Ahmed Hulûsi
 

KENDİNİ TANI

2. BASKI NEDENİYLE
ÖNEMLİ AÇIKLAMA
RUHLAR BEDENDEN
ÖNCE Mİ YARATILDI?

Gerek daha önce yayınlanmış olan kitaplarımızı, gerekse de bu kitabın ilk baskısını okuyan bir kısım okurlarımızda, çok önemli bir konunun açıklık kazanmadığını, gelen sorular dolayısıyla farkettik.

İşte bu yüzden de bu hususu öncelikle açıklamak gereğini duyduk.

Konu şu:

A`raf suresinin 172. ayetinde şöyle bir anlatım var:

"RABBİN, ADEMOĞULLARINDAN, ONLARIN BELLERİNDEN ZÜRRİYETLERİNİ ALMIŞ VE ONLARI KENDİLERİNE ŞAHİT TUTMUŞTU;

-BEN SİZİN RABBİNİZ DEĞİL MİYİM (ELESTÜ BİRABBİKÜM)? DİYE.

-EVET, ŞAHİDİZ (KALU BELA)!.. DEDİLER..

KIYAMET GÜNÜ, "BİZ BUNDAN HABERSİZDİK" DEMEYESİNİZ!"

Bu ayeti kerimenin anlamı, ayetin esas vurgulamak istediği gerçeğin farkedilememesi yüzünden, saptırılarak tamamen alakasız yorumlar ortaya çıkartılmış ve insanlarda çok önemli bir konuda yanlış anlamalara yol açılmıştır.

Bu yanlış anlama da şudur:

Allah, Dünyaya gelecek ne kadar insan varsa, onların bedenlerinden evvel, başka bir mekânda ruhlarını yaratmıştır... Ve onlara orada sormuştur, "ben sizin rabbiniz değil miyim -elestü birabbiküm-" diye.. O insan ruhları da cevap vermişler, "evet buna şahidiz -kalu bela-" şeklinde..

Bu yanlış anlayıştan sonra da "ELEST BEZMİ" diye ikinci bir asılsız kanaat oluşmuştur konu hakkında derinliğine bilgisi olmayanlarda...

Göya, o ruhlar aleminde tanışıp ülfet edenler, burada da tanışırmış; orada tanışmamış olanlar da burada birbirleriyle görüşemezlermiş!..

Ve daha bu asılsız görüşe dayalı olarak uydurulmuş sayısız hikayeler!..

Önce işin aslını özetliyelim; sonra da bu husustaki delillerimizi belirtelim.

Ayetin işaret etmek istediği manâ Allahualem şudur:

"Allah insanıislam fıtratı üzere yaratmıştır" hükmü üzere, her insan henüz sperm halinde iken, kendisinde oluşan babasının geninden islam fıtratının programını alarak dünyaya gelir.

"onların bellerinden zürriyetlerini almış" ifadesi genetik olarak intikal edenislam fıtratının sperm halindeki mevcudiyetinden sözeder.

Yani, sperm halindeyken insan, -bellerinden, zürriyet alındığında-, >fıtrat olarak rabbini bilme yetisine sahip kılınmıştır.. Bu sebeple de "kalu bela" rabbimin varlığına şehadet ederim diyebilen bir ana programa sahiptir.

Esasen, genetik olarak bu programla yüklenmiş olan cenin özünden gelen bir meleki etki ile ruh adı verilen, mikrodalga diyebileceğimiz ölümötesi bedenini üretmeğe ve tüm zihinsel fonksiyonlarını bu bedene yüklemeğe başlar.

Biyolojik beden ölüm olayıyla kullanılmaz hale gelince de artık ruh bedenle berzah aleminde kıyamete kadar yaşar.. Yeniden bedenlenerek dünyaya geri gelme, tenasuh=reenkarnasyon kesinlikle sözkonusu olmaksızın.

Zaten farkedileceği üzere, ruh dışarıdan gelip cenine girmemiştir ki, çıktıktan sonra tekrar başka bir bedene girsin!. Böyle bir sistem mevcut değildir, hiç bir varlık için!. Bu tamamen HİNDU inancına dayalı görüştür.

Dünyadan önceki ruhlar alemi görüşüne mesned edilmek istenen yukarıdaki ayeti dikkatle okursak, görürüz ki, "ademoğullarından, bellerinden" sözedilmektedir.. Bu ise dünya yaşamına ait bir olaydır.. Ruhlar alemiyle hiç alakası olmayan bir konudur..

"AKIL veiMAN" isimli kitabımızda da izah ettiğimi gibi, Allah`u tealanın gerek meleklerle konuşması, gerek buradaki hitaplaşması ve dahi gerekse ölüm sonrasında meydana gelecek tüm konuşmalar hep temsil yollu, benzetme yollu açıklamalardır!.

"İnsanın, meleklerin ve tüm varlığın hakikatı olan Allah"ın elbette ki dışarıdan öte bir varlıkmış gibi hitabı asla sözkonusu olamaz!.

"Nasut-melekut-ceberut-lahut" anlayışında varlığın özünden gelen bir şekilde "Zahir Allah" müşahedesi de bunu ispat etmektedir.

Kısacası, Ruhların, bezmi elestte, bedenlerden önce topluca yaratılmaları ve sonra peyderpey dünyaya gelerek bedenlere girmeleri; ve hatta bedenden ayrıldıktan sonra yeniden dünyaya geri gelerek bir bedenle yaşamaları hikayesi tamamiyle yanlış anlama sonucu meydana gelen uydurmadır!.

İmam Gazali de "Ravzatüt talibin" isimli eserinde şöyle diyor:

"Çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ruhu da anneleri tarafından dünyaya getirilmelerinden önce mevcut ve yaratılmış değildi...." "Hz. MUHAMMED NEYİ OKUDU" isimli kitabımızın 61-62-63.sayfalarını okuyabilirsiniz.

Bu konuda bizim dediklerimizi tamamiyle doğrulayan DİĞER bilgileri arzu edenler son devrin en kapsamlı Kur`an tefsiri olan Elmalılı Hamdi Efendinin "Hak Dini Kuran Dili" isimli tefsirinin 4. cildinin 2324. sayfasından itibaren bulabilirler... Ayrıca çağdaş müfessirlerden Sayın Süleyman Ateş`in "Yüce Kur`anın Çağdaş Tefsiri" isimli eserinin 3. cildinin 412. sayfasından itibaren bu konuda bilgi alabilirler..

* * *

SUNU

Değerli dostlarım,

Bu kitabımızda sizlere "Tasavvuf"un konularından sözetmeye başlıyacağız...

Daha önceki yazılı, sesli ve görüntülü yayınlarımızda islam Dininin insana iki yönlü çalışma önerdiğini açıklamıştık..

Dünyada insanın varoluşunun iki ana sebebi vardır:

1- Ölümötesi sonsuz hayatın değişik boyutlar halinde devam edecek şartlarına, biyolojik beyni en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle hazırlanmak...

2- "Nefs"ini tanıyarak "RABB"ını bilmek ve böylece hakikatin olan ALLAH`a ermek!..

1. şıkkı daha önceki yayınlarda detaylı bir şekilde açıkladığımızı düşünerek bu ve bundan sonra yayınlamayı tasarladığımız iki kitapta insanın "manevi hayatıyla" ilgili konuları izah etmeye gayret edeceğiz..

Düşünerek, sorgulayarak, araştırarak ve öğrendiklerinin gereğini tek tek

yaşamında uygulayarak geçen 30 küsur yıldan sonra; edindiğim bilgileri, bulguları ve deneyimi, Rasûlullah aleyhisselâma hizmetim, insanlığa borcum anlayışıyla sizlere ulaştırıyorum..

"Okur" - "yazar" bir "düşünür", olmamın dışında, hiç vasfım, ünvanım yoktur!.

Kim, bize mürşitlik, şeyhlik, hocalık, önderlik, liderlik ve bu gibi paye yakıştırırsa, bu o kişinin kendisini aldatan zannı ve tasavvuru dolayısıyladır!... Biraz da Din ve tasavvuf konusundaki cahilliğindendir!.

Benim dinim Muhammed Mustafa aleyhisselâmın Dini`dir!..

Benim mezhebim, Muhammed Mustafa aleyhisselâmın mezhebidir!..

Benim tarikatım, Muhammed Mustafa aleyhisselâmın tarikatıdır!..

Benim meşrebim, Muhammed Mustafa aleyhisselâmın meşrebidir inşaallah!.. Kısacası...

Ahmed Hulûsi, MUHAMMEDÎ`dir!.

Elden geldiğince "oku"-"yazar" ve "düşünürdür"!... Ve düşündüklerini, arzu edenlerle paylaşandır; işte hepsi o kadar!..

* * *


4.500.000 TL

7.Baskı , 236 Sayfa

Ana Sayfa | Sayfa başı

Hosted by www.Geocities.ws

1