Tuzak

  Tamlama #3 - Faruk Ulay

 

Konuk kendini anlatiyor.

Hep ayakta.

Durmaksizin konusuyor.

Bildikleriyle buyuluyor bizi.

Akla hayale gelmedik olumlerden kurtulmus biri olarak dolasiyor aramizda.

Tumunu yasamis kurtulmadan once.

Biliyor.

Bunca olmus ve boylesine hayatta kalabilmis biri.

Ermis.

Anlattik�a dudaklarimiz kilitleniyor.

Gozlerimiz milleniyor.

Sustuk�a dinliyoruz.

Sozunu kesemiyoruz.

Onu yerine oturtamiyoruz.

 

Pirin� bir mangal getirmemizi istiyor.

Getirip komurluyoruz.

Yakiyor komurleri.

Korlasiyorlar.

Ustlerine attigi kuruslar eridiklerinde altinlasiyorlar.

Parmaklarini atese daldirip avu�luyor erigiyi.

Dara dustugumuzde kullanmak kosuluyla uzatiyor bozulmus paralari.

Uzatilana dokunmaya �ekiniyoruz.

Hi�birseyin kusatmadigi yasamimiza bu yoldan girilmesine karsi �ikiyoruz.

Kizmamasina �alisiyoruz.

Gucunden, anlatip gosterdiklerinden, verdiklarinden urkuyoruz

�ekildigimiz koselerimizde.

Ne yapacagimizi bilemeyerek.

Uyandirmaya �alistigi hirsimizi paylayici bakislarindan ka�iramadigimiz govdelerimizin ardina saklanarak ka�iriyoruz ondan.

Yine de tuzaga dusmekten kurtulamiyoruz.

Inandiklarimizla birlikte alasagi ediliyoruz.

 

Satafatli adimlarla dolasiyor aramizda.

Bizi tutmak istercesine yaklasip uzaklasiyor.

Elimize tutusturdugunu alip yaktigi atese atiyor.

Hirsina kapilan birimiz atildiginda durduruyor onu.

Fosillesiyor duran.

Kimse durani kurtarmaya yanasmiyor.

Heyheylenmeye yurekli kimse �ikmiyor.

Tuzaktan kurtulmaya �alisanlarimiz bir baskasina yakalaniyor.

Iyiniyetimizin yagmalanmasina katlanmak zorunda kalmamizi kendimize yediremiyoruz.

Yuzlerimizde okuyoruz yiyemediklerimizi.

Birbirimizden utaniyoruz.

Kendimizden.

Yapilmasi gerekeni yapamadigimizdan.

 

Agirligimi oturdugum kayaya vererek par�aliyorum.

Kurtulmamiz bana kalmis�asina karsi �ikiyorum tuzaga dusurulmeye.

Kirdiklarimi konuga firlatarak son sozlerini soyletiyorum taslara.

Mezhep degistirmis bir inan�sizin yeni buldugu gucunu takinarak �ullaniyorum ustune.

Govdesine vurduk�a hepimizi kurtariyorum.

Vurulacak yeri kalmiyor konugun.

Yapilmasi gerekeni yapmis olmanin gururuyla kalkiyorum ayaga.

Birsey daha.

Mangali sonduruyorum.

Kuyrugu sirtina kivrik bir kopek ge�iyor onumden.

Basimin ustunden eksik olmayan kus kurtardiklarima dogru u�uyor.

Kurtardiklarim benden �ok konuga bakiyorlar.

Boylesine yasamisken bu olumden kurtulmaya kalkmamasina hayranlik duyuyorlar.

Ermisligini vurguluyor olumu.

Yari a�ik gozleri bizim i�in yasadigini anlatiyor.

Birimiz kiyilari igne oyali bir tulbentle ortuyor konugun yuzunu.

Birimiz para sikistirdigi avu�larini kapatiyor.

Birimiz onu sa�agin altina tasiyor.

Konugu yanimdan aliyorlar.

Benden uzaklasiyorlar.

 

Toraman bir sevgi, gurbuz bir saygi umarken keskin disli bir nefret buluyorum karsimda.

Konugun yilisik kani pihtilasiyor.

Govdem kabuk bagliyor.

Kusulan kine bulaniyor gonlumde yatan arslanlar.

Onlar i�in buyuttuklerimi ustlerine saldigimda kusa kopege yem oluyorlar.

Onlari kurtardigim tuzak ustume kapaniyor.

Onlardan kurtuluyorum boylece.

Buna inaniyorum.

 

Kolay gorunumlu bir son bi�iyorum kendime.

Istemeden yaklasiyorum olume.

Goz gore gore.

Ucu bilenmis bir pergel saplaniyor gogsume.

Ol�ulu bi�ili bir olume a�ilan bu tuzaga nasil dustugumu anlamamazliga geliyorum.

Bir zamanlar bunca zor gelen olumu hemen kabulleniyorum.

Basta kendimden, sonra oldurdugum konuktan, kurtuldugumu sandigim onlardan utandigimdan.

Yapacak baska birsey bulamiyorum.

Pergeli saplandigi yerden �ikaramadan kaliyorum oturdugum yerde.

Kan i�inde.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1