"Batı
Terörizminin Kurbanları", J. Pilger,
Ekim
2001. "Yaşadığımız;
güçlünün güçsüze karşı, yeni bahaneler, yeni gizli gündemler ve yeni yalanlarla
yürüttüğü bir savaş. Bir çocuk daha şiddet içinde veya sessizce, açlıktan
ölmeden, batı ve doğuda yeni fanatikler yaratılmadan önce, İngiliz halkı
sesini yükselterek bu hileli savaşı durdurmalı ve gerçek siyasi cesaret
isteyen, yaratıcı ve şiddeti dışlayan alternatifler talep etmeli."
"Savaşsız
Bir Dünya İstiyoruz!", Ankaralı
Anarşistler, 27
Ekim 2001. "Savaşta
ya da barışta, insanlığımızın, bedenimizin, düşüncelerimizin öldürüldüğü
cinayetlerin tek sorumlusu olan devletlerin kuklası olmak eğer onurlu bir
şeyse bizler kesinlikle onursuz insanlarız."
"Mülteciler
Taliban'dan Değil, Bombacılardan Kaçıyor",
R.
Fisk, 23
Ekim 2001. "Bay
Bush’un dediği gibi, bu savaş diğerlerine benzemeyecek, ama onun düşündüğü
anlamda değil. Adalet ya da özgürlük getirmeyecek. 11 Eylül’deki insanlık
suçlarını dahi gölgede bırakacak ölümlerle sonuçlanacak."
"Savaş
Dehşetinin Suç Ortağı Olmayın", Anarşist
Federasyon (Fransa), Ekim
2001. "Bizim
için, "Kötü'ye karşı İyi'nin" savaşı bahanesiyle desteklenen [bu savaş]
dinidir ve gerçek kökeni ise her zaman olduğu gibi jeopolitiktir. ... eğer
Bush JR haçlı seferinden ve bin Ladin Jihad'dan bahsediyorsa masum değildirler;
İyi ve Kötü göreceli kavramları doğrudan doğruya dini anlayışlardan kaynaklanmaktadır;
ve her biri de Tanrı adına haklılığını savunur."
"Ne
Köktendinciler, Ne Emperyalist Barbarlık!",
Savaşa
Karşı Uluslararası Liberter Deklarasyon,
21
Ekim 2001.
"Zengin
ülkelerin yeni "Şeytan"a karşı ittifakı, kapitalist küresel düzene karşı
[olan] tüm muhalefeti susturacak şekilde tasarlanmıştır. Bu, kapitalist
küreselleşme ve sömürüye karşı çıkanları terörist gibi göstererek mahkum
etmeye yarayacaktır. Bu, özgürlüğümüz üzerinde dayanılmaz kısıtlamalar
[getirilmesinin] dolaylı olarak maruz gösterilmesine müsade edecektir.
... Savaş Halindeki Bir Dünya Yerine; Liberter, Eşitlikçi ve Dayanışmacı
Bir Dünya Mümkün!"
"Unutulan
Teröristler", Mumia Abu Jamal,
18
Ekim 2001.
"11
Eylül katliamından Afgan eğitimli Ortadoğulu asiler mi sorumlu? Onları
kim silahlandırdı? Kim eğitti? Dünya üzerine kim saldı? Onların ölümcül
uzmanlığı sizin vergi dolarlarınızdan geliyor. Amerikalılar, terörizmi
düşündüklerinde bir şeyi kastediyorlar. ... Endonezya’dan, Güney Afrika’dan,
Angola’dan, Mısır’dan, Filistin’in işgal altındaki topraklarından, Vietnam’dan,
Laos’tan, Kamboçya’dan ve bunlar gibi ülkelerden insanlar da başka bir
şey düşünüyorlar."
"Savaş
Barıştır", Arundhati Roy,
18
Ekim 2001.
"Dünya
Taliban ile ABD hükümeti arasında bir seçim yapmak zorunda değil. Dünyanın
bütün güzellikleri --edebiyat, müzik, sanat-- bu iki köktendinci kutbun
ötesinde bulunuyor. ... Bir ülkenin teröristleri çoğu kez bir başkasının
özgürlük savaşçıları. Şiddete karşı dünyada derinlere kök salmış ikircikli
tutum, konunun tam merkezinde bulunuyor. Bir defa şiddet geçerli bir siyasi
araç olarak kabul edildiğinde, teröristlerin (isyancı veya özgürlük savaşçısı)
ahlaki ve siyasi kabul edilebilirlikleri itilaflı, engebeli bir alan haline
gelir."
"Masumların
Katledilmesi Bunun İslama Karşı Bir Savaş Olduğunu Destekliyor",
R.
Fisk, 15
Ekim 2001. "Her
zaman aynı hikaye. Gazetecilerimizin ve generallerimizin maharetlerinden
bahsetmelerinin peşisıra "akıllı" silahlarımızla ateş etmeye başladık.
... bize hep "başarılı bir gece" diyorlardı. Geçen hafta yine aynı şeyi
söylediler, ve hiç kimse de --tabii ki biz sivillerin üstüne çamur sıçratana
kadar-- savaşa girmenin masum insanları öldüreceğini öne sürmedi. Ama savaş
bunu yapar. İşte bu nedenle askeriye iğrenç ve ahlaki olarak utanç verici
bir terim olan "ikinci derece zarar" terimini icat etmiştir."
"Amerika,
Petrol, Afganistan", Sitaram Yechury,
15
Ekim 2001.
"ABD’nin
bölgedeki manevraları ile Afganistan’a yönelik saldırılarının belirleyici
unsurunun, soğukkanlılıkla kovalanan ekonomik çıkarlar ve kâr olması, ürpertici.
Bütün bunların, 7000’e yakın masum Amerikalının ölümleri üzerinden yapılması
ise, tam anlamıyla gaddarlık. Dünyanın, küresel terörizme karşı ABD ile
birlikte savaşması isteniyor. Bu sadece bir bahane. Aslında dünyadan istenen,
ekonomik hegemonyasını güçlendirme çabası içinde olan ABD’nin yanında yer
almasıdır. Bu kabul edilemez ve edilmeyecektir."
"Tahakküm
ve Savaş Karşıtı Bülten / 1", Tahakküm
ve Savaş Karşıtı İnisiyatif, 15
Ekim 2001. "Savaş
devletlerin ya da iktidar mücadelesi veren her türlü organizasyonun, özel
ya da kamusal mülkiyeti, din otoritesini, milli birliği, ulusal ya da uluslararası
ekonomik dengeleri korumak; saf ırk yaratmak ya da başka bir ırkı ortadan
kaldırmak; kendi ideolojisinin egemenliğini kurmak amacıyla, tüm bunlara
dayalı politikalar üreterek giriştikleri silahlı eylemler bütünüdür. Bu
bütüne savaşa meşruluk kazandırmak için cinsiyetçi, militarist ve şiddeti
içselleştiren bir toplum yaratma çabası da dahildir."
"Kapitalist
Savaşa Da, Kapitalist "Barış"a Da Hayır!",
Makine
Karşıtı Proleterler, 13
Ekim 2001. "Kapitalizm,
terörün ve her gün binlerce insanın ölümü üzerine inşa edilir. Açlıktan,
barınaktan ya da sağlık koşullarından yoksunluk, havanın ve suyun zehirlenmesi,
umutsuzluk, yabancılaşma ve tekdüzelik, öldürür. ... Ordu, çalışma hayatı,
polis, adliye sistemi ve hapishaneler, sermayenin ve devletlerin, işçi
sınıfı ve toplum dışına sürülmüş insanlar üzerinde uyguladıkları günlük
terör rejiminin göstergeleridir. İşte kapitalist barışın anlamı budur --başka
araçlar yoluyla terör ve ölüm."
"Savaş
Çözüm Değil, Problemdir!", Savaş
Karşıtları Birliği, 12
Ekim 2001. "Bizim
acılarımız savaş için bir özür olamaz. Dünya Ticaret Merkezinin bombalanması
suçu, uzak topraklardaki sivil yaşamların alınması suçunun gerekçesi olamaz.
Usame bin Laden'i yaratan savaştır, ve onun taraftarları tarafından sahiplenilen
fanatik ve tepkisel pozisyonlara daha çok nefer kazandıracak olan da yine
savaştır. Savaş çözüm değildir; problemdir."
"Seni
Besliyorum, Seni Öldürüyorum", N.
Chomsky, Ekim
2001. "Taliban
karşısındaki suçlamaların, fiili bir gerçekliği yok: Eğer, şüphelenilen
teröristleri barındırmak, bombalamayı gerektiren bir suçsa, ABD de dahil
olmak üzere, dünyanın büyük bir bölümüne derhal harekat başlatılmalı."
"Afganistan
Üzerine Sorular ve Yanıtlar", Tarık
Ali, 10 Ekim
2001. "
"... terörizme karşı savaş" tutumundan memnun oldu. Şimdi hepsi Amerikalı!
Hindistan, Keşmir sorununu çözmeye çalışıyor. Türk ordusu "Kürt sorununa"
nihai bir çözüm istiyor. Putin, Çeçenistan’ı çoktan işgal etti. Çin, istediği
her şeyi yapabilmesi için yeşil ışık aldı. Öyle ki bu hepsine uyuyor."
"Huzurunuzda
George Bin Ladin!", Jared Israel,
Ekim
2001. "Manhattan’da
tonlarca molozun altında binlerce insan gömülü yatarken, ABD ve İngiltere,
Afganistan’a yönelik devasa bir bombardımana başladı. Bunun sivillere yönelik
bir saldırı olduğu açık. Dehşet içindeki yüzbinler, yanlarına sadece yoksulluklarını
alarak, kentlerin dışına kaçıyor. Sonsuz Adalet’in silahları arasında,
Seyreltilmiş Uranyum kullanan Tomahawk füzeleri de bulunuyor."
"ATTAC
Bildirisi", ATTAC,
8
Ekim 2001.
"...
hep şiddet, iç savaş, terörizm ve savaş doğuran yapısal sorunların çözümü
için çalışmayı gerektirir: çözülmemiş sorunlar, özellikle de Filistin sorunu,
ve neoliberal küreselleşme, az sayıda muzafferin yanında çok sayıda kaybeden
yaratıyor, sosyal kutuplaşma, sefalet ve yokluk tırmanıyor."
"Emperyalizm
ve Tedhiş Üzerine", Cem Somel,
8
Ekim 2001.
"Devletin
genel grev gibi demokratik sivil direniş eylemleri yapan halkı ürküterek
sindirmek için kolluk kuvvetlerine veya silahlı kuvvetlere şiddet içeren
eylemler uygulatması, ABD’nin tedhiş tanımına girmemektedir. Bu tanımın
tarafgirliği ... tedhişi nesnel bir kavram olmaktan çıkarmakta, ideolojik
bir silaha dönüştürmektedir. Emek cephesindeki yazarların, tedhiş kavramını
tarafgir kullanmanın zihin bulandırıcı etkisine karşı devlet tedhişini
bir kavram olarak yerleştirmesi gerekli görünmektedir."
"Peki
ya 'Değersiz Kurban'lar?", J. Pilger,
4
Ekim 2001.
"Daha
önceki canavarlıklar karşısında niye böylesine haykırılmadı? 11 Eylül'de
ölen 6 bin insan 'değerli,' bir ayda ölen 6 bin Iraklı 'değersiz'."
"Dezenformasyon
Kampanyası", Philip Knightley,
4
Ekim 2001.
"Düşman
halkını canavar ilan etmenin en kolay yolu bir vahşet hikâyesinden geçer.
Vahşet hikayelerinin birçoğu doğru ama -savaşın kendisi vahşet zaten- çoğu
da değil. En kaba yaklaşım liderin aklını yitirdiğini öne sürmek. Saddam
'psikopat'tı, Miloşeviç de 'çıldırmış'tı hatırlarsanız. Bin Ladin de 'manyak'."
"Afganistan'da
Müttefikimiz Kim?", R. Fisk,
3
Ekim 2001.
"Bir
terörist gruptan kendimizi kurtarmak için başka bir terörist grubu kiralamaya
hazırız."
"Anti-İslamizme
Bayılacaksınız", Ignacio Ramonet,
3 Ekim 2001. "Anti-komünizmi
sevmiş miydiniz? O halde, anti-islamizme bayılacaksınız!"
"New
York/Washington'a Karşı Yapılan Saldırılara İişkin Açıklama", Güney
Afrikalı Anarşistler, 2
Ekim 2001. "Sol-devrimcilerin
bu dönemdeki ana görevleri savaşa doğru gidişi ve artan siyasi baskıyı
durdurmak, ve sıradan Müslümanlara, Araplara ve yanlış bir şekilde saldırılar
yüzünden suçlananlara karşı oluşan ırkçılığa karşı mücadele etmektir. ...
Bu hedefler ancak bizzat işçi sınıfının kitlesel eylemleri sayesinde başarılabilir."
"Chomsky
ile 6 Soruda 'Yeni Savaş' ", N.
Chomsky, 30
Eylül 2001. "...
histerik, abartılı konuşmalardan ve yalanlardan yılmamak, doğruluk ve dürüstlüğe
olabildiğince yakın kalmak ve birinin yaptığı ya da yapamadığı birşeyin
insani sonuçlarını düşünmek çok önemli."
"Savaş
Değil Adalet İstiyoruz", Vanessa
Redgrave, 30
Eylül 2001. "Liderler
savaştan başka politika önermiyor. Oysa temel görev adaletin sağlanması
olmalı. Bunun için de önce kanıtların, şüphelilerin ve iddiaların uluslararası
mahkemede incelenmesi gerekiyor."
"Hayır
De!", Uluslararası Savaş Karşıtları,
29
Eylül 2001.
"Şiddetten
arınmışlık aktif bir karşılıktır ve her birimize, savaşa ve savaş hazırlıklarına
direnme fırsatı sunar. Bize güvenliğin, gerginliği tırmandırma ya da misilleme
yoluyla değil, silahsızlanma, uluslararası işbirliği ve sosyal adalet aracılığıyla
kazanıldığı bir dünya kurma yetisi sağlar."
"Sonsuz
Adaletin Matematiği", Arundhati
Roy, 29 Eylül
2001. "Şimdi
Bush ile Bin Ladin birbirlerinin sözlerini bile ödünç almaya başladılar.
İkisi de birbirine 'yılanın başı' diyor. Her ikisi de Allah'a yakarıyor
ve konuşmalarında bin yılımızın geçerli akçesi olan 'iyi ile kötü'ye bolca
yer veriyorlar. Her ikisinin de belirgin siyasi suçları var. Her ikisi
de tehlikeli biçimde silahlanmış; biri, hiç de hoş olmayan biçimde güçlü
olanların nükleer deposuyla, öteki, tümüyle umutsuz olanların tahrip edici
akkor gücüyle. Ateş topu ve buz arasında bir seçim. Sopa ve balta arasında.
Şunu unutmamalı ki hiçbiri ötekinin makbul bir alternatifi değil."
"Savaşın
–a, be, de Hali", Süreyyya Evren
ve Rahmi G. Öğdül, 27
Eylül 2001. "Dünya
kapitalist imparatorluğunda dengeler yeniden kuruluyor ve alternatif dünya
tasavvurları için 10 Eylül’e göre daha zorlu bir çerçeve çiziliyor. Ama,
biliyoruz ki, sık sık, en kötünün içinden en iyi doğar. Aşırı şişirilen
düşmanlıklar ve milliyetçilikler patladığında yeni politik akışlar da kendilerine
bir nehir yatağı bulmak zorunluluğunu hissediyorlar..."
"Chomsky
ile Röportaj", N. Chomsky,
Eylül
2001. "Devletler
ahlaki ajanlar değildirler. Gücün [erkin] içsel dağılımına tekabül eden
güç sistemleridirler. Öte yandan insanlar ahlaki ajanlardırlar; ve özellikle
daha özgür olanlarda olmak üzere, kendi devletlerinin şiddeti üzerinde
önemli kısıtlamalar uygulayabilirler."
"Yanıt,
Savaş Değil !", Savaş Karşıtları
Birliği, 29
Eylül 2001. "Hepimiz
aynı dünyadayız: Ya korku ve terörün hakim olduğu bir dünyada yaşayacağız;
ya da şiddete karşı barışçıl alternatiflerin arandığı, dünyadaki doğal
kaynakların adilce dağıtıldığı bir geleceğe doğru ilerleyeceğiz. Kaybedilen
yaşamlar için yas tutarken; kalplerimiz, intikam değil, uzlaşma için haykırıyor."
"I.W.A.
Sekreterliği Açıklaması", International
Workers Association (Uluslararası İşçi Birliği),
23
Eylül 2001.
"Birinci
Enternasyonal'in takipçisi olan IWA anti-militarist geleneğini canlandırarak,
silah üretiminin boykot edilmesi ve savaşa karşı genel bir grev başlatılması
çağrısında bulunur. Cevabımız terör değil; işçilerin kendilerini özgürleştirmek
için işbirliği içinde güçlenen çalışmasıdır."
"ABD
Ne Ektiyse Onu Biçti", Rahul Mahajan,
Eylül
2001. "...
artık anlamalıyız ki, gerçek güvenlik, başka ülkelere karşı askeri saldırganlıkla,
pahalı silahlar üretmekle veya azgelişmiş ülkeler üzerinde ekonomik egemenlik
kurmakla sağlanamıyor."
"Topların
Ağzı Ters Yöne Çevrildi", N. Chomsky,
20
Eylül 2001.
"Onun
söylediklerini anlamaya çalışmak, emirlerini uygulamak anlamına gelmez
ki. Soru şu: Ne istiyorlar?"
"Çılgınlığa
Karşı", Workers Solidarity Alliance
(İşçi Dayanışması Birliği), Eylül
2001. "Var
olmalarına müsade edildiği sürece, yönetici sınıflar, dini fanatikler ve
Devletler daima oldukları üzere, tanımsal olarak terörist olacaklardır
... İşbirliği içinde çalışan, işbirliği içinde direnen işçi sınıfı, şiddet
ve tahakküm kısırdöngüsünü sona erdirebilir ve sona erdirecektir."
"Belgrad
B92 Radyosu ile Röportaj", N. Chomsky,
19
Eylül 2001.
"Eğer
zengin ve güçlü olanlar yüzyıllardır süren geleneklerini sürdürür ve aşırı
şiddete başvururlarsa; uzun dönemli etkileri korkunç olabilecek, aşina
olduğumuz bir dinamiğin, şiddet döngüsünün artmasına katkıda bulunmuş olacaklar."
"Devlet'e
Niye Terör Lazım ?", Makine Karşıtı
Proleterler, 17
Eylül 2001. "Bu
terör ve devlet karşı-terörü şantajına izin vermeyelim. Bizi din ve milliyet
adına kışkırtanları durduralım. Fabrikalarda ve sokaklarda daha insancıl
bir hayat için mücadele edelim, günlük sömürüye ve savaşa son verelim."
"Neden
?", Mumia Abu Jamal,
17
Eylül 2001.
"Milyonlarca
Amerikalı için tarih John Wayne'dir; veya hiçbir lekesi ve de kusuru olamayan
övünülesi Kurucu Babalar'dır [ABD'nin kurucuları, ilk anayasasını yapanlar].
İmparatorluğun hükmü altında olan, ve bu nedenle de gözden çıkarılacabilecek
olan dış dünyanın büyük bir kısmının ise önemi yoktur."
"Osama
bin Laden'i ABD Silahlandırdı", Michel
Chossudovsky, 15
Eylül 2001. "Washington
Osama bin Laden'i dünyanın baş teröristi olarak FBI'ın "en çok arananlar"
listesine koymuş olsa da Soğuk Savaş döneminden bu yana onu hep bilinçli
olarak desteklemiştir. Laden ve adamları ABD'nin Balkanlar veKafkaslardaki
başlıca aletidir."
"Beklemiyorduk
Ama Kapı Çalındı Sonunda", J. Pilger,
14
Eylül 2001.
"Onların
uzaklardaki öfke dolu sesleri artık kulağımıza ulaşıyor; uzaklarda zulüm
altında inledikleri yerlerde hergün yaşaya geldikleri dehşet sonunda kapımızı
çalıyor."
"Video
Oyunu Savaşların Sonu", Naomi Klein,
13
Eylül 2001.
"Can
kaybı olmayan savaş hayali sonsuza kadar paramparça oldu. Kolektif video
oyunu konsolumuzda bir mesaj yanıp sönüyor: Oyun Bitti."
"Bombalama
Üstüne", N. Chomsky,
13
Eylül 2001.
"Anlamaya
çalışabiliriz, veya bizi bekleyen çok daha kötü şeylerin olmasına katkıda
bulunmak üzere bunu yapmayı reddedebiliriz."
"Aşağılanmış
Bir Halkın Kıyıcılığı", R. Fisk,
13
Eylül 2001.
"Ezilmiş,
aşağılanmış bir halkı temsil iddiasında olanlar felakete uğramış bir halkın
kıyıcılığı ve ürkütücü zalimliğiyle karşılık verdiler."
|