Dr.Sinan Doğantürk

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Ankara

 

 

 

 

 

 

 

 

Şok Tanı Ve Tedavisi

Doç.Dr.Atilla KORKMAZ

Ankara Numune Eğitim ve Araş.Hast

6. Cerrahi Kliniği Şefi

 

Şok

 

 

Periferik dolaşım yetmezliği ve buna bağlı olarak gelişen yetersiz doku perfüzyonudur.

Sirkülatuar sistem kalp-kan damarları-kan olmak üzere üç komponentten oluşur. Bunlardan herhangi birinin bozulmasıyla şok tablosu ortaya çıkar.

Doku Perfüzyonu

Sistemik arter basıncı

Dokunun vasküler direnci

Kapillerlerin durumu

 

Bozulması Şokla Sonuçlanabilen Fizyolojik Değişkenler

Kalbin pompalama işlevi

Sirküle eden kan volümü

Arteriolar rezistans

Venöz kapasitans

Etyoloji

Vücut dışına kayıp

 Hemorajiler

 Yanık ve inflamasyonla plazma kaybı

 Kusma

 Dehidratasyon

 Aşırı diürez

 




Vücut içine kayıp

 Travma

 Anaflaksi

 İnflamasyon

 Azalmış adrenerjik stimulasyon

 

Kardiyojenik şok

Akut miyokard infarktüsü

Miyokarditler

Kalp yetmezliği

Aritmiler

Kardiyak rüptür

Kardiyak tamponat

Pulmoner emboli

Dissekan aort anevrizması

Akut kapak yetmezlikleri

Şok Sınıflandırması

Hipovolemik şok

Travmatik şok

Kardiyojenik şok

Septik Şok

Nörojenik şok

Hipoadrenal şok

Şok Patofizyolojisi

Kalp debisi ve kan basıncı

Kapiller hidrostatik basınç

Prekapiller sfinkterlerde vazokonstrüksiyon

İnterstisyel aralıktan intravasküler bölgeye sıvı akımı olur

İntravasküler volüm artarak kalp debisi korunmaya çalışılır

Diastolik basınç     , nabız basıncı

 

Mitokondrilerde anaerobik glikoliz

Doku asidozu ve prekapiller sfinkterlerde vazodilatasyon

Kapiller hidrostatik basınç artar ve interstisyel aralığa sıvı geçişi olur

Endotel bütünlüğü bozulur

Mikrotrombüsler      kapiller tıkanıklık

Kalp Debisini Etkileyen Faktörler

Preload (önyük)

Afterload (arkayük)

Kontraktilite

Kalp hızı


 Hipovolemik Şok Ve Doku Oksijenizasyonu

 

Uzamış doku hipoksisi  xantin oksidaz aktivasyonuna neden olur. Reoksijenizasyondan sonra toksik oksijen metabolitleri üretilir. (Süperoksit, hidrojen peroksit, hidroksil anyonu)

Ağır travmadan sonraki ilk 24 saatte artmış serum laktat konsantrasyonu, daha sonra gelişecek ARDS ve MODS’nin göstergesidir.

Hipovolemik Şokta Mediyatör Salınımı

Travmalı hastalarda; ARDS, sepsis, SIRS ve MODSye yol açabilen ve şok gelişimine katkıda bulunabilen kontrolsüz endojen inflamatuar mediatör salınımı ve hücre aktivasyonu vardır. Böyle hastalarda ARDS riski non-pulmoner travmanın şiddeti ile artar.

Morfoloji

Şok akciğerinde PMN marginasyon ve aktivasyonu ve pulmoner kapiller  endoteli ile alveolo-kapiller membranda hasar vardır

Yaralanmış kişilerin postmortem muayenelerinde dalak sinuzoidlerinde PMN agregasyonu, şişmiş Kuppfer hücreleri tarafından genişletilmiş Disse aralığı, fokal nekrotik hepatosit alanları, hepatosit sitoplazmalarında artmış granülarite saptanmıştır

 

Dalakta, “septik dalak” olarak adlandırılan aşırı sayıda PMN ve makrofaj kümelenmesi tespit edilmiştir

Beyinde ise hücresel nekroz nispeten düşük oranda saptanmıştır

Hipoksi ağır morfolojik değişikliklere neden olabilir ve bunlar ARDS ve MODS 'deki erken  morfolojik değişikliklere benzemektedir

Hemorajik Şokta Fiziksel Bulgular

Taşikardi

Hipotansiyon

Nabız basıncı düşüklüğü

Takipne

Oligüri / anüri

Tedirginlik           Letarji

Vücut ısısında düşme

Deride soğukluk ve solukluk

Şok - Tanı

Laboratuar...

Hemokonsantrasyon (Hb, akut dönemde düşmez)

Hiponatremi ?

Arteryel ya da venöz kanda laktik asit seviyesinin 1.5 mmol/lyi geçmesi klinik şok için çok değerli bir ölçümdür.

Hiperglisemi

Negatif nitrojen balansı

Hiperkalemi, asidoz

 

 

Şokta gelen bir hastada altta yatan neden aydınlatılamamışsa, kardiyojenik şok mutlaka ekarte edilmelidir. Çünkü tedavisi diğer nedenlere bağlı olan şok tablolarından dramatik olarak farklıdır...

Şokun Fizyolojik Evreleri

DÖNEM – Başlangıç Dönemi

Kompansasyon mekanizmalarının harekete geçtiği ve yaşamsal organların perfüzyonunun korunduğu ilerleyici olmayan dönemdir.

Taşikardi, periferik vazokonstrüksiyon, böbreklerden su tutulumu olur.

Şoktaki tedavi girişimleri en çok bu dönemde başarılıdır.

 

 

DÖNEM – İlerleyici Dönem

Doku perfüzyonunun azalması ve sürekli ilerleyen bir dolaşım ve metabolik denge bozukluğunun başlamasıyla karakterizedir.

Dokularda pH düşer ve vazomotor yanıt zayıflar.

Periferik göllenme sadece kalp atım hacmini bozmakla kalmaz aynı zamanda endotel hücrelerinin anoksik hasarını da kolaylaştırır.

Bu dönemde DIC ortaya çıkar.

 

 

DÖNEM – İrreversibl Dönem

Dolaşım bozuklukları düzeltilse bile artık yaşamın olanaksız olduğu, ağır hücre ve doku hasarının yerleştiği dönemdir.

İskemik pankreastan salgılanan MDF (Myokard depresan faktörü) zaten kötü durumda olan kalbi daha da baskılar. Bu evrede akut tubuler nekroz nedeni ile tam bir böbrek yetmezliği vardır.

 

Hemorojik Şokta Volüm Kaybı ve Klinik

Class-I     : Volümün % 15’ine kadar kayıp (klinik belirti yok veya silik)

Class-II    : Volümün % 15-30 kaybı (taşikardi, diastolik basınç artması, ortostatik hipotansiyon)

Class-III   : Volümün % 30-40 kaybı (hipotansiyon)

Class-IV    : Volümün % 40’tan fazla kaybı (hipotansiyon, oligüri, soğuk ve soluk deri)

 

Hipovolemik Şok Tedavisi - Esaslar

Şok halinin tespit edilmesi

Şoku başlatan etkenin ortadan kaldırılması

Hipovolemi, hipoksi ve asidozla mücadele

Yaşamsal organların fonksiyonlarının devamını sağlamak

Durumu ağırlaştıran faktörleri saptamak ve düzeltmek

Hipovolemik Şok Tedavisi

 Solunum yolunun açıklığı kontrol edilir

 Hasta stabilize edilir

 İntravenöz damar yolu açılır

(santral/periferal ?? ® 16 gauge ­ iki damar yolu)

 Mesane kateterizasyonu

 İntra-arteryel kateter

 Swan-Ganz kateterizasyonu

 

Hipovoleminin Düzeltilmesi

 Kristalloidler

(İzotinik salin, ringer laktat, hipertonik salin..)

 Kolloidler

(dextran, albumin, hetastarch, pentastarch..)

 Kan ve kan ürünleri

 Kan yerine geçen maddeler

(polimerize stromasız hemoglobin)

Kristalloidler

Bu sıvılar makromolekül içermediklerinden  kolloid osmotik basıncı yükseltmezler. İntravasküler sıvıda kısa bir süre kalıp interstisyel boşluğa geçerler. Fazla miktarlarda verilmeleri gerekir (2000 ml/h). En sık kullanılanları  serum fizyolojik ve ringer laktat solüsyonlarıdır.

Kolloidler

Başlıcaları albumin, dextran, plazma,  hidroksietil nişasta, hipertonik salin

Yüksek molekül ağırlıklı maddeler içerirler ve kapillerden geçemedikleri için intravasküler sahada daha uzun bir süre kalırlar. Kolloid onkotik basıncı artırırlar.

Kan Yerine Geçen Maddeler

Kan yerine geçen ve yapay olarak üretilen serbest hemoglobinlerin allerjik reaksiyon, renal yetmezlik, koagülopati ve immün disfonksiyon gibi yan etkileri vardır. Bu yan etkiler eritrositlerde kalan stromal elementlere bağlıdır. Stromasız hemoglobin (SFH) ile bu yan etkiler önlenmiş ancak anormal derecede yüksek oksijen afinitesi, kısa plazma yarı ömrü ve sadece insan kaynaklı üretilmesi dezavantajlarıdır.

 

 

Perfluorodecalin (fluorosol-DA) ise elektrolit, bikarbonat ve nişasta içermesi nedeniyle osmotik ve pH dengesini sağlar. Oksijen taşıma kapasitesi hemoglobinden düşüktür. Potansiyel yan etkisi ise pulmoner ödem, kompleman ve koagülasyon sistem aktivasyonu ve retiküloendotelyal sistem depresyonudur. Pahalıdır ve özel olarak depolama gerektirir. Bu ürünlerle ilgili deneysel çalışmalar ve ticari satış düzenlemeleri henüz kesinlik kazanmamıştır. 

 

Kardiyak Pompa Fonksiyonunun Ve Dolaşımın Sağlanması

Norepinefrin (NE)

 a ve b adrenerjik etki

 Kalp hızı ve kontraktiliteyi artırır

 Genellikle diğer vazopressörlere cevap vermeyen hastalarda kullanılır

 4 μgr/dak dozda verilmesi yeterlidir

SVR’yi düşürmez, aritmi ve myokard iskemisi oluşturabilir

 

Dopamin

Düşük dozlarda (2-5ìgr/kg/dak) dopaminerjik reseptörlere etkisiyle renal, serebral, mezenterik ve koroner damarlarda vazodilatasyon yapar.

Normal dozlarda (5-10ìgr/kg/dak) dopaminerjik ve b1 reseptörleri etkileyerek myokard kontraktilitesini arttırır ve vazokonstrüksiyon yaptırır.

 Doz 10-20 ìgr/kg/dak’ya çıktığında b reseptörlerin uyarılmasıyla bu etkiler daha belirgin hale gelir. Yüksek dozlarda (20-50ìgr/kg/dak) a reseptör uyarımı ile vazokonstrüktör etki çok belirgin hale gelir.

 

 

Dobutamin

 b adrenerjik agonisttir, a adrenerjik etkisi yok denecek kadar azdır.

 Kalp hızını artırmadan kontraktiliteyi artırır.

 b2 agonist etki ile periferik vazodilatasyon da yapar ve “afterload” u azaltarak kardiyak debiyi artırır.

 Ortalama doz 2.5-25ìgr/kg/dak ‘dır.

 

 

 

Amrinone

 Fosfodieasteraz inhibisyonu yaparak inotropik ve vazodilatatör etki gösterir.

 Kardiyojenik şokta kardiyak debiyi artırmak için kullanılır.

 Miyokardiyal oksijen gereksinimini azaltır

 Kişisel cevap farklılıkları ve trombositopeniye neden olabilir

 İntravasküler volüm yeterince replase edilmediyse hipotansiyona neden olabilir.

SIRS

İnfeksiyon kaynağı olmaksızın inflamatuar cevap

Ateş <36 °C veya >38 °C

Takipne (>20/dk) veya hiperventilasyon (PCO2<32 mmHg)

Lökositoz (>12000/mm3) veya lökopeni (<4000/mm3)

Kalp hızı >90/dk

Septik Şok

 Cerrahi hastada ikinci sıklıkla rastlanan şok nedenidir.

 Nedeni invaziv bakteriyel infeksiyondur.

 Her türlü infeksiyon ajanı sorumlu olabilir.

 Bakteriyel ürünler, organizmadan proinflamatuar sitokinlerin (TNF-a, IL-1, NO) salınmasına neden olur ve bu mediatörler ve bunların salgılattığı diğerleri, dolaşımda değişikliklere ve doku perfüzyonunda bozukluklara neden olurlar.

 Mikrovasküler trombuslar gelişir ve arteriyovenöz şantlar açılır. Bu da perfüzyonu daha da bozar.

Septik Şok Tedavi Esasları

 Entübasyon ve mekanik ventilasyon.

 Yüksek volümlü intravenöz sıvı tedavisi.

 Vazopressör tedavi.

 Spesifik ya da ampirik geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi.

 Devam eden kontaminasyonun önlenmesi - debridman.

 Tedavinin invaziv hemodinamik monitörizasyonla titre edilmesi.

Steroid verilmesi

 

 

 

Ana sayfaya dönmek için  http://www.Geocities.com/sinandoganturk/kadindogum1.html

 

 

Dr.Sinan Doğantürk

15/02/2001

Ankara

 

 

Ψ

 

Hosted by www.Geocities.ws

1