Evlilik, Kursat Basar

Kadinlarla erkeklerin gercekten de ayri dunyalardan gelmis iki ayri canli turu oldugu sikca soylenir. Kitaplara, filmlere, tartismalara, bilimsel arastirmalara filan kaynaklik eden bu konunun bir cozume kavustugunu kimse soyleyemez. Ama eskiden bu tartisma buyuk kavgalara, kadin milleti boyledir, bu erkekler zaten adam olmaz gibi ozetlenebilecek sonuclara yol acarken artik yeni donemde yazilan kitaplar gercegi kabul etmeyi seciyor.

Ben bazi tartismalarda karsimdaki kadini kaldirip onun yerine otururum, belki oradan konusulan konu gercekten farkli gorunuyordur diye...

Biliyorsunuz son yillarda cok moda olan "Kadinlar Mars'tan Erkekler Venus'ten"in yazari John Gray, kadinlar ve erkekler arasindaki farklari, soylenen sozleri nasil algiladiklarini, olaylara bakis acilarini listeleyip birbirlerine karsi nasil davranmalari gerektigine dair kitaplar yazip duruyor.

Boyle kitaplar cok ama, simdi bin kere konustugunuz bir konuda hâlâ bambaska seyler anlatip birbirinize girmisken, "bir dakika hayatim," deyip kitabin ilgili sayfasini acip, "pardon duzeltiyorum, burada soyle diyorum" seklinde satranc hamleleri yapmak pek mumkun olamiyor.

Gecenlerde yillardir evli olan bir arkadasim geldi. Ve bana dunyayi kurtaracak yeni bir formul buldugunu anlatti.

"Simdi kardesim," dedi, "kadinlarla erkeklerin ayri dillerden konustugunu kabul ediyoruz, ustelik cevrilmesi mumkun degil bu dilin. Ama yine de evlenip birarada oturmak icin can atiyorlar."

"E, peki, sonra?"

"İkisinden biri otekinin dediklerini kabul etmedikce, daha dogrusu evin icinde konusulan dili bire indirmedikce sorunlarin cozulmesi mumkun olamiyor. Eskiden kadinlar erkeklerin dilini konusmak zorunda kalirdi. Simdiyse artik kendi dillerini konusmakta israr ediyorlar."

"Yani etnik kimliklerini kazandilar," diye guldum.

"Evet ama boylece durum daha da karmasiklasti, erkekler simdi onlarin dilini anlamadigi gibi, kendi dillerini anlayan ve yine de anlamazliktan gelen bir turle birlikteler."

"Peki senin formulun neymis?" diye sordum.

"Ben diyorum ki, neden erkeklerle erkekler, kadinlarla da kadinlar evlenmiyor?"

Yuzune biraz tuhaf baktigimi gorunce aciklamakta acele etti.

"Dur canim yanlis anlama, evlenmek derken birarada ayni evde oturmaktan sozediyorum.

Yine kadinlarla beraber olacaklar, flort edecekler, cocuk doguracaklar."

"Aslina bakarsan," dedim, "gelecegin canli turunun kadin erkek karisimi bir mahluk olacagini one surenlerden daha garip bir teori sayilmaz, sen bunun uzerinde dur, ama biraz daha gelistirmen gerekir. Oncelikle, cocuklara nasil bakilacak, soyler misin?"

"Canim anne baba ayrilinca nasil bakiliyorsa oyle," dedi, "

Anladigim kadariyla bu durumda asklar da hep heyecanini surduruyor, gundelik sorunlarla rutin ve sikici hale gelmiyor oyle mi?"

"Kesinlikle. Hem dusunsene, evdeki erkek arkadasinla ne diye su gomlegi giydin ya da niye bu kadin ikide bir seni arayip birsey danisiyor seklinde kavga eder misin?"

"Etmezsin herhalde," dedim.

"Goruyorsun ki formulun ilk duyuldugundaki gibi garip gelmiyor sonradan," dedi.

"Afedersin ama," dedim, "sorabilir miyim, kac yildir evlisin?"

Yeni Yuzyil, 30 Haziran 1998

Gazete Yazilari

Kursat Basar Ana Sayfasi

Levent Varlik-Home

Hosted by www.Geocities.ws

1