27 Kasım 2003, Perşembe
      ANA SAYFA      
SİYASET
   Ahmet Altan       
   Mehmet Altan      
   Ali Bayramoğlu   
   Can Dündar   
   Alev Er                  
   Ahmet İnsel   
   Ferhat Kentel   
   Etyen Mahçupyan
EKONOMİ
   Eser Karakaş         
   Erol Katırcıoğu     
BORSA
   Ümit Erol  
VESAİRE
   Pakize Barışta     
SİNEMA / SANAT
   Evrim Altuğ        
   Sevin Okyay        
SPOR
   Yiğiter Uluğ        
   Emre Zeytinoğlu   
      Bellek      
      Haber Analiz      
      Özel Haber      
    Konuk Yazar    
    Başlarken    
Yazdır
 
Miehmet Altan

Vatandaşın yeni adresi...

6 Ekim tarihli Radikal Gazetesi'nde Celal Başlangıç "Zaman, mekan ve İnsan" adlı köşesinde, I996 yılında Şırnak'ın Güçlükonak İlçesi'ndeki katledilen on bir kişiden söz ediyordu. Devlet'in PKK'yı, ölenlerin yakınlarının ise askerleri suçladığı bu olayı hiç bir kurum soruşturmamış. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise köylülerin başvurusunu kabul etmiş. AİHM Türkiye'ye 5 Kasım'a kadar süre vermiş.

Şaibeli bir katliam sözkonusu olunca sular daha da yavaş akıyor galiba. Dosya yedi yıldır Diyarbakır DGM'sinde bekliyormuş. Celal Başlangıç hiçbir adli ve idari soruşturmanın doğru dürüst yapılmadığından yakınıyor.

Dünkü Yeni Şafak'ın ilk sayfasında da buna benzer bir şikayet vardı. Bir işkence davası I99I yılından beri devam ediyormuş. O zamandan beri sanık dört polis yargı önüne çıkarılmadığı için davanın yakında zaman aşımına uğrama tehikesi varmış. Birtan Altınbaş'ın gözaltında işkenceyle ölüm davasının akıbeti belli değil...

Güçlü Konak'ta katledilenler köylüler değil de silahlı bürokratlar olsaydı..

Gözaltında işkenceden ölen Birtan Altınbaş değilde, yargılanan dört polis olsaydı...

Acaba bu davalar böylesine sürüncemede kalır mıydı? İşkence, katliam, eğer silahlı bürokrasiye yönelik bir iddia ise bu, yargının hamağında sallanıp duruyor. Ama bunu vatandaş yaparsa, o zaman ceza yıldırım gibi iniyor. Türkiye'nin hukuka yönelik uygulamaları böyle...

Ancak bundan böyle, bu örneklerin sürmesi, Türkiye'nin AB sürecini berhava edebilecek. O nedenle iki kere dikkat olmalıyız..

Birincisi, böyle bir davranış insanı çok ağır yaralayacağı için, ikincisi AB yolunu keseceği için...

Şimdi AB sürecinde ön almak isteyen tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının şikayette bulunabileceği bir adres var: Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı..Başında da Doç.DR Vahit Bıçak bulunuyor..

Başbakanlıktaki teşkilat tüm yukarıdaki türden iddiaları izlemeye, sonuca ulaştırmaya ve gekirse cezalanmasının sağlanması için yargıyı harekete geçirmeye yönelmiş.

Herkesin İnsan Hakları Müfettişi olması gerekiyor...Şikayet adresi de belli..Vatandaşlık hakkı olarak bu işin peşine gitmeli..Yoksa Güçlükonak Olayının ölmeye yatması, işkenceden ölen Birtan Altınbaş'ın suçlularının cezalanmaması sıradanlaşacak. AB'nin önünü tıkayacak.

Görev başına...İnsan hakları Uygulamalarından sorunu olanlar, Başbakanlık adresinin ipine sarılın..Sarılın ki AB süreci kopmasın...

28 Ekim 2003, Salı   

 
Webmaster Sedat Özkan
ANKET

Terörün arkasında kim var?
 1 - Fanatik İslam
 2 – İsrail
 3 – Amerika
 4 - Bazı Avrupa ülkeleri
 5 - Derin devlet
 6 - Hiçbiri

Aslı Tunç’tan
Zeytinyağlı Kereviz
Hosted by www.Geocities.ws

1