NEDEN ?
Mumia Abu Jamal
17 Eylül 2001


 "Neden bizden bu kadar nefret ediyorlar? Neden?" sorusunu cevaplaması için, suskun talk show sunucusuna yalvaran kadının telefondaki sesi gözyaşı kadar kederliydi.

Bu [soru] günlük basında pek de düşünülmese de, onun sesi; Dünya Ticaret Merkezi katliamını gören, onun içerdiği şiddetin cüreti karşısında titreyen ve "Neden?" diye merak eden milyonlarca Amerikalının zihninde yankılanıyor.

Bu dünü olmayan; ve sadece komfor, şişmanlatmayan dondurma ve lüks arabalar yarınına sahip bir kültürde ortaya çıkan tipik bir Amerikan tepkisidir.

Milyonlarca Amerikalı için tarih John Wayne'dir; veya hiçbir lekesi ve de kusuru olamayan övünülesi Kurucu Babalar'dır [ABD'nin kurucuları, ilk anayasasını yapanlar]. İmparatorluğun hükmü altında olan, ve bu nedenle de gözden çıkarılacabilecek olan dış dünyanın büyük bir kısmının ise önemi yoktur.

ABD ile iç içe örülmüş tarihlerin ise hiçbir ciddi önemi yoktur. İşte bu nedenle "Neden?" sorusu.

Eğer sen, okuyucu; bu bilinen [ing. rhetorical] sorunun cevabını işitmek istemiyorsan; sayfayı çevirip atlamakta özgürsün, çünkü yazarın cevabı senin hoşuna gitmeyecektir.

DÜNYA TİCARET merkezi kuleleri ve Pentagon'un uçaklarla bombalanması 11 Eylül 2001'de başlamadı. Ne de bunlar, bazı politikacıların düşünmeden önerdikleri gibi "uygarlığa karşı bir savaş"tır. Ama sizi bilgilendirmek politikacıların işi değildir.

Bu basının işidir, ama onların ana kaygısı size satmaktır; ve bu nedenle de sizi hayal kırıklığına uğratmak istemezler. Onların asli sorumluluğu okuyucularına karşı değil, sahiplerine veya hissedarlarına karşıdır. Ve milyonların bilgilendirilmemesi ve yanlış bilgilendirilmesi askeri-sınai-bileşiğin [ing. complex] işine gelmektedir.

New York, Washington ve Pensilvanya üzerindeki intihar uçuşları Afganistan'ın dağlık topraklarında, eski SSCB'ne karşı 10 yıl sürdürülen gerilla savaşında başlamıştır. Milyarları anti-Sovyet ayaklanmasının içine çeken bu savaş, ABD CİA'sı tarafından desteklenmiş ve canlandırılmıştır.

Peki sonuç? Cezayirli bir sosyolog Cezayir'deki bir Amerikalı gazeteciye şöyle diyor: "Sizin hükümetiniz bir canavarın yaratılmasına katıldı". Sosyolog şunu ekliyor: "Şimdi bu [canavar] size ve tüm dünyaya karşı döndü --Afganistan'da 16.000 Arap eğitildi, ve gerçek birer ölüm makinesine dönüştürüldü" (Los Angeles Times, 4 Ağustos 1996).

Pakistan'daki bir ABD diplomatı şunları söylerken aynı düşünceleri yansıtıyor: "Bu tavukların kümese geldiği delice bir örnek. Milyarlarca doları anti-Komünist cihad'a akıtıp, tüm dünyadan olan katılımları kabul edip, sonra da sonuçlarını göz ardı edemezsiniz. Ama biz bunu yaptık. Amaçlarımız Afganistan'da barış ve düzen değildi. Amacımız Komünistleri öldürmek ve Rusları defetmekti" (Los Angeles Times, 4 Ağustos 1996, s.2).

Bu kadar yoksul, bu kadar savaşla tahrip edilmiş bir ülkede, Afganiler silahlar için ödemeyi nasıl yapıyorlardı? Afganistan'ın dünyadaki en büyük eroin üreticisi olduğunu kaçımız biliyor?

Uzun lafın kısası, Afgan mücahitleri eroini silah karşılığında CİA tedarikçileri ile değiştirdiler, ve "Altın Hilal" eroin zinciri doğdu.

Sovyetler kırbaçlanınca ve savaş sona erince; ayaklananlar çevrelerine bakındılar ve bölgede bir Sovyet değil de Amerikan hakimiyetinin olduğunu gördüler. ABD'nin Suudi Arabistan'daki kutsal yerlerdeki varlığını, onun anti-demokratik yanaşma devletlere olan desteğini, onun Irak'ı tahip etmesini, ve kuşatma altındaki Filistinlilerin harcanması pahasına onun İsrail'e sağladığı tek taraflı desteği gördüler; ve ABD'yi inceledikçe, onun Sovyetlere olan emperyal benzerliklerini gördüler.

Yeryüzündeki en yoksul, en sert yerlerden birisi olan Afganistan, erkelerin 46 yıl (kadınların ise 45) ortalama hayat uzunluğuna sahip olduğu bir nüfusa sahip. Okur-yazar oranı %29. Amerikalıların şişmiş refahı tarafından bakınca, Amerikan imparatorluğunun global menzilinde [erişiminde] olan ve tüyler ürpertici bir yer olarak [gözüküyor].

Bu ulusalcı, kültürel, dini ve sınıfsal mesafe, Amerikan hakimiyetine karşı olan derin ve sürekli nefreti besliyor.

1922'de Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından, ve Yirminci Yüzyılın başlarından ortalarına kadar süren koloniyel dönemden beri; İslam dünyasının karşılaştığı küçük düşürülme, güçlü bir kuvvettir. Bu, I. Dünya Savaşından sonra sıradan bir Almanya'yı dünya fatihi olmanın eşiğine kadar getirdi. Bu hafife alınmamalı.

Afganistan dünya tarihinde başka bir dönüm noktası olabilir, işte bu nedenle hepimiz onu öğrenmeliyiz.
 

Copyright 2001, Mumia Abu-Jamal. Tüm hakları saklıdır.


 Çeviri: Anarşist Bakış


Kaynak:"Marxist" Haber Listesi (e-mail ile gönderilmiş bir mesajdan)
MİLİTARİZM Ana Sayfa ---> 
1