Ahmed Hulûsi
 

Giz'li Gülşen

Ya etraftan duyduklarınıza inanacaksınız ve sonuçlarına katlanacaksınız… Ya da kendiniz araştıracak ve doğruyu aklınızla değerlendireceksiniz…

“ALLAH” adıyla işaret edilenin ne olduğunu araştırıp, öğrenmemek ve ALLAH’a İMAN etmemek, kendini, aslını ve kendindeki düşünsel güçleri inkâr etmek ve bu yüzden, “cennet” diye anlatılan kendindeki kozmik bilince ait melekelerin yaşam boyutuna geçememek demektir!...

İSLÂM DİNİ’ni araştırıp öğrenmemek ve gereğini yerine getirmemek, yaşadığın EVRENSEL SİSTEM ve DÜZENE ters düşen davranışlarda bulunarak, pahasını ölümötesi yaşam şartlarında aciz ve güçsüz kalmakla ödemek demektir!

İSLÂM”, şu veya bu topluluğun, veyahut da müslüman denen toplumların dininin adı değil, ALLAH RASÛLÜ’nün açıkladığı ve ALLAH İSMİYLE İŞARET EDİLEN HAKİKAT İNDİNDEKİ DİN’in adıdır; İSLÂM’I açıklayan, kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e göre!…

Yani, İSLÂM, “ALLAH” İSMİYLE İŞARET EDİLEN SINIRSIZ VE SONSUZ BİLİNÇ VE KUDRET SAHİBİNİN, EVRENDE İŞLEYEN SİSTEMİNİN adıdır.

İSLÂM olmak veya olmamak, İSLÂM’ı korumak veya karşı çıkmak denen kavramlar gerçekte yoktur ve olamaz! ALLAH’ın varettiği SİSTEM ve DÜZEN her an, her yerde yürürlüktedir. Ancak, İSLÂM’I “anlayıp, değerlendirebilmek” veya “ondan mahrum yaşamak” sözkonusu olabilir…

İSLÂM”dan herkesin ne anladığı ise, kendi MÜSLÜMANLIĞI’dır ve kimsenin müslümanlığı, “İSLÂM”ı bağlamaz!

Hazreti Muhammed’in (aleyhisselâm) açıkladığı “İSLÂM”, yaşamdaki SİSTEM ve DÜZENİ anlama ve değerlendirme BİLGİSİ’dir, ve içinde tarikat, mezhep, şeyh, mürid, tekke, ayin, dinsel tören, dinadamı, din devleti gibi, toplumların kendi anlayış düzeyleri ve yaşam şartlarına göre gelenekleriyle harmanlamak suretiyle çıkardıkları kavramlar ve amaçlar yoktur! Ne Rasûlullah’ın hayatında bunlar amaç olmuştur, ne de bir ALLAH EHLİ bu tür amaçlar için yaşamıştır.

İSLÂM’I, bedeninizin tabi olduğu birkaç saniyelik madde dünyasında bırakıp gideceğiniz göresel değerlerinize ulaşmak için değil, BİLİNCİNİZİN yaşamına devam edeceği ve milyarlarca yıl sürecek ÖLÜMÖTESİ yaşam gerçekleri için değerlendirmek zorundasınız!

İSLÂM”ı değerlendirebilmenin ilk şartı “ALLAH’a İMAN”dır.

ALLAH’a İMANIN” şartı ise, önce “ALLAH” ismiyle işaret edilenin ne olduğunu bizzat araştırarak öğrenmek ve anlamaktır…

Yoksa, kulaktan dolma bilgilerle herkesin kendi kafasına göre hayalini kurduğu “yukardakine”, “ALLAH” diye tapınarak, sadece kendinizi kandırmış olursunuz!

Çünkü Hazreti Muhammed’inALLAH ismiyle bildirdiği HAKİKAT”, gönlü hoş edilmesi gereken, insanların günah ve sevaplarıyla meşgul, ceza veya mükâfat dağıtan bir tanrının adı değildir

Bugünün bilimsel verileri ve iletişim imkânlarına rağmen, “ALLAH” ismiyle işaret edilenin ve ÖLÜMÖTESİ YAŞAM’ın ne olduğunu öğrenme yollarını hâlâ bulamamışsanız ve bu yolda bir çabanız yoksa, adınıza ve ünvanınıza ne denirse densin, “kafanızda yarattığınız tanrınız ve dininiz” mübarek olsun!… Öğrenmediğiniz sürece de, sizin tek yapabileceğiniz, o tanrınızın(!) ve onun yolladığı dinin(!) tartışmalarıyla “gerçekçi ve samimi düşünceden” uzak biçimde, yegâne sermayeniz olan dünya yaşamınızı tüketmektir…

Bu eserimizde, MODERN BİLİM’in, “Evrenin özde tek ve bütün, bilinçli bir enerjiden meydana geldiği tesbitinden hareketle açıkladığı gerçekler ile “DİN”in çoğunlukla mecaz yollu açıkladığı gerçeklerin paralelliğini…

Ve İNSAN’ın evrende varoluş gayesinin, beynini değerlendirmek suretiyle, kendini fizik bedenin ötesinde, ORJİNİNİ SINIRSIZ BİR BİLİNÇ’ten alandüşünsel bir varlık” olarak tanımak ve bunun gereğini yaşamak olduğunu okuma imkânı bulacaksınız…

İster, BİLİMİ ve DİNİ kaale almadan kendinizi şartlandığınız madde beden ZANnederek dünya yaşamınızı sarfedin!

İsterseniz, “ALLAH” ismiyle işaret edilenin ve EVRENİN ÖZDE tek ve bütün bir BİLİNÇ olmasının ne anlama geldiğini araştırın, okuyun, düşünün; yolunuzu kendi aklınızla bulun ve değerlendirin!…

Ne lâfla ve taklitle bir yere varabilirsiniz; ne de falan yerde böyle denmişti diyerek mazeret sunup mahrumiyetinizden sıyrılabilirsiniz!

Tüm bunların sonucu, artık her insanın önünde iki seçenek var:

·         Ya et-kemik bir bedenden ibaret olduğunuz kabulüyle, bedensel isteklerin tatmini yolunda “ben ve başkaları” diyerek ayrılık ve kavgalara hizmet edeceksiniz…

·         Ya da, ister BİLİMSEL DÜŞÜNCE yoluyla olsun, isterse DİN İLMİ yoluyla; görünen ayrılıklara rağmen herşeyin ve hepimizin aslında ÖZDE BİR olduğumuzu ve SINIRSIZ TEK EVRENSEL BİLİNÇ’ten meydana geldiğimizi kabul ederek, BİRLİĞE, BÜTÜNLÜĞE ve SELÂMETE (barışa) hizmet edeceksiniz.

Bir başka deyişle;

·         Ya, siz aşağıda bir beden ve ¾insanlar için insanca kaygıları olan kafanızdaki tanrınız(!) yukarıda¾; bedensel ve bireysel kaygılarınızla dünyanızı şekillendireceksiniz! Ve böylece, gözünüzle gördüğünüzün ve şartlandırıldıklarınızın peşinde yaşayıp, çevrenizdekileri de buna şartlandırma ve dolayısıyla Hakikatten perdeleme görevini yerine getiriyor olacaksınız ¾ki insanların çoğu hüsrandadır…

·         Ya da “ALLAH” ismiyle işaret edileni öğrenip, bilip, “ALLAH KULU” olmanın bilincine ermek ve gereğini yaşayabilmek için yaşamınızı değerlendireceksiniz! Ve böylece, çevrenizdekilere de Hakk’ı tavsiye edip, bu konuda bildiklerinizi paylaşıp, şartlanmalarını ve yanılgılarını terketmelerine, bu suretle kendilerindeki BİLİNÇ boyutuna ve Evrensel Öz’e yönelmelerine hizmette olacaksınız.

Ötede bir “tanrı” kabulünün büyük bir yanılgı olduğunun ve varolanın sadece “ALLAH” ismiyle işaret edilen olduğunun anlaşılmasına hizmet etmediğiniz sürece, bildiklerinizi bu yolda paylaşmadığınız sürece, sadece insanların yanılmasına ve hüsranlarına hizmet etmiş olursunuz ve BİR’liğe hizmetiniz sadece lâfta kalır.

Seçim de herkesin kendine ait, karşılaşacağı neticeleri de!


6.500.000 TL

Yeni Çıktı , 199 Sayfa

Ana Sayfa | Sayfa başı

Hosted by www.Geocities.ws

1