Hayatimizdan kornayi, ya da eskilerin deyisiyle klaksonu cikartsak neler olur diye hic dusundunuz mu?

Kornayla iliskimiz bebekle emzik arasindaki iliskiye benziyor.

Korna oncelikle uyari icin kullanilan bir alet. Ama tabii bu uyarinin sofore gore bir anlam kazanmasi kacinilmaz. Bazisi soyle belli belirsiz, "dit dit" diye calar. Cekingen, nazik bir korna calisi. Bazisi, "zaarrttt" diye kabus gibi arkaniza coker. Sinirli korna.

Bazisi her ne kadar onunuz yaniniz her tarafiniz araclarla dolu da olsa arkaniza gecip "dart dart daaaaartttt daaaarrrrtttt" seklinde cildirtici bir uslup kullanir. Hatta bu tipler ayni zamanda ses ve goruntu efektlerini beraber kullanip bir yandan da uzunlarini yakip sondururler.

Bir de surekli kornayla yasayanlar vardir, bunlarin direksiyondaki ellerinin bir parmagi surekli kornanin uzerinde olup her gordukleri araba, yaya, seyyar satici, guzel kadin, tanidik, artik hareket eden ne varsa ona kornayla mudahale etmeyi severler.

Korna bizde ayni zamanda fren yerine de kullanilir. Bu nasil olur demeyin. Ornegin siz yolda giderken bir arac da tali yoldan cikiyor. Aranizda epeyce mesafe var, hafifce frene bassaniz o da yola cikabilecek. Ama bizde genellikle gelen arac fren yerine kornaya basmayi tercih eder. Bu calis da kisiden kisiye degisir. "Sen kimsin ki benim onume cikiyorsun" tonunda calanlar oldugu gibi, "hop bi dakka bizim de isimiz var herhalde" uslubu da yaygindir.

Kornanin bir de dostca kullanimi vardir. Ornegin gecenin ucunde bir arkadasini eve birakan surucu, kendince bir elveda kornasi uslubuyla onu ugurlar. "Dat dat dat dat da da dat da da dat" gibi turleri olan bu kornalar mahallenin tamamina "bakin arkadasimi birakiyorum ve arabamin da ona alasmaladik demesini sagliyorum" mesaji verir. Daha o saniyede arkadasina iyi geceler dilemis birinin neden ayni seyi bir de kornayla yaptigini anlamak gercekten zordur.

Birini almaya gelenler de ayri. Bunlar da iki dakika beklemeye tahammulu olmayan tiplerdir. Once bir "dat dat dadadadaaa dat dadadada dat" calarlar ki bu, ben geldim hadi cabuk ol, anlamina gelir, onbes yirmi saniye sonra "dattiri dattiri dat dattiri dattiri dat" yani, "ama bekliyoruz burda araba calisiyor, makyajin sirasi mi?" anlamina gelen korna calinir. Artik beklenen sahis inene kadar korna sahibinin muzikal yeteneklerini, ritm duygusunu ve yaraticiligini izlemek mumkundur.

Bir de kornasever taksiciler ve minibusculer vardir. Onlar da kornayi, kararsiz musterileri uyarmak icin kullanirlar. Olur ya adam belki aslinda taksi bekliyordur kenarda ama kendi de farkinda degildir bunun. Onun icin taksici kornayla kendisine "ben taksiyim, galiba beni bekliyorsunuz ama el kaldirmayi unutmussunuz" yerine gecen isaretler verir.

Eskiden daha cok minibus ve taksilerin kullandigi havali kornalar vardi. Artik tarihe karisti. Birdenbire yerinizden sicrayacaginiz bir ses cikartan bu kornalarin "Katibim", "Dag Basini Duman Almis", "Yarabbim Sen Bilirsin" versiyonlari da vardi.

Kornanin en yaygin kullanim bicimlerinden biri de dugun, sunnet, askere ugurlama ve mac sonrasi senlikleridir. Ozellikle bu dugun icin kullanilan kornayi bir turlu anlamam. Adam evlenmis diye inanilmaz bir samata yaparak ilerliyor. Sanki yolda giden herkes onun bu inanilmaz mutlulugunu ve basarisini paylasmak zorundaymis gibi dusunuyor. Madem bu kadar millete malolmussun bari gazeteye bir ilan ver hepimiz kurtulalim, ne diye kafamizi sisiriyorsun.

Bir baska ekip de arabaya yanlamasina oturmus, onune degil sag tarafina bakarak agir agir ilerleyen ve kaldirimda gordugu kizlara korna calanlar. Adam kendinden o kadar emin ki, kiz arkasi donuk yururken kornasini duydugu anda, "aman Allahim bu o, kornasindan belli, beyaz kornali prens geldi, basima talih kusu kondu" diyecek ve kendisini arabaya atacak.

Bilmem dikkat ettiniz mi herhalde oralarda trafik daha cok sikistigindan olsa gerek, hastanelerin onunde klakson calmayiniz isaretlerinin yaninda korna kulturu daha da gelismistir. Kornasiz bir İstanbul dusunemiyorum.

Gazete Yazilari

Kursat Basar Ana Sayfasi

Levent Varlik-Home