Dr.Sinan DOĞANTÜRK
Kadın
Hastalıkları ve Doğum
Ankara
EMR
(Erken Membran Rüptürü )
Dr.Hüseyin REYHAN
Ankara
Amnion ektodermal bir yapı
Tek kat hücre, avasküler, anöral
Yer yer metaplazi gösterebilir
Kollajen, retiküler fibriller ve fibroblastlar içeren BM
Koryon mesodermal bir yapı
Çok katlı poligonal hücreler
Vasküler difüzyonda rolü var
16 hf 250 ml
28 hf 800 ml
34 hf 1000 ml
40 hf 800 ml
Fetal idrar 10
ml/kg/st
Alveolar eksüda 600-900 ml/gün
Yutma 250-450
ml/gün
KA membran emilim 80 ml/gün
AS değişim hızı 450
ml/st
1979 Manning Platt 1
cm cep
1980 Crowley Bacak
arası
1984 Hoddick-Chamberlain 2 cm
cep
1984 Crowley 3
cm cep
1987 Phelan 4
kadran
Enzimatik olaylar
Tip I-III kollagenler
Kollagenaz
Tripsin-Antitripsin
Nötrofil elastaz, jelatinaz, proteinazlar...
Maturasyon olayları
Kollagen değişiklikleri
Servikal olgunlaşma
Fosfatidil gliserol, kolin
Mikrobiolojik olaylar
%30 pozitif amnion kültürü
%70 histopatolojik koriamnionitis
%20-40 GB streptokok, n.gon, B.V. Servikal kolonizasyon
Tanı
Anamnez
Klinik
Testler
Ph
Ferning
Amnion boyaları
USG
Bekle gör !
Takip
Sedimentasyon
Beyaz küre
C-reaktif protein
İnterlökin
AS gram boyama
AS glukoz
AS lökosit esteraz
AS sitokinler
Takip
Fetal biofizik test
Doppler
Antibiyotik, steroid, tokoliz
Servikal sirkülaj, amnioinfüzyon
PROM’lu Hastanın Değerlendirilmesi
Tanının doğrulanması
Gestasyonel yaşın tespiti
Maternal ve fetal enfeksiyonun değerlendirilmesi
Eylemin varlığının değerlendirilmesi
Fetal iyiliğin değerlendirilmesi
Tanı
Anamnez
Fizik muayene
Pelvik muayene
Genitoüriner kültür
USG
Gestasyonel yaş tayini
SAT, Menstruel hikaye, prenatal muayene ve önceki ultrasonografinin
önemi büyüktür.
Oligohidramnios varlığında biparitetal
çap ve abdominal çevre ölçümlerinde sapmalar olabilir. Tahmini fetal
ağırlık olduğundan az hesaplanabilir.
Femur humerus gibi uzun kemiklerin ölçümü ile hata payı azaltılmış
olur.
Torasik çevre /Abdominal çevre oranı
Maternal ve fetal enfeksiyon tespiti
Klinik bulgular (kokulu akıntı, uterin hassasiyet, fetal ve maternal
taşikardi)
Lab. bulguları (lokositoz, CRP, CVK, amniosentez)
İntrauterin enfeksiyon tayini
Koryoamnionit ve subklinik enfeksiyonun erken tanısı uygun obstetrik
girişimi sağlayarak maternal ve neonatal komplikasyonları azaltır.
Preterm EMR’de klinik koriamnioniti tanımak için amniotik sıvı kültürü,
gram boyama, lökosit sayımı, glukoz düzeyi ve sitokinler araştırılmalıdır.
Amniotik sıvı elde edilme şansı uygun sıvı cebi bulunabilmesine bağlı
olarak %45 ile 97 arasında bildirilmiştir.
İntrauterin enfeksiyon tayini
Kırshon ve arkadaşları preterm EMR’de intraamniotik enfeksiyon
göstergesi olarak glukoz düzeyini çalışmışlar ve kültür sonucu pozitif olan
hastalarda glukoz konsantrasyonu önemli ölçüde düşük bulmuşlardır.
Gauthier ve Meyer Lökosit esteraz aktivitesi ve düşük glukoz düzeyini
(<16 mg\dl) subklinik amniotik enfeksiyon tanısında gram boyamadan daha
sensitif bulmuşlar. Glukoz düzeyi <10 mg\dl ise spesifite ve sensitivitesi
%90 olarak bulunmuş.
Doğum eyleminin saptanması
Membran rüptürü ile doğum arasında geçen süre gestasyonel yaşla ters
orantılıdır.
Term’de membran rüptür olan hastaların %80-90 ı ilk 24 saatte doğum
yaparken preterm EMR olanların %50 si ilk 24 saatte doğum yapar.
Doğum eyleminin erken tanısında kontraksiyonların varlığını ve
sıklığını tespitte external monitörler kullanılabilir.
Fetal Distres Ekartasyonu
EMR umblikal kord prolapsus riskini ve oligohidramniosa bağlı kord
kompresyonu oranını arttırır.
İlk değerlendirmede şayet fetus viabilite kazanmamışsa 12 veya 24
saatlik devamlı monitorizasyon yapılmalı ve bu sürede fetal distres gelişmişse
günlük uzun süreli NST ile izleme geçilmelidir.
Variabl deselerasyonlar yanında, geç deselerasyonların olması dekolman
veya uteroplasental patolojiyi düşündürür.
Fetal kalp hızındaki akselerasyon veya reaktivitenin kaybı ve fetal
taşikardinin mevcudiyeti fetal sepsisin bulgusu olabilir.
Biofizik profil değerlendirilmesinde reaktivite kaybı ve solunum
hareketlerinin kaybı değerlidir.
EMR’nin Komplikasyonları
Maternal komplikasyonlar
Fetal\neonatal komplikasyonlar
Maternal
komplikasyonlar
EMR’de en sık
görülen maternal komplikasyon koryoamnionittir.
EMR varlığında tüm
gebelerde koryoamnionit %1-3
Preterm EMR
olanlarda koryoamnionit %15-25
26. haftadan önce
EMR olanlarda koryoamnionit %40-45 meydana gelir.
Maternal Komplikasyonlar
Klinik koryoamnionit tanısı ateşin 38 derece ve üzerinde olması ve
aşağıdaki bulgulardan en az ikisinin ateşe eşlik etmesi ile konur.
Uterin hassasiyet
Kötü kokulu amniotik mayi
Lökositoz
Pozitif amniotik kültür
Kontraksiyon
Fetal\Neonatal Riskler
RDS prematüre EMR sonrası en sık görülen infant morbidite nedenidir.
Uzun süreli oligohidnoamniosa bağlı
Fetal iskelet
deformitesi, intestinal obstrüksiyon ve diafram hernisi daha sık görülür.
Umblikal kord prolopsusu daha sık (%1.5)
Fetal distres, EMR’de sık görülür. %8.5
Kongenital sepsisi olan yeni doğanda mortalite %25-90 arasındadır.
Pozitif amniotik kültür varlığında fetal bakteriemi %33 negatif
amniotik kültür varlığında bakteriemi %4 bulunmuştur.
Erken Membran Rüptürü Tedavisi
EMR tedavisinde esas
güçlük preterm EMR tedavisidir. Burada tedavi seçici olmalı ve hastalara göre
bireyselleştirilmelidir.
Preterm EMR de major
risk prematüritenin komplikasyonları olduğu için enfeksiyon ve fetal distres
olmayan vakalarda hasta eylemde değilse amaçlanan doğuma kadar süreyi
uzatmaktır. 36 haftadan küçük EMR olan hastalarda enfeksiyon fetal distres ve
doğum eylemi yakından izlenerek gözleme dayalı yaklaşım tercih edilir.
Preterm EMR Takibi
Preterm EMR sonrası doğum kararı alınan durumlar
Amnionit şüphesi
Servikal diatasyonun 4-5 cm in üzerinde olması
Persiste anormal fetal kalp hızı trasesi
Plasenttal abruptio düşündüren vaginal kanama
Pozitif amniotik kültür (tüm gestasyonel yaşlarda)
İlerlemiş servikal diatasyona eşlik eden trasvers duruş ve ayak prezantasyonu
Fetal viabilite öncesi (16-23 haftalar), pEMR olması oldukça güç bir
durumdur. Konservatif tedaviyi seçen hastalar uzun süreli hospitalizasyon,
yüksek perinatal morbidite ve mortalite ile yüzyüze kalır.
Bu hastalara yoğun danışma ve destek hizmeti verilmelidir. 20 haftanın
altında neonatal yaşam şansı az ve maternal enfeksiyöz morbidite yüksek olduğu
için pek çok hasta terminasyonu seçer. Terminasyonda yüksek doz oksitosin, PGE2
suppozituarlar ve diatasyon küretaj uygulanabilir.
20-24 hafta
arasındaki konservatif yaklaşımda çocukların dörtte üçü kaybedilir ve
yaşayanlarda kronik sekellere rastlanır.
Vergani ve
arkadaşları 25 haftanın altında membran
rüptürü olan ve 4 günden fazla persiste oligohidroamniosu olan hastalara seri
transabdominal amnioinfüzyon yapmışlar.
Bu çalışmada
pulmoner hipoplazi kontrol grubundan önemli derecede az bulunmuş. Amnioinfüzyon
sonrası sıvının hızla kaybedildiği grupta pulmoner hipoplazi daha sık
görülmüş. Amnioinfüzyona bağlı
komplikasyon meydana gelmemiş.
Kortikosteroid Tedavisi
Preterm EMR’de ek kortikosteroid tedavisi hala tartışmalıdır.
Preterm EMR sonrası latent fazın birçok vakada kısa olması nedeniyle
kortikosteroidlerin effektif olmadığı iddia ediliyor.
Preterm EMR’nin kendisi de stres faktörü olarak pulmoner matüriteyi
hızlandırır.
Kortikosteroid uygulaması surfaktan oluşumu indükler, fetal
akciğerlerde yüzey gerilim azalır.
Kortisteroid uygulamasının Tip II pnömositler içinde lameller inklüzyon
cisimciklerini arttırdıkları, akciğerlerdeki gaz değişimine katılan alanları
genişlettikleri ve akciğerlerin yapısal proteinlerini etkiledikleri
bildirilmiştir.
Termde doğacak pek çok bebeğin akciğerleri 36. haftaya kadar tam
gelişmezken 30. haftada doğan bebeklerin %50 sinde RDS oluşur.
Bu erken spontan maturasyon maternal plasental veya fetal stres
oluşturucu nedenler sebebiyle oluşabilir.
Morales ve arkadaşları 250 hastalık bir grupta 24 mg dexametazon
ve 48 saat tokoliz alan grupla tedavi almayan grubu karşılaştırmışlar.
Steroid grubunda RDS oranı, intraventriküler hemoraji ve toplam hospitalizasyon
süresi daha düşük bulunmuştur.
Ohlson’un yaptığı metaanalizde ise kortikosteroid uygulaması ile RDS’de
düşüş gösterilememiştir.
Kortikosteroidlerin
preterm EMR’de kullanılmalarında tartışma yaratan konulardan biride maternal
neonatal enfeksiyondur.
Preterm EMR
nedeniyle enfeksiyona yatkın bir annede kortikosteroid kullanımının enfeksiyonu
maskeleyebileceği veya teşhisi geciktirebileceği düşünülebilir
Ancak yapılan
çalışmalarda steroid kullananlarda maternal ve perinatal enfeksiyon riskindeki
artış istatistiki olarak anlamlı bulunmamıştır.
32 hafta ve
öncesinde preterm EMR olan ve fetal immatüritesi saptanmış hastalarda
kortikosteroid uygulaması uygun görünmektedir.
Tokolitiklerin Kullanımı
Preterm EMR’de tokolitik ajanların kullanımı birçok prospektif
randomize çalışmada incelenmiş. Bunlardan sadece Christiansen’in çalışması 24
saatlik bir gecikme gösterirken diğerinde bir fark görülmemiştir.
Preterm EMR’de doğuma kadarki süreyi uzatmak için proflaktik veya
terapötik tokoliz uygulaması effektif bulunmamıştır.
Antibiotik kullanımı
Klinik ve mikrobiyolojik çalışmalar lokal enfeksiyonun hem EMR’nin
nedenleri arasında olabileceği hemde ascendan enfeksiyon sonrasında preterm eyleme
neden olabileceği belirlenmiştir.
Günümüzde antibiotiğin seçimi ve bunların maternal neonatal
enfeksiyondaki etkileri halen araştırılmaktadır.
Yapılan birçok çalışmada ampisilinin yer alması, ampisilinin genital
traktus mikroorganismalarından özellikle S agalactiae, B grubu streptokok, S. viridans, E. Coli ve
H. influenzanın birçok suşuna etki etmesinden kaynaklanmaktadır.
Antibiotik tedavisinin RDS’i azalttığı yönünde yaygın kanı yok. Ancak National
Institute of Child Health tarafından yapılan multicenter çalışmada intravenöz
ve oral ampisilin+eritromisin tedavisi verilen 24-32 hafta arasındaki preterm
EMR’li hastalarda RDS’de önemli azalma tesbit edilmiş
Çoğu yazarın inandığı optimal tedavi başlangıçta agresif geniş
spektrumlu intravenöz tedaviyi takiben kısa dönem oral tedavi uygulanmasıdır.
Mercer ve Lewis’in klinik
uygulaması 48 saat intravenöz ampisilin ve eritromisin uygulamasını takiben
doğum meydana gelmemişse 5 gün oral ampisilin+eritromisin verilmesidir.
Grup B streptokok profilaksisi
Amnioinfüzyon
Preterm EMR olan hastalarda umbikal kord kompresyonuna bağlı fetal
distres sık görüldüğünden bu hastalarda fetal distresin önlenmesinde
amnioinfüzyon uygulanmıştır.
Nageotte ve arkadaşları preterm EMR olan aktif eylemdeki hastalara
randomize olarak proflaktik amnioinfüzyon uygulamışlar.
Amnioinfüzyon grubunda doğumun birinci ve ikinci evresinde daha az
ciddi variabl deselerasyon gözlenmiş olup apgar skorları daha yüksek ve fetal
distres oranı daha düşük bulunmuştur. Amnioinfüzyon sonrası enfeksiyon oranında
artış bulunmamıştır.
Sonuçta amnioinfüzyonun güvenilir ve iyi tolere edilebilir bir yöntem
olup, fetal distres ve neonatal metabolik durumu düzeltmesi açısından doğum
eylemindeki preterm EMR’li hastalara uygulanması önerilebilir.
Termde EMR takibi
36 hafta ve ilerisinde EMR olanlarda tedavinin esası doğumun
sağlanmasıdır.
Aktif eylemdeki hastada eylem takibi termdeki hasta gibidir. %80-90’ı
24 saat içinde eyleme girer. Bazı obstetrisyenler membran rüptürü süresi
uzadıkça neonatal enfeksiyon riski arttığı için membran rüptürünün hemen
sonrasında oksitosinle doğumu indükler.
Ev izlemi, yeterli çalışma yok
Servikal serklajta tutum:serklaj alınmalıdır.
P PROMLU HASTANIN MONİTORİZE
EDİLMESİNDE ÖNERİLER
Maternal kan sayımı
Enfeksiyon değerlendirilmesinde
amnion sıvı testleri
Fetal biyofizik değerlendirme
NST
Biyofizik profil
Biyofizik profil
Anormal NST, fetal solunum yokluğu ve düşük BPP skoru ile maternal ve neonatal
enfeksiyonu arasında doğrudan ilişki vardır.
IU enfeksiyon tanısında prediktif olması için BPP ve NST günlük
yapılmalıdır.
Tek başına NST yada BPP, 24 saat içinde gelişebilecek maternal veya
neonatal infeksiyon açısından benzer VPP değerler gösterirler.
Non reaktif NST ile birlikte fetal solunumun değerlendirilmesi, IU
enfeksiyonu açısından PPV’yi belirgin olarak artırmaktadır.
Non reaktif NST ile birlikte anormal fetal solunuma, fetal
hareketlerinin değerlendirilmesinin eklenmesi PPV’yi daha da artırmaktadır.
Anormal BPP, solunum yada hareket gibi tek komponenetlerin varlığında
derhal doğum yaptırılmasında mutlak maternal yada neonatal iyiğiliği gösteren
bir çalışma yoktur.
Bazı araştırmacılar umblikal arter kan akımı S/D oranının IU enfeksiyon
varlığında arttığını göstermişseler de bu çalışmalar klinik yada histolojik
korioamnionit tanısı koymada yeterli olmadıkları için bugünlük tedavide
belirliyici olarak önerilmemektedirler.
Sonuç Olarak
ACOG
önerileri
Term PROM: 1-Hemen indüksiyon, 2-Spontan eylemin başlaması için 24-72
st gözlem
35 haftaya kadar:latent periodu uzatmak ve perinatal yarar sağlamak
için antibiotik
32. Haftaya kadar: RDS riski, neonatal intraventriküler hemoraji,
nekrotizan enterokolit ve neonatal ölümü azaltmak için antenatal kortikosteroid
kullanımı
30-34 hafta arası:maternal yada fetal kontrendikasyon yoksa konservatif
ekspektan tedavi
Acil doğum indüksiyonu planlanmayan ve eylemde olmayan hastalar tuşe
edilmeyecek
Antenatal kortizon ve antibiotiklerin uygulanmasına olanak vermek
amacıyla tokoliz denenebilir.
Ana
sayfaya dönmek için http://www.geocities.com/sinandoganturk/kadindogum1.html
Dr.Sinan Doğantürk
07/02/2001
Ankara
Ψ