Dr.sinan DOĞANTÜRK
Ankara
Kan transfüzyonu
özel bir doku transplantasyonu olarak tanımlanacağı gibi ,alıcıyı metabolik ve
endokrin sorunlarla karşı karşıya bırakan bir ilaç yada sıvı elekrtolit
verilmesi şeklindede kabul edilebilir.Kan transfüzyonu çoğu kez hayat kurtarıcı
olurken bazan gereksiz yere uygulanarak hasta yaşamını etkileyici hata
öldürürcü bir nitellik kazanabilir.Bu needenle transfüzyon kararı verilirken
sağlanacak yarar ile transfüzyonun doğuracağı sorunların titiz bir şekilde değerlendirilmesi
yapılmalıdır.
Bilinen ilk kan transfüzyonu 300 yıl
kadar önce Jean Baptiste Denis ve Emmerez tarafından koyundan insana
yapıldı.1900 yılında Landsteiner ve arkadaşları kan grubu kavramını getirdiler
Aynı araştırıcılar sonraki yıllarda
ABO gruplarını,1939 yılındada Rh faktörünü ortaya çıkardılar.Daha
sonrada çeşitli araştırıcılar tarafından sub gruplar keşf edildi.Kanın dönörden
alınmasından saklanmasında ve verilmesinde yeni yöntemler geliştirildi 2. dunya
savaşının da etkisiyle kan transfüzyonu ,kullanımı giderek yaygınlaşarak bir
tedavi yöntemi haline geldi.
KAN TRANSFÜZYONU
Kan
transfüzyonlarının ana amacı kayb edilen kanın yerine konmasıdır,küçük ve
klinik yönden önemi bulunmayan kan kayıplarında sıklıkla transfüzyona baş
vurulduğu görülmektedir.Araştırmalar tüm kan transfüzyonlarının %35-50 sinin
gereksiz yere yapılmış olduğunu ancak %1 kadarının hayat kurtarıcı nitelik
taşıdığını ortaya koymuştur. Bir unite kan verilerek yapılan transfuzyonların
herhangi bir yarar sağlamadığı bilinen bir gerçektir.Bir unite kan normal bir
erişkinde hemoglobin düzeyini yaklaşık % 0.5 -1g.,hematokriti % 2
artırır,kantransfüzyonu zararsız bir işlem olsaydı gereeksiz transfüzyonlar
önemsenmeyebilirdi ancak her bir transfüzyon hastayı çeşitli risk faktörleri
ile karşımkarşıya getirdiğinden transfüzyon endikasyonun yerinde konması
gerekmektedir.
Kan Transfüzyonu için Ana
1-Kan hacimindeki
eksikliğin giderilmesi
2-Kanın oksijen
kapasitesinin düzeltilmesi
3-Eksik pıhtılaşma
faktörleri veya kan elemanlarının yerine konulmasıdır
1-Kan hacimindeki
eksikliğin giderilmesi:Kronik kan kayıplarında ortaya çıkan anemi transfüzyonun
taşıdığı tehlikelerden daha önemli olmadıkça transfüzyon endikasyonu
yoktur.Sağlıklı bir insan 20 dk. içinde 400-500 ml kanı normal kan vericilerde
görüldüğü gibi arterial kan basıncında ve nabızda değişiklikler olmadan kayb
edebilir Transfüzyon endikasyonu doğması için kan hacminin en az % 20-25 ini
akut olarak kaybı gerekir.
2-Kanın oksijen
taşıma kapasitesinin düzeltilmesi:Kanın
oksijen taşıma görevi eritrositlerin fonksiyonudur.Transfüzyon gereksinimi için
hemoglobin düzeyinin 10 g. altına inmesi ve doku hipoksisinin klinik
belirtilerinin (nefes darlığı,çarpıntı,halsizlik) gibi ortaya çıkması şarttır.
3-Yetersiz
pıhtılaşma faktörlerinin veya kan elemanlarının yerine konulması:Örneğin
hipofibrinojenemide fibrinojen verilmesi gibi.
Bir ünite tam banka kanı içerisinde 300-350 ml kan ve
pıhtılaşmayı önleyen 75-175 ml asit sitrat dekstroz (ACD) solusyonu
bulunur.Hematokrit değeri % 30-40 olup yaklaşık 200 mg.demir içerir.ACD li
kanlar 4 c de en çok 21 gün saklanabilir 21 güne kadar kullanılmayan kandan plazma
elde etmek için kullanılır.
1-Eritrosit
suspansiyonu
2-Yıkanmış
eritrosit suspansiyonu
3-Trombosit
suspansiyonu
4-Taze dondurulmuş
plazma
5-Kuru plazma
6-Sıvı plazma
7- Albumin
solusyonu
Buzdolabından
çıkarılan kanın kullanılmadan önce vucut ısısına yakın bir dereceye getirilmesi
gerekir.kanın ısıtılması özellikle büyük miktarlardaki transfüzyonlarda önem
kazanır.kan setinden herhangi bir ilaç verilmez ve kanın içine herhangi bir
ilaç konulmaz.,aynı setten kan bittikten sonra serum verilecekse calsiyum
içermemesi gerekir.Transfüzyon hızı rutin uygulamalarda 4-5 ml/dk.olmalıdır yaklaşık
10 damla kan 1 ml dir.
1-hemolitik
reaksiyon
2-allerjik
reaksiyon
3-pirojen reaksiyon
4-bakterial sepsis
5-hava embolisi
6-tromboflebit
7-dolaşım
yüklenmesi
8-hastalık iletimi
1-kanamalar
2-asidoz
3-sitrat
toksisitesi
4-hiperpotasemi
5-hipotermi
Ameliyat öncesi
hastanın bir kısım kanı damarından alınarak saklanması bunun yerine izoonkotik
bir solusyon verilerek kanın sulandırılması ve ameliyat sonunda hasta kanının
yeniden verilmesi yöntemidir.
http://www.geocities.com/sinandoganturk/kadindogum1.html