Rüya

  Sade Kahve Icen Zurafa Agliyorsa Eger - Pinar Ogunc

 

- Uyuyamiyorum doktor bey.

- Hic mi?

- Ilk yattigim zaman biraz; o da cok degil.

- Ruya?

- Ruya yok. Gorsem de ya uyuyamadigimi ya da ruya goremedigimi goruyorum. Sonra da susayarak uyaniyorum.

- Olmaz. Yarin gece uyandiginizda suyla birlikte su yazdigimi da iceceksiniz. Soyleyeceklerimi unutmayin.

- Olur.

--------------------------------------------------------------------------------Oldu.

 

FORMULU

500 mg sonra odanin bilmedigi koselerinden yukselen cigliklarla birlesecek olan kesik kesik uc siren sesiyle uyudu. Dunyaya, ne yasanmislik, ne de tersinden dogan tarifsiz bir tanidiklikla bakacagi, yasamini kendi gozunde eskiten kacissiz bir yinelemeyle kusacagi, kusacagi, kusacagi gunlerin ilki miydi bu? Uyumamak sorun degildi belki ama ruya gormemek cok kotu demisti Hipokrat yeminli gozluklerinin uzerinden hicbir yere bakmayan adam. Bir sabah gelecek, o da "her seyi gordum" diyerek uyanacak miydi? "Olmaz" demisti, "Ruya gorulmelidir. Olmazsa olmaz."

 

ENDIKASYONLARI

Ben yine benim ama yine de tam degilim. Saclarim baska, gozlerim baska, ayak parmaklarimin arasindaki acilar baska. Birisi ardimdan sesleniyor, ardimda kavak agaclari; adim baska. "Suyu," diyor, "Suyu temizledin mi?" Bunu niye bana soruyor? Yuzumu ona donmeden konusuyorum, cunku biliyorum, donersem yanaklarimda yaralar acilacak.

"Suyu kirleten sensin ve ben o suyu balkondaki sardunyalara bile dokmem" diyorum. Dili dusmus bir balkon kapisinin hizla kapandigini duyuyorum. Bir de cay bardagi kiriliyor galiba. Yolun karsisindan bir karaltinin bana dogru geldigini gorene kadar, oldugum yerde kipirdamadan duruyorum. Uzerimde kendinden desenli yesil bir elbise var ve bulutlar gozumle izleyemeyecegim kadar hizli hareket ediyor. Basim donuyor desem yeridir.

Ilkokulda benden bir ust sinifta okuyan ve bir keresinde eve kadar cift sapli okul cantami tasiyan gozluklu cocukmus gelen. El isi dersinde cakil taslarini boyuyorduk; cakil doluydu cantam.

Bulutlar cok, cok hizli geciyor sacimin uzerinden. Uzerimde kendinden desenli yesil elbisem var. Animsayamayacagim bir ana kadar da o olacak uzerimde.

 

FARMAKOLOJIK OZELLIKLER

Isim.

Arapca.

"Dun gece ruyamda kendimi olmus gordum."

"(Ama) Olmeden onceki son haftam ruya gibi gecti."

"Daha aylar oncesinden ruyama girmeye baslamisti (zaten)."

"(Biliyor musun) Ne zaman ruyamda gri bir kedi gorsem yagmur yagar."

"Ruyam cikti, (noktali virgul), oldum."

 

UYARILAR

Sevgili doktor,

Bu mektubu size bekleme odanizdan yaziyorum. Dayanamadigim icin uzgunum. Dediklerinizi bir bir yapiyorum. Her gunun ayri rengi var, biliyorum. Ilaci yarim yarim kirarak ve aynen dediginiz gibi bir seferde uc yarimi, alti yudum kaynamis sehir suyuyla yutuyorum. Ve gercekten, artik ruya da gorebiliyorum. Hatta gordugum sirada, yarin bunu yazsam, telefon acip birilerine anlatsam dedigimi animsiyorum kendi kendime.

Hayir, hayir. Tabii ki icimden, kurguyu bozar miyim? Ama gelin gorun ki sabah bir tekini bile animsamiyorum. Odama gri bir isik ve serinlikle giren sabahlari, tum gece gorduklerimin agirligiyla uyaniyorum. Agzimda, dilimizde mutlaka bir karsiligi olan bir tat var. Acaba uc yarim degil de bir bucuk yarim mi icsem verdiginiz ilactan? Ne dersiniz? Saygili sevgiler...

Hastaniz

 

YAN ETKILER

Goruntuye dair hic bir ayrintinin bu satirlarin yazildigi ana kalmadigi, ama bana mutlak bir "essizlik" duygusu veren kucuk bir koyun kiyisindayim. Batma hazirligindaki gunes, yumusak sari bir isikla aydinlatiyor yuzleri. Sahilde gereginden fazla yuz var; daha da fazla ayak.

Denize girmek icin siddetli bir arzu duydugumda fark ediyorum ki karadaki kalabaliga karsin deniz bombos. Anlayamiyorum. Yasamin boyle bir saatini, bu bicimde yitirmek nasil sacma geliyor; sifat yakistiramiyorum. Sahil boyunca ayakta dikilen insanlarin arasindan siyrilip denize birakiyorum kendimi. Hic aralik vermeden, birbiri ardina atiyorum kulaclarimi. Gozlerim kapanabilecegi kadar kapali.

Hafifliyorum, bedenim o siviyla anlasiyor, ariniyorum her kulacla. Ancak soluksuz kaldigimda duruyor, ancak durdugumda duyuyorum yuzlerce insanin ardimdan seslenisini. Anlayamiyorum.

Gozlerimi actigimda sonsuz bir mide bulantisi ile inliyorum. O kutsal su gitmis, simdi bir kusmuk denizinin ortasindayim. Cirpinarak suda yukselmeye calissam saclarimdan koyu bir sivi suzuluyor, cirpinmaya kalksam iyi ogutulmemis, bicimsiz yiyecek parcaciklari carpiyor yanik tenime. Her kosulda hic kokmadigi kadar korkunc kokuyor bu gezegen.

Karadan cok uzaktayim. Herkes kuru, temiz ve herkes herkesle birlikte. Bir daha temizlenebilecegime inanmiyorum. Denizin kuru kalmis bir kosesinde agliyorum; kisa tumceler anlatiyor beni. Agliyorum.

 

KULLANIM SEKLI VE DOZU

Alo merhaba. Ben doktorunuz... Mektubunuzu aldim, nasilsiniz?... Hâlâ hatirlamiyor musunuz?... Yaaa... Hatirlamak da sart degil aslinda... Evet bir sure daha alacaksiniz ilactan, ama kisa bir sure daha... Olabilir bir bucuk yarim icin. Uc yudumdan fazla su icmeyin ama... Aslinda fark etmez. Imza atmak gibidir. Onemli olan atmaniz. Adinizin okunmasi sart degil.

 

DOZ ASIMI HALiNDE ALINACAK TEDBIR

Orasi neresi ve ben neden oradayim bilmiyorum. Tas bir yatak uzerinde sirt ustu yatiyorum, Tavanda bir delik ya da catlak olmamasina karsin solda ayi cok net gorebiliyorum. Birden tas yatagin ayaklari hareket etmeye basliyor ve yatak beni saran tastan bir elbiseye donusuyor. Sol omzumda cikan bir yaz sivilcesi canimi acitiyor. Kardesimi cagiriyorum elbisemin fermuarini cekmesi icin.

Nasilsa, bir nalburda buluyorum kendimi. On iki numara Ingiliz anahtari istiyorum tezgahin obur yaninda musluklar, contalar ve beton civileri arasinda yitmis enseli bir adamdan. Adam, ki yuzunu bana dogru cevirdiginde babam oldugunu anliyorum, "yok" diyor. "Baba" diyorum "benim, tanimadin mi?" Yuzume bakmiyor bile. Onumdeki ilk ahsap kapiyi acinca, kapici ekmek isteyip istemedigimi sorup, istemiyorsam on iki numaraya goturecegini soyluyor. Onlar cok acmis. Yiyecek hicbir sey istemiyorum. Kirli tirnaklari olan bir el asagi cekiyor beni ayni anda; direnmiyorum. Uzun bir koridordan asagi yuvarlaniyorum, durmadan asagi. Elbisemi cikarsam dususumu yavaslatabilirim gibi geliyor. Ama bir turlu cikmiyor elbise uzerimden. Fermuarimi acamayinca, yirtiyorum ve bu arada surekli dusuyorum. Bir adam tuzu uzatmami istiyor, duserken, dibe vurmama az kalmisken elimle yukariyi isaret ediyorum: "Tuz yukarida."

 

BEKLENMEYEN BIR ETKI GORULDUGUNDE, HIC KIMSEYE BASVURMADAN DURUNUZ. DURDUGUNUZ YERDE KALINIZ.

-------------------------------------------------------------olmayan bir seyler olabilir.

Cocuklarin ulasamayacagi yerlerde saklayiniz. Zira en tehlikeli sey cocuklugumuzdur.

- Peki ne yani, nasil, ne demek?

- Hani ruyanizda sade kahve icen bir zurafanin agladigini gormustunuz ya dun gece; o cikti iste.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1