TÜRK VE KÜRT ANARŞİSTLERİNİN MURRAY BOOKCHIN'E MEKTUBU
 
Bookchin'in "Hayat Hikayesi ve İlgili Linkler"
Sayın Murray Bookchin,

Deniz Aybaş tarafından tercüme edilip Kaos Yayınlarınca basılan, "Toplumsal Anarşizm ve Yaşamtarzı Anarşizm: Birleştirilemez Ayrımlar" adlı kitabınızın çevirisi henüz elimize geçti.

Kitabın okunması grubumuzdaki her türlü diğer pratik konunun önüne geçti, ve bahsedeceğimiz tartışmalar ortaya çıktı. Bizler, anarşist bir grup olarak, kitabının yazarının kararlı bir devrimci ve pekçok anarşist teorik kitabın yazarı olan Murray Bookchin olması nedeni ile bazı açıklamalar yapılması gerektiğine karar verdik.

Bütünsel olarak, ortaya atılan argümanlar Kuzey Amerika ve Avrupa'daki anarşist hareketler tarafından tartışılan temel konuları ele alması itibari ile gayet ilginçtir. Bizim buradaki temel ilgilendiğimiz nokta ise, kitabın türkçe baskısı için yazılmış olan giriş kısmına, ve bunun Türkiye'de yeni yeni ortaya çıkmakta olan anarşist hareket üzerine yansımalarına dairdir.

Kitabınızın Giriş kısmında -eğer doğru bir şekilde çevrilmişse, Kuzey AAmerika ve Avrupa'da yaygınlaşan Zen Budizmi /Taoizm ve yaşamtarzı anarşizminin Türkiye'ye de yayılması karşısında şoka uğradığınızı söylüyorsunuz. Bu satırları ilk gördüğümüzde oldukça şaşırdık, ve bu tür bir ifadenin Türkiye'de ki anarşist hareketin karşı karşıya olduğu sorunlarla uygunluğunu anlamakta başarısız olduk. Sonraları, tartışmalarımız sonucunda, anlaşılacağı üzere, Türkiye'de ki siyasete aşina olmadığınızı ve bu tip bir bilginin Türk yayıncı tarafından size ulaştırıldığına kanaat getirdik.

Herşeyden önce, Zen-Budizm ve Taoizmin yayılması meselesine gelirsek, açıkça böyle bir problemin Türk anarşist çevrelerde bir tartışma konusu dahi olmadığını söyleyebiliriz, yani böyle birşey mevcut dahi değildir. Türkiye İslamiyetin hakim olduğu bir ülkedir, ve onun kültürü içinde bahsedilen din ve inançlara, ne tarihsel ne de felsefi olarak bir bağlantı mevcuttur. Türkiye'de ki anarşist yazında, bu konu hakkında ya da bu konuya referans veren hiç bir şeye rastlamadığımızı belirtmek sanırım yeterli olacaktır.

Giriş'in önemli bir noktası yaşamtarzı anarşizme çeşitli göndermeler yapmak. Bu genellikle Batılı anarşist hareketleri ilgilendiren tartışmalı bir konudur, fakat belirtmemiz gerekir ki, bunun Türk ve Kürt radikal hareketleri üzerinde bir etkisi yoktur. Biz kitabınızdaki Amerikan teorisyenleri bir yana, bireysel anarşizmin babası olan Max Stirner'in bile henüz çevrili bir eserinin olmadığı (sadece Almanya'da 1988 yılında Türkçeye çevrilen bir makale gördük) bir ülke hakkında konuşuyoruz. Bu nedenle, bu gibi değerlendirmelerin Türkiye'de hitap ettiği bir kesim yoktur. Elimizde geriye kalan ise, erkek egemen bir aile yapısına ve otoriter Türk yapılanmasına karşı isyan eden radikal genç bir kuşaktır. Onlar bu isyankar tavırlarında, bazı marjinal sembol ve nişanları kullanma gereği hissetmektedirler. Fakat herşeyden öte, onların amaçları devrimcidir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, Türkiye oldukça yeni bir anarşist harekete sahiptir. Sizin de hemfikir olacağınız gibi, tarihte tüm toplumsal çalkantıların radikal yükselişi benzer tuhaf aşamalardan geçmiştir ve biz inanıyoruz ki siz bu basitliği eleştirmeyi hedeflemediniz.

Yine sizin de katılacağınız gibi, belli bir yaklaşım veya eleştiri, belli bir hareket ya da ülkeye gayet uygun olurken, bu belirlilik başka belirliliklere sahip olan ve tamamen farklı aşamalardan geçmekte olan başka bir ülkeye uymayacaktır. Bugün, Türkiye'de anarşizmin karşı karşıya bulunduğu temel soru, köklü bir geçmişi bulunan ortodoks Marksist ve Stalinist sol'un küllerinden yükselen Türk anarşist hareketinin merkezci-otoriter geleneksel sola karşı nasıl bir hürriyetçi (ing. libertarian) alternatif yaratılacağı sorusudur. Türkiye'de, bu koşullar altında, yaşamtarzı anarşizm ile toplumsal anarşizm arasındaki ayrım üzerinde sorunu tanımlamak basit ifadesi ile eski kanı çağırmak demektir. "Dışsal bir anarşist otoritenin" müdahalesine ihtiyacı olanlar bilinçli olarak sorunun doğası hakkında sizi yanıltıp, duruma hile katmak istiyorlar. Ne üzücüdür ki, bu anarşistlerdir ki hala eski otoriter geleneksel alışkanlıklardan zarar görmektedirler.

Dayanışma ile,

5 Mayıs Grubu

(Sürgündeki Türk ve Kürt Anarşistleri)

c/o PO Box 2474
London N8
United Kingdom

e.mail: [email protected].
ÇEVİRİ: Anarşist Bakış

This page is part of the Revolt collection

Anarşist Yazın Ana Sayfa --->
1