CİNSİYETÇİLİK KARŞITI MANİFESTO
 

Son iki gün içerisinde Selanik'teki üniversite kampüsünde bazı cinsel taciz olayları yaşandı. Bu tacizler kendilerini anarşist olarak tanımlayan erkekler tarafından yapıldı. Bu olaylar sonrasında kadınlar biraraya gelerek kampüs içerisinde ve anarşist çevrelerde taciz olayları ve cinsiyetçilik üzerine konuşmalar yaptılar. 17 Haziran gecesi düzenlenen bir konser sırasında; kadınlar sahneyi işgal etti ve manifestolarını okudu. Manifesto şöyle:
 

Selanik Anti-otoriter Kampında Sahneyi İşgal Eden Kadınların Manifestosu
17.6.2003
Bugün buradayız çünkü bu mekandaki kadınlar olarak hepimiz rahatsızlık içindeyiz
Cinsel taciz olayları yaşandı ve ayrıca kadınlar cinsiyetlerinden dolayı bastırıldı ya da ciddiye alınmadılar
Bu kampta erkekler kadınlara cinsel küfürler etti ve onları cinsel nesnelere indirgedi - ve bu durum devam ediyor
İlaveten, kadınlar dinlenmedi, ciddiye alınmadı ve onlara eşit kişiler olarak davranılmadı
Bir bütün olarak kamptaki atmosfer fazlasıyla erkek-egemen
Bildiğimiz kadarıyla, bu kampın anti-otoriter ve anti-hiyerarşik olduğu söyleniyordu, ancak bu kampta toplum içerisindeki cinsiyetçilik yeniden üretildi
Cinsiyetçilik ırkçılığa eş-değer bir tahakküm biçimidir
Bundan böyle bu kamp içerisinde kadınların tahakküm altına alınmasına izin vermeyeceğiz!


Çeviri:A-Infos



ATAERKİLLİĞİ YIKIN

Şimdiye kadar neler oldu?

Selanik üniversitesi kampüsü, insanların AB-zirvesini protesto etmek amacıyla direnişlerini organize ettikleri bir yer.

Kampüsteki atmosfer zaman zaman oldukça saldırgan. Bu sadece cinsiyetçi davranış bağlamında değil, her zaman olmasa da sıklıkla aşırı şiddet içeren genel bir atmosfer var. Aramızdaki politik çatışmalar ve tartışmalar, ister bireyler arasında isterse gruplar arasında olsun, fiziksel karşılaşmalarla dışa vuruyor. İnsanlar birbirlerine bağırıyor ve haykırıyor, şiddetle tehdit ediyor veya gerçekten birbirlerini pataklıyor. Bu, atmosfere hakim oluyor, ve belli bir birbirimizle uğraşma ve çalışma şeklini ortaya çıkarıyor. Yine tartışmaların yapılma tarzı oldukça saygısızca. Konuşurken insanlar birbirlerine müdehale ediyor, birbirlerinin söylemek istediklerini bitirmesine müsade etmiyor, bağırıyor ve az önce söylenen şeyler üstüne yoğunlaşmıyorlar.

Ek olarak, genel atmosfere maçoluk hakim. Tartışmalarda erkeklerler hakim oluyor, ve kadınlar genellikle ciddiye alınmıyor veya gözardı ediliyorlar. Cinsel taciz gerçekleşti. Kadınların sınırlarına ve mahremiyetine saygı gösterilmedi. Bu ataerkil gerçeklik içinde, kadınlar şiddet ve cinsel taciz deneyimlerini paylaşacak güvenli ve korunaklı bir atmosferi genellikle bulamadılar. Bizler şiddet ve cinsel tacizin burada, kampüste de yapıldığına inanıyoruz. Başka cinsel saldırılar da yapılmış olabilir ancak ortaya çıkarılmadı, bu nedenle onlar hakkında henüz bir bilgimiz yok.

Yine kampüsdeki atmosferi oldukça heteroseksüel ve homofobik buluyoruz.

Lezbiyen, gay, biseksüel ve cinsiyetler-üstü insanlar bu hareketin parçaları, ancak onlara tam anlamıyla saygı gösterildiğini ve kabullenildiklerini düşünmüyoruz.

İşte tüm bu nedenlerle kadınlar Salı günü (17 Haziran), bu durumu tartışmak ve halletmek üzere bir kadınlar toplantısı çağrısında bulundular. Bir manifesto yazılmasına, ve düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyleri ifade edecek kendiliğinden bir eylem düzenlemeye karar verildi.

Bu nedenle bazı kadınlar Salı günü gecesi konser sırasında sahneyi işgal etti.

Bu doğrudan eylem, cinsiyetçi atmosferi yaratmakta rolü olan tüm erkeklere karşı; ve aynı zamanda da AB zirvesi karşıtı protestoya katılmak üzere buraya, kampa gelen tüm herkese yönelikti. Kamptaki cinsiyetçi atmosferi dile getirmek ve buna dikkat çekmek, gerçekleşen cinsel taciz ve saldıları anlatmak istedik; herkese, kadınlar olarak bizlerin bunu artık kabullenmeyeceğimizi ve sessiz kalmayacağımızı oldukça açık bir şekilde anlatmak istedik.

Bu kadar yeter!!!

Esasen erkek olan dinleyici kitlesinin tepkisi oldukça çeşitliydi: alkışlamak gibi olumlu tepkiler vardı, ancak öte yandan kaba ve cinsiyetçi yorumlar da yapıldı. Bazı insanlar bunu hiç mi hiç ciddiye almadılar. Bizim için oldukça güçlendirici bir deneyimdi. Olumsuz tepkilere rağmen, bizim için asıl önemli olan aktif hale gelmek, seslerimizi yükseltmek ve insanların kampta cinsiyetçiliğin olduğunun farkına varmalarını sağlamaktı.

Doğrudan eylemimiz keza kaydedildi ve dinlenebileceği birçok indymedia sitesine gönderildi.

Oldukça tartışmaya yol açtı.

Eylemimizin olumlu sonucu ertesi gün erkek ve kadınlardan oluşan toplantıya pekçok insanın katılması oldu. Erkek ve kadınların olduğu bir toplantı çağrısı yaptık, çünkü erkeklerin cinsiyetçilikle mücadeleye katılımının oldukça önemli olduğunu düşünüyorduk. Kadınlara ve başkalarına karşı gösterilen her türden ayrımcılığa yönelik duyarlılık ve bilinç geliştirmek için birlikte çalışmalıyız.

Farklı şekillerde faal olmaya ve gruplar oluşturmaya karar verdik:

Doğrudan eylem grubu.
- Taciz karşıtı ve destek noktası. Burası insanların destek isteyebilecekleri, ve herhangi bir şekilde ayrımcılıkla karşılaştığınızı hissettiğinizde meselelerin ele alınabileceği bir yer olacak. Hergün 12-2 pm arasında ve akşamüstleri, teoloji fakültesinin önündeki barın önünde açık olacak.
- Ataerkil yapıları görünür kılacak bir pullama ve afiş grubu.
- Basın grubu.

Eylemlerimiz ve tartışmalarımız sayesinde herkes için daha rahat bir atmosfer yaratabileceğimizi umuyoruz.

Gerçek değişim kendimizde başlar!!!!
Ataerkilliği yıkmadan kapitalizmi yıkamazsınız!!!!
Mücadele edin
ATAERKİLLİĞİ YIKIN

Çeviri: Anarşist Bakış


Kaynak: "Anti-Sexist Manifesto", Selanik Indymedia, 19 Haziran 2003.
Selanik 2003 Ana Sayfa --->
1