TAOİZM & ANARŞİZM


Çevirenin Notu: Çevirenin metine yaptığı eklemeler, açıklamalar vb, [...] ile gösterilmiştir.
Ana Taoist metin "Tao te ching"den yapılan alıntıların ilgili kısımlarına ayrı bir sayfada yer verilmiştir: "Metinde Kullanılan Alıntılar".

Anarşizm genellikle oldukça yeni ve Batılı bir fenomen [ing. phenomenon] olarak değerlendirilir, ama kökenleri Doğu'nun eski uygarlıklarına kadar uzanır. Anarşist duyarlılığın ilk belirgin ifadesi M.Ö. altıncı yüzyıl civarı eski Çin'indeki Taoistlere kadar izlenebilir. Aslında, temel Taoist çalışma Tao te ching anarşist klasiklerin en önemlilerinden birisi olarak nitelendirilebilir.

Taoistler zamanında yasanın [hukuğun] bir sistematiğe bağlanmaya başlandığı ve hükümetin giderek merkezileşerek bürokratik bir hale geldiği feodal bir toplumda yaşıyorlardı. Konfüçyüs bu gelişmeleri destekleyen yasacı okulun baş sözcüsüydü, ve her bir vatandaşın [kendi] yerini bileceği bir toplumsal hiyerarşiyi destekliyordu. Taoistler [ise] kendi adlarına hükümeti reddediyor ve herkesin [birarada] doğal ve kendiliğinden olan bir uyum içinde yaşayabileceğine inanıyorlardı. Müdehale etmeyi arzulayanlar ile her şeyin en iyi kendi başına bırakıldığında gelişeceğine [serpileceğine] inananlar arasındaki çatışma bundan sonra hep süregelmiştir.

Taoistlerin ve Konfüçyüsçülerin her ikisi de eski Çin kültürünün içinde yer alır. Benzer bir doğa görüşünü paylaşırlar, ama ahlaki ve politik görüşlerinde büyük ölçüde farklılaşırlar. Her ikisi de insan doğasına karşı saygılı bir güvenme tutumuna sahiptir; Hristiyanlığın doğuştan günah kavramı [onların] düşüncelerinde yer almaz. Her ikisi de, kuyuya düşen bir çocuğu gördüğünde [insanoğlunun sergilediği] içgüdüsel tepkinin ortaya koyduğu üzere, insanoğlunun doğuştan iyiliğe eğilimli olduğuna inanırlar. Her ikisi de Tao'yu veya ataların tarzını [yolunu] savunduğunu iddia eder, ve gönüllü bir düzen oluşturmayı amaçlar.

Ama Taoistler asli olarak doğayla ilgiliyken ve onunla özdeşleştirilirken, Konfüçyüsçüler ise daha dünyasaldırlar [ing. worldly-minded, materyalist] ve toplumun reforme edilmesi ile alakadardırlar. Taoistler açıklık [ing. receptivity] ve pasiflik [ing. passivity, eylemsizlik] gibi "dişil" değerleri yüceltirken, Konfüçyüsçüler ise geleneksel olarak görev, disiplin ve itaat gibi "eril" faziletleri kutsarlar.

Her ne kadar Çin kültürünü şekillenmesinde Budizm ve Konfüçyüsçülük kadar katkısı olsa da, Taoizm doğası gereği hiçbir zaman resmi bir kült haline gelmemiştir. Çin düşüncesinde kalıcı bir tarz [ing. strain, usul] olarak varlığını sürdürmüştür. Kökleri Çin uygarlığının doğuşundaki halk kültürüne kadar uzanır, ama felsefe, proto-bilim [ing. proto-science] ve sihirin olağanüstü bir kombinasyonu [bileşimi, karışımı] olarak M.Ö. altıncı yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Taoizmin en büyük temsilcisi olarak Lao Tzu --"eski Filozof" anlamına gelen-- kabul edilir. M.Ö. 604 civarında soylu ailenin [çocuğu olarak] Honan eyaletinde doğdu. Miras olarak sahip olduğu soyluluk konumunu redderek Loh'daki kral kütüphanesinin müdürü oldu. Tüm yaşamı boyunca sessizlik patikasını takip etti, ve "söylenebilen [ifade edilebilen] Tao, ebedi Tao değildir"[-le ifade edilebilen öğretiyi savundu]. Efsaneye göre ölmek için çölün derinliklerine doğru ilerlerken, kuzey-batı Çin'de gelecek kuşaklar için öğretisini yazmaya bir bekçi tarafından ikna edildi.

Ancak Lao Tzu'ya atfedilen Tao te ching, M.Ö. üçüncü yüzyıla kadar yazıya geçirilmemişe benziyor. Bu [Tao te ching metinleri] Çin uzmanı Joseph Needham tarafından "istisnasız Çin dilinde [yazılmış] en engin ve en güzel çalışma" olarak nitelendiriliyor3. Metin şiirsel formda [yazılmış] seksenbir kısa bölümden oluşmaktadır. Her ne kadar sıkça anlaşılması güç ve paradoksal olsa da; bu [metin] anarşist ilkelerin sadece en eski değil aynı zamanda da en etkili ifadesini sunmaktadır.

Taoizmin doğa felsefesini anlamadan onun etiğini ve politikasını değerlendirmek olanaksızdır. Tao te ching, doğanın Tao'sunu veya tarzını [ing. way, yolunu] kutlar, ve bilgili [ing. wise] bir insanın onu nasıl takip etmesi gerektiğini tanımlar. Taocu doğa algısı eski Çin yin ve yang ilkelerine, [yani] tüm varlıkları ve fenomenleri [ing. phenomenon] oluşturan ch'i'yi (öz-enerji [ing. matter-energy, özsel enerji]) meydana getiren kozmos'daki birbirine karşıt ama bütünleyici iki güce dayanır. Yin karanlık, soğuk ve açıklık ile tanımlanan, ve ay ile ilişkili olan en yüksek dişil güçtür; yang [ise] aydınlık, sıcaklık ve eylemliliğin eril karşılığı [tamamlayıcısı]dır, ve güneş ile tanımlanır. Tüm şeylerde olduğu gibi, erkek ve kadının içinde de [bu] iki güç iş başındadırlar.

Ancak Tao'nun kendisi tanımlanamaz; belli bir adı ve formu [biçimi] yoktur. Anlatımı olanaksız olanı boş yere tanımlamaya çalışan Lao Tzu, onu boş bir kaba, yatağından denize akan bir ırmağa ve işlenmemiş bir ağaç parçasına benzetmiştir. Tao'nun doğal olanı izlediğini söyler. O [Tao] evrenin işleme tarzıdır; tüm şeylerin varoluşlarını sağlayan ve onları [-n varoluşunu] destekleyen [şey, yani] doğanın düzenidir.

"Yüce Tao her yere gider, hem sola hem sağa.
Onbinlerce şey ona bağlıdır; ve hiçbir şeyi geri bırakmaz.
Amacını sessizce gerçekleştirir ve hiçbir iddiada bulunmaz". [34]
Needham onu tam anlamıyla bir güç olarak değil, ama "zaman ve mekandaki bir tür doğal bükülme [ing. natural curvature] " olarak tanımlar.4

Daha sonraki pekçok anarşiste benzer bir şekilde, Taoistler evreni devamlı bir akış halinde olarak değerlendirirler. Gerçeklik süreç halindedir; her şey değişir, hiçbir şey sabit [durağan] değildir. Karşıt güçlerin dinamik karşılıklı etkileşimleri şeklindeki diyalektiksel değişim görüşüne sahiptirler. Enerji, yin ve yang'ın kutupları arasında sürekli olarak akar. Aynı zamanda, doğanın birlik ve uyumunu vurgularlar. Doğa kendisine yeterlidir ve yaratılmamıştır [yaratılmamış bir şeydir]; bilinçli bir yaratıcı varsaymaya gerek yoktur. Bu, sadece Yunan filozofu Heraklitus'u çağrıştıran bir görüş değildir, ama [aynı zamanda da] modern fizik tarafından tasvir edilen evren tanımı ile de uyumludur. Çeşitlilikteki birliği, organik büyümeyi ve doğal düzeni vurgulayan modern toplumsal ekoloji Taoist dünya-görüşünü fazlasıyla yansıtır.

Lao Tzu ve Taoistler tarafından önerilen doğaya yaklaşım açıklık [ing. receptivity] [yaklaşımı]dır. Konfüçyüsçülerin doğayı fethetmeyi ve sömürmeyi istedikleri yerde, Taoistler düşünüp taşınmayı ve onu anlamayı denerler. Taoistlerin geleneksel olarak doğaya karşı olan "dişil" yaklaşımları, onların düşünce tarzının ilk olarak anaerkil bir toplumda gelişmiş olabileceğini akla getirir. Bu ilk bakışta dini bir tavır olarak görülebilse de, bu aslında Taoistler arasında bilimsel ve demokratik görünüşü cesaretlendirmiştir. Kendi önyargılarını [ing. preconception, önsel varsayımlarını] dayatmayarak, doğayı gözleyebilmiş ve anlayabilmişlerdir, ve böylece de onun enerjisini faydalı bir şekilde yönlendirmeyi öğrenmişlerdir.

Taoistler asıl olarak doğayla ilgilenirler, ama onların evren düşüncesinin topluma önemli etkileri vardır. Belirli bir etik ve politika sistemi ortaya çıkar. Ortada mutlak [olan] Taoist değerler yoktur; iyi ile kötü de --aynen yin ve yang gibi-- ilişkilidir. Onların karşılıklı etkileşimi gelişme için gereklidir, ve bir şeyi başarmak için sıklıkla onun karşıtından başlamak en iyisidir. Bununla beraber, Taoist öğretiden gösterişsiz, samimi, kendiliğinden olan, cömert ve tarafsız bir bilge [ing. wise] kişi ideali ortaya çıkar. Taoistler için yaşama sanatı basitlikte, ısrarcı olmamakta [ing. non-assertion, özellikle bir otorite oluşturmak için ısrarcı ve baskıcı olmamak] ve yaratıcı davranışta bulunur.

Taoist öğretinin merkezinde wu-wei kavramı bulunur. Bu [kavram] genellikle eylemde-bulunmama [ing. non-action] olarak tercüme edilir. Aslında filolojik açıdan "anarşizm" ve "wu-wei" [kelimeleri] arasında çarpıcı bir benzerlik bulunmaktadır. Aynen yunancada yöneticinin [ing. ruler, hükümdar] olmaması anlamına gelen "an-archos" kelimesi gibi; wu-wei, wei'nin "suni, doğal ve kendiliğinden olan gelişmeye müdehale eden tertiplenmiş eylemleri" ifade ettiği yerde wei'nin yokluğu anlamına gelir.5 Politik bakış açısından wei otoritenin [yetkenin] dayatılmasını ifade eder. Bu nedenle wu-wei ile uyumlu bir şey yapmak doğal olarak nitelendirilir; bu [tarz bir şey yapmak] doğal ve kendiliğinden oluşan bir düzene yol açar. Bunun dayatılan otoritenin herhangi bir biçimi ile hiçbir ilgisi yoktur.

Tao te ching gücün doğası hakkında oldukça açıktır. İster fiziki isterse ahlaki olsun, eğer kendimizi veya dünyayı iyileştirmek için güç kullanırsak basitçe enerji israf ederiz ve kendimizi güçsüzleştiririz: "gücü [güç kullanımını] kuvvet kaybı takip eder" [30]. Böylece savaşa başvuranlar sonucunda acı çekeceklerdir: "şiddet [kullanan] adamı şiddetli bir ölümle can verecektir" [42]. [Bunun] aksine, vazgeçmek sıklıkla üstesinden gelmenin en iyi yoludur: "Göğün altındaki hiçbir şey sudan daha yumşak ve verimli değildir. Ancak katı ve güçlü olana saldırmak için de [bundan] daha iyisi yoktur, [bunun] bir eşi yoktur. Zayıf olan güçlü olanın üstesinden gelebilir; uysal olan katı olanın üstesinden gelebilir" [78]. Taoistler tarafından tavsiye edilen yumşak huylu [ılımlı] barışçıllık bir yenilgiyi kabullenme biçimi değildir, aksine [bu] enerjinin yaratıcı ve etkili kullanımı için bir çağrıdır.

Lao Tzu, "eylemde-bulunmamayı uygulayın. Zorlamadan çalışın [doğal bir şekilde çalışın]" [63] tavsiyesinde bulunur. Taoistler, wu-wei kavramıyla atalet [ing. inertia] anlamındaki eylemde-bulunmamayı savunmamaktadırlar, ama doğa ile çelişkili olan eylemi kınamaktadırlar. Yücelttikleri tembellik [ing. idleness] değildir; çaba, kaygı ve karmaşıklaştırma olmadan çalışmak, şeylerin [nesnelerin, maddelerin] mizacına karşıt olmayan ve onlarla uyumlu [bir şekilde] çalışmak demektir. Eğer insanlar wu-wei'yi doğru bir şekilde uygularlarsa, çalışma zorlayıcı [zora dayanan] yönünü kaybedecektir. Bu [çalışma] faydalı sonuçları için değil, ama içsel [ing. intrinsic, özsel] değeri için üstlenilmelidir. Vebaymışçasına kaçmak yerine, çalışma kendiliğinden olan ve anlamlı bir davranışa [oyuna] dönüştürülmelidir: "Eylemler gereksiz konuşmalar Olmadan yerine getirildiğinde, İnsanlar 'Biz yaptık' diyeceklerdir" [17].

Taoistler, eğer tavsiyelerini takip ederlerse, insanların uzun bir hayat süreceğini, fiziksel ve zihinsel sağlığa kavuşacağını belirtirler. [Taozimin] temel inançlarından birisi ]-ne göre] faziletle dolu olan [insan] yeni-doğmuş bir bebek gibiyken, "Tao'ya aykırı olan uzun süre var olamaz" [şeklindeki inanç]tır [55]: Hayatlarını uzatmak için Taoistler yoga gibi tekniklere ve hatta simyaya başvururlar.

Ancak öğretinin merkezindeki en önemli ilke, "Dünya, nesnelerin kendi hallerine bırakılmasına müsade etmekle yönetilir. [Dünya] müdehale ederek yönetilemez" [48] ilkesidir. Taoist wu-wei görüşünün en derindeki kökleri muhtamelen eski Çin'deki anaerkil toplumda yatmaktadır. Taoist ideal, insanoğlunun suni ve hiyerarşik bir kültürü geliştirirken kaybettiği doğa ile içgüdüsel birliğini tekrar oluşturmasını amaçlayan bir tarımsal kolektivizm [ideali]dir. Köylüler pekçok açıdan doğal olarak bilgedirler. Zorlu deneyimleri sayesinde, doğaya zıt [çelişkili] olan eylemlerden uzak dururlar, bitkileri yetiştirmek için doğal süreçleri anlamaları ve [onlarla] işbirliği yapmaları gerektiğinin farkına varırlar. Ve nasıl ki bitkiler kendi doğalarını izlemeye bırakılınca en iyi şekilde büyürlerse, insanlar da en az müdehale edildiklerinde gelişirler [işleri yolunda gider].6 İşte bu anlayış Taoistlerin --hükümet ve Devlet [gibi]-- tüm otorite biçimlerini reddetmelerine yol açmıştır. Yine bu [anlayış] onları modern anarşizmin ve toplumsal ekolojinin habercisi yapmıştır.

Taoizmin suni bir yapı olaran Devleti reddetmediği, ama onu --belki de aileye benzer-- bir doğal kurum olarak kabul ettiği iddia edilegelmiştir.7 Tao te ching'in otoriter kuralı reddettiğine hiç şüphe yokken, bazen yöneticilere yönetmekte daha iyi olmaları için tavsiyeler veriyormuş gibi gözükür:

Eğer bilge [ing. sage] insanlara kılavuzluk edecekse, alçak gönüllülükle hizmet etmelidir.
Eğer onlara yol gösterecekse, onların ardından gitmelidir.
Bilge bu şekilde idare ederse, insanlar baskı altında hissetmeyeceklerdir. [66]
Bookchin, Taoizmin köylüleri seçim [yapmaktan] ve umuttan mahrum bırakarak, onlar [köylüler] arasında pasifliği yaymak üzere seçkinler tarafından kulanıldığını iddia edecek kadar ileri gitmiştir.8

Şüphesiz ki Lao Tzu liderlik sorununa da değinmiştir, ve gerçek bilgeyi halkın üstünde değil onlarla beraber hareket etmeye çağırmıştır. En iyi lider, kendi barışçıl ve üretken faaliyetlerini yürütmeleri için halkını kendi haline bırakandır. Onların iyi niyetine güvenmelidir, çünkü "Yeterince güvenmeyene güvenilmez". [17] Eğer lider kendi hallerine bırakmak yerine halkına müdehale ederse, o zaman peşinden düzensizlik gelecektir: "Ülke karışıklık ve kaos içindeyse, Sadık vekiller [ing. ministers, bakanlar] ortaya çıkar". [18] İyi düzene sahip bir toplumda,

İnsan yeryüzünü takip eder.
Yeryüzü göğü [ing. heaven, cenneti] takip eder.
Gök Tao'yu takip eder.
Tao doğal olanı takip eder. [25]
Ama derinlemesine okunması gösterir ki, Tao te ching yöneticilere Makyavelist öğütler sunmakla ve hatta "yönetim sanatı" ile ilgili değildir. Tao'yu samimiyetle anlayan ve onu hükümete uygulayan birisinin, en iyisinin hiç yönetmemek olduğu sonucuna varması kaçınılmazdır.9 Lao Tzu hükümetten kötülükten başka bir şey gelmeyeceğini savunur. Aslında, o [Lao Tzu] ilk anarşist manifesto olarak tanımlanabilecek [şeyler] sunmaktadır:
Daha fazla kanunlar ve kısıtlamalar oldukça,
Halk daha da yoksullaşır.
İnsanların silahları daha keskinleştikçe,
Toprakta daha fazla sorun olur [ortaya çıkar].
Halk daha fazla becerikli ve zeki oldukça,
Daha çok garip şeyler olur.
Daha fazla kanun ve kısıtlama,
Daha çok hırsız ve soyguncu [demektir].
Bu nedenle bilge şöyle der:
Hiçbir eylemde bulunmam ve halk düzelir [ing. reform, ıslah olur] .
Ben barışın zevkine varırım ve halk dürüst olur.
Ben hiçbir şey yapmam ve halk zenginleşir.
Benim hiçbir arzum olmaz ve halk iyi ve basit bir yaşama geri döner. [57]
Tao te ching'in olağanüstü şiirlerinin içinde kapsanan tam bir toplumsal eleştiri vardır. [Bu toplumsal eleştiri], feodal düzenin bürokratik, savaşçı ve ticari doğasına karşı şiddetli bir şekilde eleştireldir. Özellikle Lao Tzu mülkiyeti bir soygun biçimi olarak görür: "Kralın maiyeti [ing. court] azamet içinde sıralandığında, tarlalar yabanıl otlarla kaplanır, Ve tahıl depoları çıplak kalır". [53] O, savaşın nedenleri eşitsiz bölüşümde görür: "Refah ve rütbe talep edin, ve ardından felaket gelecektir" [9] Sınıfları ve özel mülkiyeti ile feodalizme saldırdıktan sonra, [Tao te ching] halkın doğa ile uyum içinde basit ve samimi bir hayat süreceği, hükümetten ve ataerkillikten kurtulmuş sınıfsız bir toplum toplumsal idealini sunar. Bu, uygun teknolojinin yardımı ile malların ortaklaşa üretilerek, paylaşılacağı merkezsizleşmiş bir toplum olacaktır. Halk kuvvetli olacaktır, ama kuvvetlerini göstermelerine gerek olmayacaktır; bilge [olacaktır], ama öğrenimin varlığı [olmadan]; üretken [olacaktır], ama gereksiz hiçbir zahmete kapılmadan. Ve hatta hesap defterlerine yazmak yerine iplere düğümler atarak saymayı tercih edeceklerdir:
Küçük bir ülke daha az insana sahiptir.
Bir adamdan on kat, yüz kat daha hızlı çalışabilecek makineler
olmasına rağmen, onlara gereksinim yoktur.
İnsanlar ölümü ciddiye alırlar ve fazla uzaklara seyahat etmezler.
Gemileri ve taşıyıcı [araç]ları olmasına rağmen, hiç kimse bunları kullanmaz.
Zırh ve silahları olmasına rağmen, kimse bunları sergilemez.
İnsanlar yazmak yerine ipe düğümler atmaya geri dönerler.
Gıdaları basit ve iyidir, elbiseleri güzel ama basittir, evleri güvenlidir;
Kendi yollarında mutludurlar.
Komşularının görüşü içinde olmalarına,
Ve yolun karşısındaki horozların ötüşlerini ve köğeklerin havlamalarını işitmelerine rağmen,
Yine de yaşlanırken ve ölürken diğerilerini barış [içinde] bırakırlar. [80]
Taoistlerdeki anarşist eğilim, M.Ö. 369 ile 286 [yılları arasında] yaşayan filozof Chuang Tzu'nun yazılarında daha da belirgindir. Çalışması Tao'nun doğasını, [yani] insanın parçası olduğu engin organik süreci araştıran bir anektodlar [ing. anecdote, fıkra tarzında kısa hikaye] ve alegorik hikayeler [ing. parable, ifade edileni benzetme veya kıyas yolu ile anlatan kısa hikaye] karışımından meydana gelen argümanlardan oluşur. Hiçbir belirli yöneticiye adanmamıştır. Tao te ching'a benzer bir şekilde, tüm hükümet biçimlerini reddeder ve kendi-kaderini [kendini] belirleyen bireyin özgür varoluşunu kutsar. Çalışmanın baskın tonu atlar üzerine yazılan şu kısa alegorik hikayede bulunabilir:
"Atlar kurak bölgede yaşarlar, ot yerler ve su içerler. Keyifleri yerindeyse, boyunlarını birbirlerine sürterler. Kızgınlarsa, dönerek topukları ile birbirlerini tekmelerler. Buraya kadar sadece sahip oldukları doğal huylarını [karakterlerini] sergilerler. Ama alınlarındaki metal levha ile gem vurulmuş ve koşuma bağlanmışken, huysuz bakışlar savurmayı, ısırmak [ve] direnmek için başlarını çevirmeyi, koşumları ağızlarından çıkarmayı veya [vurulan] geme karşı çıkmayı öğrenirler. Böylece de doğaları bozulmuş [tahrip edilmiş] olur."10
Atlarda olduğu gibi, insanoğullarında bu geçerlidir. Kendi başlarına bırakılırlarsa, doğal bir uyum ve kendiliğinden [oluşan] bir düzen içinde yaşarlar. Ama zorlanırlarsa ve yönetilirlerse, doğaları huysuz bir hale gelir. Bu demektir ki, prensler ve yöneticiler kendi suni yasalarına uymak için insanları zorlamamalıdırlar, aksine onların kendi huylarını [karakterlerini] takip etmeleri için [serbest] bırakmalıdırlar. İnsanları, insan yapımı olan yasa ve düzenlemelerle yöentmeye çalışmak saçma ve imkansızdır: "aynen denizin içinden geçmeyi denemek, ırmağın içine bir geçit açmayı denemek, veya bir sivrisineğin dağı uçarak geçip gitmesi gibi" [imkansızdır]11 . Gerçekte, varlığımızın [varoluşumuzun] doğal koşulları hiçbir suni yardıma gerek duymaz. Kendi hallerine bırakılan insanlar barışçıl ve üretken faaliyetler yapacak, diğerleri ve doğa ile uyumlu bir yaşam süreceklerdir.

İsa'dan üçyüz yıl önce "Kendi Haline Bırakmak" [adlı] makalesinde Chung Tzu, anarşist düşüncenin --ki bundan sonra tarih boyunca yankılanacak- asli önermesini ortaya koymuştur:

"Her zaman insaoğlunu kendi başına bırakma süregelmiştir; insanoğullarını yönetme diye bir şey yoktur. Kendi başına bırakma, insanın doğal huyları [karakterleri] yolundan çıkarılmasın ve fazileti bir kenara atılmasın diye [ortaya çıkan] korkudan kaynaklanır. Ama eğer doğal huyları yoldan çıkarılmazsa ve fazileti bir kenara atılmazsa, o zaman hükümet [-in varolması] için geriye ne [gerek] kalır?"12
Bu nedenle Taoistler özgür bir toplumu, bireylerin kendi başlarına kalacağı hükümetsiz [bir toplumu] savunurlar. Kendi çıkarlarını gözetirken, diğerlerinin çıkarlarını da unutmayacaklardır. Önerilen [tavsiye edilen] içine kapanık bir bencillik değildir. Kişisel iyiliğin gözetilmesi genel iyilikle alakadar olmayı da içinde barındırır: bir insan diğerleri için ne kadar çok [şey] yaparsa, o kadar fazla [iyi durumda] olacaktır; diğerlerine ne kadar fazla verirse, onun bolluğu da o kadar artacaktır. Taoist metin Huai Nan Tzu'nun ifade ettiği üzere, "İmparatorluğa sahip olmak demek kendimi gerçekleştirmem demektir. Eğer ben kendimi gerçekleştirirsem, o zaman imparatorluk da beni gerçekleştirir. Eğer ben ve imparatorluk  bir diğerimizi gerçekleştirirsek, o zaman biz her zaman diğerine sahip oluruz."13

İnsanoğulları en nihayetinde bireylerdirler, ama aynı zamanda da toplumsal varlıklardırlar, bir bütünün parçasıdırlar. Modern ekolojinin bulgularını önceden görerek, Taoistler daha fazla bireysellik ve çeşitlilik olduüunda daha büyük bir genel uyumun olacağına inandılar. Toplumun kendiliğinden varolan düzeni, karşıt [zıt] güçlerin dinamik karşılıklı etkileşimlerini içeren çatışmayı [sürtüşmeyi] dışlamaz. Bu nedenle toplum Chuang Tzu tarafından şöyle tanımlanmıştır:

"belirli sayıdaki aile ve bireylerin belirli geleneklere [adetlere] uymak üzere [yaptığı] anlaşma[dır]. Düzensiz [ing. discordant, uyumsuz] unsurlar uyumlu bir birlik oluşturmak için birleşirler. Bu birliği dağıt, [o zaman] her biri ayrı bireyselliğe sahip olacaktır ... Bir dağ bireysel tanecikleri yüzünden yüksektir. Bir nehir bireysel [su] damlaları yüzünden geniştir. Ve tüm parçaları bir bütünün bakış açısından değerlendiren [adam], adil adamdır."14
Taoizm böylece anarşist düşüncenin ilk ve en ikna edici ifadelerini ortaya koymuştur. Ahlaki ve politik fikirleri dünya bilimsel bakışında iyice yer edinmiştir. Her ne kadar Taoist felsefe (Tao chia) içinde Ruhani [ing. spirutual] ve mistik unsurları barındırsa da, erken Taoizmin doğaya karşı bu açıklık yaklaşımı, bilimsel tavrı ve demokratik hisleri cesaretlendirmiştir. Onlar, doğanın çeşitliliğindeki birliğin ve dönüşümün [ing. transformation] evrenselliğinin farkındaydılar. Etiklerinde daha geniş bir doğa bağlamında, kendiliğinden davranışı ve kendini geliştirmeyi cesaretlendirdiler: malik olarak [ing. possession, kullanma hakkına sahip olma] üretim, kendini dayatmadan eyleme ve hakimiyet [oluşturmadan] gelişme. Politikalarında, yanlızca Könfüçyüsçülerin bürokratik ve yasalcı öğretisine karşı çıkarak, yöneticilere tebalarını kendi başlarına bırakmalarını tavsiye etmediler; ama aynı zamanda doğayla uyum içinde [olacak] hükümetin olmadığı, özgür ve koperatif bir toplum idealinin de taraftarlığını yaptılar.

Taoizm, köylüleri daha uysal ve itaatkar yapmak üzere seçkinler tarafından ortaya atılmamıştır. Taoist toplumsal arka plan, feodal beylerle köylü çiftçi yığınları arasında [yer alan] küçük bir orta sınıftan gelme eğilimindeydi. [Taoistler] ne de zor zamanlarda güçlüye boyun eğerek, diğerlerine dokunmayarak ve kendi işlerine bakarak nasıl hayatta kalınacağına dair öğütler vermektedir. Aksine, Taoizm geçici [ing. temporal, dünyevi] gücün, refahın ve statünün gerçek doğasını anlayan; [ve] bunları radikal bir şekilde eksik olarak nitelendirenlerin felsefesidir. Başarısızlık veya sukunetin felsefesi olmanın çok uzağında [olan] Taoizm, kendi varoluşlarının tam bir uyumunu geliştirmeyi arzulayanlara engin ve pratik bir görüş [ing. wisdom, hikmet] sunar.
  

"Ahlâk Kuralları ve Doğu Düşüncesi", Ray Billington, 1995.
"Taoculuk veya Yol", Judith A. Berling, 1982, Ezoterik Okült ve Kaynaklar sitesinden).
"Yeryüzü-Kökenli Bir Gelenek Olarak Taoculuk", John R. Mabry, 1989, Ezoterik Okült ve Kaynaklar sitesinden).
ÇEVİRİ: Anarşist Bakış

Taoizm Üzerine Daha Fazla Bilgi İçin Linkler:
"Taoism Information Page".
"Daoism Depot".
"Taoism and the Philosophy of Tai Chi Chuan".
"The Abode to Eternal Tao"
"Center of Traditional Taoist Studies"

Kaynak: "Taoism & Anarchism"
Anarşist Yazın Ana Sayfa --->
1