Baskumandan - Nurdan Besergil

 

Saldiri düsüncesi sicak, yapiskan bir yaz günü aklima düstü. Beni hiç yalniz birakmayan askerlerim, oturdugum masadan aniden kalkip gözlerimi diktigim uzaklari isaret ederek saldiri planimi açikladigimda, her zamanki gibi itaat ettiler. Onlara o zamanlar çok inandigim, ama simdi ne kadar animsamaya çabalasam da aklima gelmeyen pek çok neden saydim. Arka arkaya. Hizli hizli. Oysa hepsi açiklamalarimi siralamaya kalmadan dört bir yana kosusup hazirlanmaya baslamislardi. Zirhlarini parlattilar. Mizraklarini onardilar. Zorlu bir akin olacagini biliyorlardi. Ben de biliyordum.

Zafere çok yaklastigimizi düsündügüm anlarda bile yalnizca buruk bir sevinç duyumsadigimin ayirdina variyordum ama, itiraf ediyorum, vazgeçmeyi aklimin ucundan geçirmedim. Kalenin fethedilmeye deger olmadigini düsünseydim, ele geçirme niyetimi hemen, o anda, oracikta terk ederdim. Böyle köklü bir yenilgiye karsin simdi bile gücümü toplar toplamaz, askerlerim dinlenir, ordum donanir, atlarim eski gücüne kavusur kavusmaz gene kaleyi kusatacagimdan kuskum yok.

Saldiri sirasinda pek çok kere yengiye bir tek adimimiz kaldigini duyumsadigim anlar oldu. Pek çok kere. O adimin düsüyle çayirlarin ortasina kurulmus çadirimda heyecandan titredigimi, çenemin mutluluktan kasildigini animsiyorum. Bir tek adim. Ve kale benim. Düslemesi bile sonsuz doyum veren bu adimlari atmak yerine onlari kenarlari sirma islemeli ipek mendillere sarip, büyük kapaklari sedef kakmali çanaklarda saklamayi yegledim.

Saldiri sirasinda pek çok kere yenilginin tam ortasinda durdugumuzu duyumsadigim anlar da oldu. Uçsuz bucaksiz kirlar sari-beyaz papatyayla örtündügünde, daglar, agaçlar, askerlerimin basliklari, kendi tugum karla kapliyken, çadirim firtinanin ve saganak yagmurun altinda findik kabugu gibi yalpalanirken, yigit cengaverlerimle birlikte, yenildik, yenildik, yenik düstük, diye hepbir agizdan bagirdik. Oysa gerçek yenilginin tadi çok daha kekrek ve eksiydi.

O geceyi çok iyi animsiyorum.

Kaleye her zamankinden daha yakin degildik. Her zamankinden daha cesur, daha dayanikli da degildik. Ve daha iyi bir saldiri veya savunma planimiz da yoktu. Aksine, aylardir kusatma halinde olmanin verdigi birikintinin tortularina gömülmüs durumdaydik. Masmavi kale tam karsimizdaydi. Askerlerimin zirhlari ay isiginda parliyordu. Ellerindeki mizraklari gökyüzüne dogru kaldirmis, hazir bekliyorlardi. Mizraklarinin yildizlara saplanmis sivri uçlarina bulasan kandan yansiyan ayisigi gözümü kamastiriyordu. Atimin üstündeydim. Rengarenk, üstüste giydigim giyitlerim, kusandigim kilicim, sorguçlu basligimla tam bir baskumandandim. Dimdik duruyordum. Gözlerimi karanlik uzaklara dikmistim.

Ve sonra yenildim. Oracikta. Sessiz, sakin.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1