DERİN KAYGILAR
Noam Chomsky

20 Mart 2003

Bu korkunç anda, işgali durduracak hiçbir şey yapamıyoruz. Ancak bu adalet, özgürlük ve insan hakları için endişelenen insanlar için görevin bittiği anlamına gelmiyor. Hiç de öyle değil. Sonuç ne olursa olsun, görev öncekinden çok daha acil olacak. Sonuç hakkında ise kimsenin hiçbir fikri yok: ne Pentagon'un, ne CİA'nın, ne de başkalarının. Olasılıklar, Irak'da çalışan yardım ve kurtarma birimlerinin uyarılarda bulunduğu dehşetli insani felaketten görece merhametli olanlara uzansa da, kimsenin saçının tek bir teline zarar gelmese bile, kendi çirkin emelleri için çaresiz insanları böylesi korkunç risklere maruz bırakmayı arzulayanların suçluluğunu hafifletmez.

Sonuçlara gelince, ilk değerlendirilmelerin yapılabilmesi uzun zaman alacaktır. Acil bir görev, daha merhametli sonuçlar için ağırlık koymaktır. Bunun anlamı esasen sadece bu savaşın değil; sivil toplumu tahrip eden, yönetici zorbaları kuvvetlendiren ve hayatta kalmak için nüfusu kendine bağlı olmaya zorlayan Washington'un son on yıldaki kirli ve yıkıcı yaptırımlar rejiminin kurbanlarının gereksinimleriyle ilgilenmektir. Yıllardır vurgulandığı üzere, yaptırımlar Saddam Hüseyin'in kendisinden daha az ahlaksız olmayan diğer cani tiranların yolundan gitmesini engelledi. Bu, Washington'da şimdi denetimi ellerinde bulunduranlarca da desteklenen --pekçok durumda kanlı yönetimlerinin son ggününe kadar: bariz ve oldukça uygun tek bir vaka olarak örneğin Çavuşesku-- cani suçlular galerisini içermektedir.

En temel terbiye kuralları dahi ABD'nin onarım için devasa tazminatlar ödemesini gerektirir; bunun yokluğunda en azından tahrip edilenlerin, iktidarın namlunun ucunda olduğuna büyük imanı olan Washington ve Crawford'daki insanlar tarafından dikte edildiği şekilde değil, kendi tarzlarınca yeniden inşaa edilmesi için Iraklılara yardım akışı sağlanmasını gerektirir.

Ancak meseleler daha köklü ve uzun erimli. Irak'ın işgaline karşı tepkiler tarihte daha önce görülmemiş bir boyutta. Bush bu nedenle iki ahbabıyla, sade insanlardan uzakta olabilecekleri bir adadaki ABD askeri üssünde biraraya geldi. Muhalefet Irak'ın işgali üstüne yoğunlaşmış olabilir, ancak kaygıları bunun çok daha ötesine geçmektedir. ABD gücünün dünyanın büyük bir kısmındaki barışa karşı en büyük tehlike olduğu korkusu giderek büyüyor. Ve giderek daha ölümcül ve tehditkar hale gelen ellerindeki toplu imha silahları teknolojisiyle, barışa karşı tehdit yaşam hakkına karşı bir tehdit haline geliyor.

ABD hükümetine karşı duyulan korku yanlızca bu işgale değil, işgalin kaynaklandığı arkaplana da dayanmaktadır: Dünyayı güçle yönetmek için açıkça ifade edilen bir kararlılık, ABD'nin hakim güç olduğu tek boyutluluk, ve bu hakimiyete karşı hiçbir tehdit olmamasını sağlamak. İstediği zaman önleyici savaşlar yapmak: Önleyici, haklılık yüzünden değil. Haklılık yüzünden yapılan savaş, gerekçesi ne olursa olsun, önleyici savaşa göre pek de farklı bir kategori oluşturmamakta: hayal edilen veya kurmaca bir tehditi ortadan kaldırmak için askeri güç kullanılması. Açıkça ifade edilen amaç, "Birleşik Devletlerin gücüne, konumuna ve prestijine" karşı herhangi bir meydan okumayı önlemektir. Bugün veya gelecekteki böylesi bir tehdit, veyahut bunun ortaya çıkabileceğine yönelik herhangi bir belirti, bugün görünüşte şiddet araçlarıyla dünyanın geri kalanını birbirine bağlayan, ve neredeyse dünyanın tam bir ittifakla muhalefet ettiği, yeni ve oldukça tehlikeli yönde ağır ağır ilerleyen (örneğin uzayda ölümcül silahların geliştirilmesi) ülkenin yöneticilerinin karşı konulmaz kuvvetleriyle karşılanacak.

Yaptığım alıntının görevde olan Dick Cheney'e veya Donald Rumsfeld'e veya radikal devletçi aşırı kişilere ait olmadığını akılda tutmakta fayda var. Bu, 40 yıl önce Kennedy Yönetimi'nin kıdemli danışmanı olan saygıdeğer Dean Acheson sözleri. [Acheson], "Rejim değişimi"ni amaçlayan uluslararası terörist kampanyanın, dünyayı yok edecek bir nükleer savaşın eşiğine getirdiğini bile bile, ABD'nin Küba'ya karşı hareketini haklı çıkarıyordu. Yine de, ABD'nin kendi "gücüne, konumuna ve prestijine" karşı bir tehdide cevap vermesinin, özellikle de Küba'ya karşı yapılan terörist saldırı ve ekonomik savaş halinin hiçbir "yasal sorun" yaratmayacağını söylüyordu Amerikan Uluslararası Hukuk Yasası Topluluğu'na.

Meselelerin ne kadar köklü olduğunu gösteren bir hatırlatma olması sebebiyle bundan bahsediyorum. Bugünkü yönetim politika-planlama alanının en aşırı ucunda yer almakta; yönetimin maceracılığı ve şiddete yönelik güçlü eğilimi olağanüstü tehlikeli. Ancak bu alan o kadar da geniş değil, ve bu daha köklü meseleler ele alınmadıkça da diğer ultra gerici aşırılık taraftarlarının inanılmaz yıkıcı ve baskıcı araçların kontrolünü elinde tutacağından emin olabiliriz.

Mevcut iktidar sahiplerinin açıkça ifade edildiği üzere "emperyalist hırsları", buradaki toplumun genel görüşü dahil olmak üzere, bütün dünyayının tüylerini diken diken ediyor. Başka yerlerde tabii ki tepkiler çok daha korku dolu, özellikle de geleneksel kurbanlar arasında. Yüceltilmiş retoriklerle sakinleştirilmek için fazla tarih biliyorlar. "Uygarlık" denilen sopayla dövüldükleri için, yüzyıllarca yıldır bunu yeterince dinlediler. Sadece birkaç gün önce, dünya nüfusunun büyük bir kısmını[oluşturan devletlerin] hükümetlerini içinde barındıran bağlantısızlar hareketi başkanı Bush yönetimini Hitler'den daha saldırgan olarak tanımladı. Fazlasıyla Amerikan yanlısı, ve Washington'un uluslararası ekonomik projelerinin tam ortasında yer alan bu kişinin geleneksel kurbanlar ve hatta geleneksel muhalifler adına konuştuğuna hiç şüphe yok.

Devam etmek mümkün, bu meselelerin özenle ve dürüstlükle derinlemesine ele alınması önemli.

Bush yönetimi son aylarda bu korkuları kızıştırmadan önce bile, istihbarat ve uluslararası ilişkiler uzmanları Washington'un takip ettiği politikaları dinlemeye istekli herkesi, bunun (intikam veya sadece caydırma amacıyla) terörü ve kitlesel imha silahları birikimini artıracağı konusunda bilgilendiriyorlardı. Kendi eylemleri ve şaşırtıcı açıklamaları sonucunda ortaya çıkan tehditlere yanıt vermek için Washington'un önünde sadece iki yol var. Birincisi, haklı şikayetlere ilgi göstererek ve uygar dünya topluluğunun bir üyesi olmayı benimseyerek, dünya düzeni ve kurumlarına saygı gösterek tehditleri yatıştırmaya çalışmak. Diğer yol ise, daha dehşetli yıkım ve hakimiyet düzenekleri inşaa etmek, böylece de sezilen herhangi bir tehdidi (ne kadar uzak olursa olsun) ezebilmektir --ki bu yeni ve daha büyük meydan okumalaraa yol açacaktır. Bu yol ABD ve dünya halkları için büyük bir tehlike olmakla kalmayıp, büyük bir olasılıkla bir türün yok olmasına bile yol açabilir (Boş bir spekülasyon değildir bu).

Zihinlerimizi tazeleyecek bir olaydan bahsedersek, Acheson'un konuşmasından birkaç ay önce ölümcül bir nükleer savaştan mucize eseri sakınılmıştı. Tehditler ciddi ve artmakta. Dünyanın Washington'da olanları korku ve dehşet içinde izlemesi için iyi nedenler vardır. Geleceği şekillendirebilecek olanlarlar ise, bu korkuları hafifletecek, daha umutlu ve yapıcı bir geleceğe doğru bir yol açabilecek Birleşik Devletler vatandaşlarıdır. (Tahmin edilemez bir şekilde gözler önüne serilen olayları izlerken) açıkça akılda tutulması gereken derin kaygılar arasında, insanlık tarihindeki en korkunç askeri gücün 20 yıl önce iktidara gelmesinin ardından korkunç bir yıkım ve barbarlık sicili oluşturan bir siyasi lidere sahip savunmasız bir düşman karşısına serbestçe yollanmış olması var sanırım.

Çeviri: Anarşist Bakış


Kaynak: "Deep Concerns", ZNet.
MİLİTARİZM Ana Sayfa ---> 
1