İÇERDE DIŞARDA HÜCRELERİ PARÇALA

Faşist devlet ölüm oruçlarının kritik bir aşamaya girdiği bir süreçte göstermelik olarak başlattığı görüşmeleri bilinçli olarak tıkamış ve ardından 19 Aralık'ta sabah saat 4.30'da 20 cezaevine ölüm orucundaki devrimci tutsakları kurtarma bahanesiyle operasyon düzenlenmiştir. Ağır silahların, sinir gazlarının, gaz ve yangın bombalarının, kelepçelerin, iş makinelerinin kullanıldığı onlarca devrimci tutsağın diri diri yakılarak ateşli silahlarla taranarak ve dövülerek katledildiği, onlarcasının ağır yaralandığı, iç savaşı andıran cezaevleri tarihinin bu en kanlı operasyonuna alay edercesine "şefkat", "hayata döndürme" operasyonu adı verilmiştir.
Yaşanan vahşeti ve katliamı meşru göstermek için satılmış uşak, burjuva medya devreye sokulmuş, ölüm oruçlarının yalan olduğundan, cezaevlerinin devletin hakimiyetinde olmadığı, yıllardır koğuşlara giremediği -operasyondan iki gün önce arama yaplımasına rağmen- örgüt yuvası olduğu, içerisinin cephaneliği andırdığını, tutsakların örgüt baskısıyla ölüm orucuna zorlandığına kadar birçok yalan ve demogojinin günlerce propagandası yapılmıştır.Hücre karşıtı, cezaevleri sorununa duyarlı kitle yanıtılmaya, gerçekler, yaşanan vahşet ve katliam örtbas edilmeye çalışılmıştır.
İçerdeki devrimci tutsakların direnişine dışardan yanıt gelmesini önleyebilmek ve dışardaki direnişi bastırabilmek için de benzer vahşet ve terör havası dışarda da estirilmiştir. Ev baskınları, sayısı 1 günde binler ulaşan gözaltılar, eylemlere cezaevlerindeki saldırılar ölçüsünde sert müdahalelerle, tutuklamalarla hücre karşıtı muhalafet susturulmaya çalışılmıştır.

-"Hayata Dönüş" görünümünde F tipine geçiş-

Yaklaşık 1 yıldır maketler üzerinde çalışmaların yapıldığı ve 2 yıldır sırf bunun için hazırlanmış 20 bin kişilik özel bir ordunun kullanıldığı 4 gün süren ve onlarca devrimcinin kanını ve canını hedef alan operasyonun hemen ardından F tipi cezaevlerine nakillerin başlaması, yaralı tutukluların tedavi bile edilmeden, ölüm orucunda olup tedaviyi reddeden tutsakların işkence, dayak, coplu tecavüz, hakaret eşliğinde hücrelere tıkılması saldırının önceden planlandığını ve asıl amacının hayat kurtarma değil, sınırsız vahşet, işkence ve katliamlarla F tipi hücrelere geçişi sağlamak olduğunun göstergeleri. Faşist devlet F tipi cezaevlerine geçerek hiçbir zaman teslim alamadığı devrimci tutsakları teslim almayı ya da yok etmeyi hedefliyor. Şu anda F tipi cezaevlerinde günlük sistematik işkence devam ediyor. Ölüm orucuna zorla müdahale edilirken tutsakların hiçbir talebi kabul edilmiyor.
Devletin cezaevlerine bu kadar vahşi ve sınırsız bir saldırı yapmaktaki amacı toplumda yılgınlık ve korkuyu büyütmek, toplumsal muhalefeti darbelemektir. Yani içeriyi teslim almaya çalışırken asıl hedef dışarısı, dışarda yükselecek mücadeledir. Fakat faşist devlet her zaman eli boş dönmektedir. Devrimci hareketi yok etme ve toplumsal muhalefeti sindirme amacını güttüğü her cezaevi kıyımında faşizm, devrimci tutsaklar tarafından önde gelen bir direnişle karşılanmıştır.Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar, Burdur, Bergama ... Bu katliamların hiçbirinde devrimci tutsaklar teslim alınamamıştır. 19 Aralık katliamında da bu böyledir. Devrimci tutsaklar yine teslim alınamamış, ölüme hiç tereddütsüz, halaylarla ve tilililerle gitmişler, faşizm karşısında bir adım bile gerilememişlerdir.
Operasyon sırasında direniş F tipi hücrelerde ve hastanelerde de devam etmiştir. Tutsakların hiçbiri tedaviyi kabul etmemiş, örgüt baskısıyla, zorla yaptırıldığı iddia edilen, bitirilmek istenen ölüm oruçları ve açlık grevleri yeni katılımlarla yaygınlaştırılmış ve tüm tutsakları kapsamıştır. Tutsakların talepleri nettir: "F tipi cezaevleri kapatılsın".

-F tipi cezaevleri ile hedeflenen hücre tipi yaşam-

Katil Ecevit "Cezaevlerine hakim olmadan IMF programını uygulayamayız." demişti. Bu söz saldırının hedefinin işçiler, emekçiler yani tüm ezilenler olduğunu, bizleri kölece bir yaşama mahkum etmenin yolunun onurumuz devrimci tutsaklarla iletişimimizi koparmak ve direnişimizi bastırmak olduğunu çok net ifade ediyorlar. Zaten cezaevlerine saldırının hemen ardından özelleştirmelere hız verilmesi, IMF'nin kredi musluklarını açması, IMF programının sorunsuz bir şekilde zamanından önce tamamlanacağının açıklaması, işçi-emekçileri teslim almaya yönelik yasaların meclisten bir çırpıda geçirilmesi bunun pratikteki göstergeleri. Ayrıca dışarda devam eden baskılar, sokağa yayılan işkence ve her türlü eyleme alanların sokakların yasaklanarak, eylemlerin yasadışı ilan edilmesi, sokakta yürümenin bile suç sayılabilmesi de gözdağı vermeye yönelik ilkiyle birbirini bütünleyen saldırılardır.
Uçurumun kenarına geldik artık, geriye atacak tek bir adım, verilecek bir tek kırıntımız kalmadı. Faşist bir cendereye alınmış durumdayız ve biz tepki koymadıkça bu cendere daha da daralıyor. Bunu aşmanın yolu içerde dışarda hücreleri parçalama iradesiyle, özgürlük ve demokrasi talepleriyle mücadeleyi yükseltmek, yaşamına, geleceğine insanlık onuruna sahip çıkarak, başeğmeyen, direnen devrimci tutsakların örnek direnişini dışarda da geliştirmektir. İnsanca, yaşanılır, baskının ve zulmün olmadığı bir dünya yaratmanın yolu bizlerin yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkmamızdan geçiyor.
Cezaevlerinde yaşananlara dur diyebilmek, devrimci tutsakların çığlığına ses verebilmek için "F tipi cezaevleri kapatılsın, tutsaklara özgürlük" şiarıyla gerçekleştireceğimiz eyleme, onuruna ve yaşamına sahip çıkmak isteyen herkesin katılımını bekliyoruz.
Toplanma yeri: ...
Toplanma saati: ...

HÜCRE ÖLÜMDÜR, ÖLDÜRTME SAHİP ÇIK!
İÇERDE DIŞARDA HÜCRELERİ PARÇALA!

ÖDP Gençlik Platformu, TÖDEF AYÖ-DER, Devrimci Proleter Gençlik, Özgür Gençlik, Ekim Gençliği, ÖDTÜ ÖDER-G, ODTÜ Öğrenci Birliği, SİP-Komünist Parti'li Gençler.

Anarşist Bakış Ana Sayfa --->
1