli Bilgiler   Linkler   Kapadokya   Açılış Sayfası turkeyc.gif (8638 bytes)
 

BULAŞICI VE SALGIN HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI

Mevzuat:

Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Daire Başkanlığı için en önemli kaynak 1593 sayılı " Umumi Hıfzısıhha Kanunu "dur. Yasanın kabul tarihinin 1930 yılı olmasına karşın pek çok maddesi günümüz için bile çağdaş sayılabilir.

Anılan yasanın Sağlık Bakanlığı’nın görevlerini belirleyen 3.cü maddesinin 3 ve 4.cü fıkraları bulaşıcı hastalıklarla ilgili her türlü görev ve sorumluluğu bu bakanlığa vermektedir. Bu fıkralar şöyledir:

1593 Sayılı Yasa Madde 3, Fıkra 3: Ülkeye bulaşıcı ve salgın yapan hastalıkların girişine engel olmak.

Fıkra 4: Ülke içindeki her türlü enfeksiyöz, bulaşıcı ve salgın yapan................... zararlı etkenlerle savaşmak.

Genel hukuk kuralları uyarınca Bakanlık bu görevleri yerel örgütleri aracılığıyla yapmaktadır.

Yasanın ikinci bölümü (madde 29-127 ) bulaşıcı hastalıklarla savaşa ayrılmıştır. Bu bölümde iki alt bölüme ayrılmaktadır. Birinci alt bölümde ( madde 29-56 ) ülkeye bulaşıcı hastalıkların girişini önlemek için alınacak önlemler açıklanmakta, yasanın çıkarıldığı zamana uygun olarak hudut ve sahiller üzerinde durulmaktadır.

Ülke içinde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığında alınacak önlemlere ise yasanın 57-127’inci maddelerinde değinilmektedir.

57’inci maddede hangi hastalıkların bildiriminin zorunlu olduğu belirtilmektedir. Belirtilen hastalıklara Bakanlık gerek olduğunda yenilerini eklemekte yetkilidir ( madde 64 ). Bu maddede herhangi bir hastalığın ülke çapında ya da belli bir bölgede bildirimini zorunlu kılmaya bakanlığın yetkili olduğu belirtilmektedir. Bir hastalık bildiriminde bulunmak için kesin tanıyı beklemek de gerekli değildir. 57. madde kuşkulanma durumunda da bildirimde bulunmayı gerekli kılmaktadır.

Bulaşıcı hastalıklardan ölüm ya da hastalık olması ya da böyle bir kuşkunun bulunduğu durumlarda, yasa aşağıdaki personeli bildirimde bulunmakla görevlendirmektedir.

Hastane baştabipleri, okul-fabrika-imalathane-hayır kurumları-ticarethane ve mağaza-otel-pansiyon-han-hamam-hapishane sahip-kiracı ya da müdürleri, apartman kapıcıları, köy yöneticileri, eczacılar, diş tabipleri, ebeler, hastabakıcıları, ölü yıkayanlar-tabutlayanlar, gemi kaptanları, hudut ve sahillerde görevli personel.

Bildirim sözel (telefon) ya da yazılı yapılabilir. İvedi durumlarda sözel yapılan bildirimler en kısa sürede yazılı duruma getirilmelidir.

Bulaşıcı hastalık bildirimlerinde hekimlerin görevleri:

  1. Bir bulaşıcı ve salgın yapıcı hastalık çıktığında kesin ya da olası tanı konmasını izleyen 24 saat içinde durum üst makamlara bildirilecektir ( 1593 sayılı yasa madde 58 ).
  2. Bulaşıcı hastalığı olduğu konusunda hakkında bildirim yapılan kişi (ler) in adreslerinde bir değişiklik olursa bildirimi yapan kişi bu değişikliği de bildirmekle görevlidir ( madde 60 ).
  3. Bir bulaşıcı hastalık çıktığında ya da bulaşıcı hastalıktan kuşkulanıldığında, bulaşıcı bir hastalıktan ölüm olduğunda görevli hekim olayı yerinde inceleyerek, ortaya çıkış nedenlerini saptayarak ve tanıyı kesinleştirip durumu üstlerine bildirecektir. Bulaşıcı hastalık inceleme ve araştırması yapan hekime tüm devlet güçleri yardım etmek zorundadır ( madde 65 ).
  4. Madde 3 te belirtilen araştırma bulaşıcı hastalık bildirimi olmasa bile, sağlık görevlilerinin "bulaşıcı hastalık taraması" yapmaları durumunda da yapılabilir ( madde 66 ). Bu çalışmalara yardım etmeyen ya da engel olan kişiler Türk Ceza Kanunu’nun 263’üncü maddesi gereğince cezalandırılırlar ( 1593 Sayılı Yasa, madde 284 ) ( madde 67 ).

Türk Ceza Kanunu, Madde 263: Kolera ve sair bulaşıcı hastalıklardan musap (yakalanmış) veya vefiyat (ölüm) zuhur eden (ortaya çıkan) ev ve sair (diğer) mahallerin kordon altına alınmasına dair hükümetçe verilen emirlere ve yapılan icraata fiilen mümanaat edenler (karşı çıkanlar, zorluk çıkaranlar) hareketlerinin derecesine göre bir aydan bir seneye kadar hapsolunur.

  1. Hekim bulunamayan durumlarda yukarıda belirtilen görevleri yetkililerin görevlendirmeleri üzerine sağlık memurları da yapabilir ( madde 68 ).
  2. Salgının bir bulaşıcı hastalıktan oluştuğu kesinlik kazanınca sağlık personeli hemen gerekli tüm önlemleri alacaklardır. Tüm yönetsel birimler bu önlemlerin uygulanması için gerekenleri yapmaya mecburdurlar ( madde 69 ).
  3. Bulaşıcı bir hastalıktan ölüm kuşkusu bulunan durumlarda görevli hekim gerek görürse mezar açtırarak inceleme yapabilir ( madde 70 ).
  4. Sağlık Bakanlığı gerek görürse, bulaşıcı hastalık bulunan bölgelerde tüm ölülerin gömülmeden önce bir hekim tarafından muayene edilmesini zorunlu kılabilir ( madde 71 ).

Bulaşıcı hastalıklarda alınacak tıbbi önlemler:

Bildirimi zorunlu bir hastalığın çıkması ya da çıkacağı konusunda kuşku bulunması durumunda aşağıda belirtilen önlemler alınmalıdır ( 1593 Sayılı Yasa, madde 73 ):

    1. Hastalar, hasta olduklarından kuşkulanılanlar ve hastalığı yaydıkları bilimsel olarak saptananlar koşulları uygun yerlerde yeterli süre kadar ayrılırlar ( tecrit edilirler ) ve gözlem altında tutulurlar.
    2. Hastalara ve karşı kalanlara ( maruz olanlara ) ( görevli hekimin vereceği karar üzerine ) aşı ve serum yapılabilir.
    3. Kişilere, eşyaya, çamaşırlar ve binalarla diğer enfeksiyon etmeni ile bulaşmış eşyaya dezenfeksiyon ya da temizlik uygulanabilir.
    4. Hastalığı taşıyan ve yayan böcek ve hayvanlar öldürülür ( itlaf edilir ).
    5. Seyahatte bulunanlar muayene, eşyası dezenfekte edilebilir.
    6. Hastalığın bulaşma ve yayılmasına neden olan besin maddeleri yok edilir.
    7. Böyle hastalıklar çıkan genel yerler sakınca ortadan kalkana kadar kapatılabilir ( kararı görevli hekim verir ).
    8. Su ile bulaşan bir bulaşıcı hastalık çıkması durumunda kuşkulu tüm suların her türlü kullanımı yasaklanır ( madde 79 ).
    9. Hastaların ölmesi durumunda ölüler sağlık personelinin önereceği önlemler alındıktan sonra, gene bu personelin gözetimi altında gömülür ( madde 82 ).
    10. Evlerinde ya da bir kurumda ayrılan hastalardan, yoksul olanların geçimleri ( parasal destek verilerek ) sağlanacaktır ( madde 83 ).

Ayırma ( Tecrit ):

Kolera ve ruam tanısı konulan hastaların resmi sağlık kurumlarında ayrılmaları kuraldır. Diğer bulaşıcı hastalık durumlarında hastalığı doğrudan ya da dolaylı yollardan bulaştırmayacak koşullar sağlanarak evlerinde ayrılabilirler ( 1593 Sayılı Yasa, madde 73 ).

Bulaşıcı hastalığa yakalanmış kişileri ayırma için uygun yerleri bulunmayan okul, fabrika benzeri yerlerde hasta ayrımı yapılmaz ( madde 74 ).

Kuduz olan ya da kuduz kuşkusu bulunan hastalar ivedilikle kuduz tedavi merkezlerine gönderilir. Bunlardan yoksul olanların yol ve diğer harcamalarını belediyeler ve özel idareler karşılar ( madde 75 ).

Bulaşıcı bir hastalığa yakalanan kimse bu hastalığını mesleğini uygularken bulaştırabilecek durumda ise, hastalığın bulaşma süresi boyunca meslek uygulamasından yasaklanır ( madde 76 ). Bu kararı ancak hıfzısıhha meclisi verebilir.

Bir bölgede bulaşıcı hastalık çıktığında, bu hastalığın yapılacak toplantılarda bulaşması olanağı varsa, tüm toplantılar yasaklanacaktır ( madde 77 ). Bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak kararları sağlık personeli ve başta hekimler vermekle birlikte, bu kararların uygulanması devletin kolluk güçlerince sağlanır.

Bazı bulaşıcı hastalıklarla ilgili mevzuat, bu hastalıklara verilen özel önlem nedeniyle ayrı yasalarda belirtilmiştir. Bunlar:

Sıtma ile ilgili olarak 1960 tarih ve 7402 sayılı "Sıtmanın İmhası Hakkında Kanun"da,

Trahomla ilgili olarak 1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 90-102’inci maddelerinde,

Zührevi hastalıklarla ilgili olarak gene bu kanunun 103-112’inci maddelerinde,

Tüberkülozla ilgili olarak 113-121’inci maddeler ile 1949 tarih ve 5368 sayılı "Verem Savaşı Hakkında Kanun" açıklanmaktadır.

Sağlık örgütü dışında kalan bazı resmi kurum ve kuruluşlara da yasalar bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak görevler yüklemektedir. Bu yasalar aşağıda belirtilmiştir:

1924 Tarih ve 442 sayılı Köy Kanunu, Madde 13,

1930 Tarih ve 1580 sayılı Belediyeler Kanunu, Madde 15,

1949 Tarih ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu.

İl ve ilçe hıfzısıhha meclisleri:

Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 23-28’inci maddelerinde il ve ilçe hıfzısıhha meclislerinin kuruluş, çalışma ve yetkileri açıklanmaktadır. Bu meclisler "aldıkları kararla yasa gücünde olduğu" ve "bu kararları gerek yetkililerin gerekse yurttaşların uygulama zorunluluğu bulunması" nedenleri ile çok önemlidirler. Bu meclislerin başkanları valiler ve kaymakamlardır. Büro işlerini ise sağlık örgütü yürütür. Olağan durumlarda ayda bir kez toplanırlar. Sağlık yetkilileri mevzuatta bulunmayan konularda bu meclislere karar aldırarak büyük kolaylıklar sağlayabilirler.

Yaptırımlar:

1930 Tarih ve 1593 sayılı Yasa’nın 282-302’inci maddelerinde bulaşıcı hastalıklar mevzuatına uymayanlara verilecek cezalardan söz edilmektedir. Bu cezalar para ve hapis cezalarıdır. Bu durumlarda ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 526’ıncı maddesine de sıklıkla başvurulmaktadır. Bu madde aşağıda verilmektedir.

Türk Ceza Kanunu, madde 526. Yetkili makamlar tarafından adli işlemler dolayısıyla ya da kamu güvenliği ve kamu düzeni veya genel sağlığın korunması düşüncesiyle kanun ve nizamlara aykırı olmayarak verilen bir buyruğu dinlemeyen veya bu yolda alınmış bir önleme uymayan kimse, eylem ayrı bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan altı aya kadar hafif ve bin liradan üç bin liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılır.

Hosted by www.Geocities.ws

1