2.2.3. MEMENİN ULTRASONOGRAFİK ANATOMİSİ

Ultrasonografik olarak meme yüzeyden derine doğru; cilt, ciltaltı yağ dokusu, glandüler ve fibröz tabaka, retroglandüler yağ tabakası, kas fasyası ve kas tabakalarından oluşmaktadır (50). Bilindiği gibi meme dokusu üç temel yapıdan oluşmakta ve yaş, parite ve menapoz durumuna göre değişik patternler göstermektedir. Mammografilerde olduğu gibi ultrasonografi de  değişik yaş ve parite gruplarında farklı patternlerde görünümler göstermektedir (18,30,49).
Ultrasonografide cilt hiperekoik olup, meme başına yaklaştıkça kalınlığı artar. Cilt kompleksi 2-3 mm kalınlığında, hipoekojen bir bant ve iki ince ekojen çizgiden oluşur. Periferde ise daha incedir. Ciltaltı yağ tabakası ise hipoekoik bir bant şeklinde, ovoid konfigürasyonlu, çevresindeki glandüler doku ya göre daha hipoekoik, santralinde ise bağ dokusunun oluşturduğu ekojen bir nidus görülür. Bu bandın kalınlığı, hastanın yaşına göre değişiklik gösterir. Genç ve dens memelerde ciltaltı yağ tabakası görülemeyecek kadar incedir. Memenin fibroglandüler dokusu, genellikle homojen ekojen bir pattern gösterir. Ancak yağ involüsyonu arttıkça hipoekoik alanlar artar. Glandüler yapı, memenin büyük bir bölümünü kaplar. Üst dış kadranda ve aksiller bölgede daha fazladır. Bağ dokusu ile birlikte heterojen ekoik olarak izlenir. Retroglandüler yağ tabakası ve kas tabakası hipoekoik olarak görülür. Görüntü alanına giren kostalar anekoik olup, posterior kesimlerinde akustik gölge oluştururlar. Areola ve meme başı bölgesinin değişik yapısal özelliği vardır. Bu bölgede radier olarak uzanan memenin süt (galaktofer) kanalları ve yağ folikülleri mevcuttur. Bu foliküller bazen nodüller ile karışabilir. Memenin süt kanalları, meme başına doğru konverjans gösteren ve genişleyen 1-8 mm çaplarında anekoik tubüler yapılar olarak görülür. Meme başı orta derecede ekojen olup, posteriorunda akustik gölgelenme görülür (18,30,39,49,50). 
Normal intramammaryan ve aksiller lenf nodları uzun, ovoid konfigürasyonlu ve genellikle ekojenik yağlı hilusları bulunan hipoekoik yapılar olarak izlenir. Normal boyutlu lenf nodları, yağ lobülleri, kistler veya küçük fibroadenomlarla karıştırılabilir. Metastatik veya normal lenf nodlarının ayrımı zordur. Mammografide saptanan 1 cm den büyük çaplı lezyonlar genellikle US ile demonstre edilir (30). 
Normal memeler içerdikleri dokuya göre; glandüler, adipöz, fibröz ve distrofik olarak sınıflandırılır (18,30).
Glandüler memede, memenin bütününe eşit olarak yayılmış küçük ekolar söz konusudur. Bu tür memede su oranı fazla olduğundan  hipoekojendir, fibröz yapılar zorlukla seçilebilir. 
Adipöz meme, glandüler tip meme ultrasonografik görüntüsüne benzer, ancak adipöz memede kaba ve ağsı bir görünüm mevcuttur.
Fibröz memelerde fibröz doku fazladır. Bazen tüm glandüler yapıyı işgal eden ve dens ekolar oluşturan bir görünüm arzeder.
Distrofik meme ise palpasyonda heterojen, nodüler karakterde olup, yanlış olarak çoğu kez fibrokistik veya fibroadenomatöz olarak adlandırılır. Esasen fibröz, adenomatöz, lipomatöz odakların oluşturduğu lobüler ekolar şeklinde görülür (18). 
Az yağ dokusu içeren juvenil memeler hiperekoik olarak izlenir.
Ultrasonografi sırasında her iki memenin aynı planlarda elde edilen görüntülerinin karşılaştırılması, minimal değişikliklerin tanınmasında ve sekonder bulguların değerlendirilmesinde yardımcıdır. Ultrasonografi yapılırken pektoral kasların görülmesi meme parankimim için yeterli penetrasyonun sağlandığını gösterir. 
Mammografi ile birlikte ultrasonografik görüntüleme tanıya ulaşmada birbirini destekler, ancak A.B.D’ de ultrasonografi solid meme kitlelerinin malign- benign  ayrımının yapılmasında yetersiz kaldığından yaygın olarak kullanılmamaktadır (40). Çapı 1 cm den küçük olan karsinomaların çoğu modern yüksek rezolüsyon, lineer prob ve real-time transdüser özelliği alan ultrasonografiler ile tesbit edilebilir, meme ultrasonografilerinin  endikasyonlarından biri de  palpasyonda kitle bulunamayan ve mammografide iyi tanımlanamayan dansitelerin araştırılmasıdır. Ultrasonografinin asıl işlevi solid kitlelerin, kistik lezyonlardan ayrılmasıdır. Memenin basit kistinin tanısının konulmasında ultrasonografinin başarısı %  96-100 arasındadır (41). 
  Ultrasonografide memedeki lezyonların değerlendirilmesinde şu kriterler incelenir.
1. Lezyonun boyutları ve sınırları, kenar özellikleri, konturları ve ekojenitesi,
2. Kitle posteriorında akustik gölgelenme ya da eko şiddetlenmesi varlığı,
3. İnternal eko patterni, kitle ekojenitesi, varsa pseudokapsül ekojenitesi, kitlenin akustik transmisyon özellikleri, 
4. Attenüasyon etkisi,
5. Kompresyonun lezyonun şekline ve internal ekolara etkisi,
6. Duvar eko özellikleri, kitlenin eko özelliği (18,30,40).
 

Hosted by www.Geocities.ws

1