|
Duzluge
Cezali Bir Bilet Lutfen - Faruk Ulay
Sarisin ses solak mi yoksa saglak mi oldugunu bilmek istedi. Saglak
oldugunu soyledin. Sol elini avu�i�i yukariya bakmak uzere masaya
koymani rica etti. Ricasini yerine getirdin. Parmaklarini avucunu
dolasan �izgilerde gezdirirken ge�misini okumanin kolay olacagini, pe�etelikteki
kagit pe�etelerden birka�ini duzleyip onune surerek dogru bildigi
hersey i�in bunlara bir nokta koymani soyledi. Avucunda dolasan uzun
tirnakli ince parmaklarin kamastirdigi beynin dudaklarini oynatmakta
gecikince "Anlastik mi Kemal bey?" diye sordu. Bir serginin a�ilisinda,
i�ki kuyrugunda beklerken parmaklarindan da ince yaprak sigarasini
yakarak tanistigin, agzinin i�inde yankilanan erkeksi sesine kapilip
bir sohbet baslatabilmek umuduyla ilgin� bir konu aranirken �akmakli
elini tutarak resimlerden birsey anlamaya �alismaktan yoruldugunu
soyleyen kiza adini ne zaman soyledigini animsayamadin. Adini duymanin
saskinligindan siyrilman dakikalar surdu. "Anlastik." deyip
ustteki pe�eteye bir nokta koydun. "Baslayabiliriz oyleyse."
dedi sarisin ses. "Baslayabiliriz de nereden geldik bu
konuya?" "Daha demin birisiyle konusmaya gereksiniyordunuz,
isterseniz vaz ge�elim." "Hayir, baslayin lutfen."
"Anneniz sizi istemeyerek dogurdu. Uzun bir gebelik doneminin
ardindan, nufus sayiminin yapildigi gun, iki haftadir evinizde yasayan
ebenin yardimiyla dogdunuz. Ebe gobek baginizi keserken kapiya dayanan
bir �ift sayim memuru henuz konulmamis adinizi koyma isini de
ustlenerek size Kemal adini uygun gordu. �ocuklugunuz suresince
annenize kendinizi sevdiremediniz. Babanizin size olan sevgisini
annenizi kiskandirir korkusuyla almadiniz. Ilkokul numaraniz yuz yirmi
sekiz, ortaokul ve lise numaraniz bin yirmi dorttu. Anneniz yuksek
ogrenim i�in yurt disina gitmenize karsi �ikti. Yurdunuzun disa a�ilan
kapisini babanizin size olan sevgisi a�ti. Ne ki ogreniminizin ikinci
yilini tamamlayamadan geri dondunuz. Annenizi cigerlerinden yakalayan
kanser siz dondukten bir ay i�inde onu olumun eline verdi. Ayni kanser
bir yil sonra da babanizi elinizden aldi." Terleyen avucunu
dizlerine yaydigin pe�eteye kurulamak uzere masadan kaldiriyorsun, bu
arada onundeki kagit pe�eteye yirmi nokta koyuyorsun.
Yarim birakmak zorunda kaldiginiz genetik muhendislik egitiminden
aklinizda yer eden, genlere guvenilmeyecegiydi. Ailenizin size
biraktiklari arasinda kanserli hucreler bulmaktan korkuyordunuz.
Olumlerin ardindan �ekingen, evhamli bir yasam surmeye basladiniz.
Bitmeyecekmis gibi gorunen askerliginiz sirasinda Kizilay'in gezici
hastahanesiyle gelen bir hemsire sayesinde cinsel hazla
tanistiniz." Elini masadan kaldirip garsona isaret ediyorsun. Bir
sise sarap ismarladiktan sonra dudaklarini kurulamak bahanesiyle pe�eteni
yuzune yapistirip kizaran yanaklarini sakliyorsun, bu arada pe�eteye
sekiz nokta daha koyuyorsun. "Utanmayin Kemal Bey, hepimizin
basindan ge�ti bunlar." diyor sarisin ses. "Ama benimki utan�
vericiydi." diyorsun. "Hi� de degil. Sevismenin neresi utan�
verebilir ki?" "Sevmeden sevismis olmak" "Biliyorum
gucunuze gidiyor." "Gucume gitmiyor, sevistiklerimi kirmaktan
korkuyorum." "Hayir, gucunuze gidiyor, kendinizi kiriyorsunuz,
evham her yaninizi sarmis. Nesi kotu olabilir ki kaninizi alan bir
hemsireyle sevismenin? Dogru, kan vermek ama� degil ara�ti sizin i�in.
Kan verenin gun boyunca egitimden muaf tutulacagini ogrendiginizde
bindiniz hastahaneye benzetilmis o dokulen otobuse. Ama alay komutani
sozunde durmayinca hastahane donusunde egitime �ikarilip tam techizat
bes kilometre kosmaya zorlandiniz, kosunun ikinci kilometresinde
gozleriniz karardi, dustunuz, kasiniz yarildi, bir onbasiya sizi revire
goturme emri verildi, revirin kapisindan girerken kaninizi alan
hemsireyle karsilastiniz, o sizi onbasinin elinden alip yeniden otobuse
bindirdi. Kasiniz dikildi. Aksama kadar otobuste kaldiniz, geceyarisi
tadat alaninin ortasinda hemsireyle sevistiniz. Yuzlerinizi,
govdelerinizi gormeden El yordamiyla Bunda utanacak ne var ki?"
Sayilarina bakmadan, pe�eteye birka� duzine nokta koyuyorsun. Sarisin
sese hemsirenin adini bilip bilmedigini soracakken vazge�iyorsun. �oktan
unuttugun bu adin bir daha silinmemek uzere aklina kazinmasini
istemiyorsun. Yine de pe�etenin bos kalmis sol alt kosesine bir nokta
daha ilistiriyorsun. Nokta kagida kondugu an cisminden kat kat buyuk
boslugu kapliyor. Canin sikiliyor. Sohbet koyulasmiyor. Sarisin ses
konusuyor, sen dinliyorsun ve dinlediklerin hep dogru sozlerden
olusuyor.
"Sikmayin caninizi. Can sikintisi size yaramiyor, evhamlanin daha
iyi. Ilk kez can sikintisindan evlendiginizi, caniniz sikildigindan
bosandiginizi, �ok ge�meden sa�iyla ayaklarina tutulup evlenmeye
zorladiginiz ikinci karinizi animsayin." Sa�, ayaklar, zorlamak ve
ikinci karin i�in birer nokta koyuyorsun pe�eteye. Ikinci bosanmanin
ilki denli kolay olmadigini, medeni kanunun aleyhine �alistigini
animsiyorsun. Kimseye bulasmadan surdurdugun yasaminda edindigin tek
dusmanini, ikinci karinin avukatini mahkemeden sonra karinla kol kola �ikarken
goruyorsun. Bindikleri taksiyi izliyorsun, torpido gozunde tuttugun
yildiz tornavidayi bir balik lokantasinin girisinde yakaladigin avukatin
karindan uzak omuzuna sapliyorsun. Ertesi gun kendini bu kez bileklerin
kelep�eli olarak baska bir mahkeme salonunda buluyorsun. "Evet ama
hak ettiginiz cezayi yemeden kurtardiniz pa�ayi." diyor sarisin
ses. "Babanizin bir gun ogreniminizi tamamlarsiniz diye biraktigi
parayi avukata vererek onu davaci olmaktan caydirdiniz. Yasaminizi
renklendiren bu olaylar caninizin sikilmasini engelleyemedi. |stelik
caninizi iyice sikacak bir is tuttunuz; gumruk komisyonculugu gibi
kisiliginize yabanci bir meslege kapilandiniz. |�uncu kez evlenmeyi
gozunuz yemedi. Cinsel hazzi sergi kokteyllerinde tanistiginiz
kadinlarda aradiniz. Beni buraya kolaylikla getirebildiginize gore
aradiginizi bulmakta beceri kazanmissiniz. Bundan sonra ne yapacaginiza
gelince" "Umarim bilmiyorsunuzdur." diyorsun.
"}imdilik benimle sevismek istediginizden baska birsey bilmiyorum,
gelecek konusunda bilgim zayiftir." diyor sarisin ses. Hesabi
oduyorsun, pe�etelere birka� duzine daha nokta koyup onlari sarisin
sese uzatiyorsun, evine gidiyorsunuz, saatlerce el yordamiyla
sevisiyorsunuz. Tek basina uyanacagini bilerek deliksiz bir uykuya
daliyorsun, uyandiginda ivedilikle giyinip ise gidiyorsun.
Ogleye dogru telefon �aliyor. Sarisin ses ariyor. Telefon numarani
nasil ele ge�irdigini sormuyorsun, ajandandani a�iyorsun, yasadigin
gunun sayfasina kocaman bir nokta oturtuyorsun. Sarisin ses onundeki
gunlerle ilgili onemli birsey soyleyecegini, bir an once bulusmaniz
gerektigini soyluyor. Telefonda neden soylemedigini sormaya �ekiniyorsun.
+gle yemeginde bulusmak uzere sozlesiyorsunuz. Telefon nerede
bulusacaginizi kararlastirmaya kalmadan kapaniyor. Canin suzme pilav ve
karniyarik �ekiyor. Ofisine iki kose otedeki esnaf lokantasina
gidiyorsun, sarisin sesi her zaman oturdugun masada bir tabak kivircik
salataya limon sikarken buluyorsun. Cuzdanindaki kartvizitlerinden
birini �ikarip arkasini noktalamaya hazirlaniyorsun. Sarisin ses mavi
renkli bir trenden soz ediyor. Bu aksam kalkacak olan ve dingillerinden
birine yerlestirilmis bombanin patlamasiyla devrilene degin durmayacak
bir trene binmeni istiyor. Seni ait olmadigin bir olaya bulastirmaya
kalktigi i�in onu hasliyorsun. Kendi halinde bir gumruk memuruyken
bombali bir trende ne aradigini soruyorsun. Tasalanmamani, bombanin
patlamayacagini �unku patlamadan zararsiz hale getirilecegini soyluyor.
Bomba patlamazsa trenin durmayacagini, durmayacak bir trenin seni nereye
goturebilecegini dusunuyorsun. Yurt disina mi gidiyorsun yoksa yurt i�inde
bir kente mi? Adini unuttugun hemsireyi mi goreceksin yoksa yarim
biraktigin ogrenimini mi tamamlayacaksin? "Trene binme nedeninizin
dusunduklerinizle bir ilgisi yok." diyor sarisin ses. "Treni
durdurmaya bineceksiniz. Bombayi patlatmadan treni durdurmanin �aresine
bakacaksiniz. Treni durdurdugunuz yerde bir baska trene atlayip geri
donebilir ya da yolculugunuzu benimle birlikte surdurebilirsiniz �unku
sizinle gelecegim, bombayi tek basima bulamayacagimi biliyorum."
Durmasini daha simdiden olanaksiz buldugun bir treni durdurman
isteniyor. Bombanin patlamamasi, yuzlerce insanin yasami, gidecekleri
yere tek par�a olarak varmalari sana bagli. "Pekiyi yolcular
trenin durmayacagini biliyorlar mi?" "Sorunuz hosuma gitti.
Demek ki bombayi etkisiz hale getireceginize eminsiniz, treni nasil
durduracaginiz dusunmeye basladiniz bile. Vermemi beklediginiz yanita
gelince, trene her aksam kalkanlardan degisik bir yazgi yuklendigini
yalnizca ikimiz ve bombayi koyan kisi biliyor." Durmamaya direten
bir treni nasil durdurabilecegini soruyorsun sarisin sese. Bilmiyor.
Garsonu �agirip bir porsiyon peynir tatlisi ismarliyorsun. Lokantadan
ayrilmadan once sarisin ses �antasindan bir �ift bilet �ikariyor,
birini sana veriyor, birini kendine tutuyor.
Trende, yatakli vagonda, dort kisilik ama iki kuseti yapilmis bir
kompartimandasiniz. Sarisin ses bir sergi a�ilisina gidiyor gibi
giyinmis. Senden ayrildiktan sonra kuafore ugrayip sa�larini az daha
kirptirmis. Omuriliginin kafatasina yaklastik�a incelen halkalarini
oksayasin diye sana sirtini donuyor, kisacik sa�inin iyice uzun
gosterdigi boynunu oynatmamaya �alisarak soyunuyor. Kusetten kusete
atlayarak saatlerce sevisiyorsunuz. Kompartimanin penceresinden
tanimadigin kentler ge�iyor, bitki ortusu surekli degisiyor, arada bir
cama iri gozlu gece bocekleri �arpiyor. Treni ne zaman durdurman
gerektigini sordugunda bunun sana kalmis oldugunu soyluyor sarisin ses.
Omuzuna attigin elin ensesine, omurilik soganina dogru kayiyor, yeniden
u�suz bucaksiz bir sevismenin ortasina baliklama atliyorsun. Yemekli
vagona gittiginizde yemek servisinin �oktan bitmis oldugunu
ogreniyorsunuz. Bara oturup kuruyemis ve i�ki ismarliyorsun. Sarisin
ses soracagini daha sormadan bilerek "Daha degil." diyor. I�ki
bardaginin altindaki pe�etenin kosesine bir nokta koyuyorsan da
soracagin sorunun ne oldugunu �ikaramiyorsun. Bir sure konusmadan i�kilerinizi
yudumluyorsunuz. Bombayi ne zaman bulup etkisiz hale getirecegini ve
treni nasil durduracagini, sarisin sesin sana ne gibi bir yardimi
dokunabilecegini dusunuyorsun. Pe�eteyi ayirdinda olmadan noktalarla
dolduruyorsun. Yemekli vagon yavas yavas bosaliyor, ikinizin de ustune
bir agirlik �okuyor. Bombayla ugrasmayi erteliyorsun, bir sise i�ki
alip sarisin sesle birlikte kompartimana donuyorsun.
Kusetleriniz yeniden yapilmis. Bu kez iki kuset arasina uzanip
kaslariniz pes edinceye degin sevisiyorsunuz. Kusetlerinize �ekildiginizde
siseden bir yudum alip sarisin sese uzatiyorsun, siseyi bir dikiste
yarilamasini izlerken sergi �ikisinda ugradiginiz lokantada sarisin
sesin gozunden ka�tigini sandigin eski bir dusuncen aklina geliyor.
"Biliyorum." diyor sarisin ses. "Bir zamanlar zen ustasi
olmak istemistiniz. Bir uzakdogu ulkesindeki en yuksek dagin tepesine bu
isler i�in yerlestirilmis gibi duran kayaya oturup i�kinin nasil i�ilmesinden
kadinin nasil sevilmesi gerektigine dek size aritilmis bir insan olmanin
yollarini gosterecek has bilgiler, ince duygular gelistirmeyi
duslediniz. Annenize bu konuyu a�maniz soz konusu olmadigindan
oturdugunuz apartmanin en ust katindaki dairenizde, sik sik tuvalete
kapanip sifonun ustune tuneyerek derin dusuncelere daldiniz."
Yattigin yerden basucundaki askiya asilmis ceketine uzaniyorsun, i�
cebinden tukenmez kalemini, cuzdanini, cuzdanindan bir kartvizit �ikarip
kartvizitin ardina bes alti nokta koyuyorsun. Yol ve yatak arkadasina ge�misinden
soz etmek gu� geliyor. Herseyi bildigini sana bildirmesinden biktin.
Kaleminle cuzdanini ceketinin cebine koyuyorsun, noktaladigin kartviziti
sarsin sese vermek uzere kusetine uzaniyorsun, onu bileginden tutup
yanina �ekiyorsun ve dusunmemek i�in beynini uyusturacak bir sevismeye
girisiyorsun. Sarisin ses yasamini cinsel doyumun yollarini bulmaya
vermis bir zen ustasinin titizligiyle sevisiyor. Ne yapmak istedigini
onceden biliyor, istedigini aninda yerine getiriyor. Uykusuzluktan
gozlerin kapanmaya basladiginda altindan siyrilip kusetine donuyor ve
tuvalete gitmen gerektigini animsatarak lafini agzina tikiyor.
Giyiniyorsun, koridora �ikmadan once kalemini alip pencerenin onune
vidalanmis masada duran kartvizitine birka� nokta daha koyuyorsun.
Kompartimana donecekken aklina bombayi zararsiz hale getirmek geliyor.
Bunun i�in de bombanin nerede oldugunu bulman gerekiyor. Iki
lokomotifin �ektigi yirmi vagonun hangisinden baslayacagini dusunurken
kendini yemekli vagonda buluyorsun. Bar hala a�ik. Masalarin �ogu bos.
Bir masada iki kadin oturmus birbirlerine sapkalarini gosteriyorlar.
Bara yakin masada �ocuklu bir adam bira i�iyor. �ocugu sonradan
goruyorsun; basini adamin dizine koymus uyuyor. Gozleri a�ik uyuklayan
barmene bir sise beyaz sarap ismarlayip bara yakin bir masaya
yerlesiyorsun. Az sonra sarabin bir peynir tabagiyla birlikte geliyor.
}arabi getiren karsina oturdugunda servisi baska bir barmenin yaptigini
anliyorsun. "Hayir." diyor biyikli ses. "Barmen degilim,
sizle biraz �ene �almak istedim. Once sorayim, saglak misiniz solak
mi?" Saglak oldugunu soyluyorsun. Biyikli ses elini sirti yere
bakmak uzere masaya koymani, sakincasi yoksa ge�misinle ilgili bir iki
sey soyleyecegini soyluyor. Denileni yapiyorsun. Sag elini kullanarak
kadehleri yarisina dek sarapla dolduruyorsun. Biyikli ses tepsideki pe�etelerden
birini onune suruyor, ustune bir kalem birakip dogru bildigi her sey i�in
kagida bir �arpi koymani rica ediyor.
"Size adinizla hitap edebilir miyim Kemal Bey?" diye soruyor
biyikli ses. Gulumsuyorsun, basini evet anlaminda sallarken kagida bir
�arpi koyuyorsun. "Tek �ocuk olmaniz size alinan her oyuncagi
arkadaslarinizla paylasma istegi uyandirdigindan babanizdan surekli azar
isiterek, oyuncaklariniz kirildiginda ya da eve donmediginde annenizin
�ektigi kulak memelerinizi ovusturarak buyudunuz. Diyecegim su ki
surekli hirpalandiniz ve bugune ge�misinizdeki hirpalanmalarinizi
tasidiniz, annenizle babanizdan oc almak istercesine yasadiniz. Ama siz
de biliyorsunuz ki guzel gunleriniz acili gunlerinizden kat kat
fazlaydi. Oyuncaksiz kaldiginizda evdekilere yine bir oyuncaginizin
elden gittigini soylemeyi geciktirmek i�in odaniza kapanip oynar
gorundunuz ve ne yaptiniz kapandiginiz yerde? Kitap okudunuz ve bu
kitaplardan karamsar olmayi ogrendiniz. Karamsarligin yolu guzel
anilarinizi silmekten ge�iyordu. Olaganustu verilerle donattiniz
beyninizi Kemal Bey, bir noel agaci gibi isiklandirdiniz onu. �ocuklugunuzu
acimadan rafa kaldirdiniz. Yazginizi aldatabilecek her turlu silahi
yuklendiniz, yayli demiri elinize aldiniz, namluyu sizi yanlis adamliga
hazirlayan anilariniza dogrultup tetigi dusurmek yerine ikinci sinif bir
sigortaci olmakla yetindiniz. Yasamin karsisina cikletten �ikmis
pilastik bir su tabancasiyla dikildiniz ve yasam annenizin biraktigi
kulak memelerinizden tutup sizi bugune degin getirdi. Yasam sigortasi
satabilmek dunyanin en kolay isidir. Sigortalamak istediginiz kisilere
olumun ka�inilmaz oldugunu, kendilerinin herkesten once olecegini,
geride birakacaklarini zengin etmenin tek yolunun da sigortalanmak
olduguna inandirmak sizin i�in bir �ocuk oyuncagi olmasi gerekirken
onlara olumun korkun�lugu yaninda yasamin sikiciliginin hi� kaldigini
soylediniz. Sigortalanmayi ancak yasamdan nefret edenler kabul etti. �ogu
da birka� yil i�inde canlarina kiydigindan aileleri sirketinizden tek
kurus alamadi. Kapisini �aldiklariniza olumun parasal bir degeri
oldugunu gostererek sigortaladiginiz kisilerle birlikte ailelerini de
karanlik gunlerin kucagina attiniz. Kotu bir satici olmanizin yani sira
sirketinizin bagli oldugu bankanin avukatlarinin sizden akilli olmasi
isinizi iyice gu�lestirdi. Ilk varolus�u sigorta memuru olarak tarihe
ge�eceginizi bile bile surdurdugunuz mesleginizi. }irketinizin muduru
olmaniz kendinizi isten atmayi engellediyse de sizi pasli bir baltaya
bile sap edemedi. Ama basarisizligindan hosnuttunuz. Kendinize ufak
seruvenler yaratmaya zaman bulabiliyordunuz. Para kazanmak yerine tek
basina yasayacaginiz, sonu sizi yine yasamdan bezmis baska birinin
karsisina �ikaracak seruvenlerle zaman harcayabiliyordunuz. Bir yerden
bir yere gitmekten ve ayrildiginiz yere donmek sizi mutlandiriyordu,
yolculuk etme zevkinizi doyuracak kisa ka�islarda bulunuyordunuz. I�inde
dis fir�asindan gomlege dek sizi birka� gun idare edecek malzemenin
hazir durdugu bavulunuza sigorta formlarini doldurup ka�islarinizi bir
is gezisi kiligina sokuyordunuz. Derin denizlere a�ilmaya urken
vapurlarda gunubirligine kiyin kiyin dolasmalar, otobuslerin yari rahat
koltuklarinda kazalarla kose kapmaca oynamalar, buyuk sirketlerin �oktan
seferden kaldirdigi u�aklarla havalimanlarinin arka bah�elerinde
gezinmeler. Yaniliyor muyum Kemal Bey?" Biyikli sese yanilmadigini
anlatabilmek i�in �arpilarla doldurdugun pe�eteyi gosteriyorsun. �ektigin
derin i�i kendine saklayabilmek i�in kadehini bir dikiste bosaltip
yeniden dolduruyorsun. Burnunda sarisin sesin ensesi tutuyor.
Kompartimanda seni bekleyen buyuk zen ustasinin koynuna girmek, yasamin
boyunca kullanma firsati bulamasan da aklina getirdik�e seni buram
buram terletecek bilgiler ogrenmek istiyorsun.
"Bu oyunu pisirikliginizdan bezinceye degin oynadiniz. Bezginlik ve
sikintinin sizin i�in ayni sey oldugunu soylemem gereksiz sanirim. Ne
yazik ki oynamak istememekle oyun bitirilemiyor. Yasamlari sigortalayan
bir memur i�in oyun elbette memurun kendini oldurmesiyle sonlanir.
Yanilmiyorum degil mi Kemal Bey? Trene bu yuzden bindiniz. Gemiler,
otobusler u�aklar derken kendinizi maviye boyanmis bir trene attiniz.
Tanisali iki gun olmamis alimli bir hanimla birlikte Bu hanimi nereden
buldugunuza gelince. }irketiniz pek para yapmadigina gore ofisiniz de
kentin dusuk kirali semtlerinden birinde olacakti. Genelde dusuk kirali
isyerleri ve genelevler ayni semtlerde bulunur Kemal Bey. Bu
isyerlerinde �alisanlar genelevlerin vazge�ilmez musterileridir. Is
adamlari basarisiz olduklari surece solugu bu evlerde alirlar ve
basarisizliklarini surdururler. Cinsellik konusunda soz sahibi
kitaplardan ogrendiginizi bu evlerde uygulamaya koydunuz, genelevlerin
aranan adami oldunuz. Basarisiz sigortaci Kemal Bey onune bakarak
girdigi evlerde karsisina �ikan her kadinin yuregini yakmayi basardi.
Bu da sizin i�in baska bir sikintinin kaynagi oldu. Kadinlarin adi ve
evlerin adresi degisse de sevisme pozisyonlarinin sayisi sinirliydi.
Tensel ya da baska turlu, sevginin de bir siniri vardi. Bir basari bir
basarisizligi goturuyordu ve aksam eve donup de tuvalete kapanmaktan
baska sey gelmiyordu akliniza. Gen�liginizden kalma aliskanliginizi
surduruyordunuz, sifonunuzun tepesinde dusunurken uyuyakaldiginizda
kendinizden az mi tiksinmistiniz? Soylediklerimde yanlis varsa duzeltin
lutfen Kemal Bey." Olmadigini soyluyorsun.
"Gordugunuz gibi hakkinizda bilinmesi gereken herseyi biliyorum. Ya
siz benim kim oldugumu biliyor musunuz?" diye soruyor biyikli ses.
"Kompartimanda biraktigim sarisin sesin arkadasi olabilir misiniz
acaba?" diye soruyorsun. "Buna olanak var mi?" diyor
biyikli ses. "Onun soyledikleriyle benimkiler uyusuyor mu? Sizde
bir bombayi zararsiz hale getirecek bilgi ve yurek var mi?"
"Dogru." diyorsun. Patlayacak bir bombayi etkisiz hale
getirmeyi becermen olanaksiz, olsa olsa patlamaya hazir bir bomba
koyabilirsin bu trene. "Dogru." diyor biyikli ses. "Boyle
bir bombayi koymak i�in bindiniz bu trene." Aklin karisiyor.
Sarisin sesin sana animsattigi ge�misini, sikildigin sergileri,
ugradigin esnaf lokantalarini, askerlik gunlerini, damarina saplanan
kocaman igneyi, senden alinan bir litrelik kani, kanina girdigin
hemsireyi. tadat alaninin ustunde uzanan yildizsiz geceyi dusunuyorsun.
Sikintilarla dolu ge�mislerinin arasinda bocaliyorsun. Iki ge�misinin
de ucu gelip bir bombaya dayaniyor. "Ge�misinizi bos ge�in
simdi." diyor biyikli ses dusunceni okumus gibi. "Sizi duzluge
�ikarmadik�a ge�misiniz olmus, olmamis neye yarar?" Pe�eteye �arpilar
koymayi birakiyorsun. �arpilar noktalarin dogrulugunu, noktalar �arpilarin
dogrulugunu goturuyor. Iki ge�misten hangisi seni duzluge �ikarabilecek
ol�ude senin? "Size kalmis." diyor biyikli ses. "Ne bana
kalmis?" diye soruyorsun. "Geleceginiz." diyor biyikli
ses. Aklimi karistirdiginizin ayirdinda misiniz?" diye soruyorsun
ona verecegi yaniti az �ok tahmin ederek. "O zaman yazginizin
eline mi birakmak istiyorsunuz geleceginizi?" "Dogru,
alinyazisi diye birsey vardi. Benim de alnimda var mi boyle bir
yazidan?" "Olmaz olur mu?" diyor biyikli ses.
"|stelik birden �ok var. Ge�misinizin sayisina esit sayida.
Hangisini se�eceginiz benimseyeceginiz ge�mise bagli." Sarisin
sesi, kompartimanda biraktigin, cinsellik konusunda binlerce kitap
yazacak denli bilgili zen ustasini, bir bilek hareketiyle govdesinden
siyirdigin giysisi yeri bulmadan kusete uzanmanizi dusunuyorsun. Canin
bir sey, bir tatli, i�inde ananas, hindistan cevizi ve kaymak bulunan,
ugradigin esnaf lokantalarinda rastlamadigindan yemegi aklina
getirmedigin, tadini, dahasi, adini bile bilmedigin bir hamur tatlisi �ekiyor.
Bir resim sergisinin a�ilis kokteylinde bulunmak, resimlerden �ok �er�evelerine
bakmak, kokteyl bitmeden hangilerinin satilacagini tahmin etmek, tuvali
cezalandirircasina vurulmus fir�alarin biraktigi killarda seni sigorta
memurlugundan da gumruk komisyonculugundan da uzaklara tasiyacak bir yol
bulmak istiyorsun. Ama konusmalarin donup dolasip dayandigi bir bomba
var aklindan �ikaramadigin. Trenin bir yerlerine gizlenmis,
patlatacagin ya da patlamasini onleyecegin bir bomba "Iki ayri
bombadan mi konusuyoruz yoksa tek bir bombanin patlamasi ya da
patlamamasi gerektigini mi tartisiyoruz?" diye soruyorsun biyikli
sese. "Bilmiyorum. Bunu bilmek size kalmis." "Ne zaman
patlamasi gerekiyor bu bombanin?" Onun da sana kaldigini soyluyor
biyikli ses. "Pekiyi ancak bir bombanin patlamasiyla duracak bir
trende bulundugumuz dogru mu?" "Bunu yanina varacaginiz ani
iple �ektiginiz hanim arkadasiniza sorun." diyor biyikli ses.
Iki aradasin. Altindan kalkamayacagin bir yanitsizlikla karsi
karsiyasin. �ocuklugunda--her iki �ocuklugunda--aklini kurcalayan
sorulara �ozum getirmek kolaydi. Animsiyorsun. Uzun boylu
apartmaninizin en ust katinda, tuvalette, sifonun ustundesin. Bir
motosiklete binmissin, seni �irak edinmis zen ustasinin pesinden
gidiyorsun. Gun boyunca bir dagi tirmaniyorsunuz. Sizi doruga �ikaracak
patika �atallasiyor, �atalin sol kolu sert bir egimle dogrudan doruga
�ikiyor, oteki yumusak bir egimle dagin �evresini donerek yine ayni
doruga ulasiyor. Motosikletini durdurup yanina gelmeni bekleyen ustan
ayni yere �ikan bu iki yoldan hangisini tutman gerektigini soruyor
sana. Motoksikletinin burnunu kestirmeden tepeye �ikaran yola
dondurunce ustan sinirleniyor. Adam olmak istiyorsan zamani dost edinmen
gerektigini soyleyip motosikletini yumusak egimli yola sokuyor, birka�
metre sonra motorun gurultusune uyanip tepesine yagan kayalarla birlikte
yolun sag kiyisinda uzanan u�urumun dibini boyluyor. O anda bir parilti
�akiyor beyninde. Iki yol agzina geldiginde hep dik olani se�men
gerektigini yaziyorsun aklina.
Onundeki iki yoldan hangisi daha dik; patlayacak bir bombayi
patlatmamaya ugrasmak mi yoksa dokunulmazsa kendine bile zarar
vermeyecek bir maddeyi patlatmaya �alismak mi? Bu da baska bir sorunu
�ozmeye itiyor seni; patlamaya kurulmus bir bombanin patlamasini
engellersen bu tren nasil duracak? +te yandan, bomba yoksa bu tren hi�
bir zaman durmayacak. Biyikli sese bakilirsa bombayi koymak sana
dusuyor. Bombayi koyarsan patladiginda trenin durmasiyla birlikte olme
olasiligin yuksek. +lmek istiyor musun? +lmek istedigin olmus muydu?
Annenin parmaklari arasina sikismis kulak memelerini �ektikleri acidan
kurtarmanin tek yoluydu olmek. Kitaplar boyle demisti sana; bukemedigin
eli opmek istemiyorsan elden kurtulmaya bak, el senden gu�luyse kendini
yok et. Sen karamsarligi se�mis, seni bugune getiren gunleri olmekle
kalmak arasinda bir noktada durarak surdurmustun. "Duzlugun sonsuz
sayida duzlukten olusmasi ne sikici." diyorsun biyikli sese.
"+yledir, sikicidir." diyor biyikli ses. Bir karar vermen
gerekiyor. +lmek istiyor musun, istemiyor musun? Bombayi susturacak
misin yoksa patlamasina goz mu yumacaksin? Bu treni durduracak misin
yoksa basini alip gitmesine izin mi vereceksin? "Beni birka�
dakikaligina yalniz birakabilir misiniz, gu� bir kararin esigindeyim
de." diyorsun biyikli sese. "Ka� dakika isterseniz. Zamandan
bol ne var ki bu trende. Hem izni ben degil siz vereceksiniz kendinize.
Ben ancak ge�misinizle ilgili birseyler soyleyebilirim." diyor
biyikli ses. Son yudum sarabi i�iyorsun, �arpili kagitlari biyikli
sesin onune surup kompartimanina kosuyorsun.
Kompartimanda kimse yok. A�ik kusetler, burusmamis �arsaflari ve
battaniyeleriyle duruyor. Gozune yastigina ignelenmis bir not �arpiyor.
"Bombayi unutma." Notu burusturup a�amadigin pencerenin
pervazina konmus kul tablalarindan birine sokusturuyorsun. Kusetinin
altindan bavulunu �ekip a�iyorsun, i� �amasirlarini, gomlegini
degistiriyorsun, sigorta formlarini kucaklayip koridora �ikiyor,
konduktorden baslayarak butun yolculara yasam sigortasi vermeye
girisiyorsun. Kimse uyandirildigindan yakinmiyor. Sigortalanmaya karsi
�ikan olmuyor. Tren durmasi gereken istasyonlarda duruyor, son
istasyona vardiginda herkes iniyor. Sen inmiyorsun. Yemekli vagona
gidiyorsun, trenden inmeye hazirlanan barmenin bir eline bavulu oteki
eline bir miktar para tutusturup bavulun i�indeki formlari sana
mumessillik vermis bankaya yollamasini soyluyorsun. Tren temizleniyor,
lokomotifler oteki uca baglaniyor, gorevi devralan barmenle
tanisiyorsun, yeni konduktorden cezali bir bilet alip bara yakin
masalardan birine kuruluyorsun. +nunde seni kestirmeden kentine �ikaracak
bir gece var. Ayni trende, hala iki ge�misinden birinin uzantisinda
olduguna gore patlatacagin ya da patlamasini onleyecegin bir bomba da
var. Zamana guveniyorsun. Bir yolunu bulup kentine doneceksin. Buldugun
yol seni kentine dondurmekle kalmayacak, basarili meslegine, gumruk
komisyonculuguna da kavusturacak. Bankaya ugrayip birka� yolculuga
yetecek para �ekeceksin. Bu arada barmene emanet ettigin bavul
basarisiz mesleginin adresine ulasmis, yeni formlarla doldurulmus olarak
seni bekleyecek. Bavulunu yuklenip yeniden trene binecek, yol boyunca
yuzlerce kisiye daha yasam sigortasi alma firsati taniyacaksin. Sonra
baska bir cezali bilet, donus ve yeniden yola �ikis. Ucu kendine
dokunacak hi�birsey yapmadan iki nokta arasinda gidip gelmek hosuna
gidiyor, barmene bir sise beyaz sarap getirmesini soyluyorsun.
Barmen sarap sisesiyle peynir tabaginin bulundugu tepsiyi masana
getirdiginde iki ge�misini dinlerken koydugun noktalarla �arpilarin
sayisinin esit olup olmadigini soruyor. Bilmiyorsun. Esit degilse bu
trene bir bomba koymak ya da konulmus bir bombayi etkisiz hale getirmek
i�in sabaha degin ugrasman gerekebilir. Karsina yine iki se�enek �ikiyor.
Geri donmek istiyor musun? Ge�mislerinden birine geri donup gelecegini
istedigince kurabilecek bi�imde yeniden yasamayi hi� dusundun mu?
"Dusunmediniz." diyor sarisin ses. Dunku yol ve yatak
arkadasin cinselligin ne oldugunu tek bir tumcede tanimlayacak kertede
bilgisini ozumlemis bir zen ustasinin giyebilecegi guzellikte giysisiyle
karsinda duruyor. "Dusunmediniz degil mi Kemal Bey." diyor
elini arkadasinin omuzuna atmis biyikli ses. Nerede duysan taniyacagin
bu iki ses yanindaki masaya yerlesirken onlara nasil oldu da seninle
ilgili herseyin ayrimindalarken saglak oldugunu bilemediklerini sormak
istiyorsun. Ama sormuyorsun. Sorunu yanitlayamayacaklarini biliyorsun.
Yerlestikleri masanin altina surdukleri kutuyu susleyen ananas resimleri
karnini aciktiriyor. A�ligini gidermek i�in sabahi bekleyeceksin.
Boyle istiyorsun. Yeni gunu o pek sevdigin esnaf lokantalarindan birinde
kahvalti ederek karsilayacaksin, oradan mesleklerinden birine dogru yola
�ikacaksin. Sonra ne yapacagini biliyorsun. Ama yanindaki masada
oturanlar bilmiyorlar. "Bilmiyorsunuz degil mi?" diye
sesleniyorsun onlara. "Neyi?" diye soruyorlar. "Tek benim
bildigimi." diyorsun, agzini mantarladigin sarap sisesini
koltugunun altina sikistiriyorsun, barmeni masana �agirip cebine ikinci
ge�misinin basarisiz is yasamiyla �atisan, yuklu bir bahsis
sokusturuyorsun, onlari bombalariyla bas basa birakip tek kisilik
kompartimanina �ekiliyorsun.
|