Dr.Sinan DOĞANTÜRK

Zekai Tahir Burak

Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma

Hastanesi

 

 

 

 

 

OVULASYON İNDÜKSİYONU

OHSS

 

 

Anovulasyon ve oligoovulasyon etkin tedavileri olan endokrin bozukluklardır.

 

İnfertil kadınlarda ovulasyon indüksiyonu ile normal bir populasyondakine yakın bir fertilite oranı elde edilmekte ve hatta bazı anovulasyon türlerinde normal populasyondakini geçmektedir.

 

Tedavinin başarısı; hasta seçimi, anovulasyonun türü ve diğer infertilite faktörlerinin var olup olmaması ile yakından ilgilidir.

Kadının yaşı ve daha önceki başarısız ovulasyon indüksiyonu denemeleri de prognozu etkileyen faktörler arasında yer alır.

Anovulasyonun WHO’ya Göre Sınıflandırılması

GRUP I Hipotalamo-hipofizer yetmezlik

Endojen estrojen sekresyonu yok

Prolaktin-N       FSH-N

GRUP II Hipotalamo-hipofizer disfonksiyon

Endojen estrojen sekresyonu mevcut

Prolaktin-N

GRUP III Ovarian yetmezlik

Endojen estrojen sekresyonu yok

FSH-      Prolaktin-N

Anovulasyonun WHO’ya Göre Sınıflandırılması

GRUP IV Konjenital-akkiz yol bozuklukları

GRUP V  Hipotalamo-hipofizer bölgede yer kaplayan lezyonu olan hiperprolaktinemik infertil kadınlar

GRUP VI  Hipotalamo-hipofizer bölgede yer kaplayan lezyonu olmayan hiperprolaktinemik infertil kadınlar

GRUP VII  Hipotalamo-hipofizer bölgede yer kaplayan lezyonu olan normoprolaktinemik infertil kadınlar

MEDİKAL OVULASYON İNDÜKSİYONU

Estrojen Antagonistleri - Dietilstilbesterol ile yapısal yakınlık gösteren nonsteroidal bileşiklerdir. Bunların arasında ovulasyon indüksiyonu amacı ile en sık kullanılan ajan; KLOMİFEN SİTRATTIR.

KLOMİFEN SİTRAT

İlk kez 1956’da sentez edildi.

1960’da klinik denemelerde kullanıldı.

1967’de Amerika’da kullanılması onaylandı.

Kimyasal adı; 2-[p-(2-kloro-1,2 difenilvinil) fenoksi] trietilamin dihidrojen sitrattır.

Enklomifen ve Zuklomifen olmak üzere iki izomerin karışımından oluşmaktadır.

 

Klomifen, zayıf östrojenik aktivite gösterir.

Nükleer estrojen reseptörlerine çok uzun süre tutunur, intraselüler estrojen reseptörlerini etkileyerek hipotalamik aktiviteyi modifiye eder.

Klomifen kullanımında, hipotalamus ve hipofiz, dolaşımdaki endojen estrojene yanıt vermez hale gelir. Östrojenin (-) feed-back’i bozulur ve GnRH salgılanması aktive olur.

Klomifen direkt olarak ovulasyonu stimüle etmez, fakat normal siklusta gelişen fizyolojik olayları başlatır ve geliştirir.

 

Klomifen, uterus, serviks ve vajinada ise anti-östrojenik etki gösterir.

Klomifenin; progestajenik, kortikotropik, androjenik veya anti-androjenik  etkileri yoktur.

Klomifene yanıt verecek hastalar; hipofiz-over aksı intakt, biolojik östrojen mevcudiyeti olan kadınlardır.

KLOMİFEN KULLANIMI

Spontan ya da indüklenmiş kanama sonrasında siklusun 5. günü başlanır. 5 gün süre ile günde 50 mg kullanılır.

Çifte son tabletin alınımından 3 gün sonra ve 1 hafta süre ile gün aşırı koitusta bulunması önerilir.

Anovulasyonun veya düşük progesteron düzeylerinin saptandığı hastalarda doz 250 mg’a kadar çıkabilir.

Son klomifen dozundan 7 gün sonra folikül maturasyonu en yüksek olduğu noktada siklus ortası LH pikini sağlamak amacıyla 10.000 IU hCG tek doz IM olarak uygulanır.

 

Klomifen kullanımı ile uygun olarak seçilen hastalarda ovulasyon oranı %80, gebelik oranı %40’dır. Çoğul gebelik oranı %5’tir.

KOMPLİKASYONLARI

Vazomotor reaksiyonlar (%10)

Abdominal gerginlik-ağrı (%5,5)

Mastalji (%2)

Bulantı-kusma (%2,2)

Visüel semptomlar (%1,5)

Baş ağrısı (%1,3)

Saç dökülmesi (%0,3)

KONTRENDİKASYONLARI

Gebelik

Aktif karaciğer hastalığı

Tanı almamış genital kanama

Memenin malign-premalign lezyonları

Daha önceden klomifene bağlı şiddetli yan etki gözlenen hastalar

Klomifene Yanıt Vermeyen Hastalarda Tedavi Seçenekleri

Tedaviye Glukokortikoid eklenmesi

Klomifene bromokriptin eklenmesi

Tedaviye hCG eklenmesi

Klomifen tedavisinin uzatılması

Tedavi öncesi supresyon

PULSATİL GONADOTROPİN SALGILATICI HORMON (PGnRH)

Fizyolojik prensiplere uygun olarak pulsatil verilen eksojen GnRH genellikle WHO Grup I hastalarda monofoliküler ovarian yanıt oluşturur ve bu grup hastalarda ilk tercih edilmesi gereken tedavi yöntemidir.

GnRH tedavisi basitçe uygulanabilir, yoğun ve pahalı foliküler izlem gerektirmez. Fizyolojik FSH düzeyleri sağlandığından ovaryan hiperstimülasyon ve çoğul gebelikler nadirdir.

Hipotalemik amenoreli kadınlardaki gebelik oranı 6 siklustan sonra %80, 12 siklustan sonra %93’tür. Abortus oranı diğer yöntemlerle benzer olup %20’dir. Çoğul gebelik insidansı %5’tir.

HUMAN MENAPOZAL GONADOTROPİN (hMG)

Postmenopozal kadınların idrarlarının pürifiye edilmesi ile elde edilir. Ticari olarak 75 Ü FSH ve 75 Ü LH içeren ampulleri ve her ikisinden 150 Ü içeren ampulleri vardır.

IM uygulamalarda hormonal ve foliküler yanıta göre günlük doz saptanması (individualized regimen) veya düşük doz uygulamaları (low dose regimen) günümüzde yaygınlık kazanmıştır.

ENDİKASYONLARI

Pulsatil GnRH tedavisine yanıt vermeyen WHO Grup I anovulasyon olguları

Klomifen + Kortikosteroid tedavisine ovulasyon veya gebelik ile yanıt vermeyen WHO Grup II anovulasyon olguları

Nedeni açıklanamamış infertilitede ampirik olarak

IVF ve embriyo transferi uygulanacak olan kadınlarda kontrollü ovarian hiperstimülasyon amacı ile

Erkek infertilitesinde IUI’a adjuvan olarak

Minimal ve hafif endometrioziste ampirik olarak

 

Hipotalamik amenoresi olan kadınlarda 6 tedavi siklusundan sonra kümülatif gebelik oranı %90’dır. Spontan abortus oranı ise %23’tür. Normogonadotropik anovulasyonu olan kadınlarda ise kümülatif gebelik oranı %40’tır.

KOMPLİKASYONLAR

Çoğul gebelikler

Hiperstimülasyon

Over Ca insidansındaki olası artış,

hMG tedavisi ile gebe kalamayan anovulatuar olgulardaki diğer seçenekler;

GnRH agonist kombinasyonu

Growth hormon eklenmesi

PÜRİFİYE FSH

1 ampulde 75 Ü FSH ve 1 Ü’den az LH içerir. Folliküler fazda verilen fazla LH’ın gerek granuloza hücre fonksiyonları, gerekse de oositin maturitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. O yüzden LH ancak periovulatuar dönemde gereklidir. Son yıllarda P FSH ve rec FSH uygulamaları üzerinde çok durulmaktadır.

OVARİAN HİPERSTİMÜLASYON SENDROMU

Eksojen gonadotropin tedavisinin en önemli ve hayatı tehdit edebilecek kadar ciddi olan komplikasyonudur.

1960’lı yıllarda anovulasyon için CC ve hMG indüksiyonu ile dikkati çekmiş ve 1980’li yıllarda IVF için kontrollü hiperstimülasyon ile belirginleşmiştir.

Ovulatuar hCG dozunun verilmediği olgularda pratik olarak gelişmez.

Ovarian Hiperstimülasyon Sendromunun Klasifikasyonu

Klinisyeni ilgilendiren ciddi formu %0.6-1.8 oranında karşımıza çıkar.

Orta OHSS ise daha sık (%3-4) rastlanır.

Hafif ve orta olanı genellikle kendini sınırlar ve spontan regrese olur ancak gebelikle ilgili olabilir.

Rubeau ve ark, 1967’de ovaryan cevapla ilgili bir sınıflama yapmışlardır.

Golan ve ark, 1989 yılında klinik belirti ve bulgu ile ilişkili modifikasyon yapmışlardır.

 

Hafif OHSS

Grade 1. Abdominal distansiyon

Grade 2. Bulantı-kusma, diyare, 5-12 cm overler

Orta şiddette OHSS

Grade 3. Ultrasonografik ascit

Şiddetli OHSS

Grade 4. Klinik ascit, hidrotoraks, dispne

Grade 5. Hemokonsantrasyon, koagülasyon bozuklukları, böbrek fonksiyonlarında bozulma

 

OHSS-Risk Faktörleri

Yüksek serum E2 seviyeleri

Multipl immatur ve intermedier hücrelerin varlığı

PCO ve ovulasyon indüksiyonu

Ovulasyon indüksiyonunda GnRH-a kullanımı

OHSS FİZYOPATOLOJİ

Morbidite ve mortalitenin ana nedeni üçüncü boşluğu akut sıvı kaymasıdır.

Altta yatan mekanizma mezotelyal yüzeylerde kapiller permabilitede artış gibi görünmektedir.

Sıvı kayma fenomeni ovaryan ven bağlantılı bulunmuş ancak daha sonra serozal yüzeylerden transudasyon olduğu gösterilmiş.

Ovaryan prorenin sistemi-rennin seviyesi OHSS ciddiyeti ile paralellik gösterir.

Histamin, prostaglandinler, cytokine-mediated factors, interlökin 2 OHSS’de yüksektir.

OHSS’de LABORATUAR DEĞİŞİKLİKLERİ

Hematolojik değişiklikler ® Lökositoz, trombositoz F5, profibrinolizin, fibrinolitik inhibitörlerde artış.

Plazma proteinleri ® Hipoproteinemi, hipoalbuminemi

Böbrek fonksiyonları, elektrolitler, asit baz dengesi ® GFR ¯, prerenal azotemi, BUN ­, hiperkalemi, hiponatremi, hiperkalemik asidoz.

Endokrin değişiklikler ® Estradiol, progesteron ve 17-OH progesteron artar, testosteron ­, aldosteron ­, plazma rennin aktivitesi ­, Ca-125 ­

TEDAVİ

OHSS’de yaklaşım konservatiftir. Cerrahi tedavi ancak komplikasyonların varlığında (ovaryan ruptür, torsiyon, kanama) endikedir.

Hafif OHSS gözlem dışında bir şey gerektirmezken ciddi OHSS hospitalizasyon ve monitorizasyon gerektirir.

OHSS geliştikten sonraki tedavi genelde destekleyicidir. Hastanın günlük kilo, hct, BUN ve elektrolit değerleri izlenmelidir. Sıvı-elektrolit dengesi aldığı-çıkardığı takibine göre düzenlenir.

 

Abdominal distansiyon sonucu gelişen ARDS’de parasentez yapılması belirgin rahatlama sağlar.

Şiddetli OHSS ve oligürisi olan olgularda periferik DA infüzyonu renal kan akımı ve glomerular filtrasyonu artırır.

Human albumin volüm genişletici olarak tercih edilmelidir. Diüretikler etkisizdir.

Şiddetli hemokonsantrasyonu olan hastalarda antikoagülan tedavi uygulanmalıdır.

Sonografi eşliğinde ascit aspirasyonu ve ototransfüzyon hem semptomların ciddiyetini hem de süresini kısaltır.

OHSS ÖNLENEBİLİR Mİ?

Tam tedavi yöntemi olmadığından en etkili tedavi önlemdir.

Stimülasyon protokolü

Step down

Düşük doz step-up ile oligo-mono ovulasyon

GnRH a (>8 hafta supresyon)

hCG stop-siklus iptali

hCG doz düşürmek

Coasting

GnRH a ile ovulasyon tetiklemesi

Embrio dondurma

CERRAHİ OVULASYON İNDÜKSİYONU
OVARİAN WEDGE REZEKSİYON

1935 yılında Stein ve Leventhal polikistik overleri olan amenoreik hastaların ovaryan biopsiden sonra menstürasyon görmeleri üzerine overlere wedge rezeksiyon yöntemini geliştirdiler.

Wedge rezeksiyonu takiben önemli değişiklik testosteron seviyesindeki uzun süreli bir azalmadır. Bu durum, ovulasyon önündeki engelin intraovaryan atreziye yol açan yüksek testosteron üretimi olduğunu düşündürür.

Androjen üreten dokunun çıkarılması bu engeli azaltır ve ovulatuar sikluslar oluşabilir.

Bu uygulama ile periovarian adezyon formasyonu ve buna sekonder tubal infertilite gelişebilir.

 

Ana sayfaya donmek için http://www.geocities.com/sinandoganturk/kadindogum1.html

 

 

 

Dr.Sinan Doğantürk

07/02/2001

Ankara

 

 

 

 

 

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1