Þifre

  Sifreli Spiral - Tansu Celikel

 

Islevsel ve mekanikci goruste her organ yalnizca kismi ve farklilasmis bir protezdir hala: simdiden bir simulasyondur, ama 'alisilmis' bir simulasyondur. Sibernetik ve bilgi-islemsel bakis acisiyla, bir bedenin 'embriyon halindeki' protezine donusen sey, farklilasmamis en kucuk eleman, bu bedenin her bir hucresidir. Tum bedendeki gercek modern proteze donusen sey, her hucrede yazili genetik formuldur. Protez genel olarak cokuntuye ugramis bir organin yerini alan insan yapimi yapay bir organ ya da bir bedenin alet bicimindeki uzantisiysa, o zaman, bir bedenin tum bilgisini iceren DNA molekulu, artik kendi de protezlerinin sonsuz serisinden baska bir sey olmadigindan, protezin ta kendisi, bedenin kendi kendine surmesine olanak taniyacak olan seydir. Jean Baudrillard, Kotulugun seffafligi

Canlinin en kucuk kopyasi olan kalitsal materyal yasami boyunca kendini kopya ederek var olur ve canliyi olusturur. Gercekte neyin kimi taklit ettigi de pek net degildir: Canli mi olustugu yapinin davranislarini taklit eder, yoksa organizmanin davranislari mi kalitsal materyali yonlendirir?

Kalitsal materyal ya da yaygin adiyla DNA (deoksiribonukleik asit) organizmanin yapi ve fonksiyonunu olusturan protein molekullerinin, canliyi olusturmak uzere ozgul bir sekilde konumlandigi bir zincir olarak tanimlanir. Bir insanda ortalama olarak 3.000.000.000 bazin (harfin) yanyana dizilmesinden olusan DNA molekulu, hucrede, cekirdekte konumlanmistir. Gorevi canlinin yapi (doku, organ ve canliligi surdurmeye ilskin tum sistemler) ve fonksiyonlarinin (canlilik yapisini olusturan sistemlerin calismasi icin gerekli tum basamaklar) olusturulmasi ile ilgili bilgiyi kodlamak ve bunlarin gerektigi yerde, ihtiyac miktarinca anlatimini saglamak olan genetik materyalin boyu, yan yana dizildiginde 180 cm.yi bulur. Aslinda bu buyuk sistemin yalnizca %10'luk kismi bizim yapisal ve fonksiyonel butunlugumuz icin aktif olarak calisir. Geri kalan %90'lik bolumun bir kismi simdilik fonksiyonu bilinmeyen anlamsiz diziler, diger kisimlari ise genetik bilginin anlatimi sirasinda gorev yapan ve daha cok baslangic ve bitis isaretlerini veren dizilerdir.

Ilk olarak 1860'larda Mendel kurallari ile organizmada doller boyunca suren bilgi aktariminin temelleri aciklanmaya calisilmis, dolayisiyla genetik materyalin varligi hipotetik olsa da ortaya cikartilmisti. Mendel'den yaklasik bir yuzyil sonra bu sefer kalitsal materyalin varliginin bilimsel olarak kanitlanmasi ile kalitsal materyalin yapi ve fonksiyonlari ile ilgili bugunku bilgi ve uygulamalarin temelleri atilmis oldu.

Gunumuzde kalitsal materyal ile bilgi gun gectikce fazlalasmakta ve hatta bu bilginin elde edilmesini takiben bunlarin pratikte uygulamalarina gecilmeleri ise kisa surecler icinde olmaktadir. Belki de buna en iyi ornek kalitsal hastaliklar ile ilgili bilgilerimizdir. Kalitsal hastalik bireyin genomunda (hucredeki kalitsal materyalin tumu) belirli bir hastaligin olusumuna sebep olabilecek gen dizi veya dizilerinin bulunmasi olarak tanimlanabilir. Bu hastaliklar genlerin anlatim hizlarindan, hastaligin bulundugu genin protein urununun organizma icin onemine degin cesitli faktorler tarafindan kontrol edilen bir surec icerisinde bireyin fenotipinde ortaya cikarak hastalik semasini olustururlar. Bugune kadar kalitsal materyal ile yapilan calismalar isiginda, tamami XX.yy'in son kisminda tanimlanmis 5000den fazla kalitsal hastalik vardir ve bu rakam Insan Genomu Projesi (HUGO) sonuclarina paralel olarak her gecen sene gelisen hizlar ile artarak devam etmektedir. HUGO 1980'lerin ikinci yarisinda baslayan ve insan genomuna ait tum genlerin yeri, baz dizileri, bir genin farkli alt turlerine (allel) ait sifreleri siniflandirarak bir insan genomu haritasi olusturmak amacini guden ve gunumuzde devam eden projeler icerisinde en kapsamli olanidir. Projenin buyuklugu Atom Bombasi yapimi ile ilgili olan Manhattan Projesi ve Aya ilk ayak basmak icin gerceklestirilen projeler ile karsilastirilmaktadir. Bu projenin yarari insan genom haritasi tamamlandiktan sonra kalitsal materyale ait bozukluklarin teshisi icin kaynak olmasindan baska tedaviye yonelik olarak da yeni yaklasimlar olusturmasindan ileri gelir. HUGO'nun baslangicindan bugune kadar gecen zaman icerisinde insan genomunun yaklasik yarisi tanimlandi, bu olusan bilgilerin terapiye yonlendirilmesi amaciyla gen terapi yontemleri gelistirildi (ve hl gelistiriliyor), kalitsal bilgiye ulasmak icin cesitli teshis yontemleri gelistirilerek kullanilmaya baslandi (preimplantasyon, amniyosentez vb.), organizmada cesitli protein eksiklikleri sonucu olusan hastaliklarin tedavisi icin transgenik canlilar (kalitsal materyalinde kendisine ait olmayan aktif-anlatim yapabilen-kalitsal mateyal iceren canlilar) yaratildi. Ve hepsi sadece genetik bilgiye dair yeni bir bakis acisi olma umudu ile gerceklestirildi. Amaci ve yontemi ne olursa olsun genetik bilgi ile ilgili tum calismalar topluma biyoteknolojik urunler olarak sunuluyor. Bir bakima kalitsal materyal ile ilgili gelismelerin topluma yansimasi biyoteknoloji ve bunlar sonucunda elde edilen urunler oluyor.

Biyoteknoloji kullanilan en eski bilimlerden birisi olarak karsimiza cikiyor, tarih boyunca. Daha insanlarin kendi etrafindakilerden baska insanlar olmadigini dusundugu zamanlarda, peynir, sarap ve yogurt yaparken ekmek mayalarken kullaniyorlardi biyoteknolojiyi. Gunumuze yakin bilimsel temelleri ise XViii. yuzyilin son donemlerinde atilmis olmakla beraber gercek gelisimini XX. yuzyilin ikinci yarisinda molekuler biyolojinin kurulmasi ve gelismesi ile saglamistir. Gunumuzde biyoteknoloji kavrami gecmiste oldugu gibi doganin yonlendirmesi sonucunda degil insanin dogayi yonlendirmesi ve degistirmesi sonucunda olusan bir kavram olarak karsimiza cikiyor. Ilk uygulamalarindan da gorulebilecegi gibi insanlar daha onceleri cevre ve iklimin olusturdugu sartlarin yonlendirmesi sonucunda kuzey ulkelerinde bira ve boza yapimi icin, guney ulkelerinde ise daha cok sarap yapimi icin, ama daima doganin kendileri icin olusturdugu sartlar cercevesinde kullanmislar biyoteknolojiyi. Fakat simdi laboratuarlarda ozel olarak olusturulan kosullar cercevesinde insanlar yonlendiriyorlar bilimi, biyoteknolojiyi ve onun sayesinde elde edilebilecek urunleri. Biyoteknolojik yontemlerin uygulandigi bilim dallarina gore gida biyoteknolojisinden tibbi biyoteknolojiye kadar cesitli alt dallari var artik (ama tum dallarinin ortak amaci bilimdeki, ozellikle molekuler biyoloji ve genetikteki ilerlemeleri toplumun paylasimina ve cikarina sunmak). Bu ilerlemelerden en onemlisi ve hala sirri bir turlu tam cozulememis olani ise transgenik hayvanlarin biyoteknolojik yontem olarak gida biyoteknolojisinin tum alt dallarina uygulanmasi.

Bu konuda ozellikle transgenik (kalitsal materyalinde kendisine ait olmayan DNA iceren canli) organizmalar gelecegi yonlendiriyorlar. Insanlara ait genlerin diger canlilara aktarilip bunun sonucunda insan icin gerekli olan terapi amacli proteinleri sentezletme fikri de tip alaninda uygulama alani bulan bir dusunce olarak cok gerilere dayanmasa da bu konuda gerceklestirilen gelismeler biyoteknolojik urunlerin birer terapi araci olarak kullanabilecegini gosteriyor. Bu gercege ait son ornek ise Genie adi verilen bir domuz. Dollenmis domuz yumurtasina Insan Proteini C adi verilen bir proteine ait gen dizisi eklenen ve bu genin sut bezlerinde aktiflestirilmesi sonucunda, sutunde bu proteini bulunduran Genie, terapi amacli protein eldesi icin buyuk kolayliklar getirdi. Geleneksel yontemler ile buyuk miktarlarda insan kanindan veya kultur sonucu cogaltilmis cok miktardaki hucrenin biyoreaktorlerde gerceklestirilen islemleri sonucunda elde edilen proteinler Genie sayesinde hayvansal bir urun (sut) olarak karsimiza cikiyor. Bu tip bir gelismenin saglayacagi imkanlar hemofiliden insuline bagimli seker hastaligina bir cok hastaligi yasanabilir kilacaktir. Gerci su anda biyoreaktorler yardimiyla bu eksikligi duyulan proteinlerin eldesi gerceklestirilse de bunlarin maliyetinin yuksek olusu (bazi proteinlerin eldesi icin bir yillik yaklasik 100.000 USD) hammaddenin insan kani veya bu kanlardan kultur sonucu cogaltilmis hucrelerin olusunun enfeksiyon olasiligini arttirmasi, elde edilme sirasinda gerceklestirilen islemlerin cok hassas olusu, bir derecelik sicakligin dususunun bile urunu etkilemesi, bu islemlerin yayginlastirilamamasinin sebepleri oldu. Buna karsin transgenik canlilardan elde edilen proteinlerin ise hammaddesinin ucuz ve bol miktarda hayvanlardan tarafindan uretiliyor olmasi, uretimleri sirasinda hayvan icin yapilan rutin bakim ve beslenme sartlarindan baska herhangi bir zorunluluk getirmemesi bu yontemlerin gunumuzde arastirma konusu olmasini sagladi.

Kalitsal materyale ait bilgi ve onu kullanan bilimlerin bu kadar gelismesi aslinda sonsuz bir yolculugun sadece ilk basamaklari. Bundan sonra sirada cesitli kalitsal protein hastaliklarindaki protein eksiklikleri icin cesitli hayvan turlerinin tukruk bezlerine gen nakledip bunlarin urunlerini tukrukten izole etme, insanlarda gen terapi yontemlerinin gelistirilmesi ve rutine gecirilmesi, prenatal yontemlerin hamilelikte kullanilarak daha saglikli nesiller yaratilmasi var. Kalitsal materyalden yararlanma veya tanisma seklimiz ne olursa olsun, bir seyden emin olmaliyiz ki, o bizi terketmeden biz onu terkedecegiz.

 

Hosted by www.Geocities.ws

1