KISIM C.12
HONG KONG "SERBEST PİYASA" KAPİTALİZMİNİN POTANSİYELLERİNİ GÖSTERMİYOR MU?
 
 
Çevirenin Notu: Çevirenin metine yaptığı eklemeler, açıklamalar vb, [...] ile gösterilmiştir.

Dünyada bırakınız-yapsınların genel yokluğu veriliyken, serbest piyasa kapitalizminin yararlarını gösterecek örnekler ancak tek tük bulunmaktadır. Ancak, kapitalizminin gücünün ve "saf" kapitalizminin nasıl herkes için yararlı olacağının bir örneği olarak Hong Kong'a sıkça değinilir.

Hong Kong ekonomisine ilişkin rakamların etkileyici olduğu inkar edilemez. Kişi başına GSYİH 1996'da 25,300 ABD $'na yükselecektir; bu, Asya'daki en yüksek [değerlerden] birisidir ve çoğu Batı ülkesinden de daha yüksektir. Vergi oranları gıpta edilecek [seviyededir] --şirket karları için % 16.5 ve maaşlar içinse % 15. 1990'ların ilk beş yılında Hong Kong ekonomisi muazzam oranlarda büyümüştür --nominal (enflasyondan arındırılmamış) kişi başına gelir ve GSYİH seviyeleri neredeyse ikiye katlanmıştır. Enflasyon hesaba katıldığında bile, büyüme canlıdır. Toplam GSYİH'nın 1995'e kadar geçen 10 yıl içerisindeki reel olarak ortalama yıllık büyüme hızı yüzde altıydı, 1995'te ise % 4.6 büyümüştür.

Ancak, daha yakından bakıldığında, bunun serbest piyasa kapitalizminin harikalarının bir örneği olduğunu iddia edenlerin çizdikleri resimden daha farklı bir resimle karşılaşırız. (Şili örneği için, bakınız Kısım C.11).

Birincisi, serbest piyasa kapitalizmi harikalarının çoğu örneği gibi, bu bir demokrasi değildir; Britanya tarafından yönetilen görece liberal bir sömürge diktatörlüğüdür. Ancak siyasi hürriyete bırakınız-yapsınlar kapitalizminin çoğu destekçisi tarafından yüksek bir değer verilmez (örneğin, sağ-liberler gibi). İkincisi, pek de kapitalistçe olmayan bir tarzda bütün arazilerin sahibi hükümettir, ve devlet ekonomiye birçok defa müdahale etmiştir (örneğin, 1950'lerde, Komünist Çin'den kaçan yaklaşık 2 milyon insanın barınmasını sağlamak amacıyla tarihin en büyük kamusal konut planı başlatılmıştır). Üçüncüsü, Hong Kong bir şehir devletidir, ve (kırsal alanlar tarafından [büyümesi] sınırlandırılan) bölgelerden daha yüksek bir ekonomik büyüme oranına sahiptir. Dördüncüsü, Asya'nın Kaplan ekonomileri konusundaki bir uzmana göre, "Hong Kong'un serbest piyasa kapitalizmine yakın olduğunu ... sonucuna varmak yanıltıcıdır." (Robert Wade, Governing the Market, s. 332)

Wade şunu belirtiyor:

"Yalnızca ekonominin zirvedeki özel kesim ekonomik örgütlenmeleri tarafından (özellikle de, hükümeti büyük ölçüde yöneten hayat boyu yabancı bir ülkeye göçmenlerle çok yakın bağlantıları olan belli başlı bankalar ve ticaret şirketleri. Bu, örtük gelişme stratejisiyle aynı doğrultuda olan pazarlıkların yapılması için bir "yoğunlaşma noktası" sağlar), resmi hükümet kurumları dışında idare edilmesiyle kalınmaz, aynı zamanda hükümetin de endüstriyel faaliyetleri etkilemek için sıradışı araçlara sahip olmasını sağlar. {Hükümet} bütün toprakların sahibidir. ... Kamusal konut piyasasında kiraları kontrol eder ve nüfusun yaklaşık yarısına sübvanse edilmiş kamusal barınma sağlar; böylece de emek maliyetinin düşük tutulmasına yardımcı olur. Ve Çin'den gelen göçmenlerin sayısını azaltma ve arttırma becerisi de emek maliyetlerini etkilemenin bir yoludur." (a.y.)
Wade, "ekonomik büyümesi, tüccarlar için bir ambar, çokuluslu şirketler için bölgesel bir faaliyet merkezi, ve endişeli para için barınak olarak daha geniş bölgesel ekonomi içerisindeki hizmet rolünün bir fonksiyonudur." (Op. Cit., s. 331). Başka bir deyişle, başarısının önemli bir kısmı dünyanın başka yerlerinde üretilen artı değeri elde etmesinde yatmaktadır. Başka insanların parasıyla uğraşmak zenginleşmenin kesin bir yoludur (söz konusu paraların büyüklüğü hakkında bir fikir edinmek için Henwood'un Wall Street'ine bakınız) ve bunun kişi başına gelir rakamları üzerinde hoş bir etkisi olacaktır (Çin gibi diktatörlüklerdeki sweatshoplarda [az ücret ve kötü çalışma koşullarına sahip işletmelerde] üretilen malların satılmasının etkisi gibi).

1995 itibariyle, muhasebe ve yasal hizmetlerden, sigorta ve denizciliğe, telekomünikasyon ve medyaya kadar herşeyi kapsayan hizmetler endüstrisiyle Hong Kong, hizmetlerde dünyanın en büyük 10. ihracatçısıydı. Hizmetler sektörünün GSYİH'ya katkısı 1970'deki % 60 [seviyesinden] 1994'de % 83'e çıkmıştı. İmalat endüstrisi, güney Çin gibi düşük ücret ülkelerine kaymaktadır (1970'lerin sonu itibariyle, arazi ve emekteki maliyet artışları ile karşı karşıya kalan Hong Kong'un imalat tabanı daha az rekabetçiydi --diğer bir deyişle, işçiler ekonomik büyümeden faydalanmaya başlamıştı ve sermaye başka yerlere gitmekteydi). 1978'de, Deng Xiaoping tarafından güney Çin'de başlatılan ekonomik reformlar önemliydi, çünkü bu sermayenin diktatörlük altında yaşayan bir emeğe erişimine izin vermekteydi (aynen Amerikan sermayesinin Nazi Almanyasına yoğun bir şekilde yatırım yapması gibi --emek hakları sıfırdı, karlar yüksekti). Bu eyalette 42.000 Hong Kong iştirakli girişim olduğu, ve 4,000,000 işçinin (bölgenin kendi imalat sanayi iş gücünün dokuz katı) Hong Kong şirketlerince, doğrudan ve dolaylı olarak istihdam edildiği tahmin ediliyor. 1980'lerin sonlarında, Hong Konglu ticaret ve imalat şirketleri güney Çin'in dışındaki alanlara da yayılmaya başladılar. 1990'ların ortasına gelindiğinde, Asya, Doğu Avrupa ve Orta Amerika'da faaliyet gösteriyorlardı.

Daha hizmetlere-yönelik bir ekonomiye doğru kademeli kayış, Hong Kong'un dünyanın en önde gelen finansal merkezlerinden birisi olmasını sağlamıştır. Bu oldukça gelişkin sektör 40'dan fazla ülkeden 565 banka ve mevduat-toplayıcı şirkete hizmet etmektedir --dünyanın ilk 100 varlığından 85'i dahil oolmak üzere. Ayrıca, dünyanın en büyük 8. (kapitalizasyon anlamında) ve Asya'nın ise 2. en büyük borsasıdır.

Bu nedenle, Hong Kong'un aslında "serbest piyasa" kapitalizminin yararlarını göstermediği oldukça açıktır. Wade, Hong Kong'u "özel bir vaka veya otoriter-kapitalist devletin daha az başarılı bir türü" olarak düşünebileceğimize işaret eder (Op. Cit., s. 333). Başarısı, dünyanın başka yerlerinde üretilen (özellikle de Çin'de diktatörlük altında yaşayan işçilerden ve borsadan [gelen]) artı değere erişiminde yatmaktadır, bu ekonomisine hoş bir destek sağlamaktadır.

Her yerin böyle bir hizmet sunucusu olamayacağı veriliyken, "serbest piyasa" kapitalizminin, örneğin Birleşik Devletler'de, nasıl işleyeceği hakkında fazla bir belirti sağlamaktadır. Ve (gayriresmi olsa da) yaygın bir ekonomik yönetim olduğu, devletin tüm arazinin sahibi olduğu, kira ile sağlığı sübvanse ettiği ortadayken, bu "eylemde kapitalizm"in bir örneği olarak nasıl düşünülebilir ki?
 

Çeviri: Anarşist Bakış


Kaynak: "C.12 - Doesn't Hong Kong show the potentials of "free market" capitalism?", Anarşist Sıkça Sorulan Sorular.
Anarşist Yazın Ana Sayfa --->
1