Tamlama #4 - Faruk Ulay

 

Denizin karayla birlestigi yeri çiziyorum ayakkabimin burnuyla.

Yanimda bir çocuk.

Yasindan kuçuk gosteren, aklini benden gizleyen bir kiz.

Çiplak ayaklarini kizgin kumdan sakinarak çizdigime bakiyor.

Çizginin ustunde yuruyerek dalganin bozamadigini bozuyor.

Kopuklenen adini kuçuk adimlariyla siliyor.

Kumsali adsiz birakiyor.

Adimi soruyorum ona.

Omuzunu silkiyor.

Yazmaya yeltendigimde elime asilip beni çizikten uzaklastiriyor.

 

Su dolu bir uçurumun kiyisindan geriye çekiliyoruz.

Beni sevdigini saniyorum.

Inaniyorum kiza.

Gonulsuzce uzaklasiyorum kiyidan.

Goturdugu yere gidiyorum.

Kumsali bitiriyoruz.

Kumluk tepeyi asiyoruz.

Karayi enine geçip oteki kiyiya geliyoruz.

Burayi seviyor kiz.

Bu yanda olmak istiyor.

Hoslanmadigim kiyiya getiriyor beni.

 

Onu sevdigimi saniyorum.

Inaniyorum buna.

Birlikte olmaya katlaniyorum.

Astigimiz tepenin golgesi dusuyor ustumuze.

Biraktigimiz kiyida batan gunesi goremiyorum durdugum yerde.

Ardima bakmamami soyluyor kiz.

Suyun ortasini gosteriyor.

Tasmasini agzindan birakmamis bir sus kopegi yuzuyor bize dogru.

Aramizdan geçen bir marti gidip kopegin sirtina konuyor.

Bir fok baligi gorunuyor, oyunculugunu su ustunde birakip kayboluyor.

Iri gozluklu bir dalgiç, bir yelkenli, bir deniz otobusu, uç bacali bir gemi.

Hiçbirini gormuyor kiz.

Bize yaklastikça suya gomulen kopege bakiyor.

Ayaklari islanmadan havalaniyor marti.

Golgeler uzuyor.

Dalgiç, yelkenli, otobus, gemi karanlikta kayboluyor.

Kopek kayboldugu yerde duruyor.

Boyle diyor kiz.

Inaniyor soyledigine.

Benim de inanmami istiyor.

Oyle gorunuyorum.

Bu karanlikta istedigi gibi gorunebilmek için ugrasiyorum.

Bosuna.

Durmak yoruyor beni.

Kopek gibi kaybolmak istemiyorum.

Kizi kiyidan uzaklastiriyorum.

Iki kiyinin ortasinda, karanin bir ucundan oteki ucuna yuruyoruz.

 

Kaç yasinda oldugumu soruyor kiz.

Sakalimin ne ise yaradigini bilmek istiyor.

Gozlugumun camlarinda yuzune bakiyor.

Ayaklarimin buyuklugune sasiyor.

Bir ara adimlarimizi sayiyor.

Saydikça geride kaliyor.

Yavasliyorum.

 

Karanin ucuna varmamiz uzadikça sabirsizlaniyorum.

Avuçladigim çakiltaslarini sazlara firlatiyorum.

Saskin bakisli bir marti havalaniyor, kanatlarindan birini kizin omuzuna vurup denizde kayboluyor.

Kiza kopegi animsatiyor bu uçus.

Onu yanimiza çagiriyor.

Benim adimi soyleyerek, kaldigi geriden bana bakarak çagiriyor kopegi.

Yanilgilarla sarip sarmaladigi dusuncelerinden kurtarmak istiyorum onu.

Yanima çagiriyorum.

Geliyor, onumde diz çokup dusmus çoraplarimi çekiyor.

Beni sevdigine inandiriyor kendisini.

Sesimi çikarmiyorum.

Adini yaziyorum yalnizca.

Ayakkabimin burnuyla.

Izi silmesin diye onu durdugumuz yerden ayiriyorum.

 

Kopekten uzaklastikça karanin ucuna yaklasiyoruz.

Paletleri elinde bir dalgiç geçiyor onumuzden.

Bir yelkenli, bir deniz otobusu, uç bacali bir gemi duruyor karsimizda.

Uçunden birine binebilecegimiz bir limandayiz.

Adanin ucundayiz.

Beni sevdigini soyluyor kiz.

Duygulari yasina ters dusuyor.

Gemiye bindiriyorum onu.

Suya gomulen kopege donuyorum sonra.

Kayboldugu yerde buluyorum hayvani.

Adimla çagiriyorum.

Yanima geliyor.

Karanin oteki ucuna yururken hiç gormedigim bir gunes doguyor.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1