SUNUŞ
Akıl ve bilim dini olan İSLÂM, Batılı bilim adamlarının da gönlünü fethetmeyi
sürdürüyor, Batılı Müslüman manevi kardeşlerimiz ahlâk ve İhlâsla
bütünleşerek, saflarımızı sıklaştırıyorlar.
Batılı bilginlerin, bilimsel derinleşmeleri ardından İSLÂMİYETİ kabullenmeleri
bizce bir ALLAH ÇAĞRISI ve Resulullah’ın “EN SONUNDA BÜTÜN DÜNYA (İnsanlığı)
ÜMMETİMDEN OLACAKTIR” hadisinin tecellisidir.
Sadece Avrupa’da 6 milyon, sonradan Müslüman Batılı bu hadisin öncüleri
“İslâm’ın batı cephesinin açıldığını” müjdeliyor. Bu cephenin kurmayları
310 kadar bilim adamı olup, Zig-Zag tabelası altında yer alıyorlar.
Kısaca “Zig-Zag öğretisi” denen bu eser sahiplerinden biri olna Sayın Dr. Hans
von Aiberg’i Türk okuyucuya ve İslâm kültürüne lanse etmenin gururunu yayınevimiz
olarak taşıyoruz.
Söz konusu “Zig-Zag öğretisi” 65 bilim dalında türlü dillerde serilerden
oluşmaktadır. Yazarımız, bu serilerden ilki olan “ARZ-ARŞ Dizisini” üstlenmiş
olup, dokuz bant ve takriben 30 cilt halinde sunacaktır.
Hatırlanırsa, bu bantlardan ilki, “Arz’dan Arş’a Sonsuzluk Kulesi” adıyla,
“Arz’dan Arş’a kadar evrenin bütün tertiplenmesinin özetini” iki cilt
içeriğinde genellemişti. Arz-Arş dizisinin ikinci bandı olan “Arz’dan Arş’a
Mirac” en başta 4 cilt halinde sunulacaktı. Bunun ilk üç cildini yayınladık. Ancak
dördüncü cildi yayınlamadan araya giren bu üçüncü bandı öne aldık.
Çünkü, inanılması güç bir rağbetten ötürü, program değişikliği yapmak
zorunda kaldık. Çünkü Arz-Arş dizisinin yayınlanan tüm kitapları kendiliğinden
OKUL ANA DERS KİTABI durumuna girdi.
Özellikle fen ağırlıklı öğrenim kurumu görevlileri başta olmak üzere, on
binlerce öğrenci “Evren modelleri” ve “Kuantum fiziği” gibi okuyup ta
anlayamadıkları, yorumsuz ders kitaplarını kendilerine net ve açık anlatan bu diziye
karşı yoğun istekte bulununca, talep üzerine “Astrofizik ile parçacık fiziği”
konularının yeni bir band olarak eklenmesi kaçınılmaz oldu.
Böylece “Arz’dan Arş’a Mi’rac” bandımızın cildini erteleyerek, bu
üçüncü band “Arz’dan Arş’a Evren’in Sırları/Sınırları” ile araya
girdik. Yazarımızın Dünya’da ilk on uzmandan biri olmasını canlarına minnet bilen
sevgili öğrenci okurlar ve öğretim üyeleri, “Fırsat ayağımıza geldi” diyerek,
evrenbilim (Kozmoloji) adına, Dünya’da ne biliniyorsa, yazarımızın yorumlayıp,
kaleme alması konusunda adeta izdiham oluşturdular.
“Bilim talep edildiğinde, böylesine soylu bir isteği kendime farz, boynuma borç
bilirim” diyen yazarımızla başbaşa verip düşündük ki, “Dünya’da ne
bilinmesi gerekliyse” bunu rahatlıkla verebilir ve “Bilim dünyasını” okuyucuya
hiçbir aracı ve çeviri gerekmeksizin yakın temasla sunabilirdik. Daha da süprizi, Dr.
Aiberg’in Dünya’nın mevcut bilim seviyesinin çok çok üstünde olması, hatta
gelecek kuşaklara da bilim va’z etme yeteneğinden kuşkumuz yoktu.
Öğrenci, öğretmen-okutman ya da bilime susamış okuyucu, eğer bu öğretiyi
dikkatlice ve gayretlice okuyup, bilgi dağarcığına katarsa, kasım kasım kasılan
batılı bilim mafyasının da üzerine çıkmış, onlara tepeden bakmış ve Kur’an
avantajıyla işin HAKK olan doğrusunun yani gerçek ötesinin sırrına ermiş
olacaktı.
ALLAH’ımızın anlaşılması için “Zatı şahanesine” değil, yarattıklarına
bakmak gerekiyor. ALLAH’ımızın bilimi hiç de kolay olmamakla birlikte
kolaylatılabiliyor. Yazarımız bu konudaki tartışmasız başarısını bu bandına da
sürdürüyor.
Beceri bizden, beğeni sizden ve başarı ALLAH’tan olsun.
KİTSAN
ÖĞRETİNİN ÖNSÖZÜ
“Hem doğunun hem batının RABB’i”nin selâmını batıdan doğuya sevgiyle
iletiyoruz. Bizler, “Milyarlık ümmet yelpazesi” içinde, batı sınırlarınızdan
itibaren tüm Batı âleminde ülkenizin nüfusuna eşit bir sayıyı temsil etmekteyiz.
Bundan nicelik olarak haberdar olmakla birlikte, nitelik olarak üç kişiden fazlasını
tanımadığınızı göreceksiniz. Çünkü, özellikle doğuyla diyalogdan kaçınmak
zorundaydık. Oysa sizleri hep seviyorduk ve seviyoruz. Niçin ilişkimiz böylesine alt
düzeydeydi?
Klasik oryantal Müslümanlık anlayışı, kısa zamanda, İslâm gerçeğini
saptırmış, demokrasi ve cumhuriyetçilikten saltanatçılığa; bilim ve teknikten
cehalete; hak gerçeklerden peri masallarına dönüştürdüğü geri kalmışlığını
omuzlamış, oryantal bidatlarını Sünnetullah’a sokrak, taasupçu din komünizmini
gözde kılmış, ölü din liderlerinin evini Allah mabediyle özdeşleştirmiş, kin ve
kan davası güden mezhep liderlerine tapınma dönemi başlatılmıştı. Tapılacak tek
ALLAH iken, kimi Resulullah’a, kimi O’nun kuzenine tapmaya yönelince parçalanma daha
da alt bölünmelelerle öz çocuklarını sözde mürşid ve şeyhlere kendi elleriyle
keserek kurban edenlerin sapıklığına dönüştü.
Oysa bizler İslam’da bilimsel yeniden yapılanma ve açıklık yanlısıyduk.
Komünzim rejimi bile bu dönüşü yaparken, klasik aykırı mü’minlerin çarpık
tutumundaki inadı ve ısrarı dolayısıyla diyalogdan kaçınmıştık.
Ancak, ZigZag öğretimizin mensubu Dr. Aiberg, Müslümanlığı yanında, Türk
olduğunuda vurgulayarak bize diyalog için sürekli direnmekteydi. Onun bu
bitmez-tükenmez ısrarından gına getirerek, öğretimizin Türkçe versiyonunu
üstlenmesi için izin verdiğimizde doğrusu kitaplarının toplam üç bin tirajı
aşacağına hiç ihtimal vermemiştik. Ancak Dr. Aiberg’in eserlerinin Best-Seller
olduğunu gözlemleyince pek mahçup olduk, tutumumuzu yeniden gözden geçirerek, diyalog
için ruhsat çıkardık. Apendiksler kapsamında sırlarımızı paylaşacak,
tarihçemizden söz ederken, “yeniden yapılanma” ve “Açıklık” konusunda da
ısrarlı olacağız. Yeniden yapılanmayı “Âlim” kişiler belirleyebilir. Fakat
“Açıklık” her Müslümanın yapması gereken zorunluluktur. Biz mü’minlerin her
biri “Özeleştiri” yanında “Yeniden yapılanma” ve “Açıklık’tan” da
söz açacak olan Dr. Aiberg engin bilgisiyle, ileri düzeyde yorumlama gücüyle
Dünya’nın en iyi on otoritesinden biri olarak size mümkün olduğu kadar “Yakın”
duruyor.
ZİG_ZAG adına K.M.A
ARZ-ARŞ DİZİSİ
“Arz’dan Arş’a Evren’in Sırları/Sınırları” bandımızın bu ilk cildi
“ALLAH’ın misaliyle ZERRE’lerin mikrokozmolojisini” anlatan Kuantum = Tanecik
fiziği kapsamaktadır. Bu teoremin temeli “Müslüman Zig-Zag mensubu Planck”
tarafından 1900 yılında atılmıştır. Teoremin klasik Z-Dönemi (1900-1950) ardından
neo-klasik Q-Dönemi (9150-2000) ve hatta bunu da aşacak olan R-Dönemi sırları
sunulacaktır.
İlk cildimizin ilave bölümleri kapsamında “Aykırı mü’minlerimize ve çarpık
islamlaşmaya” veryansın edilmesi yanında, Zig Zag ve kerametlerle dolu kapalı devre
yazışmaları sayesinde kozmoloji zevkli bir hale getiriliyor, ana bölümde ise
doğanın dört temel kuvveti ile birleştirilmesi çabaları yer alıyor. 1900-2000
yılları arasında “KÜRSİ” tipli olarak işin doğrusuna ulaşan kuantum teoremi
hemen biliniyor.
İkinci cildimiz, hemen yayınlanmak için sırada bekliyor. Her iki cildi birlikte
kaleme aldığım için, okurlarıma çok kısa zamanda ikinci cildi de arz edilmek üzere
bekliyor.
İkinci cildimizin içeriğinde yine anlamalı özeleştiriler, Zig zag sırları, K.
M. Allen notları, Hızır Tezkiresi katılımıyla “Kapalı devre yayınlarımız”
yer alıyor.
Kitabımızın ana bölümünde kürreler fiziği (genel relativite) ile zerreler
fiziği (kuantum) Dünya’da ilk kez birleştiriliyor, bu arada, Dünya’da en az
anlaşılan (hatta hiç anlaşılmayan) “Kesinsizlik” ve buna bağlı nedensellik
ilkeleriyle “İhitmal hesapları” yorumu ardından atomun “Nuve” denen mini
mekanlarındaki takyon mekaniğinin esiri doğası kullanılarak, “Fizik ve
parapsikoloji” birleştirilmesine ramak hazırlanacak.
“Misal, mana, emir ve mücerrte alemlerin tarihi maddecilik benzerindeki “Tarihi
manacılık” yüzünden peri masallarına çevrilmiş Arabesk hayalperestliğine
boğulmuş içler acısı halinden kurtarılması için ALLAH’a yakın alemlerin
yapısı pozitif bilimle anlatılarak, çokluktan tekliğe (Azlığa, sadeliğe) doğru
fiziksel VAHDANİYET’in tek bilmiyle TEK olan ALLAH’ın huzuru Arş eşiğine
tırmanışımızı sürdüreceğiz.
Bu alemlerde “Akıl, bilinç, psişik güçler ve zihinsel olaylar, BEŞİNCİ
BOYUT_ÖTESİ teoremlerin fiziksel sonucu olarak işlev görmektedir. Bu içerikler
şimdiki ilk cildi zileyen “Arz’dan Arş’a Mi’rac” sonuncu cildinde yer
alacaktır.
Mi’rac dördüncü kitabın özelliği, “Karadelik tünellerinden” paralel
evrenlere ve atomun derinliklerindeki mini-mini mekanlardan “Misal alemlerine” yani
süper ve hiper uzay’a taşınarak, bilimsel Mi’rac yoluyla daha yukarı alemlerle
tanışmayı amaçlıyor.
Daha yukarı alemler, Mücerret, Mana, Emir (Ervah), Gayb alemleri gibi cisimsiz
alemler yanında Cennet-Cehennem gibi “Süper cisimler alemlerini” de kapsamaktadır.
Bu bakımdan yukarı katları tanıtlamadan “Resulullah mi’racına” eşlik için
henüz çok erken olduğundan ilahi katlara bilimsel Mi’racı 7. Banda erteledim. Bu
çok ileri teknolojileri anlamak için “ARZ” a geriye dönüş zorunludur.
Zira, önce maddi evrenin cansız yapısı, ardından canlılarını, özellikle
insanın kendisini tanımasını sağlayacak bu turuncu bandı izelyecek “Sarı”
kapaklı dördüncü bandımız “CAN_İNSAN”, insan denen tekil birimin, en temel
değerin, biyo-psiko-sosyal yapısını (Burç mizaçlarına varıncaya kadar) çok
boyutlu olarak ele alıyor ve her zamanki gibi hiç akla gelmemiş ve yazılmamışları
sıralıyorum.
İnsan, “Canlı, bilinçli” bir MADDE’dir. Oysa madde ENERJİ’den
yapılanmıştır. Öyleyse “Canlı, bilinçli” bir ENERJİ’de olmalıdır. İşte
yeşil kapaklı 5. Bandımız “CİN-ŞEYTAN”, yine pozitif dünyaları keşfediyor,
böylece “Madde-Enerji evrenini de o bantta sonlandırmış oluyoruz.
Bunun ötesinde sıfırdan küçük eski değerler içerem enerjisi Nur’dan, doğası
esiri olan “Mücerret=Soyut alem” birden ufukta belirmiş oluyor. Nasıl ki
“CAN-İNSAN” bilinçli maddeden “CİN-ŞEYTAN” bilinçli enerjiden
kurgulanmışsa, mavi kapaklı “NUR-MELEK” bandımızda “Canlı bilinçli Nur”u
temsil etmektedir. Dolayısıyla “Sonsuz özenerjinin” sıfırdan küçük kitlesi ve
takyonların mana birimlerini nasıl biçimlendirdikleri sunulacaktır.
Sırada 7,8,9 lacivert, mor, “Gökkuşağı” renkleriyle kapaklandırılmış
ansiklopedik Arz-Arş dizisi bantları boyunca, süper cisimler alemleri, evrenin bilinen
bilimi (Science) ötesindeki, henüz ulaşılmamış bilimi (Transscience) arasında
KUR’AN köprüsü kurulacak, din bilim kenetlenmesi sağlanacaktır.
Bu kenetlenmeyi başaran “KUR’AN” olmasaydı, bu eser asla ve asla yazılamazdı.
Söz eserlerden açılmışken, bu iki cildin yazılması için bürosunu tahsis eden
sayın HALİL ESER’in babacan konukseverliğine medyunum.
Grafikleri düzenleyen vefakar dostum H. ALİ ESER’e, baskıyı tertip eden işbilir
arkadaşım ZİYA ESER’e baskıyı tertip eden işbilir arkadaşım ZİYA ESER’e,
baskıyı tek başına gerçekleştiren fedakar MEHMET ESER’e müteşekkirim. Bu çileli
kitabı titizlikle dizen ÖZCAN KÖSE ağabeyime işbirliğinden ötürü minnettarım.
Çok sevgili DİKER ve KARADAN aileleri ikram ve şefkat konusunda adeta yarıştılar.
Kek ve pudingleriyle ağzımı tatlandıran en küçük okurum BAŞAK’a teşekkürler.
Özellikle siz okurlarıma şükran ve sevgilerimi sunuyorum.
HANS von AIBERG
8.500.000 TL
345
,
345
Sayfa
|
|
|