Ah O Eski Bayramlar, Kursat Basar

Her bayram ben kendimi bildim bileli "ah nerede o eski bayramlar" muhabbeti vardir. Herhalde herkese eski bayrami guzel geliyor. Mesela efendim bu eski bayramlarda Direklerarasi'na gidilirmis. Simdi elli tane tiyatro, sayilari giderek artan cesitli stand-up show'lar, hatta seyircinin oyunculari rahatlikla tokatlayabildigi modern eserler sahneleniyor ama Direklerarasi geyigi baska.

Baska ne varmis bu eski bayramlarda, atlikarinca, iki tane palyacoyla Hacivat Karagoz oyunlari filan. Kabul edelim ki, simdiki cizgi filmlerin yaninda bizim golge kahramanlar pek zavalli kaliyor.

Eh aslinda ben de artik yavas yavas, nerede o eski bayramlar diyecek yasa geliyorum. Fakat tabii ki demiyorum. Cunku benim eski bayramlardan hatirladigim, ya cehennem sicaginda yapilan gorgu artirici harabe gezileri ya da evde misafir beklemekle gecen gunlerdir.

Bizim aile cevremiz biraz genis oldugundan, eger kazara bir yere gidilmediyse, annemler sabahtan yola cikar bizi de abimle birlikte evde gelenleri karsilamak uzere birakirlardi.

Tabii hazir annemler yok, her cesit muzirlik mubahtir diyerek bu ise sevindigimizi saniyorsunuz ama aldaniyorsunuz. Cunku bizim icin boyle bir sey mumkun degildi. Daha annemler cikar cikmaz baslayan kapi zili, gece saatlerine kadar vodvil sahnesindeki gibi durmak bilmezdi.

Biz de efendi cocuklar olarak sorumlulugumuzun idraki icinde, gelenlere cikolata, cesitli sigara, cay, kahve, likor sunarak ikramda kusur etmez ve bize sorulan sorulara cevap vermeye calisirdik. Tabii bu sorulari cevaplandirirken bir temsil gorevi icinde oldugumuzu asla unutmaz, adeta annemler oradaymis gibi konusmaya calisirdik.

Zaten bize pek firsat kalmaz, "nasilsiniz cocuklar, anneciniz babaciniz nasillar, sihhatleri yerinde mi?" seklindeki alisilmis sorulari cevaplandirirken baska birileri gelir ve evin icinde birbirini taniyan veya ilk defa karsilasan topluluklar bazen derin bir sohbete dalarlardi.

Konusma kaliplarini o zamandan iyi kaptigim icin olsa gerek, hâlâ bazen cok sikildigim toplantilarda bile sanki konusmalara acayip konsantre oluyormus goruntusu vermekte ustume yoktur.

Inanmayacaksiniz ama biz bu gelenleri unutmamak icin bir deftere yazar, varsa kartlarini alir, aksama verecegimiz rapor icin hazirlik yapardik.

Gelenler de sagolsunlar bizi kucuk gormez, derslerimizi filan gayet ciddi sorar, gundemdeki konularla ilgili sohbetlerine bizi de katar, temsil gorevimizi yerine getirirken gosterdigimiz basarinin hakkini verirlerdi.

O kadar cok cikolata, seker gelirdi ki, bir keresinde bunlari yemekten her tarafimda kirmizi benekler ciktigini hatirliyorum.

Bizimkiler bayramin yalnizca bir gununu evde gecirdiklerinden biz de o aralik belki kendimizi disari atar, bir iki oyun pesinde kosabilirdik. Ama bu protokol gorevini yuruturken sesimiz cikmasin diye de her bayram tabanca, kovboy takimi, elektrikli tren gibi zamanin cocuk malvarligi acisindan onemli sayilan hediyelerinden alinirdi bize. Tabii onlari icerde saklardik. Buyuklerle buyuk gibi konusup ornek cocuk durumumuzu bozmaz, iki misafir arasinda bes dakika bosluk bulursak abimle birbirimize su sikma oyunlarina girisirdik.

Bak, anlatinca fena da gelmiyor kulaga. Ne guzel gunlermis degil mi. Evet, eski bayramlar herkes icin daha guzeldi, cunku o zaman hepimiz cocuktuk.

Yeni Yuzyil, 9 Nisan 1998

Gazete Yazilari

Kursat Basar Ana Sayfasi

Levent Varlik-Home

Hosted by www.Geocities.ws

1