Esaret

  Kim �izdi Beni Buraya - Deniz Ekin �zsoysal

 

Haritalari ve haritalara bakmayi cok severdim. Bana hem guven duygusu verirler hem de dus gucumu genisletirlerdi. Ta ki, bir haritaya bakarken kendimi gordugum ve dusuncelerimin cigirindan ciktiigi o ugursuz geceye kadar. Artik bir haritanin esareti altinda olduguma inanmaya baslamistim ve sanki tum insanlik beni bir takim haritalara sigdirmaya calisiyordu. "�zne"m butun insanligin tehdiyle karsi karsiyaydi. O gece neler mi oldu, anlatayim.

�alisma masamin uzerine, yasadigim ulkenin haritasini yaymis, saatlerdir ona bakiyor ve dusler kuruyordum. Denizleri birlestiriyor, yeni adalar, yarimadalar, goller yaratiyordum. Daglarin, ormanlarin, sehirlerin yerini degistiriyor, yeni yerlesim alanlari kuruyordum. Butun ulke cografyasi, kafamin icinde bir o yana bir yana kaydi durdu uzun sure. Bolgelerin ekolojik duzenleri, yerlesim yerleri, yasam kosullari, buna bagli sosyo ekonomik kosullar kultur tarihi ve her sey degisiverdi. �yleki kafamda dusledigim bu dus haritayi cizgilere ldoksem, bu harita uzerinden bambaska bir ulkem tarihi yazabilirdim. Bir anlamda harita uzerinde kendi gercekligimi yaratirken, bir yandan gercekligi de yeniden uretmis sayabilir miydim kendimi?

Gerceklikten kopacak kadar uzun bir sure bu hayallere dalmis olacagim ki kendime geldigimde, saatlerdir bakmakta oldugum haritanin yabancisi olmustum.Acaba onumde duran bu kagit parcasi gercekten benim yasadigim ulke miydi? Yani bu kagit parcasi gercekligin bire bir yansimasi miydi? �lculer kucultulmustu kuskusuz ama ulkemi temsil eden bu harita, haritaya bakan kisiyi-beni-kosullayan bir gerceklik mi uretmekteydi yoksa gercekligin kendisi harita da gorulen sey miydi? Az onceki duslerim yerini dusuncelere birakiyordu. Dusundukce de canim sikilmaya basliyordu.

Haritalar gercegi yeniden uretmeye yarayan modeller olarak dusunuluyorsa, baktigim bu harita uzerindeki ulke aslinda yoktu. Yani ulke somut bir sekilde vardi tabi ama haritada gordugum sey o degildi. Sadece belli olcutler alinarak onun benzeri olusturulmustu.

Simdi durum boyleyse, harita uzerinde yasadigi ulkeye bakan kisi olan ben de, bir anlamda bu haritada temsil ediliyordum. Benim de bu kagit parcasi uzerinde bir yerim vardi. Su anda oturdugum ve benimle birlikte varolan yer. Eger haritaya zum yapabilsem ki kafamda bunu yapabiliyordum, o zaman ben hem haritaya bakan hem de haritada bulunan kisi olarak kendimi sonsuza kadar izliyor oluyordum. Bu sonsuz tekrar ayri bir tartisma konusu olur tabi ama benim asil derdim baskaydi: Ben, su anda hem kendime bakiyordum hem de baktigim kendim degildim. Kendimin bir benzeriydi. Ama baktigim sey ayna da degildi. Sadece bir kagit parcasiydi. Haritacilarin kullandigi olceklerin sinirlari icinde kucultulup cizilmis bir "ben" vardi karsimda. Ne cesaretle, ustelik de bana sormadan cizilivermistim bu haritanin uzerine. Dahasi haritanin altindaki olcekte, haritanin gerceginden bilmem ne kadar kucultulmus oldugu yaziyordu. Hem de utanmadan "gerceginden" kucultuldugune inandiriyordu insani.

Zavalli ulkemin bu harita uzerinde dustugu durum da benimle ayniydi. Hadi bu kagit parcasi ulkemi ve beni sadece temsil ediyordu diyelim ve sinirlenmeyelim, kolaylik olsun diye bulunmus bir yontemdi iste hepsi o kadar, isi bu kadar da buyutmemeliydi ama halen onemli bir sorun vardi. Haritalar kendilerini temsil edemezler. Onlar o ulkeyi, bu denizi, su kitayi temsil eder ve gosterirler ama kendilerini gostermezler. �numde duran harita bir "gosteren" di. Dolayisiyla ulkem ve ben de "gosterilen"dik. Yani;

Gosterilen---gercek ulke (ya da ulkem arazisinin kendisi)

Gosteren ---haritada ulke

Gosterilen---gercek ben (su anda haritaya bakiyor ve bunlari dusunuyor olan)

Gosteren ---Haritadaki ben(gosterileni temsil eden)

Peki ama, burdan hareketle su soruyu soralim; "ben"i ya da "ulkemi" temsil ettigine inanilan ve saatlerdir bakip durdugum bu kagit parcasindaki sekilleri temsil eden bir sey var mi? Yok! �yleyse saatlerdir kendi kendini temsil edemeyen zavalli bir "gosteren" haline getirilmis kendime mi bakiyorum? Ve uzerinde yasadigimi, nefes aldigimi sandigim ama aslinda orada yasamadigim bir toprak parcasina mi bakiyorum? Ici bos bir "gosteren'e bakip bunun gercek olduguna mi inandirilmaya calisiyorum. Simdi yeniden sinirlenmeye hakkim vardi sanirim. Avazim ciktigi kadar bagiriyordum: "KIM �IZDI BENI BURAYA? KIM �IZDI BENI VE ZAVALLI �LKEMI BURAYA? NIYE BIZE SORMADINIZ? NEDEN BIZE SINIRLAR �IZDINIZ VE NE HAKLA BIZI BIR "G�STEREN" I�INE "ESIR" EDIP KENDIMIZE YABANCILASTIRDINIZ?

Kotu bir gece geciriyordum. Haritalara olan guvenimi tamamiyle yitirmek uzereydim. Dunya haritasina bakmaya cesaret bile edemiyordum. O canim sevgili Yeyuzu'nun bir "gosteren" iyle karsilasma fikri dayanilir birsey degildi.

O geceyi izleyen gunler boyunca, haritasini yitirmis biri olarak, surekli insa halindeki sehrimin sokaklarinda dolastim durdum. Durmadan onume gelen reklam panolarini, afisleri, tabelalari, sokak, apartman, isyeri isimlerini okudum durdum. Her yerde ama her yerde karsimdaydi bu "gosterenler". Her kelime bir seyi gosteriyordu her harf, her renk, her ses. Heyhat! Koca bir ici bos gostergeler bombardimani altindaydim. Durmadan anlamlar yaratiyorlardi. Durmadan gerceklikler uretiyorlardi. Bende calisma masamin uzerindeki haritada yerleri degistirmek eglenceli bir oyun saniyordum. Simdi su halime bak. Ne kadar da zavalliydim. Zaten yuzyillardir bu oyunu oynuyorlardi. Kimler? Onlar! Onlar iste canim. Durmadan dusler kuruyorlar ve bu dusleri yasayalim istiyorlardi. Onlarin duslerini yasamayacaktim iste. Ne hakla surekli haritalar cizip, ustelik bunlari surekli degistiriyorlardi. Hersey benim disimda gelisiyordu. Su an kimbilir nereye cizilmistim. Kafam gittikce bulaniklasiyordu.

Arkadaslarimi ziyaret gidip nasil bir tehdit altinda oldugumuzu anlatmaya calistim. Varligimiz gostergelerin ve bunlara inanip gercek sanan insanlarin tehditi altindaydi. Sevgili dostlarim bana dinlenmemi, tatile cikmami tavsiye edip, bir de soyle diyorlardi: "sana ne oldu? sen boyle birisi degilsin". Peki ben nasil biriyim? Ben herbir arkadasimin kafasinda da bir gosterenle temsil edilen ve aslinda olmaya birisiydim. Bana boyle dediklerinin farkinda bile degillerdi. Onlar da kafalarinda benim haritami cizmis, bir "gosteren"le sinirlari belirlemislerdi. Sonradan anladim ki annem de omru boyunca bana bir yasam haritasi cizmeye ugrasmisti. Annemim haritalarinda, devletimin, milletimn politikalarinin izlerini gorebiliyordum. Yasam bicimlerini temsil eden ve belirleyen ve olmayan ve bana uymayan anlamlar yaratan haritalar . Aman Allahim! Kusatilmistim! Herkes beni bir yerlere, bir takim haritalara cizmeye ugrasiyordu. Belki de coktan basarili olmuslardi bu ugraslarinda. Yoksa ben, kendimin bir egretilemesi miydim? Metaforu muydum? Tami tamina 11116.8 gundur aldiliyordum. �ildirmak isten bile degildi.

Derken eve kapandim. O geceden beridir "gosterilen"in cesareti altinda hiclesmedigi bir zamani dusluyorum. "Gosteren"le "gosterilen"in birliginden yoksun olunmadigi bir zamani. anlayacaginiz imkansizi dusluyorum. Her gun, bana yoksun oldugum seyi ve esaretimi unutturacak yeni bir dus kuruyor, yeni yanilsamalar yaratiyorum. Olur da belki o "birligi" yakalarim bir yerlerde diye. belki baslangicta butun "gosterenler" de bunun icin icat edilmistir insanlik tarafindan, kimbilir.

* Bu yazi "Bilimde Kesinlik �stune" (J.L.Borges, A.B.Casares; Olaganustu Masallar, Mitos Y., 1995, s.114) adli kisa metinden esinlenildi.

 

Hosted by www.Geocities.ws

1