Kötü

  Bilim Sinirötesinde - Tansu Çelikel

 

Yazida geçen yöntemlerin tamami, deneysel olarak sürdürülen çalismalar olup, yakin gelecekte FDA (Food Drug Assoc.)'dan onay almalari beklenmektedir. Bu uygulamalar günümüzün klinik ve terapiye yönelik literatüründe henüz yer edinmemislerdir.

 

bir

Sean'in dogumu ailesinin kederi olmustu adeta (1). Nadir rastlanan sendromlardan birisi olan Poland's sendromunun sonucu, gögüs kafesinin büyük bir kismi ya yoktu, ya da ileri düzeyde deforme olmustu. Akcigerleri ve kalbi normal islevlerini sürdürüyorlardi, ama disaridan gelebilecek en küçük darbelere karsin bile hemen hiç korumalari yoktu. Üstelik Sean'in durumunu daha da zora sokan, kalbin normal yerlesimini göstermeyip, vücudun sag tarafina dogru kaymasi ve tamamen kaburgasiz bir bölgede yerlesmis olmasi idi.

Hastaliginin getirdiklerine ragmen, 17 yil boyunca, elinden geldiginin en iyisini yapti, Sean. Belki herkesin önünde t-shirt'ünü çikaramiyor, dalgali zamanlarda denize giremiyor, bisiklet ile gezemiyordu fakat, en azindan iyi bir baseball oyuncusu, iyi bir atlet olmustu, vücudunun ona çikardigi tüm zorluklara ragmen. Ailesinin karabasanlari her maç öncesi ve maç boyunca onlara eslik etmis, Sean'in herhangi bir darbe almasi, yüzükoyun yere düsüp hayatini kaybetme olasiligi onlara hastaliga karsi ellerinin bagli oldugunu hatirlatmisti her seferinde.

Çare aramayi sürdürmüslerdi, 17 yil boyunca, doktorlar, cerrahlar ellerinden gelenin en iyisinin bile Sean için yeterli olamayacagini söylüyorlardi, ta ki bir doku mühendisinin yaktigi isiga kadar.

Doktora göre yapilacak tedavi gayet basitti. Daha önce defalarca gerçeklestirdigi, burun, kulak veya el-kol kemikleri yapimindan pek bir farki da yoktu. Sean'in gögüs kafesinde varolan saglam, sayica az dokudan küçük bir miktar, cerrahi müdahale ile alinip, onun yerine özel bir plastik yerlestirilecek, ve alinan kemik örnegi, doku mühendisinin laboratuvarinda Sean'in gögüs kafesini olusturacak temel doku kümesine dönüstürülecekti.

Ameliyat uzun sürmedi. Kemikten alinan özel hücre gruplari, laboratuvarda gögüs kafesi sekli verilmis, özel bir plastik materyalin etrafinda üretilmeye baslandi. Artik yapilacak tek sey vardi, hücrelerin Sean'in vücuduna yerlestirilebilecek miktara gelmesini beklemek.

Çok geçmeden Sean, ikinci kez ameliyathanede biçak altinda idi. Laboratuvarda üretilen Sean'in gögüs kafesinin ilkel hali vücuda yerlestirilecek ve sonrasinda gögüs kafesi hücrelerinin bölünüp, sayilarinin çogalmasi, büyüyüp eriskin hali almasi, komsu hücreler ile baglantisini kurmasi, ve hücrelerin etrafinda büyüdügü plastik protezin vücud içerisinde çözünmesi beklenecekti. Bu süreç 3 ayi buldu. 3 ay sonunda Sean hayati boyunca ilk defa sahip oldugu gögüs kafesi ile bisiklete binebiliyor, herkesin ortasinda denize girebiliyor, vücudunu göstermekten utanmiyordu (2,3).

 

iki

A.K. için hersey giderek zorlasiyordu. Daha 40'larinin basinda olmasina ragmen ileri derecede hafiza kaybi, anlama ve iliski kurma kapasitesindeki gerilemeler onu günlük hayattan kopariyor, bas agrilari ise krizlerin esigine getiriyordu. Doktor, A.K. nin beyninde kötü huylu bir tümör oldugunu ve bir kaç degisik yere siçradigini, eskiden olsa yapilabilecek pek de bir sey olmadigini söyleyecegini ama simdi isterse önüne bir kaç seçenek sunacagini söylemisti.

A.K. doktorun söylediklerinden bir sey anlamadi, ya da hemen unuttu ama yine de tedaviye, foto-dinamik (4) terapiye razi oldu.

Doktorun söyledigine göre, ameliyat çok iyi geçmis. Isiga duyarli bir boya önce tümörlerin kalbine daha sonra da çesitli sayida mikroenjeksiyonlar ile tümörlerin tamamini kaplayacak sekilde yaydirilmis. Sonrasinda ise boyaya bagli bir sekilde enjekte edilmis ilaç (5) düsük enerjili uygun dalga boylu bir laser isimasi tarafindan açilarak 'tümöre özel tedavi' ilk adimlarini atmis.

A.K. o zamanlar söylediklerini dünmüs gibi hatirliyor, oysa yirmi yil geçmis aradan.

 

Üç

Henüz anne olmus bir kadin, kafatasi açik halde cerrahi masasinda yatiyor. Bir grup beyin cerrahi, kadinin basinda ameliyati yönetiyorlar.

Gün geçtikçe her sey degisiyor, doktorlar eskiden ameliyat sirasinda ellerinde nesterleri, saatlerce hastanin kafatasinda tümörün sinirlarini tam belirlemeye çalisirlar, sonra bir sinir harbi baslar, çevre dokulara mümkün olan en az zarari verip, tümörü oradan çikarmaya çalisirlardi. Bu sefer ameliyat yöntemi biraz daha degisik, cerrahi malzemelerinin yaninda, içerisinde bir miktar sivi olan bir enjektör duruyor. Tümörün tedavisi için gereken malzemelerin çogu semtin eczanesinden alinacak hale gelmis.

Yeni yöntem, bir tür gen terapisi. Tedavi boyunca beyin cerrahlari tümörlü bölgeye içerisinde genetik mühendisligi ürünü olan fare lösemi "virüsünü"(6) enjekte ediyorlar. Bu virüs enfekte ettigi hücrelerde lösemiden ziyade gen mühendisliginin ürünü herpes simpleks virüsü olusturuyor, dolayisiyla bu virus tümörlü hücreleri enfekte ettikten sonra vücudun bagisiklik sistemi tarafindan tümör degil de herpes olarak algilaniyor. Enjeksiyonu ve olusturulan enfeksiyonu takiben hastaya herpes simplex virüsüne karsi gelistirilmis yüksek etkili bir ilaç (7) uygulaniyor, ve enfekte edilmis kanser hücreleri sanki herpesmis gibi tedavi ediliyor (8).

Artik insanlari intihara sürükleyen kemo ve radyoterapiden kaynaklanan yan etkiler, yillar süren kanser tedavi semalari, sadece kanserli degil ayni zamanda saglikli dokulari da öldüren, vücut içine zerkedilen zehirlerin zamani geçmek üzere.

-------------------------------------------------

Son yillarda önce insan genom projesinin baslatilmasi, sonralari transplantasyonlar için domuz ve çesitli hayvanlarin organ bankasi olarak kullanilma olasiliklarinin belirmesi, ve çok yakinimizda ise önce kopya koyun Dolly'nin, daha sonra Hawaii'li 50 kopya farenin varligi, bilim dünyasini neselendirmeye, toplumu ise üzmeye basladi. Herseyin bir özeli oldugunu düsünenler, bilimin de sinirlarini bilip bunlari asmamasi üzerinde agiz birligi ettiler. Uluslar bilimsel çalismalara sinir getirmek için özel yasalar hazirlamaya basladilar, toplum kuruluslari bilimsel çalismalara verdikleri maddi ve manevi destekleri yeniden degerlendirmeye alacaklarini ifade ettiler. Daha da ileri gidip bilimi kötülediler; kötü bilim degil, kötü bilim adaminin varligini kabul edemediler bir türlü.

Üç hayat hikayesinde, moleküler biyolojik tekniklerin ve bilgilerin üretilmesi ve onlarin kullanimi sirasinda etik olarak topluma ters düsmeyen, toplum tarafindan yargilanmayacak bilgi isleme ve uygulama yöntemlerinin kullanilmasi Sean'a yeni bir hayat, yasitlari ile ayni kosullari paylasma, ve ötesinde hastaligi yüzünden muhtemelen kisalacak olan yasamini tekrar ona geri verilmesini saglamis; biyomedikal mühendisliginin yeni sinirlari, A.K.'ya yüzyillardir, bilimin çaresini tam olarak bulamadigi bir hastalik karsisinda direnç kazandirip, en önemli beyin islevlerini geri kazandirmis; genetik bilimindeki ilerlemeler ise yeni anneye çocugunun gelecegine yön verme, ve gelecegini paylasma imkani sunmustur. Ama toplumun ve etik degerlerin bu tip gelismelerdeki temel ölçüsü üretilen bilginin önemi degil, onu kullanabilecek hale getirenlerin sinirlari olmus, bu yüzden bilimin gelisiminin önüne setler kurulmak istenmis, bilimsel heyecan ve yaraticiliga toplum karsiti bir görüs olusturulmaya baslanmistir.

Genetik bilimini, yeni zararli mutasyonlar yaratmak için kullanma, moleküler biyolojiyi ve robot teknolojisini biraraya getirip robot-insanlar yaratma ve bunlari insan soyunun kurutulmasi için planlama, nükleer fizigi, bir nükleer bomba yapmak için kullanma, virolojiyi toplu ölümlere sebep olmak için, nörotoksinleri ani ölümler olusturmak icin kullanma olasiliklari insanlarin, uluslarin bilime sinirlandirma getirme istemelerine sebep olmaktadir. Oysa bilgi kötü veya iyi diye siniflandirilamaz. Ama bilgi kötü veya iyi amaçlar için farkli yollarla kullanilabilir.

 

Notlar:

1. Gerçek bir hikayeden uyarlanmistir. Sean McCormack, 1993 yilinda Dr.Joseph Vacanti, MD. Tissue Engineer- MIT' yi ziyarete gelen bir hastadir.

2. Life, fall 1998.

3. http://www.mit.edu

4. Iki asamali foto-dinamik terapide asil amaç belirli bir dalga boyundaki isimalara karsi hassas olan boyalarin vücuda ya da hedef doku / organa uygulanmasi, daha sonra da hastalik etmeni barindiran bölgeye laser isimalari sayesinde boya ve tedavinin sekline uygun olarak ya lezyon yapilmasi veya boyaya tutundurulmus olarak vücuda enjekte edilen ilacin aktif hale getirilmesi temeline dayaniyor.

5.Verteporfin, Vancouver B.C., QLT PhotoTherapeutics & Ciba vision ophthalmics. Verteporfin tedavisi temel olarak macular dejenerasyon tedavisi icin kullanilacak olup, kuzey Amerika ve Avrupa saglik enstitülerinin anlasmasi halinde 2000 yilindan itibaren uygulanmaya baslanacaktir.

6. Losemi, virüs enfeksiyonu ile olusmaz. Terapi amaci ile virüs sadece bir araç, bir vektör olarak kullanilarak, vücuda lösemi tasindigindan "virüs" tanimlanmasi kullanilmistir.

7. Ganciclovir

8. Tedavi sekli günümüzde deneysel olarak uygulanan ve 200 den fazla vektörü üretilmis bir yöntemi olup, standart klinik uygulamalar için FDA onayi beklenmektedir.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1