Vahit Bıçak Web Sitesi

 

04.10.2007, Avrupa: Türk yargıç adayları kalifiye değil (Vatan Gazetesi)

Avrupa Konseyi, Türkiye’nin AİHM yargıcı olarak aday gösterdiği 3 akademisyeni reddetti. Gerekçe adayların yeterince kalifiye olmayışı. Türk akademisyenlerse karara tepki gösterdi

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye’nin AİHM’e yargıç adayı olarak gösterdiği 3 akademisyeni reddetmesinin gerekçesi “adayların yeterince kalifiye olmamaları” olarak açıklandı. Türkiye ile birlikte 17 ülkeden 5’inin aday listelerindeki isimler yeterli bulunmaması dikkat çekerken kararda bu 5 ülke için de aynı ifadelerin kullanılması dikkat çekti. Kulislerde, Türkiye’nin gösterdiği adayların veto edilmesinin arkasında hükümetin hiçbir eleme yapmadan aday listesini oluşturmasının etkili olduğu belirtildi.

5 ülkenin adaylarına veto

VATAN, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Alt Komisyonu’nun AHİM’e seçilevcek yargıçlarla ilgili karar metnini buldu. Karar metnine göre Arnavut
luk, Andorra, Ermenistan, Avusturya, İspanya, Makedonya, Güney Kıbrıs, Danimarka, Gürcistan, Macaristan, İtalya, Romanya’nın AİHM’e gösterdiği adaylar arasından birer isim yargıç olarak seçildi.

Ancak Türkiye ile birlikte Azerbaycan, Bulgaristan, San Marino ve Moldova’nın gösterdiği 3’er adaydan hiçbiri yeterli bu
lunmadı. Karar metninde bu 5 ülkenin adaylarının veto edilmesinin gerekçesinin birebir aynı ifadelerle yazılması dikkat çekti. Kararda “Adaylar yeterince kalifiye olmadıklarından, alt komite Büro’ya Türk hükümetinden yeni bir aday listesi sunmasını istemesini tavsiye eder” ifadesi kullanıldı.

Öncelik sıralaması yok

Karar metninde, adayların alfabetik sıraya göre komiteye sunulduğu ve herhangi bir öncelik sıralaması yapılmadığı görüldü.

Kulislerde ise Türkiye’nin gösterdiği adayların veto edilmesinin arkasında hükümetin hiçbir eleme yapmadan aday listesini o
luşturmasının etkili olduğu, ancak ülkeler için getirilmiş standart aday belirleme usulü olmaması nedeniyle karar metnine yansıtılmadığı belirtildi.

Yüzlerinden anladım

Türkiye’nin gösterdiği adaylar arasında yer alan Prof. Dr. Arzu Oğuz (AÜ Hukuk Fakültesi) ise karara tepki gösterdi.

Oğuz, “Sonucun bu olacağını zaten beden dili ve yüz ifadelerinden anlamıştım” dedi. Mülakatta bilgi ölçmeye yönelik soru sorulmadığını belirten Oğuz şunları söyledi:

“Mülakata girdiğim anda Türk adaylara tepkili olduklarını listenin reddedileceğini anladım. 20 dakika mülakat yapıldı. Özel şirketler bile personel alımında daha uzun mülakat yapıyor. Zaten ilk 5 dakikada adayların kendilerini tanıtmaları istendi. 7-8 dakika adayların belirlenmesi usulü ile ilgili sorular soruldu. Kalan bölümde de çeşitli AİHM kararları ile ilgili birkaç yorum soruldu. Böyle bir mülakatta bilgi sorusu olmaz zaten. Orada ’idam cezasından yanayım’ gibi abes bir şey söylemediğiniz sürece yeterlilik gibi bir ifadenin kullanılmaması lazım. Öğrencilerimizi bile 7 dakikada ölçmüyoruz. Bu Türkiye için utanç verici bir durum.”

Türkiye başvuru hakkını 20 yıl önce kabul etti

Türkİye, vatandaşlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını 28 Ocak 1987’de kabul etti. Mahkemede Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne üye devletlerin sayısı kadar yargıç görev yapmaktadır. Avrupa Konseyi’ne üye olan ve aralarında Türkiye, Rusya, Sırbistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın da bu
lunduğu 47 Avrupa devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini tanımaktadır.

 

03.10.2007, AİHM'den döndü küplere bindi (Sabah Gazetesi) 

NERGİS DEMİRKAYA, ANKARA

AİHM yargıçlığı için 'yetersiz' bulunan Prof. Dr. Oğuz, kendisine önyargılı davranıldığını iddia etti ..

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nce (AKPM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türk Yargıçlığı için 'yetersiz' bulunan Prof. Dr. Arzu Oğuz, "20 yıllık hukukçunun performansı 20 dakikada ölçülemez. Biz öğrencilerimize bile böyle davranmıyoruz" diye tepki gösterdi. AKPM'nin Türk adaylara karşı önyargı ve tepkili davrandığını öne süren Oğuz, eleştirilerini içeren bir yazıyı AKPM'ne göndereceğini söyledi. AİHM'de görev süresi dolan Yargıç Rıza Türmen'in yerine Türkiye'nin önerdiği Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Prof. Dr. Ruşen Ergeç ile birlikte geri çevrilen Prof. Dr. Oğuz, AKPM'nin alanlar veya kariyerler nedeniyle isimlerini geri çevirmişse buna anlam veremeyeceğini belirtti. "Alanlarımızla ilgili bir kriter varsa neden bu kriteri mülakata çağırmadan önce dikkate almadılar" diye soran Oğuz, kararın ardında politik gerekçeler olduğunu öne sürdü.

YARGIÇLARI İNCELEDİ
Diğer ülke yargıç adaylarının özgeçmişlerini incelediğini anlatan Oğuz, insan hakları hukukçusu olmayan, aralarında ciddi yaş ve yayın farkı olan çok sayıda aday olduğunu öne sürdü.

 

02.10.2007, Avrupa Konseyi yargıç listesini iade etti (Sabah Gazetesi)

Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görev süresi dolan Türk yargıç Rıza Türmen'in yerine önerdiği Prof. Dr. Arzu Oğuz ve Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ile Prof. Ruşen Ergeç'in yeterli bulunmadığı belirtildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) AİHM yargıçlarının seçiminden sorumlu Hukuk Komisyonu iade gerekçesi olarak, Türk yargıç adaylarının arasındaki "seviye farkını gösterdi. AİHM'de 1 Kasım 1998 tarihinden beri görev yapan Rıza Türmen'in yerine Türk yargıç makamında görev yapmak üzerine Türkiye'nin önerdiği Brüksel Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ruşen Ergeç, Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Arzu Oğuz'un adaylığı, yeniden gözden geçirilmesi için iade edildi.

22 MART'TA VERİLMİŞTİ

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 22'nci maddesi gereği sözleşmeye imza atan 20 ülke, 3 kişilik aday listesi sunuyor ve AKPM adaylardan birini seçiyor. Türkiye de 3 kişilik aday listesini 22 Mart'ta Avrupa Konseyi'ne sunmuştu.

 

02.10.2007, AİHM vasıflı Türk yargıç adayı arıyor

RADİKAL - ANKARA - Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) Türk yargıç Rıza Türmen'in yerine önerdiği üç isimden ikisi 'yetersiz' bulundu. Liste Türkiye'ye iade edildi.
Rıza Türmen, son dokuz yıldır Türkiye'yi AİHM'de temsil ediyordu. Türmen'in görev süresi kasım ayında dolacak. Ancak AKP hükümeti, üç yıl daha çalışma şansı bu
lunduğu halde, türban ve RP'nin kapatılma kararı konusundaki tutumu nedeniyle Türmen'i yeniden aday göstermedi.
Türkiye aday olarak Brüksel Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ruşen Ergeç, Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Arzu Oğuz'u önermişti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Hukuk Komisyonu alt komitesi, adaylardan Prof. Dr. Arzu Oğuz ve Prof. Dr. Mustafa Erdoğan'la yapılan mülakatta bu hukukçuların 'aranan nitelikleri karşılayacak seviyede olmadığı' gerekçesiyle yeterli olmadıklarına hükmetti. Bu durumun, yeterli bu
lunan Prof. Dr. Ruşen Ergeç lehine haksız rekabete yol açtığı belirtilerek, liste yenilenmesi talebiyle Ankara'ya iade edildi. Prof. Dr. Ergeç, Belçika'nın AİHM'deki davalardaki avukatlığını yaptığı gibi, bu alanda Avrupa'nın en iyi hukukçularından biri olarak görülüyor.
Anayasa profesörü Mustafa Erdoğan, AİHM'nin türban kararını o
lumlu bulduğu Anayasa Mahkemesi'yle mahkemelik olmuştu. Erdoğan 2004'te verdiği röportajda Anayasa Mahkemesi'ne ağır eleştiriler yöneltmişti:
"Anayasa Mahkemesi 1961'de kuruldu, amacı hükümeti sınırlamak. Sol cenah iktidar olduğu dönemlerde, Anayasa Mahkemesi hiç çalışmaz. Maksat, orta sağ iktidarlara bir fren mekanizması kurmaktır. Anayasa Mahkemesi bugün tıpkı TSK gibi ideolojik bekçilik yapıyor. Üyelerin vasıfları itibarıyla bakarsanız, çok yetersizdirler. Entellektüel birikime, görgü ve tecrübeye sahip değiller."
Anayasa Mahkemesi Başkanı, Erdoğan hakkında 'yayın yo
luyla hakaret' iddiasıyla ceza ve hukuk davası açmıştı. Ankara 2. Asliye Ceza, Erdoğan'a 200 gün hapis karşılığı 5 bin YTL para, Ankara 7. Asliye Hukuk ise 60 bin YTL'lik tazminat cezası vermişti.

Yargıçlar nasıl belirleniyor?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne imza atan 20 ülke, üç kişilik birer aday listesi sunuyor ve AKPM bu üç adaydan birini seçiyor. Türkiye üç kişilik aday listesini 22 Mart'ta sunmuştu. Türkiye gibi Azerbaycan, Bulgaristan, San Marino ve Moldova'dan da yeni isimler istendi. 19 ülkenin yargıçları bugün belirlenecek. Türkiye'nin bu
lunduğu yedi ülkenin yargıçları ise en erken Ocak 2008'de seçilebilecek. Kasımda Türmen'in süresi dolacağı için yeni Türk yargıç seçilene dek, AİHM heyetinde Türk yargıç bulunmayacak.

 

AİHM’ye sunulan üç adaylı yargıç listesi Ankara’ya iade edildi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde AİHM görev süresi dolan Türk yargıç Rıza Türmen'den boşalacak koltuk için Türkiye'nin önerdiği 3 adaydan ikisi yeterli bu
lunmayınca Avrupa Konseyi listeyi geri gönderdi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Hukuk Komisyonu alt komitesinin adaylardan Prof. Dr. Arzu Oğuz ve Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ile yapılan mülakatta bu hukukçuların yeterli bu
lunmadığına hükmetti.Daha sonra bu Komisyon AKPM Başkanlık Divanına listenin Ankara’ya geri gönderilmesini önerdi. Bu öneri bu sabah toplantıda ele alındı ve alt komisyonun önerisi kabul edilerek listenin Ankara’ya gönderilmesine karar verildi.

Komisyon 3 adaydan sadece Prof.Ruşen Ergeç’i yeterli olduğunu belirtti.Böylelikle üç aday arasında bir seçim yapılabilmesinin zor olduğu adaylar arasında büyük eşisizlik bu
lunduğu kaydedildi.

Türkiye'nin listesinde yer alan isimler öncelikle AKPM'nin AİHM yargıçlarının belirlenmesiyle ilgili komisyonunda mülakattan geçmişti. Kapalı şekilde gerçekleştirilen bu mülakat süreci Eylül'de tamamlanmıştı.

Mülakatta adayların AİHM'de yargıç olarak görev yapmak için yeterli düzeye sahip o
lup olmadıkları belirlenmeye çalışılmıştı. Aday gösterilen yargıçların seçilebilmelerinde Avrupa hukuk sistemi ve insan hakları konusundaki yeterlilikleri önemli rol oynuyor. Mülakatı gerçekleştiren komisyonun yapacağı seçim, ön karar niteliği taşıyordu.

Türkiye'nin adayları sırasıyla :Brüksel Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ruşen Ergeç,Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, ve Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Arzu Oğuz'du.


ABHaber 01.10.2007 Strasbourg

 

·        TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI'NIN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NE ÜYE SEÇİMİ İLE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU'NUN TOPLANAMAMASI KONULARINA İLİŞKİN 21/03/2007 TARİHLİ KAMUOYU AÇIKLAMASI

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NDAN

KAMUOYU AÇIKLAMASI

 

Siyasal iktidar ulusal ve uluslar arası yargı alanında,  en hafif deyimiyle “skandal” diye nitelendirebileceğimiz iki büyük olaya neden olmuştur.

 

Türkiye tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gösterilen üç aday içinden seçilen ve bu mahkemede 9 yıl görev yapan Sayın Yargıç Rıza Türmen’in normal görev süresi Ekim 2007’de sona erecekti. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 14.Protokolün yürürlüğe girmesiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bütün yargıçları gibi, Sayın Rıza Türmen’ in de görev süresi iki yıl uzayacağı için Sayın Türmen’den boşalacak yer nedeniyle yeni bir seçim yapılması söz konusu olmadığından seçim acil bir nitelik taşımıyordu. Ne var ki, Rusya Parlamentosu’ndaki oylama sonucunda 14.Protokolün reddi üzerine, Sayın Türmen’den boşalacak yargıçlık için seçim yapılması gerekmiştir. Bunun sonucu olarak seçim işlemleri başlatılmıştır.

 

Alışılmış ve yerleşik usuller uyarınca, Dışişleri Bakanlığı üç aday belirlemiş ve bu adlar, Avrupa Konseyi’ne bildirilmek üzere Avrupa Konseyi nezdindeki Büyükelçiliğimize iletilmiştir. Bu isimler Sayın Yargıç Rıza Türmen, Sayın Prof.Dr. Durmuş Tezcan ve Sayın Doç.Dr. Vahit Bıçak’dır.

 

Bu isimlerin kamuoyuna bildirilmesinden sonra özellikle adaylardan Sayın Rıza Türmen için geliştirilen  “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ‘dini simge olarak görülen türbanın’ eğitim kurumlarında yasaklanması yönünde oy kullanması ve Saadet Partisinin kapatılması davasında da kapatma yönünde oy kullanmış olması” öne çıkarılarak spekülasyonlar yapılmıştır. Bunun üzerine her üç yargıç adayı yerine yeni isimler önerilmiştir.

 

Önerilen isimlerden Sayın Rıza Türmen’le ilgili olarak Adalet Bakanı, Hükümet Sözcüsü Sayın Cemil Çiçek’in açıklamaları, konunun ne denli yüzeysel ele alındığını

göstermesi bakımından  çok vahimdir.

 

Sayın Prof. Dr. Ruşen Ergeç, Sayın Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Sayın Prof. Dr. Arzu Oğuz’dan oluşan bu üç isim hakkında da hukukçu kamuoyunda çok ciddi eleştiriler getirilmektedir. Özellikle Sayın Ergeç’in, sadece Belçika vatandaşı olduğu iddiası dikkat çekmektedir. Yine Sayın Erdoğan’ın sergilediği duruşlarla kendilerini ikinci Cumhuriyetçiler diye tanımlayan bir kesime aidiyeti seslendirilmektedir.

 

Bugüne kadar yapmış olduğu işlem ve tasarruflarda son derece ciddi ve dikkatli davranışlar sergilemesiyle ün yapmış Türk Dışişleri bu son tasarrufuyla çok ciddi saygınlık kaybına uğramıştır.

 

İkinci olay, “yargı bağımsızlığı” konusunda Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı’nın olumsuz etkisini gözler önüne serecek niteliktedir. Sayın Bakan, kamuoyu önünde “Yargı bağımsız olduğu halde, yargıya intikal etmiş olan olaylarda bizden hesap sorulmaktadır,” diye yakınırken, yaşanan bu trajikomik olayla “yargının bağımsız olmadığını”, Adalet Bakanı’nın yargıyı nasıl etkileme gücüne sahip olduğunu inkârı mümkün olmayacak şekilde ortaya koymaktadır.

 

Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek’in 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 29. maddesinde ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 9.maddesinde öngörülen iki aylık süre geçmiş olmasına karşın boşalmış bulunan Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçmek için Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu toplantıya çağırmamış ve Kurulun çalışmasını eylemli engellemiş olmasıdır.

 

Kurulun oluşan yeni yapısını kendi siyasetine uygun bulmayan Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek, yargı kamuoyunun üzüntüyle izlediği yapay nedenlerle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu toplantıya çağırmak istememekte, bu konuda bakanlık bürokratlarıyla birlikte anlaşılmaz, yasal ve siyasal sorumluluğu ile bağdaşmaz bir taktik izlemektedir.

 

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun “Toplantı ve Karar Yeter Sayısı” başlığını taşıyan 10.maddesi “Kurul, Başkanın, onun yokluğunda Başkan vekilinin daveti üzerine, üye tamsayısı ile toplanır” amir hükmünü içermektedir. Bu yasal görevini yerine getirmeyen Adalet Bakanı, Bakanlık Müsteşarı ve temsile yetkili yardımcılarını da kurula katılmaktan men etmektedir. Bu yıllardır savunduğumuz Bakanlık üst düzey bürokratlarının birinci sınıf yargıç olmaması tezimizi de güçlendirmektedir. Çünkü birinci sınıfa ayrılmış bir yargıç’ın Bakan da olsa yürütmenin temsilcisinin emir ve komutasına girmesini, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve yargı bağımsızlığıyla bağdaştırmamaktayız. Yaşanan olayımızda Bakanlık Müsteşarı ve müsteşar yardımcıları bağımsız hareket edememekte, Bakan’ın emri ile görevlerini ihmal etmekte suç işlemektedirler. Onlara bu cesareti veren maalesef “yüksek yargıç” olmalarından öte siyasal iktidardan beklentileridir.

 

20.3.2007 günü yaşanan olaylar ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin basın açıklaması yargının bizzat Adalet Bakanı ve yasa dışı emrini yerine getirenler tarafından nasıl yıpratıldığı ve yaralandığını açıkça ortaya koymaktadır.

 

Yaşanan bunca olaylara karşın, doğrudan doğruya kendi üyelerinin seçimi söz konusu olan Yüce Yargıtay ve Yüce Danıştay kesiminden hiçbir yorum ve değerlendirme yapılmaması da son derece ilginçtir.

 

Hukuk devletinin olmazsa olmazı olan yargı bağımsızlığını her türlü tasalluta karşı özenle korumak durumundayız.

 

Kamuoyuna saygı ile sunulur.

 

·        Milliyet, 18 Mart 2007, “Türmen’e AKP Vetosu”.

Dışişleri Bakanlığı, AİHM'deki Türk yargıç Türmen'i aday göstermedi. Strasbourg'a gönderilen ilk listede Türmen'in adının bulunduğu ancak Vakit'in haberinin ardından listenin değiştiği öğrenildi

AKP hükümeti, görev süresi önümüzdeki kasım ayında dolacak olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) Türk yargıç Rıza Türmen'i aday göstermemeyi kararlaştırdı. Yaklaşık dokuz yıldır Türkiye'nin kontenjanından AİHM'de yargıçlık yapmakta olan Büyükelçi Türmen, AİHM'nin ünlü Leyla Şahin kararında türban yasağının sürmesi yönünde oy kullanmıştı. Türmen, Refah Partisi'nin kapatılmasına ilişkin davada da kapatma yönünde oy vermişti.
AKP hükümeti Türkiye'nin mahkemedeki yargıç kontenjanını doldurmak üzere Avrupa Konseyi'ne üç aday önerdi. Adaylar şunlar:
1)Brüksel Üniversitesi öğretim üyelerinden idare hukuku ve insan hakları alanında uzman Prof. Ruşen Ergeç. Prof. Ergeç aynı zamanda KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın danışmanlığını da yapıyor ve geçmişte AİHM'de Belçika'nın avukatlığını yapmıştı.
2) Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Anayasa Hukuku uzmanı ve İkinci Cumhuriyetçi çizginin önemli ideologlarından Star gazetesi yazarı Prof. Mustafa Erdoğan.
3) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden, Ankara Üniversitesi Fikri ve Sınai Haklar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Arzu Oğuz.

Dışişleri Bakanlığı'nın daha önce Strasbourg'a Rıza Türmen'in de bulunduğu farklı bir liste gönderdiği, ancak Vakit gazetesinin "Rıza Türmen mi, sakın ha" başlığıyla açtığı kampanyayla birlikte bu listenin çekildiği, yerine son listenin gönderildiği öğrenildi.

Tazcan ve Bıçak Vardı

Geri alınan listede Türmen'le birlikte İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Durmuş Tezcan ve Başbakanlık İnsan Hakları Önceki Başkanı Vahit Bıçak'ın isimleri yer almaktaydı.

AİHM'de Türkiye'nin yargıç kontenjanının doldurulması için izlenecek yönteme göre, Türkiye'nin gösterdiği resmi adaylar önce seçimi yapacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin ilgili komitesinde mülakata alınacak. Yapılacak bu mülakatların ardından Assamble üyesi parlamenterler, AİHM'de Türkiye'yi temsil edecek yargıcı seçecekler.

 

·        Sabah, 20 Mart 2007, “AİHM Yargıçlığında 'Türban' İzi”

Dışişleri Bakanlığı, 9 yıldır AİHM'de yargıçlık yapan Rıza Türmen'in isminin de yer aldığı aday listesini geri çekti. Bakanlık, Leyla Şahin davasında türban yasağının sürmesi yönünde oy kullanan Türmen'in yerine, çeşitli makale ve röportajlarında üniversitelerdeki başörtü yasağının yasal dayanağı olmadığını savunan Anayasa Hukuku Uzmanı Prof. Mustafa Erdoğan'ı aday gösterdi. Strasbourg'a gönderilen ve sonra geri çekilen listede Başbakanlık İnsan Hakları Merkezi eski Başkanı Vahit Bıçak ile Prof. Durmuş Tezcan da vardı. Listenin geri çekildiğinden haberdar olmadıklarını söyleyen Tezcan ve Bıçak, "şok olduk" derken, Bıçak, "Bir hukuk devletinde böyle bir ciddiyetsizlik olamaz" diyerek tepki gösterdi.

ÇİÇEK: EMEKLİ OLUYOR




Dışişleri Bakanlığı yetkilileri önceki listenin kesinleşmiş bir liste olmadığını söylerken, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türmen'in emeklilik süresinin dolup, görevini tamamlayamayacağından aday gösterilmediğini söyledi. Çiçek, "Yoksa kendisine karşı herhangi bir şey yok. Onun dışındaki değerlendirmeler spekülatiftir" dedi.

Ceyda KARAASLAN - ANKARA

 

Ana Sayfa

Hosted by www.Geocities.ws

1