AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yaşasın! Adalet Bakanlığı 163'ü geri getiriyor

Hükümet Avrupa Birliği yolunda harıl harıl "AB'ye uyum" yasaları çıkarıyor, demokratikleşme yolunda çok önemli adımlar atıyor. Bu arada güya AB'ye uyum adı altında hazınlanan bir de Türk Ceza Kanunu (TCK) Tasarımız var. Ecevit döneminin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından sipariş edilen tasarının içeriği bugünlerde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Projenin başında da "Hocaların hocası" diye adlandırılan Ord. Prof. Sulhi Dönmezer var. Hani geçenlerde Adalet Bakanımız Cemil Çiçek'in huşu içinde elini öptüğü ünlü ceza hukukçusu... Yani, şimdilerde tarih olan TCK'nın 141, 142 ve 163. maddeleri çerçevesinde açılan davalarda "bilirkişi" olarak birçok insanın hayatını karartan o ünlü hocamız...

Ömrünün büyük bölümünü düşünceye kelepçe vurmakla geçirmiş bu ünlü ordünaryüsümüz şimdi "AB'ye uyum" için yeni TCK hazırlıyor.

Ne kadar "tuhaf" bir ülke burası. Bir taraftan "Kopenhag Kriterleri" ile ilgili ev ödevimizi yapmak için uğraşıyoruz, diğer yandan yasakçılığı tescillenmiş birisine özgürlükleri emanet ediyoruz. "Kurda kuzu emanet etmek" gibi bir şey yani...

Dünkü Yeni Şafak'ın manşetinde yer alan haberi okursanız, Adalet Bakanımız'ın AB yolundaki Türkiye'ye nasıl bir özgürlük vaadettiğini anlarsınız. Yeni TCK'nın bırakın özgürlükleri Avrupa standırdına yükseltmeyi, bir zamanlar toplumun hafızasına bir "kâbus" gibi kazınan o ünlü 141, 142 ve 163. maddelerin geri getirilmek istendiğini dehşet içinde görürsünüz.

Yeni TCK Tasarısı'nın "Anayasa Düzenine ve Devlet Kuvvetlerine Karşı Suçlar" başlıklı bölümünde yeralan ve mevcut kanundaki 146. maddeye karşılık gelen düzenlemesi, düşünce özgürlüğü açısından tam bir kâbus. Yürürlükteki TCK'nın 146. maddesi "Anayasa'yı, TBMM'yi iskata ve vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs edenlerin idam cezasıyla cezalandırılmasını" öngörürken, yeni tasarıda "cebren" ifadesi çıkarılarak sadece "teşebbüs edenler" ifadesine yer verilyor. Doç. Dr. Vahit Bıçak, bu durumun TCK'nın kaldırılan 141, 142, 163. maddelerinde yeralan fiilleri yeniden suç kapsamına aldığını, bu şekliyle yasalaşması halinde yazı yazmak, toplantı ve gösteri yapmak gibi fiillerin de bu maddeye dayanarak cezalandırılabileceğini söyledi.

İşte şenlik başlıyor!.. Bir tarafta Devlet Bakanı Beşir Atalay, basına evrensel demokratik standartlar getiren yeni Basın Kanun Tasarısı'nı açıklıyor, bir taraftan da Adalet Bakanlığı yeni TCK Tasarısı'yla düşünceye "kelepçe" vurmaya hazırlanıyor, yani 163, 141 ve 142'yi geri getiriyor. İnanmak istemiyoruz ama, galiba kâbus geri geliyor.

Eğer Adalet Bakanlığı tasarıyı, üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan Meclis'e gönderirse, Adalet Bakanı'nın da 141, 142 ve 163'ü geri getirmek istediğine ve "yasakçı" bir zihniyete sahip olduğuna hükmedeceğiz ki, bu AK Parti açısından büyük bir talihsizlik doğrusu...

Yeni tasarıda düşüncenin önündeki barikatlar sadece bu kadar değil elbette. Mevcut TCK'da düşünce özgürlüğünü sınırlayan 29 ayrı madde bulunurken, bu maddelerin 25'i yeni TCK Tasarısı'nda da korunuyor. Düşünce özgürlüğünün sınırlandırılmasında yaygın biçimde kullanılan TCK 159 ve 312. maddeler ise yeni tasarıda isim değiştirerek 429 ve 294. madde numaralarıyla aynen yer alıyor.

Umarız, düşünce özgürlüğü ile ilgili yasakların acısını ve yaşanan mağduriyetleri en iyi bilenlerden birisi olan Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan yeni TCK Tasarısı konusunda gerekli müdahaleyi yapar ve Türkiye'nin yeniden o "ayıplı günler"e dönmesini engeller.


18 Temmuz 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Hosted by www.Geocities.ws

1