Parça/Bütün

  Film Fragmanlari - Selim Ergun

 

Cocukken parca diye bilirdim. Cok sonra ogrendim meger fragmanmis onlarin adi...

Temel olarak, "Bu filmi gormezseniz cok sey kaybedersiniz" duygusunu yaratmaya calisir fragmanlar... Bazen yaratirlar... Bazen de insan "Bu kesinlikle benim gormek isteyecegim turde bir film degil" diye dusunur.

Derdim fragmanlari incelemek degil aslinda, onlara olan tutkumu anlatmak. Fragmanlari oldum olasi sevdim ben. Cocukken sinemaya gitmenin en keyifli taraflarindan biriydi bu film parcalari. Seyrettigim goruntuleri aklimda kaldigi kadariyla zihnimde birlestirir, onlardan bir film cikartmaya calisirdim. Zaten o zamanlar parcalarin bir film hakkinda cok sey soyledigine inanirdim. Sonra yavas yavas fragmanlarin film hakkinda cok az sey soyledigini anlamaya basladim. Cok kotu bir filmin cok guzel bir fragmani olabiliyordu. Ya da tam tersi...

Fragmanlar aslinda tek baslarina guzeldirler. Muzik, hiz, ritm ve birbirinden etkileyici goruntuler. Bir anlamda, toplam birkac dakikalik bir kisa film.

Bati'da video-show, bizde ise video klip diye bilinen son 15 yilin gorsel salgininin ilk nerede, ne zaman ve kimin tarafindan kesfedildigi uzerine fazla bir tartisma olmadi. Bir keresinde 70'li yillarin ortalarinda Queen grubunun "Bohemian Rhapsody" sarkisi icin cekilen filmin ilk video klip olarak kabul edildigini duymustum. Fikir hic aklima yatmadi. Kimileri de video kliplerin babasinin Alan Parker'in "Pink Floyd The Wall" filmi olarak kabul edilmesini istiyor. Haksiz sayilmazlar, Parker tek bir filmle kendisinden sonraki yillarin gorsel uslubunu belirlemisti, bu ayri bir hikaye.

Ama ben oteden beri video kliplerin asil kaynaginin uzun filmler icin cekilmis kisa fragmanlar olduguna inanmisimdir. Fragman, kesik kesik sahnelerin birbiri ardisira siralanmasindan kaynaklanan muthis bir ritme ve hiza sahiptir. Iki saatlik bir filmin en guzel goruntuleri birkac dakika icinde size bir imge bombardimani seklinde sunulur. Videoklip de sanki buyuk bir filmin kisa bir ozeti gibidir.

Ama bugun bile en hizli videoklipler film parcalarinin yaninda hantal ve agir kalirlar. Bir videoklipin nerede bitecegi bellidir, muzikle birlikte goruntuler de biter. Ayrica bir videoklipte muzik hic durmaz. Oysa bir fragmanda muzik her an durabilir. Bir fragmanda her an hersey olabilir.

Fragman sadece reklam filmiyle yarisabilir ama reklamin da iyi bir fragmanin yaninda pek fazla sansi yoktur. Cunku reklamin bir mesaji, kendi capinda bir hikayesi ya da en azindan soylemek istedigi bir sey vardir. Oysa fragmanda bir hikaye degil, olsa olsa birkac satir vardir. Cinayetler vardir ama katil belli degildir mesela. Fragman cevapsiz birakilan sorulardan ibarettir. Cekiciligi gizeminden ve yarattigi merak duygusundan kaynaklanir.

Fragman hayalgucunu atesler. O baglamini ve anlamini tam olarak anlayamadiginiz sahneler zihninizde cakili kaliverir ve aralarini doldurmak istersiniz.

Sozun ozu, cocuklugumdan bu yana fragman seyretmeye bayiliyorum. Ama bu isi en iyi Amerikalilarin yaptigini da soylemem gerekli. Onlar bu isi o kadar iyi yaparlar ki birbirinden kotu bazi filmlerin fragmanlarini seyretmek bir keyif olup cikar. "Asil filmi bosverin fragmanina bakin" diyebilecegim o kadar cok film var ki...

Bu isi dunyada en kotu yapan kim bilmiyorum ama sanirim kotu fragman konusunda Turkler herkesle yarisabilirler. Cocuklugumda seyrettigim Yesilcam filmlerinin fragmanlari bir gazino programinin sozlu tanitimina benzerdi. Korkunc sesli adamlar haykirarak ve bogurerek bir seyler anlattiktan sonra tek tek oyuncu kadrosunu saymaya baslardi. ozellikle gazino programi takdim eder gibi oyunculari tanitmaya basladigi anlarda nasil sikilirdim anlatamam. ustelik yerli fragmanlar uzun ve hantal olur, bir turlu bitmek bilmezdi. Son donemde seyrettigim yerli film fragmanlarinda cok sukur o panayir tellali sesli adamlar yok artik. Ama fragmanlarda yine bir tat yok. Cunku bir sistem yok. Daha da onemlisi fragmanlar icin ayrilmis ozel bir butce yok.

Oysa Amerikalilarda hem bir sistem var hem de fragman icin ozel bir butce... Yanilmiyorsam bu fragmanlara filmin yonetmeni bile karistirilmiyor, ozel fragman kurguculari var bu is icin. Yani, adamlarin isi fragman hazirlamak...

Bir zamanlar film yonetmeni olmayi dusunurdum. Bugun bile arasira film cekmeyi hayal ederim. Ne zaman bir film dusunsem, once onun fragmanini tasarlarim kafamda. Cunku fragman cok konuda fikir verir: Filmin yapisi, atmosferi, rengi, dokusu, uslubu, dunyasi, karakterleri, ritmi ve baska seyler... Fragman bir filmin anafikrinin parcalara bolunmus halidir. O parcalar butun hakkinda fikir verir ama butunu asla gostermez. Ama bir butune ait olduklari icin bir halet-i ruhiyyeyi de yansitirlar. Gizemli ve cekicidirler.

Insanlari da ilk gordugunuzde size kendilerine dair bir fragman izletmezler mi aslinda? Bir insanin tek bir ani bir film fragmani gibidir. Bir butune aittir o tek bir an ama butunun ne oldugunu soylemez. ozellikle de kadinlar. Bazi kadinlar her sabah evden erkeklerin seyredecegi bir fragman olarak sokaga cikarlar. Bir kadinda butunu anlayabilmek icin cok yol katetmeniz gerekir. Ama sizi o butune dogru ceken, seyrettiginiz fragmandan baska bir sey degildir. Bazen de fragmanlari son derece itici olan insanlarla tanisirsiniz ama sonra butun hakkinda fikir sahibi oldukca o kotu fragmani da unutur gidersiniz.

Ornegin Tarantino'nun "Rezervuar Kopekleri"nin berbat bir fragmani vardi. Belli ki isinin ustasi biri hazirlamamisti ve fragmani seyredenler dusuk butceli, berbat bir siddet filmi seyredeceklerinden emin oluyorlardi. Filme gittim cunku Bati'da ne kadar cok begenildiginden haberim vardi. Zaten filmden ciktigimda fragmani coktan unutmus Tarantino'ya da filmine de hayranlik duymaya baslamistim.

Kaldi ki fragmanlara karsi duydugum bu derin aska ragmen 13 yasindan beri gidecegim, seyredecegim filmleri fragmanlarina gore secmiyorum. (Cok sukur, kimsenin de boyle bir mecburiyeti yok. Sinema yazarlari, gazetelerin sinema sayfalari ve sinema dergileri var.) Ama ozellikle lise yillarimda, cok iyi hatirliyorum, arkadaslarimin buyuk bir cogunlugu iki temel olcute gore film secerlerdi: Bir, sagdan soldan aldiklari tavsiyeler; iki, fragmanlar. Fragmanlarin ne kadar aldatici olabildiklerini gorduklerinde de kizarlardi. Bizim liseyi en cok yaniltan fragman da sanirim Luchino Visconti'nin Turkiye'de "Masumlar" adiyla gosterilen "L'innocente" filmiydi. Emek sinemasinda tam 4 ay oynatmislardi o fragmani. Bu, bir fragmandan cok filmin iki ya da uc sahnesinin birbirine eklenmis haliydi ve benim tahminim filmin Turk isletmecisi tarafindan ozel olarak hazirlanmisti. Bu sahnelerin en uzununda Italyan aktrisi Laura Antonelli, bir kanapeye ciplak uzanmisti ve bir erkekle sevisiyordu. En az bir dakika suruyordu bu sahne...

Sonra filmin gosterime girdigi ilk gun, diger bir deyisle bir pazartesi aksami filme gittigimde bizim siniftan bir grup arkadasimi gordum gisenin onunde. Onlara filmin uc saate yakin bir uzunlukta oldugunu, tahmin ettikleri gibi bir sey hic olmadigini, buyuk ihtimal cok sikilacaklarini cunku Visconti'nin estetik ve artistik takintilarinin onlari pek ilgilendirmeyecegini soylemedim.

Bu arada sunlari belirtmeliyim: 70'li yillarin sonuydu ve sinemacilik Turkiye'de buyuk bir bunalim yasiyordu. Daha da kotusu ulke bir yakit sikintisi yasiyor ve kaloriferler bircok yerde yanmiyordu. Emek sinemasinda o pazartesi aksami 18.45 seansinda buyuk bir cogunlugu bizim liseden olan 15 kadar insan vardi ve elbette kaloriferler yanmiyordu... O buz gibi sinemada hepimiz kabanlarimiza, parkalarimiza sarmalanip filmi seyretmeye basladik. Bizimkiler 4 aydir fragmanda seyrettikleri iki erotik sahneyi beklemeye basladilar. Ama ne yazik ki her iki sahne de ufukta gozukmuyordu. Bir muddet sonra iclerinden bazilari uyumaya basladilar ama filmi israrla seyreden benim gibi birkac kisiyi uyarmayi da ihmal etmediler: "Parcadaki o sahneler cikinca bize haber verin"

Uyandirmamiza gerek kalmadi. Bir bucuk saat sonra verilen antraktta biraz ayilmislar ve o sahnelerin hala cikmamasina sasirmislardi. israr edip dayandilar ve nihayet sahneleri kesintisiz olarak seyrettiler...

Ikinci gununden itibaren filme bizim liseden Visconti'yi tanimak isteyen gercek sinema meraklilari disinda sanirim hic kimse gitmedi. Cunku o gece yatakhanede "Masumlar" adli filmin parcasinda gosterildigi gibi erotik bir film olmadigi, eski caglarda gecen sikici bir sanat filmi oldugu uzerine spekulasyonlar yapildi.

Bence en iyisi, fragmanlara gore film secmeyi bosvermek ve fragmanin tadini cikarmak... Film cok kotu bile olsa o fragman henuz cekilmeyen bir saheser duygusu uyandirabilir icinizde. Yillar once Emek sinemasinda George Romero'nun "Zombi" filminin fragmanlari hic abartmiyorum belki bir yil boyunca gosterilmisti. Film sansuru gecip Turkiye'ye asla gelemedi ama o fragman nedeniyle bizim lisede efsane bir film haline geldi. O yil gordugumuz bircok film belki hafizamizda bile yer etmedi ama butunune asla vakif olamadigimiz "Zombi" filminin parcasi bugun hepimizin aklinda. Fragmanlar hayalgucunu atesler ve sadece size ozel gizemli saheserler yaratir...

 

Hosted by www.Geocities.ws

1