Sevgililer Günü Rüyasi, Kursat Basar

Günlerce ona ne alacagini düsündü. Okuldaki bütün oglanlarin pesinden kostugu kiza öyle birsey almaliydi ki, kiz hediyeyi açtiginda onu ne kadar çok sevdigini, gerçekten, bugüne kadar siradan selamlasmalar disinda, hiç konusmasalar bile askinin büyüklügünü anlasin. Aslinda nelerden hoslandigini bile bilmiyordu. Önce ona söyle pahali, göz kamastirici bir mücevher almayi düsündü. Kizlar parlak seylere bayilir, hele mücevherlere... Gözlerinin yesilinde bir tas? Incecik, uzun boynuna isiktan bir çizgi çekecek pirlanta bir gerdanlik?

Geceyarisini çoktan geçiyordu, kurdugu hayaller büyüktü ama gerçek çok farkliydi. Istese bile böyle birsey alacak parasi yoktu. Hem zaten kizin böyle seylere ihtiyaci yoktu. Onun için degisik birsey sayilmazdi.

Peki ama ne olabilirdi diye düsündü. Örnegin bir giysi mi? Bazi dergilerde, filmlerde öyle güzel giysiler görürdü ki, hep o ünlü oyuncularin üstünden giysiyi çikartir, ona giydirirdi. Uzun boyu, ince, kayar gibi zarif yürüyüsüyle hepsinin içinde bambaska olurdu.

Hayir, hayir, bir giysi siradan bir seydi. Çok farkli, çok özel bir giysi bulmaksa çok zordu.

Yarin ilk isi, eski esyalarin satildigi semte gitmek olmaliydi. Belki orada çok eski, çok degerli, anilarla dolu bir sey bulurdu. Artik kimsenin ilgilenmedigi, belki istese de bulamayacagi türden bir sey. Ne olabilirdi ki? Ah, belki de bir gramofon ve evet, evet bu harika bir fikirdi, bir gramofon ve bir plak. Bir tas plak.

Uykusu iyice açildi. Acaba bulabilir miydi? Ona kimbilir kaç kez kafasinda kurup da söyleyemedigi duygularini anlatacak bir plak. Eski bir sarki. Eve gidip de gramofonu kurdugunda, plagi çalacak ve elbette her seyi anlayacakti. Herkesin sevdigi, herkesin asik oldugu, herkesin pesinden kostugu birine seni seviyorum demek amma da zor diye düsündü.

Sabah erkenden kalkip eskicilerin oldugu semte gitmek üzere yatti. Bir süre sonra uykuya daldi. Rüya perisi ona isiltili çubuguyl adokundu. Onun yüreginde, hayati boyunca unutamayacagi bir kipirti oldugunu, bundan böyle onun için askin bu kipirtinin ta kendisi olacagini biliyordu. Bu çok özel geceyi unutmamasini istedi. Ve ona çok güzel bir rüya verdi.

Çocuk rüyasinda uçsuz bucaksiz bir yesillikte kizla dans ediyordu, yerde biraz ötelerinde duran eski "Sahibinin Sesi" gramofondan "Sen Içimde Bir Yerdesin" adli tango çaliyordu. Kiz hiç agzini açmiyordu ama çocuk onun, "çok mutluyum ve bana beni sevdigini söyledigin için bu günü asla unutmayacagim" dedigini duyuyordu. Yesilliklerin içinde dönüyorlardi ve çocuk hep, "ne kadar güzel bir gün, günesin isiklarinin bu kadar parlak olabilecegini bilmiyordum" diye düsünüyordu.

Sabah uyandiginda rüyasini oldugu gibi hatirliyordu ve unutmamak için kendi kendisine tekrarlayip durdu. Acaba ne anlam çikarmaliydi bu rüyadan.

O gün Sevgililer Günü’ydü. Eskicilerin oldugu semte gitmekten vazgeçti. Dogruca okula kostu. Kiz geldiginde onun yanina gitti, arkadaslari ilgiyle ona baktilar. Hiç aldirmadan, kiza, "bugün Sevgililer Günü, onun için sana bir sey aldim", dedi.

"Öyle mi", dedi kiz, "ne aldin?"

"Aldim ama veremeyecegim çünkü o bir rüya," dedi çocuk.

"Rüya mi?" dedi kiz, ötekiler, "ne garip bir hediye, insan bir rüyayi nasil hediye edebilir ki," diye kendi aralarinda gülüstüler.

"Evet, bir rüya", dedi çocuk, "seni çok sevdigimi anlatan bir rüya, çünkü bunu anlatmak için gerçek olan hiçbir sey bulamadim, çok aradim ama öyle bir sey yoktu."

"Güzel bir rüyaymis," dedi kiz, "bugüne kadar aldigim en güzel hediye oldugunu söylemeliyim".

Kürsat Basar, Yeni Yüzyil, 13 Subat 1997

Gazete Yazilari

Kursat Basar Ana Sayfasi

Homepage

Hosted by www.Geocities.ws

1