Ankara’dan Kıbrıs’ta sürpriz adım: Loizidou’ya
‘şartlı tazminat’ ödenecek
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rum
vatandaşı Titina Loizidou’ya 500 bin dolar maddi tazminat ödenmesi
yönündeki kararının gereğini yapacağını bildirdi. ZAMAN’a konuşan
diplomatik kaynaklar ise bu ödemenin, ‘şartlı olarak’
gerçekleşeceğini kaydetti.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Numan
Hazar, konseyin delegeler komitesi toplantısında yaptığı açıklamada,
bu yöndeki gerekliliklerin ekim ayına kadar tamamlanacağını
kaydetti. Türkiye’nin, Loizidou’ya ekim ayına kadar 500 bin dolar ve
bu miktara 1998 yılından bu yana işletilen faizle birlikte toplam
900 bin dolara yakın tazminat ödemesi bekleniyor.
ZAMAN’ın sorularını cevaplandıran Avrupa Konseyi Genel Sekreteri
Walter Schwimmer ise dava konusunda herhangi bir gelişmenin
olmadığını söyleyerek, davaya ilişkin kararların ekim ayında
yapılacak olan Avrupa Konseyi’nin Daimi Temsilciler Komitesi’nde
alınacağını söyledi. Dava hakkında konuşmak için henüz çok erken
olduğunu belirten Schwimmer, çözüme ilişkin çalışmaların her iki
tarafın da katılımıyla devam ettiğini söyledi. Schwimmer, konuyla
ilgili bilgiyi kendisinin de Türk basınından öğrendiğini belirtti.
Türkiye’nin ‘üç şart’ manevrası
Haberin içeriğini yalanlamayan diplomatik kaynaklar; ancak olayın
“davalarla ilgili genel bir paketin sadece bir parçası olduğunu”
açıkladı. Buna göre Türkiye’nin Loizidou tazminatını ödemesi 3 şarta
bağlanıyor: Bundan böyle Rumlar doğrudan AİHM’ye başvurmak yerine iç
hukukun tamamlanması gereğince önce KKTC mahkemelerine başvuracak.
Avrupa Konseyi ve AİHM, bu düzenlemeyi kabul ederek, kendisine
gelecek benzer davalar için KKTC mahkemelerini adres gösterecek.
Ayrıca tazminat, bir defaya mahsus olmak ve mahkemede bekleyen 3 bin
civarındaki benzer davaya emsal teşkil etmemek üzere ödenecek.
Türkiye’nin tüm bu şartların kabul edilmesi durumunda söz konusu
davadan kaynaklanan tazminatı ödeyebileceği belirtiliyor.
Bu şartlar yerine getirilmeden Loizidou kararına uyulmasının “tam
bir rezalet” olacağını söyleyen Türkiye’nin eski AİHM avukatlarından
Prof. Aslan Gündüz, bu şartların yerine gelmesi durumunda meselenin
“hazmedilebilir” hale geleceğini kaydetti. ZAMAN’ın sorularını
cevaplayan Prof. Gündüz, aksi halde dava aleyhine bunca yıllık
direnişin ve Türkiye’nin şimdiye kadar savunduğu tezlerin tamamen
terk edilmiş olacağı uyarısında bulundu. Prof. Aslan Gündüz,
Kıbrıslı Türklerin Rumlar aleyhine mülkiyet davalarında aynı oranda
başarılı olamayacağını da kaydederek, Rum tarafının Türklerden kalan
mallarla ilgili “daha iyi hukukî kılıflar” geliştirdiğini dile
getirdi.
Zamanlama yanlış mı?
AİHM’de Türkiye aleyhine açılan davaları, hazırladığı bir kitapta
inceleyen Ceza Hukukçusu Doç. Dr. Vahit Bıçak ise, Ankara’nın
tazminatı ödeyeceğini duyurmasının Kıbrıs meselesinin çözümünü daha
da zorlaştıracağını savundu. Doç. Dr. Bıçak’a göre bu tutum
değişikliği, şimdiye kadar mülkiyet problemini siyasi çözümün bir
parçası olarak halletmeye çalışan Türkiye’nin izlediği siyasete
aykırı ve zamanlaması da yanlış bir adım...
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer’ın geçtiğimiz
haftalarda Ankara’ya yaptığı ziyarette de ele alınan ‘yargı
paketi’nde olumlu gelişmeler yaşandığı belirtilirken, ilk adım
olarak KKTC hükümetinin Rumların Türk mahkemelerine dava açmasına
imkân verecek yasal düzenlemeyi Meclis’e sunduğu biliniyor. KKTC
yönetimi, son dönemde Kıbrıslı Türkleri de Rumlar gibi AİHM’ye
Güney’de kalan malları için dava açmaya teşvik ediyor.
AİHM’ye yaptığı başvurusunda, Kıbrıs’ın kuzey kesimindeki
topraklarının elinden alındığı ve evinde oturma hakkının
engellendiğini ileri süren Loizidou’nun başvurusu üzerine mahkeme,
‘hak mahrumiyeti’ nedeniyle tazminat ödenmesini kararlaştırmıştı.
Türkiye ise kendi toprakları dışındaki bir olayla ilgili olarak
sorumluluk kabul edemeyeceğini bildirmişti. |