Bir
kitapla daha merhaba…
Antalya’da yaşarken bir kaç yıl
önce, Cuma günleri ofise inip, gelen giden, arayıp soran bazı dostlarla sohbetler
yapmıştık.. Cuma Namazı öncesi veya sonrası…
Bazı arkadaşlar bu sohbetleri banda
kaydetmişler… Sonra dinlediklerinde de yararlı olduğunu görmüşler.
Çoğunu banda alan Dostum
Nevzad Soydan, bunları yazıya döküp bana yolladı ve bir kitap hâlinde
yayınlanmasının yararlı olacağını söyledi.
Bir kaç kişiye daha bu metni yollayıp
fikirlerini sorduğumda, onlar da bu sohbetlerin bir kitap hâlinde yayınlanmasının
faydalı olacağından bahsedince, artık sıra basımına gelmişti.
Anlatacak yeni bir şey kalmadı
ama, bu güne kadarki kitaplarda anlatılıp da yeterli açıklık kazanamamış
bir kısım konuların anlaşılmasına yararlı olur, düşüncesiyle size bu kitabı
takdim ediyoruz.
Elbette okuyacak, sonra da her
zaman olduğu gibi, kendi kararınızı kendiniz vereceksiniz, kendi aklınız ve
ilminize göre!.
Zirâ, yıllar içinde gördüm ki,
bu düşüncelerin çok sayıda insanla paylaşımı hayli zor…
18-20 yaşında yanında olduğum merhum
Medineli-Beykozlu Osman Efendi şöyle demişti:
-“İlim avâma yakın olduğu kadar,
anlatanın çevresi kalabalık olur! Ne zaman ki ilim, öze döner ve mertebesi
yükselir, anlayanı da azalır… Pek çok yüksek mertebeli zevâtı ise kendi ailesi
bile tanımamıştır!.”
“Ehil olmaya inci gerdanlık
takılmaz” demiş, himmeti üzerimize olsun Seyyid
Ahmed Rufai!… Bizde zaten inci gerdanlık yok ki!…
Elbette evliyâullah için bu böyle!…
Bizimse zâten fazla bir ilmimiz
yok ki, paylaşımımız olsun insanlarla…
Olan kadarındaki paylaşımımızın
ne oranda olduğunu da, onların bu alandaki uygulamalarından görüp anlıyoruz
zaten!
Hoş görün, duanızı esirgemeyin
bizden; elimizden dilimizden gelen ancak bu kadar!..
Bâki Allah!.
Ahmed Hulûsi
North
Carolina – USA
1 Nisan 2000