İYALEKTİK  ve KOMPLEKS POLİYALEKTİK : IALECTICS and COMPLEX POLIALECTICS

 

Önnot

 

Bu metin, ‘Diyalektik-Poliyalektik Açılımları’ metninin bittiği yerden devamıdır.

 

Giriş

 

Bir tezi / kategoriyi kendisine 1 kez eklersek, 2 katını elde ederiz. Bir tezi kendisine kendi kez eklersek, karesini almış oluruz. Reel birim bir kategorinin karesi yine birdir, yani kendisidir. ‘Kare kök eksi bir’ demek olan ‘i’nin karesi ise eksi birdir, dolayısıyla iyalektikte bir tezi kendisine kendi kez eklersek, karşıtını elde ederiz. Bu durum, (A + A’ = E), yani ‘bir tezin karşıtıyla kendisinin birleşimi tümel kümedir’ durumunu önesüren Aristo’nun analitik diyalektiğini değiller, (A = A’) durumunu önesüren Lao Tzu’nun sentetik diyalektiğine bir tao daha ekler. Artı: İyalektikte tek bükümlü bir Möbiüs şeridindeki gibi yol alırız, yani bir tur yol almak ters yöne varmak demek olur. Söylemsel mantık-geometri-fizik eşlenikliği bakış açısıyla, fizikte bunun karşılığı ‘spin 2’dir, yani bir nesne 2 turdan sonra başlangıç durumuna gelir. Ek: ‘Spin 0’ nolektik alanına bir örnek sağlar ama henüz onu tasarlayamıyoruz.

 

Bu durumda, gerçek ve sanal sayılardan oluşan karmaşık sayılar gibi, reel ve imajiner tezlerden / kategorilerden oluşan monolektiklerden ve diyalektiklerden oluşan kompleks poliyalektiklerin başlangıcını tasarlamış oluruz.

 

Analitik ve sentetik, pozitif ve negatif, düzüne ve tersine (reel) poliyalektikler olabildiği gibi; analitik ve sentetik, pozitif ve negatif, düzüne ve tersine imajiner artı kompleks poliyalektikler de olabilir. Böylelikle kompleks poliyalektikleri geliştirmiş oluruz.

 

Buraya kadar hala poliyalektiğin aritmetiğindeyiz. Bundan sonra poliyalektiğin cebri, kalkulusu (‘analitik diyalektik’ ile karıştırmamak için ‘analiz’ denmiyor) ve topolojisi tasarlanabilir ki bu da ileri kompleks poliyalektik olur. Sonuncusu (topolojisi), politezli durumların etkileşimine ve akışkanlar devimseline modeller getirebilir ve tarihe uygulanabilecek, gerçeği benzetişime şimdilik en yakın mantıksal model olur.

 

Açılım

 

Kişilik bir kategoridir. İlk tanımıyla duygulardan ve davranışlardan oluşur. Bilisel-bilişsel kategori eklenirse, düşünce ve davranışsızlık durumuna, yani 2 değillemeye varırız. Bu durum şöyle açıklanabilir: Sevginin karşıtı nefret değil, acıdır. Acının karşıtı nefret veya sevgi değil bilgidir. Bu durumda bilgi (düşünce) kendisi üzerinden geçilerek (‘yaşayarak’ da diyebiliriz) sevgiye (duyguya) 2 kez karşıt olmaktadır. Bu durumda düşünce reel sayılan duyguya bakılırak sanal, duygu da reel sayıldığında düşünceye bakılarak sanal kabul edilebilir. Birinci sanallık, normallik tarafından ‘delilik’ sayılıp, zihne epeyi zulüm etme düzeyinde çıkarsama davranış demektir.

 

Kimlik  de bir kategoridir. Rollerin ve statülerin toplamından oluşur. Bu pozisyondur. Negasyon bunları değiller. Kimliksizlik; resmi eğitim, mesai ve emeklilikten oluşan bir birleşim empoze eden standart biyografiler dışında; okuldışı eğitim, mesaisizlik, asla emekli olmama gibi astandart nekrografiler yaşamak demektir. Entelejensiya bir statüdür ve statik bir pozisyondur. Entellektüel dinamiktir ve negasyondur. Bu durumda entellektüel reel konum sayılan entelejansiyaya bakarak sanal ve diğerinin karşıtı bir tez-kategori, entelejensiya da entellektüele bakarak sanal ve diğerinin karşıtı bir tez-kategori olur.

 

Gerçek yaşamda da, tıpkı matematikte kompleks sayıların gerçek ve sanal bileşenleri olması gibi, entellektüel ve entelejensiya toplam bir denklemde biraraya gelir. Diğer iktidar seçkinlerininkiler de katılarak, bu denklemlerin cebri, kalkulusu ve topolojisi tasarlanabilir. Bunun dışında ‘normal-deli’ çatışması gibi, ‘entellektüel-entelejensiya’ çatışması da gerçek yaşamda hayli sert  yaşandığını belirtmek gerek. Yani çatışma kuramsal olduğu denli, edimseldir de.

 

İyalektik-Poliyalektik Açılımları

 

Kompleks bir iyalektik-poliyalektik açılımında tezler ve antitezler, tam olmayan (hatta henüz tanımlanmamış) kategoriler ve karşıtlıklarına kendiliğinden varabilen altbütünler dizisi olarak tasarlanabilir. Tarihte sıkça görülen, hesaba katılmayan yeni etkenlerin / değişkenlerin denkleme (= kültüre) girmesi ve tezlerin kendi antitezlerini üretmesi ancak böylesi bir açılımda mümkün olacaktır.

 

Örnekseme: ABD’nin kendi tezi olmayan bir biçimde aile kurumunu tasfiyesi, şöyle açımlanabilir: ABD liberalizmi, paraseverliğini aile kurumunun sağ kalamayacağı (özgürlüğün tanımının bile boş küme olduğu) bir kinizme taşıdı, bu kinizm de aile kurumunun yanısıra pek çok normatifliği yıktı, anımsayalım: artık eşcinseller çocuk sahibi olmakta veya isteyen sağır çocuk doğurabilmekte. Keza, İngiltere’nin ve Osmanlı’nın uymayıp ihlal ettiği ve sonlarını getiren ‘yönetemeyeceğin denli genişleme’ ilkesini, ABD ‘2 cephede savaş’ veya ‘askeri strateji 2000’ tezleri ile ihlal etti ve yıkılacak ama bu 2100’de de gerçekleşebilir 2150’de de, 11 Eylül 2001 ilk kanıtı verdi.

 

Kompleks sayıların grafiği benzeri reel denklemerden farklı örüntüler çizer. Örneğin ‘??’ denklemi limitte belirli yerlerde yoğunlaşan süreksiz bölgeler çizer ki bu herhangi bir kültürel moddan bir diğerine geçişte çokça görülür: Bir önceki giderek zayıflayan bir biçimde süreksizleşirken, yenisi giderek güçlenen bir biçimde süreklileşir. Alfabenin bulunması ile yerleşmesi, buhar makinasının icadı ile yaygınlaşması arasında geçen süreler ve bunların kültürel oluşumları benzer örüntüler çizer.

 

Tarihin tekerrür ettiği tezinin burada irdelenmesi uygun kaçar: Bir kompleks sayılar kümesi olan ‘Mandelbrot Kümesi’nde en makro form en mikro formlarda da benzer biçimde yinelenir ama ayrıntılarda farklıdır ve aralarda yine benzer formların ölçeğinde ana forma hiç mi hiç benzemeyen oluşumlar izlenir. O nedenle, tarihte de tekerrürler ve beş benzemezlikler yanyana / dipdibe gözlenir. Örnekse, kent oluşumu 12.000 yıldır bütün kültürlerde üç aşağı beş yukarı benzer biçimlerde var ama 20. Yüzyıl’ın 10 milyondan kalabalık büyükkent oluşumunun bazı özellikleri henüz biricik durumda, örnekse nüfus yoğunluğu yüzünden kültürel etkileşimi tüm dünya yüzündeki yoğunluğu bir kilometre kareye sığdırarak traihsel bir başkalaşım yaratmıştır. İleride bunlar 100 milyonluk veya 1 milyarlık oluşumlara da gidebilir, gitmeyebilir de, çünkü bu büyükkent oluşumlarındaki etkileşimler insan türünün sonunu hazırlayabilir. 2000’in 10 milyondan kalabalık 15 kentinin yeni Einstein’lar yaratıp yaratmayacağı 2050’de belli olmuş olacak ama yeni Frankenstein’lar ve Hitler’ler yarattığı çoktan kanıtlandı bile.

 

Çıkış

 

Buradan çıkış yaparsak, tarihin aritmetiğinden çıkıp, cebri, kalkulusu ve topolojisi alanına girmiş oluruz. O metinler de yazılmış durumda. Yalnızca, söylemsel çeviri için bir arayüz-bağlantı metni gerekli. Artı, 1’er sayfalık dizi 10’ar sayfaya seyreltilmek ve çözünürlüğü büyütülmek durumunda.

 

(Aralık 2004)

Hosted by www.Geocities.ws

1