Tuzak

  Daktilonun Basinda Suskun Oturus - Ergun Kocabiyik

 

Adam ofkeyle masadan kalkti. Birkac saniye oldugu yerde kararsiz bir sekilde kaldi. Sonra aniden daktilodan hizla cekip cikardigi k�gidi, burusturup kapinin yaninda duran cop sepetine firlatti. Basini hisimla pencereye dogru cevirirken, duvarda asili duran takvim gozune ilisti. Geleli neredeyse bir ay olacakti otele. Bu mevsimde bos ve ucuz olurdu. Halen bir seyler yazamamis olmak onu cileden cikariyordu. Pencerenin onune gitti. Burusuk yuzunde gerili duran ifadesiyle denizi seyretmeye koyuldu. Uzakta, dalgalarin ortasinda bocalayan bir balikci teknesine dikmisti gozlerini. Yagmur ciseliyordu. Tekne belirsiz ve bulanikti.

Geceleri su dolu bir bardak icine koydugu takma dislerini animsadi. Komodine dogru yurudu. Tam o sirada yan odadan geldigini sandigi bazi sesler isitti. Dislerini ici su dolu bardaktan cikarip agzina takti. Iki odayi birbirinden ayiran duvara yaklasti. Kulagini soguk betona yaslayip dinledi. Kur'an okuyan bir erkek sesi, aglayan kadin seslerine karisiyordu. Lacivert gozlerinden icini bir merak duygusunun kapladigi anlasiliyordu. Gizli bir varligin, elinden tutup onu yan odaya dogru cektigini hissetti. Kendini kucuk bir cocuk gibi bu gorunmeyen annenin denetimine birakti.

Koridora ciktilar. Gorunurde kimsecikler yoktu. Asagi katlardan, devrilen bir tepsi sesi duyuldu. Bunu sisman camasirci kadinlarin gurultuleri izledi. Sadece disilere dogma sansi veren kuzey ruzg�rinin dolledigi akbaba basli o kutsal agarticilarin cigliklari bos otelde yankilaniyordu. Sabahlari iclerine dolanmis bir sekilde uyandigi, teriyle nemlenmis o carsaflari yikiyor olmaliydilar. Gorunmeyen el onu koridorda birakip yan odanin kapisini araladi ve onu iceriye dogru iteledi. Odadaki esyalar ve insanlar olgun bir isikla aydinlaniyordu. Yasli bir adam odanin en cok isik alan kismina yerlestirilmis buyuk bir yatakta hareketsiz yatiyordu. Iki yana uzatilmis elleri, kapali duran gozleri ve sessizce solumasi belki de ilk kez bu kadar cok yer kapliyordu evde.

Kapinin gicirdamasiyla once kucuk bir cocuk sonra odadaki kadinlardan biri baslarini ona dogru cevirip baktilar. Kadinin gozleri kanlanmis ve sismisti. Bakislari kisa bir sure kaldi uzerinde, sonra yine onlerine cevrildi. Ama sirasiyla ona bakan bu baslarin geriye donusunde, ona, sebebi anlasilamamis bir sesin nedeni oldugunu hissettiren bir ilgisizlik seziliyordu.

Bir sure hareketsiz kala kaldi kapida. Sonra yataga dogru ilerledi. Yasli adamin yuzunu gormeye calisti ama bir turlu basaramadi bunu. Gozleri, uykudan yeni uyandiginda oldugu gibi gecici bir korlukle kamasmis, secemiyordu adami. Aniden arkasindan kapanan dev bir kapinin varligi korkusuyla geriye dondu. Adadaki otelin bir parcasi olmayan bu odaya odanin bir parcasi olmayan koridordan bakan su adam da kim ola diye gecirdi icinden. Kapinin esigindeki yuz icerdeki isiktan tamamen farkli bir isikla, kapali bir ogle sonrasinin yumusak isinlariyla aydinlanmisti. Basini tekrar odaya cevirdi. Yasli adama, ona kucagindaki cinko tastan kasikla su iciren yasli kadina bakti. Acik agizdan iceri suzulen suyla istemsiz yutkunan �dem elmasi, �dem'in ahdine ihanetini animsatircasina bir tabancanin surgusu gibi olumun kucuk mermilerini yasli adamin bogazina diziyordu.

Cok gecmeden ateslendi mermiler pes pese, patlamayan sonuncusu haric. olu beden canliliginin son belirtisiyle disari kustu son yudumu. Icerdekileri bir cenaze rituelinin telasi almisti. oluyu tahnit ederlerken utangac bir yasam sevinci ucusuyordu odada. Takma disleri agzindan alinmis, yuzunun iki yaninda olusan cukurlar cenesinin altindan gecip basinin ustunde dugumlenen bir tulbentle kapanmisti. Tuhafti ki, yasaminda bir kez daha boyle sarilmisti basi, o zaman simdiki gibi 61'inde degil 16'sindaydi ve yanaklari boyle cukur degil tam tersine kabakulagin etkisiyle siskindi.

Adam odasina dondugunde gorduklerini yazmak istediyse de sozcuklerin, nasil olup da daktilonun kursun harflerinden cikip okunaksiz bir el yazisina donustugune akil sir erdiremedi.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1