Göz

  Gözümün Gördügü - Tansu Çelikel

 

Plasiyer Jozsef Pereszlenyi Wartburg (plaka numarasi CO 75-14) marka aracini kösedeki gazete saticisinin önünde parketti.

'Bir tane bugünün Budapest Herald'i ' lütfen
'Kalmadi'
'O zaman dünkünü alayim!'
'Dünkü de yok ama yarinki var'
'Içinde film rehberi var mi?'
'Hepsinde var'
'Tamam, yarinkini ver öyleyse'

Gazeteyi alip arabasina yoneldi. Film rehberini buldu. Bir müddet sonra methini çok duydugu bir Çekoslavak filmi (Milos Forman'in "Bir Sarisinin Asklari")’nda karar kildi. Film Golgotha yolu üzerinde ki Mavi Göl'de oynuyordu, ve bir sonraki matine ise bes buçukta basliyordu.

Daha çok zamani vardi. Ertesi günkü haberlere göz atmaya basladiginda, Plasiyer Jozsef Pereszlenyinin Wartburg'un (plaka numarasi CO 75-14), araci ile Golgotha yolu üzerinde ki Mavi Göl sinemasina bir kaç metre kala hiz limitini asmasi yüzünden bir kamyonla çarpistigini ve dikkatsiz soför Jozsef Pereszlenyi'nin kazada oldugu haberi gözüne çarpti.

'Pestilim mi çikacak?’ dedi, kendi kendine.
Saatine bakti. Bes buçuk olmustu bile. Gazeteyi katlayip cebine koydu, direksiyonun basina gecti. Golgotha yolu üzerinde ki Mavi Göl sinemasina bir kaç metre kala hiz limitini asip bir kamyonla çarpisti. Zavalli adam cebinde ertesi günkü gazete ile öldü. *

Duyu organlarinin isbirligi ve merkezi sinir sisteminin kontrolü canlilari, kendi içlerine hapsolmaktan kurtaran bir kaçis yoludur. Bu isbirliginin herhangi bir parçasinin tüm fonksiyonlarini yerine getirememesi, etkinligini yitirmesi, organizmanin alisa gelmedigi bir uyaranlar topluluguna adapte olmasini saglayan patolojik süreçleri içerir. Bu süreçlerden belki de en zoru, insanlar için görme duyusunun kaybi, ve bu eksikligi kapatmak için diger duyu organlarini daha yogunlukla kullanmaya baslamasi, dolayisiyla göremedigini duymaya, hissetmeye çalismasidir. Beyin ve birey için yeni olan bu deneyimin uzunlugu, ve bireyin daha önce eksikligini hissettigi duyu organina sahip olup olmamasi, bireyin duyularinin dogustan gelen hiyerarsik önceliklere karsi ne zaman üstünlük saglayip göremedigini duymaya, hissetmeye baslayacagini belirler.

Bu zorunlu döngüyü bozmak, kaybolan duyu organini geri kazanmak, artik gelecegi yakin olan bilim kurgu senaryolari gibi. Bu senaryolari uygulayabilmek için tek sart (simdilik) merkezi sinir sisteminin islevlerini yerine getirmesi ve duyu organlari ile baglantisinin kismen de olsa, görevlerini yapiyor olmasi. Puzzle* i tamamlamak için gerekli olan parçalar (isitme duyusunun geri kazanimi için kohlear implantlar, retinada ki isik reseptörlerinin kaybi sonucu olusan görme yitimlerinin geri kazanimi için yapay retina) kendilerini göstermeye baslarken yeni soru(n)lar da beraberinde geliyor.Bunlarin içinde süphesiz en önemlisi her bir duyu sistemini yapisal ve fonksiyonel bilesenlerine indirgemek ve sonra bu parçalarin "eslerini" yapay olarak üretip, puzzledaki eksik parçalari doldurabilmek. Biraz daha derli toplu söylemek gerekirse; sinir sistemini olusturan yapi taslarinin benzerleri yapay (organik veya inorganik) ortamlarda "yaratilip", islevi bozulmus sisteme dahil edilse sinir sistemi fonksiyonlarindaki yitirilmis birliktelik tekrar kazanilabilir mi? sorusunun yaniti duyu yitimi (ve sinir sistemi islev bozukluklari) ile karsilasan bireylerin yitirilmis fonksiyonlarini geri kazanip kazanamayacaklarinin da temel yanitidir.

Sinir sisteminin alt birimleri fonksiyonel olarak ileri derecede özellesmis ve hiyerarsik olarak görev dagilimi düzenlenmis bir ag yapisi gösterir. Duyu organlarindan baslayarak onlarin beyin ile baglantilari ve beyin içerisindeki aglarin görev tanimlari iyi yapilmis fonksiyonel birimlerden olusmalari nedeniyle teorik anlamda her bir parçanin yapay bir benzeri ile degistirilmesi, fonksiyonel sistemin döngüsünü etkilemez. Düsünsel bazda ulasilmasi kolay gibi gözüken bu hedef pratik anlamda, biyolojik organizmanin degil tamaminin, "küçük" bir yapisal bilesenin bile yapay ortamlarda yaratildiktan sonra biyolojik organizmaya uyumunun saglanmasindan, yapay dokunun enerji ihtiyacini karsilamaya kadar uzanan degisik zorluklar yüzünden, o kadar da kolay ulasilamayacak bir hedef olarak bilimin önünde durmakta. Bu sebeple bilim, yitirilmis bir fonksiyonun geri kazanilmasi amacindan vazgeçmeden, kendisinin yapisal ve fonksiyonel olarak ileri derecede tanimladigi, merkezi sinir sistemi ile iliskili fakat beyinin içerisinde olmayan, ve eksikliginde duyu kaybina sebep olan duyu organlarini daha önce sözü edilen kisir döngüyü bozacak, teorik yapilabilirliligi pratik yararliliga dönüstürecek sistemler üzerinde çalismakta.

Asagida bunlarin örneklerini bulacaksiniz...

Yapay Retina

15 yila yakin bir arastirma ve gelistirme sürecini takiben 13 hasta üzerinde denenen yeni sistem, isik reseptörleri tahribati nedeniyle tam görme yetenegi yitime ugramis 10.000.000 hastanin simdilik kismen de olsa, görmelerini saglayabilir. Yeni "retina" onlarca (simdilik) elektrodun retinadaki isik reseptörlerinin islevlerini üstlenerek, daha ileri beyin sistemlerine isik reseptörlerinin uyarilmasi sonucu bilgi tasiyan gangliyon hücrelerini uyarmasi prensibi ile çalisan bir elektronik devre. Ilk çalisma sonuçlari implante edilen elektrot sayilarinin az olmasi ile sinirli sonuçlar vermesine ragmen, sistemin çalisiyor olmasi, yitirilmis duyularin geri kazanilmasina iliskin atilan, kohlear implantlardan sonra, ikinci büyük adimi olusturuyor. (4)

Yapay Kornea

Gözün dis etkilere açik olan korneasi bir çok sebeple tahris olup, yipranmasi tam görme kaybina kadar yol açabilen degisik patolojilere sebep olur. Kornea transplantasyonu ile tedavi sansi olan bu hastalar transplantasyon için gerekli kornea bulunmasindaki sorunlar nedeni ile tedavilerini olamayabilir veya tedavide gecikebilirler. Bunu önleyebilmenin bilinen tek yolu yapay kornea üretmek...

Ilk yapay insan korneasi geçtigimiz yil üretildi. (1,2)

Intrastromal Corneal Ring (ICR)

Gözün kornea tabakasina yerlestirilen iki adet arktan olusan yeni terapi yöntemi, yakin görüs yetenegi bozuk olan yüzmilyonlarca insanin görüs yetenegini gelistirebilecek bir umut kaynagi olusturuyor. Binden fazla hasta üzerinde denenen ve biyo uyumlulugu ve tedavi etkisi kanitlanan tedavi yöntemi kornea üzerinde olusturulan mikro deliklere monte edilen arklarin kornea geometrisini "düzeltmesi" prensibine dayaniyor. (5)

*Yukaridaki 'Dikkatsiz Soför' isimli hikaye, Istvan Orkeny'nin 'One minute stories' (1999, Stadium Yayinevi, Macaristan) adli eserinden Türkçe'ye çevrilmistir.

 

Kaynakça

1. Griffith M. ve ark., Science 286, 2169 (1999).
2. Ferber D, Science 286, 2053 (1999).
3. Meister M ve Berry MJ, Neuron 22, 435 (1999).
4. John Hopkins/NCSU retinal protez projesi web sayfasi http://www.ece.ncsu.edu/erl/faculty/wtl_data/boston98/boston98.html
5. http://www.usnews.com/usnews/ issue/980330/30medt.htm

 

Hosted by www.Geocities.ws

1